Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Kuzey İslam Coğrafyası neresi?
MesajGönderilme zamanı: 21.02.11, 21:07 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 275
TÜRK CUMHURİYETLERİNDE İSLAM
Ahmet Serin
Kuzey İslam Coğrafyası neresi?
Birlik Vakfı Bursa Şubesi’ne Doç. Dr. Salih Pay konuk oldu ve en yakın bilinmezimiz Türk – İslam coğrafyasını anlattı.
21 Şubat 2011 Pazartesi 18:01

Birlik Vakfı Bursa Şubesi, kelimenin tam anlamıyla ufuk açıcı bir konu seçmişti Cuma Meclisi için: Türk Cumhuriyetlerinde İslami Yaşam. Hep bahsedilen, hep işittiğimiz, hep varlığıyla övündüğümüz ama ne olduğunu çoğu zaman bilemediğimiz bir dünya imiş meğer Türk dünyası...

Konuşmacı, gerçekten de konuya hakim, olaylara soğukkanlılıkla ve tarafsız gözle bakabilen, olayları ne abartma ne de küçük görme yanlısı olan bir bilim adamıydı: Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih Pay.

Salih Hoca, bizzat gidip gördüğü, bazen de yıllar boyu kalıp yaşadığı bir dünyadan yıllar süren bir çaba sonucunda edindiği izlenimleri, görseller eşliğinde ve gerçekten de rahatlıkla anlaşılabilir bir şekilde seriverdi gözlerimizin önüne. Ve biz dinleyiciler de şunu fark ettik ki: Bildiğimizi sandığımız bazı şeyleri meğer bilmiyormuşuz! Türk dünyasının İslam ile ilişkileri de, bu bildiğimizi sandığımız ama gerçekte bilmediklerimizden biri olarak çıktı karşımıza. Ya da en azından benim karşıma diyeyim.

Önce Salih Hocanın Türkiye dışındaki coğrafyayla irtibatı nasıl başlamış, ona dair birkaç not:

Yurtdışına çıkış ve ilk şaşkınlıklar

Salih Hoca, akademik çalışmalarını sürdürürken üniversitesi tarafından Mısır’a gönderilir. Yıl 1987’dir. Bu yıl, aynı zamanda onun hayatının dönüm noktasıdır. Tanıştığı kişiler ve bu kişilerin hayata ve dine bakışları, onun dikkatini Türk coğrafyasına ve bu dünyanın İslam ile ilişkisine çevirmesine neden olur. İlk şaşkınlığı, Mısır’da tanıştığı bir Kazak öğrencinin Müslüman olduğunu söylemesiyle olur. Buna şaşırmakta haklı olduğunu çünkü o yılların iki kutuplu dünyasında, demirperde ülkelerinin baskısı altında olan Türki Cumhuriyetlerde İslama ve Müslümana rastlanmayacak kadar yoğun baskılar yapıldığı söylemlerinin tüm dünyayı kuşattığını ve kendisinin de buna inandığını söyler. Oysa bu paradigma, bir Kazak öğrencinin Müslüman olduğunu söylemesiyle çökmüştür Salih Hoca için.

Bu şaşkınlığı yaşayan Salih Hoca, bu kez de Çin boyunduruğunda yaşayan Doğu Türkistanlı bir Uygur Türküyle tanışır. Bu Uygur Türkü de Müslümandır. Bu durum, Salih Hocanın o dünyaya ilgisinin artmasına yol açar. İlk izlenimini bizlere şu cümleyle aktardı Salih Hoca: “Şunu anladım ki, tüm baskılara rağmen bir ‘Sovyet İnsanı’ oluşturulamamıştı.”

“Zulmün süresi bir insan ömrü kadardır”

Salih Hoca, Mısır’da son Buhara Emirinin yeğeni olan Mübeşşir et-Tirasi ile tanışmasını ve onun kehanet gibi sözlerini şöyle aktardı:

“Son Buhara Emirinin yeğeni olan Mübeşşir et-Tirasi ile tanıştım. Yıl 1987. Sovyet Rusya, dünyanın iki süper gücünden biri o tarihlerde. Rusya’nın yıkılıp dağılmasını hayal etmek bile mümkün değil. Bir konuşmamızda Mübeşşir et-Tirasi, Rusya’nın yıkılmasının geciktiğini söyleyince ben şaşırdım. Şaşkınlığıma karşılık Mübeşşir et-Tirasi, şunu söyledi: “Büyüklerimiz bize, zulüm yapan devletlerin ömrünün bir insan ömrünü geçemeyeceğini öğrettiler. Sovyet Rusyanın ömrü ise bir insan ömrünü aştı.” dedi. Zaten biliyorsunuz, çok sürmeden Sovyet Rusya dağıldı.

Kuzey İslam Coğrafyası

Salih Hoca, bundan yaklaşık 40 yıl önce düzenlenen haritalarımızda Türkiye ve Arap dünyası hariç Müslüman devlet görünmediğini söyleyerek bir duruma dikkat çekti ve sonrasında şunu ekledi: “Türklerin eliyle Müslüman olan bir coğrafya var ve bu coğrafya, İslam dünyasında çok ama çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu coğrafyaya biz ‘Kuzey İslam Coğrafyası’ diyoruz”

Türklerin İslam’la İlişkisi

Salih Hoca, konu hakkında belki de birçoğumuzun yeni duyduğu bazı bilgileri şu sözlerle aktardı:

“Tarih kitaplarında Türklerin, İslamiyeti hemen kabul ettikleri yazar. Aslında bu bilgi doğru değildir. Türkler, Karahanlılar döneminde İslamı dalgalar halinde kabul etmezden önce de Müslümanlarla temas halindeydi. Türklerin Müslümanlarla ilk teması, Emeviler döneminde, 700’lü yıllarda olmuştur. Bu dönemde Emeviler, Buhara, Taşkent gibi Türk şehirlerini kuşatmışlardır.”

Unutulmuş bir Müslüman devlet: İdil Bulgar Devleti

Salih Hoca, Karahanlılarla kitle halinde başlayan İslam’a girişten önce Balkanlarda bir devletin Müslüman olduğundan şöyle sözetti:

“Abbasiler döneminde, hem de Abbasilerin en zayıf olduğu dönemde, 920 yılında İdil Bulgar Devleti, Müslüman tüccarlar aracılığıyla İslamı kabul edip Müslüman oldular. Hem de Müslüman devletlerle arada bir sınır teması olmadan gerçekleşti bu.”

Salih Hoca, bu devletin trajik sonunu ise şöyle anlattı: “Daha sonraki yıllarda sahipsiz kalan ve soy olarak da Tatarlaşıp İdil Tatarları adını alan bu devlet, Hristiyanlaşıp yaklaşık 1000 yıllık bir aradan sonra İslami hareketi bastırmakta kullanıldı.”

Karahanlılar ve dalgalar halinde İslam’a giriş

Türklerin Müslümanlarla yaklaşık 250 yıl süren bu temaslarından sonra, 960 yılından itibaren dalgalar halinde İslam’a girdiklerini anlatan Salih Hoca, İslam coğrafyasının ağırlıklı bölümünün Türklerin ya yaşadığı ya da etkilediği bir coğrafyayı oluşturduğunu söyledi.

Selçuklu ile başlayıp Osmanlı ile devam eden genişlemenin zaman zaman durdurulduğunu ama Türk coğrafyasını asıl etkileyen istilaların Rus istilaları olduğunu ayrıntılarıyla anlatan Salih Hoca, şöyle dedi: “1552 yılında başlayan Rus istilası, 4-5 yıl içinde çok geniş bir alanı kapladı ve o zamandan beri Rusya, İslam’ ı engellemek için her yolu denemektedir.”

Kulaklara küpe olacak son sözler

Konuşmasını daha sonra teknik bilgilerle ve anılarıyla sürdüren Salih Hoca, altın değerinde şu sözleri geceye bir mahya olarak astı:

“Şunu unutmamalı ki bir devlet diğer bir devleti silahla değil bilgiyle yener. Aslında devletleri mağlup eden silahlı güç değildir, bilgidir, üniversitelerdir.”


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye