Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: "Uygur Türkleri'nin annesi Rabia Kadir" röportajı
MesajGönderilme zamanı: 07.07.09, 13:36 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 253
"Uygur Türkleri'nin annesi Rabia Kadir" röportajı

Uygur Türklerinin annesi Rabia Kadir'in, Washington merkezli çalışan, Orta Asya, Kafkasya ve Orta Doğu’nun güvenlik meseleleri üzerine uzmanlaşmış bağımsız bir gazeteci olan Joshua Kucera ile 07.03.2008 tarihinde Washington'da yaptığı röportaj:

***

Joshua Kucera: Şu anda Uygurların Çin’de yüz yüze kaldığı en büyük tehlike nedir sizce?

Rabia Kadir: Varlığımızla ilgili bir tehditle yüz yüzeyiz, Çin hükümetinin siyaseti bizi bir halk olarak yok edecek. Çin hükümeti milyonlarca Çinliyi anavatanımıza göç ettiriyor. Çin yönetimi bize sözde özerklik verdi, ama buna hiç saygı duymadı ve kendi insanlarından milyonlarcasını getirdi. Şimdi anavatanımızda Uygurlardan çok Çinlileri görebilirsiniz. Çin’in yaptığı şey doğrudan etnik kimliğimize, kültürümüze ve dilimize saldırmak.

Çin hükümetinin bunu yapmaktaki nedenleri neler? Ayrılıkçılık korkusu mu, etnik şövenizm veya ırkçılık mı, ya da Xinjiang ’daki (Doğu Türkistan) petrol ve doğalgazı kontrol altına almak istemesi mi? Bu Çin yönetiminin parçası olan ultra milliyetçilik, ve Çin yönetimi Uygurları anavatanımızdaki bütün doğal kaynaklarının kendisi tarafından yağmalamasında bir tehdit olarak görüyor.

Özellikle Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, ve daha sonra NATO güçleri Afganistan’a girdiğinde, Çin hükümeti Uygurlarla daha fazla ilgilenir oldu ve yasaklamaları yoğunlaştırdı. Çin yönetiminin cesaretini kıran şey bizim hiçbir şekilde Çinli olmayışımız. Çinlilere benzemiyoruz, Çince konuşmuyoruz, her şey farklı ve bunlar Çin yönetiminin baskısını ve işgalini haklı çıkarmasını zorlaştırıyor. Beni şaşırtan şey şu oldu, Çin’in iç taraflarına gittiğimde, bu bölgelerdeki Çinliler bize karşı şövenist değillerdi. Ama anavatanımız Xinjiang ’daki (Doğu Türkistan) Çinliler çok düşman ve saldırganlar, bizden bir an önce kurtulmaya çılışıyorlar. Birçok işyeri açıkça “Uygurları istemiyoruz” diyor. Bunu şu anda açıkça söylüyorlar. Bu Uygurları bir köşeye atmak ve onları nefeslerini keserek öldürmek demek.

Joshua Kucera: Siyasi olarak Xinjiang (Doğu Türkistan) için doğru çözüm nedir? Bağımsızlığı mı yoksa Çin içerisinde daha büyük bir özerkliği mi savunuyorsunuz?

Rabia Kadir: Çin yönetimine güvenmiyoruz. Bize özerlik statüsü verildiğinde, şahane şeyler için de söz verildi. Doğal kaynaklardan biz sorumlu olmalıydık, Çinli nüfusunu arttırmamalıydılar, işler ilk önce yerel halka sonra gelen Çinlilere verilmeliydi. Bize sadece yardım etmek için geldiklerini söylediler, anavatanımızı ve kültürümüzü kalkındırmak için… Çin yönetimi özerkliği Uygurlara kanca atmak için bir tuzak olarak kullandı. Şu anda Uygurları görüyorsunuz, hiçbir şeyimiz yok.

Joshua Kucera: Uygurlar bağımsızlığa nasıl erişebilirler? Bunu barışçıl bir yolla yapabilir misiniz?

Rabia Kadir: Sadece barışçıl yöntemlerle olacak. Şu anda önceliğimiz insan hakları için mücadele vermek, kesin bağımsızlık için mücedele etmiyoruz. İnsanlarımızın konuşma hürriyetine saygı gösteriyoruz. Ne istiyorlarsa onu ifade edebilirler.

Joshua Kucera: Çin yönetiminin pasif direnişe saygı göstereceğini düşünüyor musunuz?

Rabia Kadir: Eğer Çin yönetimi saygı göstermezse, uluslar arası toplum ve diğerleri pasif direnişi tanıyacaklar. Eğer baskı kontrol edemeyeceğimiz bir noktaya gelirse, bir şeyler olabilir. Dolayısı ile bizim barışçıl çabalarımızı tanımak ve müzakere etmek Çin yönetiminin yararınadır.

Joshua Kucera: Çin yönetiminin Uygurlara karşı sıkı tedbirler almak için İslami radikalizm tehlikesini kullandığını söylediniz. Ama Xinjiang ’daki (Doğu Türkistan) Uygurlar çok dindarlar. Orda radikal İslam’ın ortaya çıkışı için bir potansiyel olduğunu düşünüyor musunuz?

Rabia Kadir: Uygurlar, dindar olanlar bile, ülkeleri için, özgürlükleri için ayağa kalkabilirler. Ama radikal İslam için değil, bu bizim kültürümüzün bir parçası değil. İnsanlar bir köşeye atıldıklarında, her türlü haktan mahrum bırakıldıklarında bu tür bir hayat insanları çılgınca şeyler yapmaya sevk edebilir.

Joshua Kucera: Eski Sovyet Orta Asya’sından Xinjiang ’a (Doğu Türkistan) gelelim, Çin’dekinden çok daha fazla kalkındıklarını fark etmemek imkansız. Uygurların Çin’in parçası olarak bazı ekonomik faydalar sağladığını düşünüyor musunuz?

Rabia Kadir: Eğer size Çinliler bize hiç bir şey getirmedi dersem, yalan söylediğimi düşüneceksiniz. Bu yüzden size “bize bazı şeyler getirdiler” diyeceğim: Bir zamanlar Uygurlar çok misafirperver insanlardı, bir yabancı için bir kuzu keserlerdi. Barışsever, musikişinas, neşeli insanlardık. Düşmanlarımız geldiğinde, misafir gibi onları hoş karşıladık. Şimdi bana Çinlilerin bize ne getirdiğini söyleyin: Çinliler bize onlara nasıl direneceğimizi öğretti. Çin yönetimi yabancılara misafirperver bir şekilde davranamazsınız fikrini getirdi. Bütün o etkileyici gökdelenleri görmeliydiniz, Çin propagandası, bütün bu yüksek binaları göster, bu zavallı, geri kalmış Uygurları biz kalkındırdıktır. Ama o binalar ve otoyollar Çinlilerin zevk almaları için yapılmıştır, Uygurlar kırıntı yiyorlar.

Joshua Kucera: Uygur kültüründe bir çöküşü tarif ediyor gibisiniz. Bu doğru mu?

Rabia Kadir: Çok sayıda Uygur’un kafası karışık; bizim için karışıklık zamanı. Korku içinde yaşıyoruz, kalplerimizdekini söyleyemiyoruz, ahlaki değerler değişti, bu yüzden bazı şeyleri aleni olarak göremiyoruz. Önceki Uygurlar değiliz. Fakirlik, baskı ve korku bizi bir köşeye attı, önümüzde ve arkamızda ne var bilmiyoruz. Tam bir karanlığın içinde yaşıyoruz. Bu herkesi bencil ve ben merkezli yapıyor, insanlar sadece kendi kişisel bekaları ile ilgileniyorlar.

Joshua Kucera: Petrol Uygurlar için bir nimet mi yoksa bela mı?

Rabia Kadir: Petrol Uygurlar için bir bela. Eğer petrole sahip olmasaydık, bu kadar çok acı çekmezdik ve Çinliler bu toprakla bu kadar ilgilenmezlerdi. Petrol bizim topraklarımızdan çıkarıldığından beri Çinli yetkililer, gelirin bir kısmını Uygur halkının eğitimi, sağlığı ve benzer şeyler için verseydi Uygurlar ve Çinliler barış içinde ayrılabilirler ve Çinliler hala petrolün bir kısmını çıkarmaya devam edebilirlerdi. Ama olay bu değil. Petrolün keşfi Çin yönetiminin aç gözlülüğünü ve Uygurlara yaptıkları baskıları arttırdı.

Joshua Kucera: Amerika Birleşik Devletleri’nden Çin’deki Uygurlara yardım etmesi için ne istiyorsunuz?

Rabia Kadir: Öncelikle ABD’nin desteğine minnettarız ve dünya çapındaki teşkilatlarımız için ABD’nin desteğinin devam ettirilmesini istiyoruz. Uygurlar Tibetlilerin komşusu, onlarla aynı acıyı çekiyoruz. Bu yüzden Amerikan Kongresi’nin Tibet Siyaseti Hareket Planı benzeri bir kanun geçirmesini umuyoruz. Amerikan hükümeti Uygur meselesini dış politika gündemine koymalı ve Çin yönetimi ile doğrudan ilgilenmeli.

Joshua Kucera: ABD’nin Çin’de bulunan Uygurlara karşı politikasında bir değişim oldu mu?

Rabia Kadir:Evet, büyük değişiklikler ve ilerlemeler kaydedildi ve biz ABD’nin çeşitli yollarla bize verdiği destekten gerçekten memnunuz. Ama daha fazla ilerleme umut ediyoruz.

Joshua Kuchera: Ne tür ilerlemeler kaydedildi?

Rabia Kadir: Bütün yıllık insan hakları raporlarında Uygurlar için büyük bir bölüm var, geçmişte ya çok az yer ayrılırdı ya da hiç bahsedilmezdi. Kongre’de de birçok oturum var. Uygur meselesi üzerine en az 6 oturuma ben şahit oldum. Çin yönetimi beni şeytan ve Dünya Uygur Kongresi’ni terörist bir organizasyon gibi göstermek için bütün gücünü kullanarak her şeyi yaparken, Başkan Bush yaptıklarıma destek verdiğini gösterdi. Laura Bush ile de tanıştım, bu benim için çok şey ifade ediyor. Görüşme Çin yönetimine ABD’nin Uygurları desteklediklerine dair güçlü bir mesaj yolladı, aynı zamanda halkımıza çok büyük umut verdi. Şimdi ABD’nin arkalarında olduğuna inanıyorlar.

Jashua Kuchera: Dünyanın ABD algısı azalıyor, ABD’ye çok yakın olarak ya da ABD’nin Çin’e karşı piyonu olarak algılanmaktan endişe duymuyor musunuz?

Rabia Kadir: Dünyadaki reytinginin ne kadar düşük olduğuna bakmaksızın Amerika ile birlikte duruyoruz, Tabi ki, Amerika ne kadar çok güvenilirliğe sahip olursa, bizim için o kadar iyi olur. Bu yüzden dualarımız Amerika’nın dünyada daha fazla saygı ve güvenilirlilik kazanması için. Amerikan hükümeti için bir piyon olduğumuza inanmıyoruz. Dünyada yetim kaldık, ve şimdi bu büyük millet yarafından evlat edinilmiş gibi hissediyoruz. İnanıyoruz ki ABD’nin dünyadaki itibarı kısa zamanda geri gelecek.

Not: Joshua Kucera Washington merkezli çalışan, Orta Asya, Kafkasya ve Orta Doğu’nun güvenlik meseleleri üzerine uzmanlaşmış bağımsız bir gazetecidir. Yukarıdaki röportaj Rabia Kadir ile Washington ‘daki Uygur-Amerikan Birliği’nin binasında yapılmış ve 7 Mart 2008’de eurasianet.org sitesinde yayınlanmıştır.

...


http://blogra.blogcu.com/uygur-turkleri ... 46041.html


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye