Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Sizin İstanbul’unuz hangisi?
MesajGönderilme zamanı: 27.05.09, 13:06 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 26.04.09, 18:09
Mesajlar: 35
Sizin İstanbul’unuz hangisi?

Kimi ille de Fatih, kimi Boğaz, kimi de Beyoğlu diyor. Sizin İstanbul’unuz neresi? Ve İstanbul’u sizin için vazgeçilmez kılan ne?

Herkesin bir İstanbul’u var. Sizinki nereye tekabül ediyor? Adalar mı, Cihangir mi, Fatih mi yoksa Samatya mı? Ya da Salacak, Çubuklu mu? Moda sahili yahut Kanlıca, biraz da Rumeli Hisarı, Arnavutköy belki de…Yeni İstanbul, gönlünüze kaç kilometre mesafede mesela?

Belki de bunlardan hiçbiri değildir. Bir kokudur sizi İstanbul’a bağlayan. Çocukluğunuzun geçtiği Galatasaray’daki güneş almayan bir ara sokağın kokusu; Üsküdar’daki aktar dükkânından etrafa yayılan koku, ya da.

İstanbul öyle veya böyle gerek kokusuyla gerek erguvanları ile gerekse ismini tarihten alan semtleriyle yakalamıştır her birimizi. Bunun için vazgeçilmezdir bizler için. Bir gazeteci, uzun yıllar ayrı kaldığı İstanbul’un vakti zamanında bol olan çamurunu bile özlediğini anlatmıştı mesela.

Fotoğrafçı Ara Güler, eski bir İstanbullu. Bu şehirde gözlerini açmış dünyaya. Burada büyümüş. Bütün çocukluğu İstanbul’da geçmiş: “Taksim’de Şehit Muhtar Bey Caddesi’nde doğmuşum. Şimdi Gümüşsuyu’nda oturuyorum. Büyüdüğüm ev de Galatasaray Mektebi’nin karşısındadır.”

Onun için “Ayrıca İstanbul benim bütün hatıralarımın yaşandığı şehir. Benim baktığım bütün pencerelerde birileri vardır, bana bakıyordur.” diyor. Ara Güler mesleğini de bu yüzden seçtiğini anlatıyor: “Zaten onun için fotoğrafçı olmuşum belki de.” Bu yüzden gezdiği sayısız dünya şehri karşısında yine İstanbul’dadır: “Ben oturmam başka yerde. Fransa’ya da gitsem bir hafta sonra sıkılırım. İsterim ki gene gideyim, gene gideyim… Ne bileyim Galatasaray’ın bilmem ne sokağından yürümek gelir içimden.”

‘Peki, İstanbul’un nesi sizi cezbeder Ara Bey?’ diye sorduğunuzda “Tarif edilemez, hissedilir, yaşanır ancak” cevabını alırsınız. İstanbul’un kıymeti de bilinmiyor ona göre: “Yarısı İstanbul’u bilmez. Ama İstanbulludur. Mesela Yahya Efendi Mezarlığı’nı bilir misiniz? Hâlbuki bunlar bütün İstanbul’un tadını veren, kokusunu taşıyan yerlerdir. Bunlar bilinmesi lazımdır. İnsan bunlarla vardır, bir medeniyet bunlarla kalır.”

Herkesin bir İstanbul’u vardır demiştik. Ya Ali Bulaç’ın İstanbul’u: “Benim için İstanbul, tarihî yarımadadır. 39 senedir Fatih-Üsküdar’da yaşıyorum. Ve bu iki semtin dışında bir yerde yaşamayı düşünmüyorum. İkisi de ezan semtidir.”

Bulaç’a göre de ‘İstanbul’da yaşamak büyük bir medeniyet merkezinde ve canlı tabiatın kucağında yaşamak demektir.’ İstanbul, tarihi, sosyokültürel çoğulculuğu ve tabiatın ihtişamını birleştiren nadir şehirlerden biri olduğu için Bulaç’ı cezbediyor.

Bilindiği gibi eski İstanbul, sur içinden müteşekkil. Fatih, Eminönü’nün de birleşmesiyle tarihî yarımada demek artık. Fatih doğumlu bir İstanbullu daha var; şair Hilmi Yavuz. O da doğduktan sonra çocukluğu ve ilk gençliğini burada geçirmiş: “Ama bundan 60 yıl öncesine göre o kadar değişti ki Fatih, artık ruhum, orada bir karşılık bulmaktan ziyade, geçmişi belli belirsiz bir ürperti olarak yaşıyor.”

Uzun yıllar yurt dışında bulunmuş olan Yavuz’u İstanbul’a bağlayan özelliklerin başında, şehre ‘ait olma’ duygusunu dışarıda hiçbir yerde bulamamış olması geliyor: “Bir şehre ‘ait olma’, bu aidiyet duygusunu bana sadece İstanbul veriyor. İstanbul bir büyük imparatorluğun, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti. Bu şehir, bu manada gururlandırıyor beni ve bu şehirde güzel olan ne varsa, hepsinin o imparatorluktan kaldığını düşünüyorum.”

Gülü seven dikenine katlanıyor; ama Hilmi Yavuz’un şu sözleri de kayıtlara girsin istiyoruz: “Dünyanın en büyük metropollerinden birinin, İstanbul’un en merkezî meydanında, Taksim Meydanı’nda bir açık hava otobüs garajı var! Bu, İstanbul’un sadece kıymetini değil, kadrini de bilmediğimizi gösterir.”

Önceki haftalarda açılan Şakirin Camii’nin iç dekorasyonunu yapan ünlü iç mimar ve tasarımcı Zeynep Fadıllıoğlu her an dünyanın bir başka yerini gezip görse de İstanbul’da yaşamdan çok manalar çıkarıyor: “İstanbul’da yaşam bana, özgürlük, çok kültürlülük, canlılık, yaratıcılık, renklilik, çok seslilik ve zıtlıkların birlikteliğini ifade ediyor. Ayrıca, hem modern hem de mistik bir ortamda yaşıyor olmak benim için çok önemli.”

Çocukluğu Pekiş Yalısı’nda geçen Zeynep Hanım’ın İstanbul’da vazgeçemediği yerler Haliç ve tabii ki Boğaz. Ruhunda karşılığı olan yerler ise pek çok: “Boğaz ve Haliç’te, çarşılarda, antikacılarda, tüm eski yapılarda, usta atölyelerinde, müzelerde, Kariye Müzesi’nde, Santral İstanbul’da, Sabancı Müzesi’nde, Modern Sanat Müzesi’nde ve ofisimde diyebilirim.” Fadıllıoğlu’na göre, bilhassa son 40 yıldır İstanbul’da hem doğal hem de tarihî tahribat had safhada. Üstelik maalesef birçoğu da korumacılık adı altında yapılıyor.

Yine uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra İstanbul’da yaşamayı yeğleyen gazeteci Hadi Uluengin’e göre müzikten dansa, güzel sanatlara, modaya, çağımızın bütün ‘trendleri’ bu ‘öncü’ şehirde mevcut: “Klasik ‘Doğu-Batı kucaklaşması’ şemasına girmeyeceğim ama, şu an Avrupa’da İstanbul’la aşık atabilecek pek az şehir var. Londra, Paris, Barselona, belki belki biraz da Roma. Kanaatimce, bir zamanlar İspanyol yazar Juan Goytisolo’nun gayet mükemmel biçimde saptadığı gibi, bence İstanbul’un karşılaştırılabileceği yegâne şehir New York! Her ikisinde de hem ekmek aslanın ağzında, hem de muazzam bir ‘çılgınlık’ mevcut. Amansız bir şekilde didişmek gerekiyor. Diğer bir deyişle kaos! Fakaaat, bu kaos aynı zamanda bir kozmos, kendi dinamiğinde bir uyum yaratıyor ki, değme gitsin!”

Çeşitli nedenlerden dolayı İstanbul’la ilişkisinin aşk-nefret ilişkisi üzerinde seyrettiğini söyleyen Uluengin, “Öyle anlaşılıyor ki, 60 yaşıma merdiven dayarken artık esas olarak ‘aşk’ belirleyicilik kazandı.” görüşünde. İstanbul’un gerçekten bir dünya kenti olduğunu düşünen Uluengin, bu şehrin en sevdiği yerleri konusunda da “Yahya Kemal’in ‘Bir Başka Tepeden’ şiirine dönüp ‘Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer’ demem gerekecek.” diyor. ‘Kavanoz siteleri’ ayrı tutan Uluengin, Üsküdar’ı, Boğaz’ın Anadolu yakasını ve de Beyoğlu’nu ‘göz ağrısı’ semtler olarak söylüyor.

50 yılını İstanbul’da geçiren iş adamı Zeynel Abidin Erdem de İstanbul’u ‘yaşarken zaman zaman bunaldığımız’ bir şehir şeklinde görse de ‘yurt dışına gidince koşarak geri dönüp rahat nefes aldığımız bir güzel şehir’ olarak tanımlıyor. O da Boğaziçi’nin ruhunu dinlendirdiğini söylüyor: “Boğaziçi kıyısında sıralanmış mekânların hepsi ayrı bir kültür ve tarih değil mi? Eminönü, Haliç, Balat hâlâ Osmanlı’nın mirasına sahip çıkıp yaşatırken, bir Üsküdar farklı yönde ilerliyor; Beşiktaş, Çırağan ve Bebek ise İstanbul’un en modern yüzlerini yansıtıyor. rumeli ve Anadolu Kavağı ise bugün hâlâ mahremiyetini koruyarak misafirlerini şaşırtmaya devam ediyor.”

Erdem’e doğduğu şehir olan Mardin’i hatırlatan İstanbul, onun için bir inanç mozaiğidir. Müslümanlar, Museviler, Hıristiyanlar, Süryaniler, Ortodokslar, Katolikler, Protestanlar. Camiler, kiliseler, sinagoglar, türbeler, mezarlar, ayazmalar, yatırlar, tekkeler, cemevleri, Kur’an kursları... Bir yanda kurban kesilir diğer yanda çan çalınır, diğer yanda ezan okunur, aynı anda kutsal mekânlarda Tevrat, İncil, Kur’an-ı Kerim hatmedilir. Bu kültür zenginliği içinde yaşamanın bizlere verdiği manevi hazzı derinden hissediyoruz.”

Dediğimiz gibi herkesin İstanbul’u farklı. Peki sizin İstanbul’unuz hangisi?


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sizin İstanbul’unuz hangisi?
MesajGönderilme zamanı: 27.05.09, 13:12 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.12.08, 03:44
Mesajlar: 190
yenilerde bir kitap çıkacaktı 40 semt 40 yazar. o semtlerle özdeşleşen yazarlar orda doğmuş yaşamış kişiler kendi istanbul'larını anlatıyor.
kimi semtlere bir kaç yazar talip olurken kimilerine de aday bulmakta zorlanılmış.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye