Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Taşkent’teki Yeseviyye Türbeleri / Dr. Uktam SULTAN
MesajGönderilme zamanı: 28.10.10, 22:35 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 21.12.08, 12:25
Mesajlar: 641
Alıntı:
Taşkent’teki Yeseviyye tarikatı mensuplarının mezarları

Dr. Uktam SULTONOV[1]

Son zamanlarda, muhtelif araştırmacılar tarafından hazırlanan çalışmalar, Yesevîyye araştırmalarında usûl ve konuların çeşitliliğinin gelişip arttığını göstermektedir. Aynı zamanda bu durum, Yesevîyye konusunda ortaya çıkan meseleler üzerinde yeni araştırmalar yapmayı da zorunlu kılmaktadır.
Bu meselelerden biri, Yeseviyye tarikatının 19 yy. sonu, 20. yy. başında toplum içerisindeki yeri, halkın yaşam tarzı ve manevi hayatındaki önemini araştırmaktır. Bu tebliğimizde, mezkûr tarikatın söz konusu devirde Taşkent şehrindeki durumunu anlamaya yönelik araştırmamızda ulaştığımız bazı sonuçları ortaya koymak istemekteyiz.

Bilidiği üzere, Taşkent Özbekistanning başkenti, ayni zamanda islam ügarliliğinin eski merkazlarindandır. 2007 senasinda Islam konferensinın IRSIKA Hai’atı tarafından Taşkent Islam kulturunın başkenti ularak i’lan edildi. 2009 senasinda ise Taşkentnın 2200 yil donemi nişlandi.

Bilindiği gibi, Taşkent ve çevresi, Yesevilik tarikatının daha geniş yayıldığı bir mekândır. Buradaki ziyaret yerleri ve mezarlar Hoca Ahmet Yesevi halefleri, evlatları ve onlara bağlı olan şahısların faaliyetlerine dayanır. Bu konuda 15-18. yüzyıllara ait “Reşehat aynel-hayat” (Ali es-Safi), “Lemehat min nefehat el-kudus” (Muhammed Alim Sıddıki), “Tezkire-i Tahir İşan” (Tahir İşan), “Tuhfet ul-ensap Aleviye” (Hoca Abdurrahim Hisari), “Hüccet ul-zakirin” (Muhammed Şerif b. Muhammed Hüseyin Buhari) gibi birçok eserlerde söz konusu tarikat vekillerinin Taşkent civarındaki faaliyeti ve mezarları hakkında önemli bilgiler sunulur.

Tabii ki, bu bilgiler Yesevi şeyhlerinin Taşkent’teki faaliyetlerini daha kapsamlı bir şekilde anlamamıza yardımcı olur. Ama 19-20.yüzyıla gelince, Yesevilik, Taşkent ve Taşkentlilerin kültürü ve manevi hayatında ne gibi önem taşıdı acaba? Nakşibendiye-Müceddidiye öğretisinin Türkistan’da etki göstermeye başladığı bir dönemde milletin Yesevilik tarikatı vekillerine karşı tutumu nasıldı? Taşkent’teki mezarların incelenmesi bu gibi soruların aydınlığa kavuşmasını sağlar.

İlk önce vurgulanmalıdır ki, bu dönemde Yesevi şeyhlerinin faaliyetine dair ayrı bir eser mevcut değildir. Fakat 19-20.yüzyılın ilk yıllarına ait bazı tarihi kaynaklar, seyyahların anıları, özellikle tarihi evraklar ve Türkistan Generel-Gubernatörlüğü mahkemesene ait arşiv bilgileri bu dönemde Taşkent’te Yesevi tarikatı ve şeyhlerinin faaliyetleri epey canlı olduğunu kanaatini verir.

Aynı dönem müelliflerinden olan N.Mayev, Y.Skayler ve N.Likoşin’lerin topladığı bilgilere göre, Taşkent’te diğer tarikatlarla beraber cehriye sultaniye, yani Yesevilik de itibar kazanmıştır. Nitekim N.Likoşin Taşkent’teki Yesevi işanlarının gelir kaynakları ve hayat şartları konusunda önemli bilgi aktarmıştır[2]. N.Mayev’in anlattıklarına göre, Yesevi tarikatı vekilleri haftada üç defa zikir ederlermiş. Yani, Pazartesi günü Hoca Übeydullah Ahrar’ın Taşkent’in Kökçe semtindeki mescidinde, Perşembe günü Kaşgar mahallesindeki Sahiphoca mescidinde, Pazar ve Pazartesi günleri de Arpapaya mahallesindeki İşanhoca mescidinde toplanırlardı[3]. Taşkentli tarihçi Muhammet Salih Hoca da onların Hoca Übeydullah Ahrar mescidinde zikir ettiklerini anlatır[4].

Yesevilik tarikatı vekillerinin şehirdeki faaliyetleri ve adamlar arasında katettikleri mevki, Taşkent şehri ve civarındaki onlara ait mezarların ziyaret yerine dönüşmesini sağlamıştır.

Orta Asya topraklarında Yesevi sufilerine ait mezarlar en çok Semerkant, Buhara, Taşkent civarları ve Güney Kazakistan’da bulunduğunu belirtmek lazım. Bunların arasında Taşkent’te bulunan mezarlar Yesevişinaslık açısından en az öğrenilmiş, ama çok önemli bir noktayı oluşturmuştur.

Yukarıda adı anılan kaynakların incelenmesi ve Taşkent’in eski şehir kısmına yaptığımız özel yolculuk sonucunda Taşkent ve civarında 19-20. yüzyıla ait 100’e yakın ın bulunduğu saptandı[5]. Bu mezarların önemli bir kısmının Yesevi şeyh ve sufilerine ait olduğu dikkat çekicidir.

Taşkent şehrinde de Yesevi vekillerine ait mezarların adlarına “ata” ve “azizan” (azizler) kelimelerinin eklenmesi ayrıcalık taşır. Fakat bunların hepsi de kesin delillerle kanıtlanmış durumda değildir ve detaylı araştırmaların yapılmasını gerektirir. Buna rağmen, söz konusu mezarları üç başlık altında toplayabiliriz:

1. Tarihi şahıslara ait mezarlar: Zengi Ata, Sultan Şeyh Azizler, Azizlerhan İşan (Mirkurban Şeyh Azizan, Hadıhan Azizler) ...

2. Şahsı belli olmayan ve lakaplarla anılan mezarlar: Kah Ata – Seyyid Kemalettin Şami, Sufi Şeyh Azizler, Tursun Şeyh Azizler, Gayip Ata – Hüseyin Şeyh, Türkçü Ata, Tunkatar Ata, Yığlak Ata, Himmetlik Azizler, Tular Şeyh Azizler, Hafız Kuyluki – Kuyluk Ata ...

3. Sembolik mezarlar: Ebducelil Bab, İbrahim Ata, Seyyid Ata, Süzük Ata ...

Taşkent mezarları adına takılan “Ata” kelimesi her zaman da mezarların Yesevi tarikati vekillerine ait olduğunun anlamını vermez. Hatta bu bazı karışıklıklara bile neden olabilir. Nitekim 19-20. yüzyılın ilk yıllarında Taşkentliler şehirde bulunan hemen bütün mezarlar için “Ata” kelimesini kullanmışlardır. Fakat Sultan Şeyh Azizler, Kurban Şeyh Azizler, Hadıhan Azizler, Sufişeyh Azizler, Tular Şeyh Azizler, Himmetlik Azizler gibi mezar sahiplerinin gerçekten Yesevi vekilleri olduğu kesindir. Çünkü “Tarih-i cedide-i Taşkent” eserinde onların Yesevilik halefleri veya tarikat salikleri oldukları vurgulanmıştır[6].

Eserden okuyoruz:
“... [Taşkent’in] Şeyh Havend Tahur semti, Türk mahallesinde Şeyhan Tahur kanalının yukarısında, Tunkatar Ata türbesi vardır. Tunkatar Ata, Hoca Ahmet Yesevi’nin müridlerinden olup, kerametleriyle tanınan zattır. Aldığımız bilgilere göre ömrünün son yılları şu kanal yakasında geçmiştir”[7].

Yene okuyoruz: “ ... [Taşkent’in] Çağatay kapısı yakınında Türkçü Ata adıyla ün yapmış olan bu şahıs âlim ve bilge zat olup, Yeseviyye sâliklerindendir. Türkçü Ata, Arapça ders vermiştir. Öğrencileriyle Türkçe sohbetlerde bulunduğu nedeniyle bu adı almıştır”[8].

Taşkent’teki Yesevi ziyaret yerlerinde de diğer ziyaret yerleri gibi uzun süre sonucunda belli kural ve ananeler geliştirilmiştir. Ezcümle, Yığlak Ata mezarının ziyaret kuralları konusunda Muhammet Salih hoca şöyle yazar: “... Ziyaret etmeden önce samimiyetle itikat edilir, sonra came çıkarılır ve içeri girilir. Kıble tarafındaki navenin altında yalın ayak halde durulur. Kim içten bir itikat ve istekle gelmiş ise naveden ağlamaya benzeyen bir sesle su gelerek başına akar. Gusülden sonra su kendiliğinden durur. İhlası olmayan kişilererin başına bir damla bile su akmaz”[9].

Kaynaklara göre, özellikle Muhammad Olim Şeyh al-Siddikiynin 1624 yilinda tasnif edilan “Lemehat min nefehat el-kudus” eserinde bildirildiğine göre, Yesevi tarikatinin seleflerinden olan Sadr Ata’nın mezarı Taşkent’ten 2 fersah uzaklıktaki Orta Saray’da, Bedir Ata’nın mezarı da Taşkent’ten 4 fersah uzaklıktaki Köhek’te bulunmaktadır[10]. 1737 yilinnda tasnif edilmiş “Tuhfet ul-ensab al-Alaviye” eseri müellifi Hoca Abdurrahim Hisari, Sadr Ata mezarının Köhek’te olduğunu, 1697 yilinda yazilan “Huccet uz-zakirin” eseri müellifi Muhammed Şerif b. Muhammednin ise,bu mezarın Taşkent’ten 2 fersah uzaktaki Evser’(?) de bulunduğunu, söyler[11].

Tabii ki 13-18 yüzyıllarda böyle ziyaret yerlerinin gittikçe arttığı kesindir. Yalnız günümüzde bu mezarların hepsi de korunmuş değildir. Korunmuş olan bazı mezarlar üzerinde duralım.

Zengi Ata. Zengi Ata’nın mezarı araştırmacılara ve tasavvuf muhiplerine malumdur. Taşkent’teki Zengi Ata semti Yesevi haleflerinden olan Zengi Ata (vef. 1258)’nın adıyla bağlıdır. Sonradan bu daha Beşağaç diye adlandırıldı. Zengi Ata’nın doğduğu mahalle onun adını almıştır[12]. 19-yüzyılda Zengi Ata mezarını her sene kavun piştiği dönemde üç gün ziyaret etmek adet olmuştur. Bu ziyaretlere bizzat tanık olan N.Mayev, Y.Kazbekov ve Y.Skaylerler’in sundukları bilgilere göre, bu dönemde çok heyecanlı bayram ve fuar da düzenlenirmiş[13]. Zengi Ata ve Enber Bibi mezarları da en çok ziyaret edilen kutsi mekana dönüşmüştür.

İbrahim Ata. İbrahim Ata türbesi Sabir Rahimov semtinde bulunmakta olup 15-17.yüzyıla aittir. Türbe Ahmet Yesevi’nin babasının sembolik mezarı üzerine yapılmıştır[14]. Eyvan ve kubbeli tek odadan ibarettir. İbrahim Ata’nın gerçek mezarı Güney Kazakistan’daki Sayram’da olmasına rağmen, insanlar bu makam türbeye ayrıca saygı göstermişlerdir[15]. Tarihte türbe çilehanesinde öğrenci ilimle meşgul olmuşlar. Bu çilehane günümüzde de korunmaktadır.

Kah Ata. Muhammed Salih Hoca’nın yazdığına göre şehrin Tahtapul kapısı yakınında yerleşmiş olup, 19.yüzyıla ait olan Kah Ata mezari, Yesevi vekillerinden birine mensubtir[16]. Tarihçi A.Nasirov’un “Taşkent şeyhleri” başlığıyla topladığı bilgilere göre Kah Ata’nın asıl adı Şeyh Kemalettin Şami’dir[17]. Muhammed Salih Hoca, insanların isteklerine kavuşabilmek için Kah Ata’nın mezarı başında çilehanede oturduklarını kaydeder. Şehrin Sebzar kısmında Kah Ata veya Kah Ata-i büzürg mahallesi olmuştur. Günümüzde Kah Ata’nın 18.yüzyıla ait türbesi yeniden imar edildi.

Süzük Ata. Türbe Şeyh Havend Tahur semtinde yerleşmiştir. Sembolik mezarlar arasında Süzük Ata’yla ilgili bilgilere çok rastlanmaktadır. Süzük Ata Hakim Ata’nın evlatlarındandır. A.Nasirov’un sunduğu bilgilere göre Süzük Ata, İsmail Ata’nın küçük oğludur. “Hüccet el-zakirin” eserinde bu zat Süzük Ata veya Süksük Ata şeklinde anılır. Asıl ismi ise Mustafa Kulu’dur. Sayram’da doğmuştur. Neden böyle ad verildiği konusunda “Büzürgani Sayram” eserinde onun kaşlarının kalın ve gözlerinin ela olduğunu ve Ahmet Yesevi ona “Süzügüm geldi, gel yavrum” dediğini bilgi olarak getirir. Başka bir kaynakta getirildiğine göre, Mustafakulu 1140-1217 yıllarında yaşamış olup, Ahmet Yesevi’nin Gevheri Huştaç adlı kızının küçük çocuğudur. Mevcut şecere bilgilerinde Gevher Huştaç’ın Suleyman Veli’yle evlendiğini fakat onların çocuklarının olmadığını görürüz[18].

Süzük Ata büyüyünce Taşkent’in Beşağaç semtindeki Çukurköprü, Mirler ve Çakar mahalleleri arasına gelip yerleşir. Süzük Ata el sanatı ustalarından biri olup, sonradan onun yaşadığı mahalle Süzük adını almıştır[19].

Seyyid Ata. Taşkent’in Sabır Rahimov semtinde bulunmaktadır. Seyyid Ata’nın asıl adı Seyyid Ahmet b. Seyyid Ebu Bekir (vefatı 1291 veya 1310) olup, Zengi Ata’nın ikinci halefidir. Seyyid Atanın mezkur sembolik türbesi 18-yüzyıla ait bir mezarlıktadır[20]. Seyyid Ata’nın asıl mezarı Harizm’dadır.

Azizlarhan İşan. Azizlarhan İşan’ın mezarı Şeyhantahur semtinde, Azizlarhan mescidi avludadır. Halk arasında Azlarhan İşan mescidi ve mezari denilir. Mescit, uzmanlar tarafından birkaç defa incelenmesine rağmen onun ne zaman yapıldığı ve kimin yaptırdığı konusunda kesin bilgi yoktur. Sadece 18.yüzyılın 60-70’lı yıllarına ait olduğu tahmin edilir.

Halk arasında dolaşan rivayete göre mescidi yaptıran Mirkurban Şeyh Azizan birkaç göbekle Süzük Ata’ya bağlanır. Rivayete göre Mirkurban Şeyh Arabistan ülkesinden bir kaç meslektaşıyla Orta Asya’ya din teşviki için gelir. Mescit avlusundaki çınar mescit yapıldığı zaman dikilmiş olup 300 yaşındadır. Mirkurban Şeyh bir işanın (soylu hoca) kızıyla evlenir, çoluk-çocuk sahibi olur ve ömrünün son yıllarında Arabistan’a döner. Araştırmalar sonucu Mirkurban Azizan’ın tarihi bir şahıs olduğu, 18.yüzyılın 2.yarısı, 19.yüzyılın 1.yarısında Taşkent’te yaşadığı saptandı[21].

Halk mescidin Azizlarhan işana ait olduğunu söylese de onun, Mirkurban Azizana mı veya onun Azizlarhan lakabıyla tanınan oğlu Hadihan Azizlere mi veya torunu Zeyniddin İşana mı ait olduğu belli değildir.

Sultan Şeyh Azizler. Şeyhantahur semtinin Rabat mahallesinde Sultan Şeyh Azizlarin mezarı korunmuş olup, tamir işlerinden sonra küçücük bir türbe yapılmıştır. Türbenin etrafında eski mezarlığa ait kabirler vardır. Birkaç sene önce bulunan mescit vakıfnamesinde bu zatın Sultan Hoca olduğu ve 18.yüzyılın son yılları-19.yüzyılın ortalarında yaşadığı anlaşıldı. Mezkur vakıfname 1874 yılına ait olup, Sultan Şeyh’in oğlu Muhammet Hoca tarafından yazılmıştır
.
Gayıp Ata. Taşkent’in kuzey-batısındaki Sabır Rahimov semtinin Karasaray sokağındadır. Mezar 19-yüzyılın 80’li yıllarından beri mevcuttur. Rivayete göre, Gayip Ata adı Yesevi şeyhi Hüseyin Şeyh adi ve fealiyati ile bağlıdır[22].

Koyluk Ata. Taşkent’in Mirabat semtinde oluip, 19.yüzyıla aittir. Koyluk Ata lakabiyle meşhur olan Yesevi şeyhi Hafız Koyluki 15-16 asirlarda yaşamıştır[23].

Yukarıda geçen fikir ve bilgiler ışığında şöyle özetleme yapabiliriz.

- 19.yüzyıl başlarında Taşkent ve civarında Ata nisbesiyle 20 küsur, Azizan ve Azizler nisbesiyle 10’a yakın mezar vardı. Mezarların büyük kısmı korunmamış ise de yapılacak araştırmalar bu konuyu aydınlatacaktır. Bu araştırmalar Taşkent şehrinde Yesevi tarikati ve vekillerinin faaliyetinin öğrenilmesine de katkı sağlayacaktır.

- Taşkent ve civarındaki Yesevi şeyhleri faaliyetiyle ilgili mezarlar 18-19.yüzyıllara gelince ortaya çıkmış değildir. Böyle ziyaret yerlerinin teşekkül süreci 12-19.yüzyılları kapsayan uzun bir dönemi içerir. Zengi Ata, Anber Bibi, Yığlak Ata gibi yerlerde belli ziyaret kural ve adetleri geliştirilmiştir.

- Yesevi şeyhlerine ait mezarlar diğer ziyaret yerleri gibi milletin manevi ve günlük hayat tarzına işlemiştir. Bu da insanların mezarları ziyaret etmesi, onlara saygı göstermeleri ve vakıflar ayırmaları gibi amellerinde açıkça görülür.

- Taşkent’te İbrahim Ata, Seyyid Ata, Süzük Ata gibi Yesevi şeyhlerinin sembolik mezarlarının ortaya çıkması tesadüf değildir. Bunlar halkın istek ve inancını ifade eder. Bu durum bir bakıma Taşkent’le Türkistan, Sayram gibi birçok yerlerin toplumsal, kültürel ve manevi ilişkilerinin devam etmesiyle de izah edilebilir.

[1] Özbekistan Fenler Akademisi, Biruni Şarkiyyat Enstitüsü. usultonov@mail.ru

[2] Likoşin N. Taşkent işanlari. Taşkent, 1996.
[3] Маев Н.А. Азиатский Ташкент / Материалы для статистики Туркестанского края. Вып. IV. – СПб., 1876. С.283-284; Schuyler E. Turkestan. Notes of a Journey in Russian Turkestan, Khokand, Bukhara and Kuldja. In two volumes. New York, 1876. Vol.I. Р.157; Likoşin N. Taşkent işanlari. S.19.
[4] Muhammet Salih Hoca. Tarih-i cedide-i Taşkent. Özbekistan Fenler Akademisi, Biruni Şarkiyyat Enstitüsü kolyazmasi, №11073. S.274а.
[5] Taşkent mezarlari hakinda bakiniz: Sultonov U. Muhammad Salih Khoja va uning “Tarikh-i jadida-i Toshkand” asari. Taşkent, 2009. S.172-200.
[6] Sultonov U. “Tarikh-i jadida-i Toshkand” asarida Yasaviya tariqati namoyandalari mozorlari zikri // Imam al-Bakhari saboqlari. Taşkent, 2005. №1. – S.75-77.
[7] Muhammet Salih Hoca. Tarih-i cedide-i Taşkent. S.209b.
[8] Muhammet Salih Hoca. Tarih-i cedide-i Taşkent. S.261a.
[9] Muhammet Salih Hoca. Tarih-i cedide-i Taşkent. S.279b.
[10] Muhammad Olim Şeyh al-Siddikiy. Lemehat min nefehat el-kudus. Özbekistan Fenler Akademisi, Biruni Şarkiyyat Enstitüsü kolyazmasi, №495. S.59а, 61а, 62б.
[11] Hoca Abdurrahim Hisari. Tuhfet ul-ensab al-Alaviye. Özbekistan Fenler Akademisi, Biruni Şarkiyyat Enstitüsü kolyazmasi, №1459. S.285а; Muhammed Şerif b. Muhammed Huseyn Buhariy. Huccet uz-zakirin. Özbekistan Fenler Akademisi, Biruni Şarkiyyat Enstitüsü kolyazmasi, №3707. S.83а.
[12] Muhammet Salih Hoca. Tarih-i cedide-i Taşkent. S.280a.
Zengi Ata mezerini Hoca Abdurrahim Hisari de tevsif edmiş. Bakiniz: Tuhfet ul-ensab al-Alaviye. №1459. S.281а.
[13] Маев Н.А. Азиатский Ташкент. С.266; Schuyler E. Turkestan. Vol.I. P.138; Казбеков Ю. Праздник в Занги ата // Туркестанские ведомости. 1915. №34.
[14] Булатова В., Маньковская Л. Памятники зодчества Ташкента XIV-XIX вв. Т., 1983. С.126; Тошкент. Энциклопедия. Т., 2009. Б.244.
[15] Muhammet Salih Hoca. Tarih-i cedide-i Taşkent. S.266b.
[16] Muhammet Salih Hoca. Tarih-i cedide-i Taşkent. S.261b.
[17] Nosirov A. Toshkent mashoyikhlari. Özbekistan Fenler Akademisi, Biruni Şarkiyyat Enstitüsü kolyazmasi, №13416. S.126.
[18] Исламизация и сакральные родословные в Центральной Азии: Наследие Исхак Баба в нарративной и генеалогической традициях. Т.2. Генеалогические грамоты и сакральные семейства XIX-XXI веков: насаб-нама и группы ходжей, связанных с сакральным сказанием об Исхак Бабе. Составители, перевод на русский язык, комментарии, приложения и указатели: А.Муминов, З.Жандарбек, Д.Рахимджанов, Ш.Зиядов. Алматы-Берн-Ташкент-Блумингтон, 2008. С.114.
[19] Sultonov U. Muhammad Salih Khoja va uning “Tarikh-i jadida-i Toshkand” asari. S.191.
[20] Toshkent. Ensiklopediyasi. Т., 2009. S.768.
[21] Sultonov U. The Azizlarkhan ishan Mosque // Echo of History. Тashkent, 2009. №2. P.28-29.
[22] Toshkent. Ensiklopediyasi. Т., 2009. S.750.
[23] Toshkent. Ensiklopediyasi. Т., 2009. S.744.


Bağcılar Belediyesi, Uluslararası Ahmed Yesevi Sempozyumu, İstanbul-2010.

_________________
"Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp
Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."


Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye