Nefehatü'l-Üns min-Hazrat'il-Kuds'te şöyle geldi:
" Her ne kadar meşreb-i Musa (aşıklık/muhibbiyet) yüksekse de; HabibullaH (ma'şukluk/mahbubiyyet) müşahede sözkonusu olunca o meşreb perde olur..! "evet, İmam-ı Rabbani Efendimiz buyurur ki: " Mahbubiyyet-i Zatiyye Hatemür'Rusül SAV. Efendimize verilmiştir.."
mertebe-i mahbubiyet'te
Rıza vardır.. Rızaullah ise en yüce makamdır; çünki şan-ı Rıza'da nisbet atılmıştır.. o Zat'a aiddir.. fakat aşk ve muhabbette icmalli ve de tafsilli nisbet söz konusudur..
'mızraklı' izah içün (rabıta ile beraber) 320. Mektub'a müracaat edile..içimde ki heyeman nefsime şöyle vaaz etti:
sen cam-ı cehil ile bir sekransın nefis..!
hüdadan gafil garik-i isyansın nefis..!
uydun hevalara.. düştün a'malığa..!
aşk ile yan da bir ışık uyansın nefis..!not: süt irin şerbet idrar su şarap.. insan hangi meşrebin ve istidadın adamı ise onun maşrabasına (gönlüne) ona uygun ma'nayı şürb ettirirler.. mesela insan gayret kemerini kuşanır da debistan-ı mahabbet'te derslerine iyi çalışırsa onun o vefakar ve aşıkane vaziyetine ivme verip kıvama getirmek içün leblerine şarab ve şerbet sunarlar..
ve mesela insan azar da Mevla'sını şaşırırsa onun dehan-ı gönlüne 'buzağı sevgisi' ve 'put muhabbeti' katmak.. ve inad ile inkarının bir cezası olarak da
'artık anlamazlar..duymazlar..şuur etmezler..dönmezler..görmezler' karakterini tam ma'nasıyla
kıvamlaştırmak içün irin ve idrar makule azdırıcı pislik içirirler; ta göz ve gönül başka bir şey görmeyinceye kadar bu 'içmeler' böylece devam eder.. zerre kadar haksızlık kıl kadar zulüm yok ama..!
İlahi istihkak ve istihdam böyle.. heyheyli gönlüm nefsimi azarlar:
ah seni hayasız; emmare nefis..!
her günde günaha amade nefis..!
ne kardan anlarsın ne de zarardan..!
bu ne gamsızlık ey bigane nefis..!?