sufiforum.com
http://sufiforum.com/

Prof. Dr. Namık Açıkgöz: Kamusal alan saçmalığı
http://sufiforum.com/viewtopic.php?f=22&t=4928
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Yazar:  ogurlu [ 21.10.10, 16:03 ]
Mesaj Başlığı:  Prof. Dr. Namık Açıkgöz: Kamusal alan saçmalığı

Kamusal alan saçmalığı.

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

19.10.2010

2003-2004 yılları “kamusal alan” tartışmalarıyla geçmişti. O zaman tam anlaşamamışız galiba, son haftalarda “kamusal alan” tartışması gene başladı.

Sayın Başbakan da, 16 Ekim günü Kızılcahamam toplantısında “kamusal alan” konusuna girdi. Güzel güzel izah etti ve bir yere geldi, “Türkiye’de kamusal alan çoook.” deyip gülümsedi. Galiba Sayın Başbakanın aklına komik bir “kamusal alan” örneği geldi ama son anda bu örneği vermekten vaz geçti.

Ben iddia ediyorum, Sayın Başbakanın vermekten vaz geçtiği örnek “umûmî hela” idi.
Şimdi “Kamusal alan ile umûmî hela arasında ne ilişki var hocam?” diyeceksiniz…
2004 yılında izah etmiştim; tekrar izah edeyim:
Efendim, eskiden “kamu” kelimesi, sadece “hep, herkes, tamamı, bütünü” anlamında kullanılırdı ve devlet kelimesiyle falan ilişkisi yoktu. (Kelimenin devlet ile ilişkisi 1935’ler falandır. Malum o yıllarda TBMM’ye “Kamutay” denmişti.)
Eskiden, devlet ile ilişkilendirilen ve “kamu” anlamına gelen bir kelime olarak Arapça “âmme: kamu” kelimesi kullanılırdı ve aynı zamanda “âmme hukûku, âmme alacakları” terimlerinde de de olduğu gibi, bir hukuk terimiydi bu.
“Âmme” kelimesi, “umûm” ile aynı köktendir ve bunun sonuna getirilen “î” nisbet eki ile “umûmî” şeklinde kullanılır. Bu da, “genel, herkes için, herkesin tasarrufuna, kullanımına açık” demektir. En çok kullanıldığı yer ise “umûmî hela”dır.
Buradan başka noktaya atlayalım.
Bazı Yörükler arasında, “hela” yerine “alan” kelimesi kullanılır ve “tuvalete gitmek” denmez; “alana gitmek” denir.
Bugünkü anlamda tuvaleti, o konar-göçerlik zamanlarında nerden inşa etsin garip Yörük!... Onlar için daha yüz yıl öncesine kadar, hacet giderme yeri, çadırın uzağındaki bir yerdeki (alan’daki) çalının arkası idi. O yüzden “tuvalete gitmek” yerine “alana gitmek” demişler hep. Rahmetli anacığım, göçebelik hayatı görmediği halde, yaşadığı evlerin (biri köyde, biri şehirde) tuvaletlerine bile “alan” derdi. Demek ki, anacığım rahmetlide sosyal genetik bir takıntı olarak kalmıştı bu kelime.
“Kamusal alan”a dönelim… (Dönelim de abi; başımız örtülüyse ve sokmazlarsa napıcaaz?...)
Çarşı-pazardaki “umûmî helalar” da, herkesin ortak kullanımına açık yerler ve dilbilimsel olarak izah ettiğimiz gibi, “umûmî=kamusal` ve “hela=alan” olduğuna göre, en kamusal alan, “umûmî hela”lar olur herhalde. Artık oraya kimi sokarsınız, kimi sokmazsınız bilemem. Ama bir kesimin deyimiyle, “sıkma başlılar”ın değil de, sıkışanların gireceği muhakkak...

***

Bu izahın özünü vaktiyle yazmış ve sevgili Ahmet Kekeç’e göndermiştim. O zamanlar Yeni Şafak’ta yazıyordu ve gönderdiğim kısa yazımı, ismimi vermeden 17 Temmuz 2004 günkü yazısına konu etmişti.
Demek ki Sayın Başbakanın bu yazıdan haberi olmuş ve getirilen izahı da tutmuş ki, 6 sene önce yayımlanan bu izahı tekrar hatırlamış olmalı. Tabii, konuşmanın içine “hela” gibi kerih bir kelimeyi sokmamak için de örnek vermekten vaz geçti.

***

“Kamusal alan” konusunda, 6 yıldır bir arpa boyu yol alamayanlar var. Lütfen artık bu saçma-sapan konuyu temcit pilavına dönüştürmeyelim. Yoksa daha komik izahlar var; onları anlattırmayın bana.

1. sayfa (Toplam 1 sayfa) Tüm zamanlar UTC + 2 saat
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group
http://www.phpbb.com/