Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Yesevi ruhu ve İslam'ın Orta Asya'ya iadesi
MesajGönderilme zamanı: 01.06.11, 16:52 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Yesevi ruhu ve İslam'ın Orta Asya'ya iadesi

Mustafa Karaalioğlu

mkaraalioglu@yenisafak.com

Türkistan

Uçsuz bucaksız bir coğrafyaya manevi önderlik eden, "Pir-i Türkistan" Hoca Ahmed Yesevi'nin türbesinin önünde Orta Asya bozkırlarından tarihin derinliklerine akıp gidiyoruz. 900 yıllık bir sevgi felsefesinin izinde İslam'ın şereflendirdiği bu toprakları ve Ahmed Yesevi'yi anlamaya, kavramaya çalışıyoruz.

Dün, bütün Kazakistan'ın ama illa da Yesevi'nin şehri Türkistan'ın "toy günü"ydü. Dinin yasaklandığı karanlık yıllarda bile O'nun Kur'an-ı Kerim'den ilham ettiği sözlerle aydınlanan insanlar dün bambaşka bir mutluluğu, bayram sevinciyle yaşadılar. Ahmed Yesevi'nin ölümünden ikiyüz yıl sonra yapılan ve o günden bugüne ayakta kalan türbesi restore edilerek, İslam medeniyetinin yeryüzüne damgasını vuran yepyeni bir eseri olarak; sevgi iklimine "merhaba" dedi.

Sadece bir türbe değil. Türkistan'dan Anadolu'ya muazzam bir coğrafyaya ışık saçan Yesevi'nin hatırasına yaraşır bir eser çıkmış ortaya. Bu toprakların aslına rücû edişini simgeliyor, hiç şüphesiz.

Ahmed Yesevi, devrinin ilim ve irfan merkezi olan Buhara'ya gidişiyle başlattığı tebliğini Merv, Semerkant ve Herat gibi önemli şehirler başta olmak üzere bütün Türk dünyasına yaymayı başardı. Yesevi'nin 12. yüzyılın başlarında yaktığı bu meşale, bölgenin İslâmlaşmasının da dönüm noktası oldu.

Bu nedenle dün, Türkistan'da Cumhurbaşkanı Sezer ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in katılımıyla yaşanan "toy" Türki Cumhuriyetler'in hamuruna bir kez daha İslam'ın ve Yesevi tasavvufunun mayasının çalınması anlamına geliyor. Türk dünyasının dört bir yanından akın akın bu açılışa koşan onbinlerce insan da, bu mayadan doğacak lezzete hasret kalmışlığı haykırıyor.

Orta Asya'da hangi adım atılacaksa atılsın; önce bu insanların dininin iadesi ve ihyası sağlanmak zorundadır. Bu bizim, hem İslam'a hem de tarihe borcumuzdur. Bir türbe "açılışı" bile onyılların küllerini silkelemeye vesile olduğuna göre...

Ve, Yesevi'nin yüzyıllar öncesinden "Sadece Kur'an-ı anlatıyorum" diyerek dizelere döktüğü çağrı da bu borcu hatırlatıyor:

Ümmet olsan, gariplere uyar ol
Ayet ve hadisi her kim dese duyar ol!

Yesevi Türbesi'nin bakımı için bugüne kadar çaba sarfeden herkesi; ama öncelikle, restorasyon için ilk talimatı veren merhum Özal'ı bir kez daha rahmetle anmak gerekiyor. Buranın sadece bir türbe değil, bölgede İslam ufkunun başlangıç çizgisi olduğunu, O keşfetmişti.

Yıllar içinde, ihmal edilen çalışmaları hızlandırarak türbe inşaatını kısa sürede tamamlatan Devlet Bakanı Abdülhaluk Çay'ın emeğini de zikretmek gerekiyor.

Yesevi ruhunun, Orta Asya vizyonunun vazgeçilmez manevi kaynağı olduğunu unutmamalıyız.


21 EKİM 2000


Alıntı:
NAZARBAYEV RÖPORTAJI

Kadir Dikbaş-Enes Cansever

ALMATI

Nazarbayev, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Projenin Bakü-Ceyhan değil, Aktau-Ceyhan olmasını istediklerini belirten Nazarbayev, "Herkes konuşuyor; ama hälä somut bir adım yok. " dedi. Nazarbayev, Bakü-Ceyhan görüşmelerinin dışında tutulmalarından yakınarak, "Bakü-Ceyhan'ı destekliyoruz; ancak Kazakistan'ın da işin içinde olması lazım. "diye konuştu.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev , ZAMAN'a verdiği özel demeçte, Türkiye'nin büyük sanayicilerini ülkesine yatırıma davet etti.

Cumhurbaşkanı Sezer'in Orta Asya ziyareti öncesi ZAMAN'a özel açıklamalarda bulunan Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Türk inşaat firmalarının Kazakistan'da gerçekleştirdikleri başarılı çalışmalarını överken, "Büyük firmalarınız neden gelmiyor?' diye sordu. Nazarbayev, Türk özel sektöründen üretime dönük yatırımlar beklediklerini vurguladı.


16 EKİM 2000

Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in Orta Asya ziyareti öncesi ZAMAN'a özel açıklamalarda bulunan Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Türk inşaat firmalarının Kazakistan'da gerçekleştirdikleri başarılı çalışmaları övdü, "Büyük firmalarınız neden gelmiyor?" diye sordu. Nazarbayev, Türk özel sektöründen üretime dönük yatırımlar beklediklerini vurgulayarak "Özellikle tarım, hayvancılık, gıda ürünleri, otomotiv, kimya ve sağlık sektöründeki yatırımlarınızı bekliyoruz. Ama üzülerek söyleyeyeyim ki, bu alanlara hala Türk işletmeleri ilgi göstermiyor." dedi.
Nazarbayev, Bakü-Ceyhan petrol boru, hattı konusunda da çarpıtıcı açıklamalarda bulundu. Projenin Bakü-Ceyhan değil, Aktau-Ceyhan olmasını istediklerini belirten Nazarbayev, proje ile ilgili belirsizliklerin devam ettiğini, hälä Kazak petrolünün Ceyhan'a naklinin ne kadara mal olacağının bile bilinmediğini söyledi. Nazarbayev, "Herkes konuşuyor; ama hälä somut bir adım yok." dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer'in ziyaretinde ele alınacak konular hakkında da bilgi veren Nazarbayev, iki ülke arasında yapılması gereken anlaşma ve protokollerin tamamlandığını, bundan sonraki aşamanın bu anlaşmaların hayata geçirilmesi olduğunu belirtti. Nazarbayev, küçük ve orta boy işletmeleri geliştirmek istediklerini ve bu konuda Türkiye'nin büyük bir tecrübeye sahip olduğunu söyledi.
Nazarbayev sorularımızı şöyle cevaplandırdı:
- Cumhurbaşkanımız A. Necdet Sezer önümüzdeki hafta Kazakistan'a geliyor. Görüşmede hangi konuları ele alacaksınız?
- Merhum Özal'la başlayıp Demirel ile devam eden iki kardeş ülke arasındaki ilişkiler şimdiye kadar belli bir düzeye geldi. İki ülke arasında yapılması gereken pek çok anlaşma ve protokol imzalandı. Şu an asıl önemli olan; şimdiye kadar yapılan bu anlaşmaların daha somut bir zemine oturması. Bugün yaklaşık bin 300 Türk firması Kazakistan'da faaliyet gösteriyor. Türkiye'nin yatırım hacmi 1,5 milyar dolara ulaştı.
- Sayın Sezer'le New York ve Antalya'da görüşmelerimiz oldu. İki ülke ilişkilerini her alanda geliştirmek için hazır olduğunu ifade ettiler. Bizim de temennimiz ve amacımız bu.
- Yapacağımız görüşmede iki ülke ilişkilerinde ekonomik, sosyal ve kültürel alanda ilişkilerimizi nasıl geliştirebiliriz bunu konuşacağız. Bizim en büyük problemlerimizden birisi küçük ve orta boy işletmelerin geliştirilmesi konusu. Bu konuda ise Türkiye çok büyük tecrübeye sahip. Bunların yanında ulaşım ve savunma alanındaki ilişkilerin geliştirilmesini de görüşmemiz gerekiyor.
- Öteden beri Avrasya ekonomik birliği düşüncesini savunuyorsunuz. Bu çerçevede oluşturulmuş olan gümrük birliği, bir süre önce Astana'da yapılan zirvede Avrasya Ekonomik Topluluğuna dönüştürüldü ve siz de başkan seçildiniz. Bu birliği neden önemsiyorsunuz? Bu birliğe başka ülkeler katılabilecek mi?
- Avrasya demek, Avrupa ve Asya'nın bir araya gelmesi demek. Avrasya ülkelerini bir günde bir araya getirmek ve ilişkilerini istenilen seviyeye ulaştırmak mümkün değil. 1860 yılından bu yana Kazakistan, Rusya'nın egemenliği altında. Haliyle ekonomimiz Rusya'ya bağımlı hale geldi. Rusya, Beyaz Rusya; Ukrayna ve diğer komşu ülkelerimizin dışında hiç kimse ile ekonomik anlamda bir ilişkimiz olmadı. Ulaşım imkanları Rusya'ya bağımlı hale geldi. Yani alışverişimiz tamamen Rusya'ya odaklanmış oldu.
- Kendi ekonomimizi, bağımsız ve daha iyi bir seviyeye getirmek ve serbest piyasa ekonomisini rantabl bir düzeye getirebilmemiz için bize vakit lazım.
- Gümrük birliği Kazakistan, Rusya, Beyaz Rusya ve Kırgızistan ile başladı. Buradaki hedefimiz şu: Kazakistan'dan Rusya'ya yılda yaklaşık olarak 26,6 milyon tonluk mal akışı var. Bu mal akışında hem biz hem Rusya vergi alıyor. Diğerleri gibi Türk şirketleri de bu Vergileri ödemek durumunda kalıyor.
İkinci önemli konu ise geliş gidişlerde ve taşımalarda şirketlerin herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmaması için böyle bir birliğe ihtiyaç var. Şu anda bu birlik, Kazakistan, Rusya, Kırgızistan, Beyaz Rusya ve Tacikistan'dan oluşuyor. Ancak kapımız açık. İsteyen her ülke bu birliğe girebilir. Bunun için asıl burada önemli olan konu, halihazırdaki birliğin faydalı olduğunu göstermemiz lazım. Mesela bu birliğe Türkiye, Çin, Azerbaycan, Özbekistan ve Baltık ülkeleri girerse çok iyi olur.
Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir konu ise, daha önceki alışkanlıklar nedeniyle ben liderim, diğerlerinden ben bir adım öndeyim gibi politikalarla karşılaşmazsak çok faydalı bir birlik olacaşına inanıyorum. Bu konu, Kazakistan'a resmi ziyarette bulunan Putin'le yaptığımız görüşmede gündeme geldi ve Putin, Kazakistan ile bölge ülkelerinin bağımsızlığına saygılı ve karşılıklı menfaatler çerçevesinde gelişmesine katkıda bulunmaya hazır olduğunu ifade etti.
- Bakü-Ceyhan ya da Aktau-Ceyhan petrol boru hattı konusunda ne düşünüyorsunuz? Bölge ülkeleri üzerine düşeni yapıyor mu?
- Biz Kazakistan olarak petrol üreticisi bir ülkeyiz. Yıllık 30 milyon ton üretim hacmimiz var ve ileride 100-150 milyon tona çıkarmayı hedefliyoruz. Önemli olan konu, bunu dış pazara çıkarma ve satmadır. Bu bizim için çok önemli bir olay. Zira, denizlere çıkışı olmayan bir ülkeyiz. Elbette birçok alternatif gerekiyor. Bunlar arasında Türkiye açısından da önem taşıyan Bakü-Ceyhan projesi var. Ancak bu proje ile ilgili hälä cevaplanmamış sorular var. Kazakistan'dan çıkan bir ton petrolün Ceyhan'a ulaşma maliyeti nedir bilmiyoruz. Şu anda hatla ilgili tartışma Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan ekseni üzerinde oluyor. Kazakistan *tartışmanın dışında kalıyor. Herkes Bakü-Ceyhan... deyip duruyor. Bu nedenle bir süre önce, bu projenin sadece Bakü-Ceyhan olarak değil, Aktau-Bakü-Ceyhan olarak düşünülmesi gerektiğini söyledim.
- Hazar Denizi'nin tabanından boru hattını nasıl geçireceğiz, denizden tankerle mi taşıyacağız, Türkmenistan üzerinden mi yollayacağız,* bu soruların cevaplanması gerekiyor. Ancak genel manada Kazakistan bu hattı destekliyor. Mesela biz, yılda 100-150 milyon ton petrol üretmemiz durumunda aynı zamanda 80 milyar metreküplük doğalgaz üretimimiz de söz konusu olacak. Bakü-Ceyhan deklarasyonu imzalanırken, buraya Türkiye'nin 20 milyar metreküp gaz alacağı ibaresi düşüldü. Bu konu da daha netlik kazanmış değil. Bu sebeple biz, bu hattı desteklemekle birlikte, 2001 yılında Kuzey Hazar Hattı (KTK-Hazar Karadeniz Hattı) hayata geçecek. Bu hatta Kazakistan 40 milyon ton petrol verebilecek. Dolayısıyla 2005 ve 2007 yılına kadar Kazakistan'ın ikinci bir hatta ihtiyacı olmayacak. Çünkü ikinci bir hatta bu tarihe kadar verecek petrolümüz yok.
Kimseye bağımlı olmayız
Üçüncü bir konu, Çin ile bir anlaşmamız var. Şu anda Çin alternatifinin getiri ve götürüsü üzerinde çalışmalar devam ediyor. Kazakistan olarak Çin'e de bir boru hattının uzanması düşüncesindeyiz. Rusya üzerinden Baltık Denizi'ne gidecek bir hat olsa diye düşünüyoruz. Bir başka alternatif ise İran üzerinden Basra Körfezi'ne inilebilir mi diye düşünüyoruz. Boru hattı konusunda Kazakistan'ın politikası çok alternatifli olmasıdır.
Bakü-Ceyhan'ın Türkiye'nin büyük faydasına olduğunun farkındayız. Şunun çok iyi bilinmesi lazım ki, hedefimiz hiçbir tarafa bağlı, hiçbir ülkeye bağımlı hale gelmemektir. Yani ne Rusya'ya, ne Çin'e, ne İran'a.
Bakü-Ceyhan'ı destekliyoruz; ancak Kazakistan'ın işin içinde olması lazım.
Kazakistan'a giren yabancı sermaye içinde Türkiye'nin yeri nedir, Türk işadamlarının Kazakistan ekonomisindeki rolü nedir? Yeni yatırımcılara hangi alanları tavsiye edersiniz?
1993 yılından bu yana, Kazakistan'a 7 yıllık süreçte 10 milyar dolarlık yabancı sermaye yatırımı söz konusu. Bu rakam bazı Avrupa ve eski SSCB ülkeleri arasında en yüksek rakam. Dünya Bankası'nın verilerine göre, Kazakistan en çok yabancı sermaye çeken ilk 20 ülke arasında. Bu yatırımların oranına gelecek olursak, birinci sırada ABD, ikinci sırada İngiltere, Türkiye ise 1,5 milyar dolarlık yatırım hacmi ile üçüncü sırada yer alıyor.
Büyük firmalarınız gelmedi
Ben, bağımsızlığın ilk gününden bu yana Türk işadamlarını ülkeme çekmek, yatırım yapmalarını sağlamak için özel bir politika izledim. Çünkü bu, yakın ve akraba ülke olmamızın gereği idi. Ancak şimdiye kadar buraya gelen Türk işadamlarının büyük çoğunluğu inşaat sektöründe idi. Yani üretime dönük yatırım değil, ihale alarak inşaatların yapılması şeklinde. Ülke olarak bu aşamayı tamamladık. Mesela başkent Astana'nın tamamına yakını Türk işadamlarınca inşa edildi. Birkaç gün sonra açacağımız 220 milyon dolara mal olan Boğaz Köprüsü'ne benzeyen Semey'deki köprünün açılışını yapacağız.
Şu an faaliyet gösteren firmaların çoğu orta ölçekli firmalar. Türkiye'nin büyük firmaları hälä ülkemize gelmedi.
Bizim ülke olarak bundan sonraki beklentimiz, orta ölçekli firmaların üretime dayalı yatırımlarıdır. Biz Türkiye'nin küçük ve orta ölçekli işletmelerinin tecrübelerinden istifade etmek istiyoruz. Bu işletmeler, ülkemizde her alan ve her yerde büyük oranda iş imkanı bulacaklardır. Özellikle tarım, hayvancılık, gıda ürünleri, otomotiv, kimya ve sağlık sektöründeki yatırımlarını bekliyoruz. Ama üzülerek söyleyeyim ki, bu alanlara hälä Türk işletmeleri ilgi göstermiyor.
Bütün bunlara rağmen, Orta Asya'da Türk işletmelerinin en yoğun bulunduğu ülkenin de Kazakistan olduğunu belirtmek isterim.
- İki ülke ilişkilerinin önemli bir ayağını da eğitim oluşturuyor. Kazakistan'da Ahmet Yesevi ve Süleyman Demirel üniversiteleri ve çok sayıda Kazak-Türk lisesi var. Türkiye'den Kazakistan'a yapılan eğitim yatırımlarının Kazak eğitim ve kültürüne katkısı nedir? Çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bağımsızlığımızın ilk gününden beri eğitime ayrı bir önem verdik. Öğrencilerimiz yurtdışına ilk olarak Türkiye'ye gönderildi.Daha sonra Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin temelini attık. Türkiye buna çok büyük maddi ve manevi destekte bulundu. Bu nedenle müteşekkiriz. Şu anda bu üniversitede bütün Türk dünyasından 15 bin öğrenci eğitim görüyor.
Okullara desteğimiz sürecek
- Süleyman Demirel Üniversitesi ise özel bir üniversite. Adını bizzat ben koydum ve açılışını ben yaptım. Bu üniversitelerin farklı ve önemli bir özelliği, başka branşlardan ziyade, Türkçe, İngilizce ve Kazakçanın uluslararası seviyede verilmesi. Bu, bizim gençlerimiz için çok önemli.
Şu anda Türkiye'de yaklaşık 2 bin kazak öğrenci okuyor. Türkiye'den gelen 700 kadar öğrenci de burada okuyor. Bu iki taraf için de önemli. Ayrıca ülkemizde önemli bir hizmet veren 24 Kazak-Türk Lisesi bulunuyor. Devlet olarak bu okulları desteklemeye devam edeceğiz.
Bu, kardeşliğimizi ve dostluğumuzu sürdürecek. Çünkü tarihimiz, kültürümüz, dilimiz, dinimiz ve kanımız bir. Ancak uzun süredir ilişkilerimiz olmadı. Kardeş halklar olarak bizim biribirimizi tanıyıp bilmemiz lazım. Bu nedenle gençlerin Türkiye'de okuması, Kazak-Türk liselerinin ve üniversitelerinin açılması çok önemli bir olay.
- 20 Ekim'de Türkistan şehrinde 1500. yıl kutlamaları başlayacak. Sizin önderliğinizde gerçekleştirilen kutlamalara birçok devlet başkanı da katılacak. Nasıl bir etkinlik olacak?
- Türkistan, Türk dünyasının ortak şehridir. Bu bayram Hoca Ahmet Yesevi'nin yaşadığı topraklarda, UNESCO çerçevesinde kutlanacak bir bayram. Bu topraklar Türk dünyasının ve Kazak dünyasının manevi topraklarıdır. O topraklarda 17 hanımızın kabri bulunuyor.
- Türkiye'nin de katkılarıyla Türkistan'da Hoca Ahmet Yesevi adını taşıyan bir üniversite yaptık ve açtık. Bu bayram için bütçeden, yüklü bir meblağ ayırdık. Büyük hazırlıklar yaptık. Türkiye için de son derece önemli olan bu bayrama Cumhurbaşkanınız A. Necdet Sezer' de katılacak. Ayın 19'unda Astana'ya gelecek, oradan da Türkistan'a birlikte geçeceğiz.


NAZARBAYEV RÖPORTAJI
Kadir Dikbaş-Enes Cansever/ALMATI

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Yesevi ruhu ve İslam'ın Orta Asya'ya iadesi
MesajGönderilme zamanı: 02.06.11, 08:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Alıntı:
Kazakistan'daki türbenin restorasyonu 7 yılda tamamlandı.

Edip Ali YAVUZ

(Ankara ZAMAN)

Hoca Ahmet Yesevi Türbesi'ni Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer açacak. Türk dünyası için büyük önem taşıyan ve restorasyon çalışması yıllardır devam eden Kazakistan'da bulunan türbedeki düzenlemeler tamamlandı. Yedi yıllık bir çalışmanın ardından yüzde 75'i tamamlanan restorasyon çalışmaları, Devlet Bakanı Abdulhaluk Çay'ın göreve gelmesiyle birlikte bir yılda tamamlandı. Türbenin restorasyonunun 1994 yılında tamamlanması planlanmıştı. Kazakistan'ın Türkistan şehrinin kuruluşunun 1500. yılı törenlerine yetiştirilen türbe, büyük bir aksilik olmazsa Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından açılacak.
57'nci hükümetle birlikte restorasyon işlemleri TİKA'nın sorumluluğuna verilen türbe, Türkistan şehrinin kuruluşunun 1500. yılı törenlerine de yetiştirilmiş oldu.
Türbenin izolasyon işine ait olan tuğlalar Özbekistan'da yapıldı. Dilimli kubbe çinilerinin ihalesi ise yeniden yapılarak bu çiniler Türkiye'de üretildi.
İlk yurtdışı seyahatini türbenin bulunduğu Kazakistan'a yaptığını hatırlatan Devlet Bakanı Abdulhaluk Çay, şunları söyledi: "25 Temmuz 1999'da gerçekleştirdiğimiz bu ziyaret sonrasında restorasyonun 31 Temmuz 2000 tarihinde bitirilmesi için gerekli direktifleri verdim. Türk-İslarn älemi için böylesine büyük bir mänä ifade eden Yesevi Türbesi'nin restorasyonunun bitirilmesi bize nasip olmuştur. Bu bizim için olduğu gibi Türkiye'den binlerce kilometre uzaktalıktaki atayurdumuz Kazakistan'daki türbenin restore edilmesi devletimiz için gurur verici bir gelişmedir."
Çay, ortak kültür, tarih ve dil birliğinin göstergesi olan türbenin Türk dünyasının beraberliği açısından tarihi bir görevi ifa edeceğini de sözlerine ekledi.

Edip Ali YAVUZ
(Ankara ZAMAN)


Dünya Yesevi'ye muhtaç

Enes CANSEVER


ALMATI

Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev, dünyaya ilim, kültür ve inanç yayan Türkistan'daki kutlamalara Müslüman ve Türk dünyasının katılmasını istedi.

Hoca Ahmet Yesevi Türbesi'nin bulunduğu Kazakistan'ın Türkistan şehri, UNESCO'nun kararıyla önümüzdeki ekim ayında 1500. yılını kutlamaya hazırlanıyor. Kutlama hazırlıklarını yakından takip eden Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Türkistan şehrinin asırlar önce bütün dünyaya ilim, kültür ve inanç yaydığına dikkat çekti. Nazarbayev, bütün Müslüman ve Türk kökenli halkları 19-25 Ekim tarihleri arasında yapılacak törenlere katılmaya çağırdı.

Türkiye'ye teşekkür

Kazakistan, yaklaşık iki yıldır bu büyük kutlamalara hazırlanıyor. SSCB döneminde ilgilenilmeyen ve kendi haline terk edilen Hoca Ahmet Yesevi Türbesi, tamamen Türkiye'nin maddi desteğiyle restore ediliyor. Yaklaşık 30 milyon dolar harcanan enjeksiyon ve rehabilitasyon çalışmaları son aşamaya geldi. Kazakistan'ın ve hatta Türk dünyasının manevi başkenti olarak görülen Türkistan şehri, yürütülen çalışmalarla altyapısı ve görünümüyle modern bir şehir haline getiriliyor. Şehrin bu etkinliklerle ayrıca uluslararası arenaya da tanıtılarak dünya turizmine açılması hedefleniyor. Bu arada Nazarbayev'in kararnamesiyle 2000'in 'kültür yılı' olarak ilan edilmesi, çalışmaları daha da artırdı. Son altı ayda 300 yeni kütüphane hizmete açıldı.

Çalışmaları yakından takip eden Devlet Başkanı Nazarbayev, Kazakistan Merkez Kütüphanesi'ni ziyareti sırasında Cihan Haber Ajansı'na (CHA) özel açıklamalarda bulundu. Türkistan'ın bundan asırlar önce bütün dünyaya ilim, kültür ve inanç yaydığını hatırlatan Nazarbayev, bu manevi şehrin belli bir süre ihmale uğradığını kaydetti. Nazarbayev, doğudan batıya çıkış yapan ve kaynağını Hoca Ahmet Yesevi'den alan ilim, irfan ve insanlık ışığının yeniden gerçek hüviyetine kavuşacağına olan inancını dile getirdi ve buna bütün dünyanın ihtiyacının olduğunu vurguladı.

Türkistan ve Hoca Ahmet Yesevi Türbesi'nin gerçek hüviyetine kavuşturulmasında yardımları için Türkiye'ye teşekkür eden Nazarbayev, ''Bu, tarihin Türk kardeşlerimize yüklediği bir borçtur. Bu borcu da imkanları çerçevesinde en güzel bir şekilde yerine getirdiler.'' dedi.

Türkistan'ın 1500'üncü yılı kutlamaları için yaklaşık 50 ülke liderine davetiye gönderildi.
Türkiye'den Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel davet edildi.

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye