Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: "Cemaat Medyası" Olmalı mı?
MesajGönderilme zamanı: 10.09.09, 13:34 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 07.09.09, 09:16
Mesajlar: 29
TV5 ve Milli Görüş medyasının sorunları

Ali Öztürk


05.09.2009

En baştan belirtmek isterim ki, herhangi bir siyasi partinin, İslami hareketin veya cemaatin TV, radyo, gazete kurmasına karşıyım. Yani hareket, cemaat ve parti mensupları kendi imkanlarıyla TV, Radyo, ve gazete kurabilir ama bizzat partinin, cemaatin, hareketin kendisi TV’nin, Gazete’nin ve Radyo’nun sahibi olmamalıdır. Bugüne değin partiler, cemaatler ve hareketler adına kurulan medya organları her zaman tartışmalara konu olmuş ve maalesef dedikodular ve çekişmeler hiç bitmemiştir. Bu şekilde başlayan projelerin sonu hep kötü olmuştur.

Başlangıçta söylediklerim bir ilke, bir yaklaşım, bir anlayış ve bir kanaat. Yani benim kanaatim.

Peki bugün durum böyle midir?

Hayır.

Neredeyse her grubun, tarikatin, cemaatin ve hatta cemaat olamamış şahsın, küçükte olsa bir medya organı vardır. Hatta bazıları çok çok büyüktür ya da birileri tarafından beslenerek büyütülmüştür.

Gelelim Milli Görüş Medyası’nın durumuna.

Geçtiğimiz hafta TV5’in karasal yayın hakkının Doğan Medya Grubu’na satılması camiada üzüntüyle karşılandı.

Karasal Yayın ne demek? Önce şunu bir anlayalım!

Karasal yayının satılması demek, artık TV5 uydu yayını, kablolu ve özel yayın paketleri(Digitürk, D-Smart) dışında evlerinde normal anten kullanan vatandaşlar tarafından izlenemeyecek.

Peki bu hakkın devri TV5 için kayıp mıdır? Bana göre elbette kayıptır. Çünkü TV5 Türkiye’de yaşayan her vatandaşımıza davasını ve mesajını ulaştırmak için kurulmuş ve kurgulanmış bir TV kanalıdır. Yani ticari bir medya kuruluşu değil, mesaj vermek kaygısıyla kurulmuş bir televizyon kuruluşudur.

Uydu yayını, kablolu yayın ve özel paketler büyükşehirlerde vatandaşların TV yayınlarını izlemek için kullandıkları yaygın bir izleme biçimidir. Elbette Anadolu’ya gittiğimizde de evlerin bir kısmının çatısında uydu anteni olduğuna bizde şahit oluyoruz. Fakat bu ülkede uydu, kablolu ve özel paketten TV izleme lüksü olmayan belki de milyonlarca vatandaşımız var. İşte TV5’in o evlere ulaşma imkanı artık kalmamıştır.Dolayısıyla karasal yayının devri TV5 için kayıptır. Bunu gerçeği eğip bükmenin bir manası yoktur. Eğer bu satışın karlı olduğunu düşünenler olabilir onlarda bizi aydınlatırsa memnun oluruz.

TV5’in yayın kalitesi ve yaşananlar süreç konusunda da birkaç söz söylemek isterim. TV5 Milli Görüşçülerin destekleriyle kurulmuştur tıpkı Kanal 7 gibi. Dolayısıyla TV5 hakkında söz söyleme yetkisine en çok Milli Görüşçüler hak sahibidir.

Aslında TV5’in bugün bulunduğu sıkıntılı duruma gelmesinin kurulduğu ilk günlerde alınan yanlış kararlar sebebiyle olduğunu görmemiz ve kabullenmemiz lazımdır. TV5’i kuran ve yöneten iradenin en büyük hatası bana göre Yusuf Kaplan ismine TV5’i teslim etmesiydi. Bu sözlerimden Yusuf Kaplan’ı küçümsediğimi filan sanmayın, hayır. İyi bir müslüman entelektüel olmakla, bir TV kanalını başarılı biçimde yönetmek arasındaki büyük farkı görmek lazımdır. TV5 yönetimi öncelikle işletme ile yayın konusunun birbirinden farklı alanlar olduğunun farkına varmalıdır. Yani siz iyi yayınlar ve programlar çıkarsın diye düşündüğünüz bir isme reklam, para ve personel işletmesini de verir ve başarı beklerseniz, sonuç bu olur.

TV5 televizyonculuktan, gazetecilikten anlayan bir Genel Yayın Yönetmeni’ne ve işletmeden(yani para, personel) yönetiminden anlayan bir işletme müdürüne teslim edilmelidir. Bir kişiden yani Yusuf Kaplan örneğinde olduğu gibi her ikisini birden beklerseniz en büyük hatayı daha en baştan yapmış olursunuz.

TV5 düzelemez mi, toparlanamaz mı?

Elbette düzelebilir ve toparlanabilir.

Bunun için iyi bir planlama ve maddi imkana ihtiyaç vardır.

Ama en başta yapılması gereken iş, yeniden izleyicinin güvenini kazanmaktır. Milli Görüş tabanı ile TV5 arasındaki güven bunalımını ortadan kaldıracak şeffaf bir yönetim anlayışı ile yola çıkılmalıdır. Eski alacakları sebebiyle mağdur olan çalışanların mağduriyeti giderilmelidir. Çünkü TV5’le ilgili kamuoyunda ve medya çevrelerinde oluşan olumsuz havanın en önemli nedeni haklarını alamadıklarını ifade eden ve sürekli TV5 aleyhinde konuşan eski çalışanlardır

Bu bahis açılmışken eski bir TV5 çalışanı olan İslam Arslan kardeşimizin sitemlerini de anlayışla karşılamak gerekir diye düşünüyorum. Haber5’i kurduğu günden itibaren kimileri tarafından ihanetle suçlanan İslam Arslan kendine has üslubuyla dikensiz gül bahçesi arayanların memnun olacağı tipte bir Milli Görüşçü gazeteci değildir. Yaşanmış eski olaylar nedeniyle TV5 yöneticilerinin İslam Arslan’a tavır almasını da doğru bulmuyorum. Keşke herkes İslam Arslan kadar hassas ve vicdan sahibi olsaydı bu süreçte. Mesele İslam Arslan suçlamakla düzelecek olsaydı, TV5’in şimdi çok daha iyi noktada olması gerekirdi.

TV5 Yönetimi yeni bir çıkış yapmak için hazırlık yapıyor anladığım kadarıyla. Karasal yayının satışı sonrasında oluşan hayalkırıklığını ortadan kaldıracak adımlara ihtiyaç vardır. TV5 yönetiminin hem çalışanların hem de Milli Görüş tabanının beklentilerine cevap verecek adımlar atacakları umudu içindeyiz.

TV5’le ilgili bunları ifade ettikten sonra Milli Görüş Medyası’nın diğer önemli kurumu Milli Gazete’ye de kısaca değinmek istiyorum Milli Görüş Hareketi’nin medyadaki amiral gemisi Milli Gazete ve Milli Görüş çizgisinde yayın yapan internet siteleridir. Öncü olması gereken TV5, medya gücü ve kamuoyunu yönlendirmedeki beceri anlamında birkaç program dışında maalesef çok gerilerde kalmıştır.

Milli Gazete’nin sıkıntıları ve eksikleri elbette var. Fakat TV5’le kıyaslandığında çok daha iyi durumda diyebiliriz. Doğrusu bu noktada Necdet Kutsal ve ekibinin zor günlerde gazeteyi sonuna kadar sahiplenmeleri takdire şayandır. Milli Gazete’ye Milli Görüş tabanının her şeye rağmen daha fazla sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Milli Gazete modern gazetecilik çizgisini yakalayamamış olsa da halen bizim için Milli Görüş Medyası’nın “amiral gemisi”dir.

Milli Görüş’e yakın çizgide yayın yapan internet medyası ile ilgili çok fazla yorum yapmak istemiyorum. Sadece şu kadarını kendi adımıza yani Boyuthaber adına belirtmekte fayda görüyorum. Boyuthaber olarak Milli Görüş Hareketi’ne zarar verecek, zaafa uğratacak, dirliğini, birliğini ve düzenini bozacak yayın yapanlara karşı her zaman tavrımız sert olacaktır. Milli Görüş’ü küçümseyen, yok saymaya çalışan ve haksız biçimde itham eden hor görmeye çalışan “sonradan görme, aşufte, pişkin, besleme” tipler de her zaman karşılarında bizi bulacaklardır.

rtozturk@gmail.com


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye