Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Kazakistan Tarihi
MesajGönderilme zamanı: 27.10.10, 16:35 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 28.09.10, 13:01
Mesajlar: 166
KAZAKİSTAN TARİHİ

Kazaklar eski devirlerden beri Orta Asya'nın geniş bozkırlarında yaşamakta olan çeşitli Türk boylarının birleşmesi ve gelişmesi neticesinde ortaya çıkmıştır . X. ve XVI. yüzyıllar arasında isimlerini muhafaza etmekte olan Sak, Üysün, Alan, Kıpçak, Kanglı, Dulat, Argın, Nayman ve Kerey gibi kadim Türk boyları zaman içerisinde Kazakları oluşturmuşlardır.

Kazak kelimesine, eski devirlerde Kazaklarla ilişki kurmuş milletlerin çoğunun tarihî kaynaklarında tesadüf edilmektedir. Bu meyanda Çin, Arap, Fars, Bizans, Rus, Moğol ve Türk tarihlerini örnek gösterebiliriz. Bu kaynaklarda Kazak sözünün "asa, khaysak, kasak, kösek, gasug, gasag, hasık" olarak yazıldığını görüyoruz . Kazak kelimesinin ortaya çıkışı ve manası hakkında çok çeşitli fikirler ileri sürülmüştür. Bunlardan en yaygın görüşe göre, Kazak hür, bağımsız, kimseye boyun eğmeden başına buyruk yaşayan topluluk manasına gelmektedir. Kazak Hanlığı Tarih sahnesine Kazak Hanlığı ilk olarak XV. asırda ortaya çıktı. Ak Orda'nın son hanı Barak'ın oğulları Janibek ve Kerey Sultanlar 1456'da Ebu’l Hayr'ın yönetiminden kendilerine tabi urug ve boyları yanlarına alarak Deşt-i Kıpçak'ın doğusundan Magulistan'a göç etmesi, Kazak Hanlığının kurulması yolundaki ilk adım oldu.

Başlangıçta Kazak Hanlığı’nın toprakları batı Yedisu havalisi, Çu ve Talas nehirlerinin olduğu bölgeleri kapsıyordu. Tarihî kaynaklarda ise Kazakistan kelimesi ilk defa XVI. asırda bu bölgeler için kullanıldı . 1480'de Janibek Han'ın ölümünden sonra sırayla tahta çıkan halefleri Murunduk Han (1480-1511) ve Kasım Han (1511-1523) zamanlarında Kazak Hanlığının gücü artarak, Orta Asya bozkırlarının kuvvetli devleti haline geldi. Kazak Hanlığının merkezi başlangıçta Sirderya nehri boyundaki Sıgnak şehriydi. Daha sonra Ahmet Yesevî Hazretlerinin türbesinin bulunduğu Türkistan şehri ele geçtikten sonra, bu şehir başkent oldu ve Kazak Hanları ülkeyi buradaki Ak Saray'da oturarak idare ettiler . Kazakların dirayetli hanı Kasım'dan sonra yerine gelen Mamaş (1523), Tahir (1523-1533) ve Buydaş (1533-1538) hanlığın gücünü korumakta başarı sağlayamadılar. Hanlık "ulu cüz", "orta cüz" ve "küçük cüz" olarak üçe bölündü. Cüzlerin bölünmesi coğrafi bölge ve boylara göre gerçekleşti. Buydaş Han'dan sonra tahta çıkan Kasım Han'ın oğlu Haknazar Han (1538-1580) Kazak Devletinde babasının ölümünden sonra ortaya çıkan 15 yıllık fetret devrinin zararlı sonuçlarını düzeltmekte büyük başarı sağladı. 42 Yıllık saltanatıyla Kazak Hanlığı tahtında en uzun süre oturan han sıfatını alacak olan Haknazar, evvela Cüzler arasında bir birlik tesis etti. Böylece Tahir ve Buydaş Hanlar devrinde Hanlığın parçalanan siyasî otoritesini yeniden eski haline getirdi. Hatta Kırgızları da idaresi altına alarak, Kazak ve Kırgızların Hanı ünvanına da sahip oldu . Haknazar'dan sonra tahta çıkan Tahir Han'ın torunu Şıgay Han (1580-1582) ve Tauekel Han (1586-1598) devirlerinde Kazak Hanlığı gücünü muhafaza etti. Fakat 17. yüzyılda Hanlık gücünden kaybetmeye başladı. Bu yüzyılın sonlarından itibaren Kazaklara zaman zaman saldırılar düzenleyen Cungarlar 18. yüzyılın başında hücumlarını arttırdılar. Cungarlar 1723'te bir kaç yıl sürecek büyük bir saldırı gerçekleştirerek, Kazakların asırlarca izi silinmeyecek derecede ağır kayıplar vermesini sağladılar. Sağ kalanlar yurtlarından aç-sefil başka yerlere göçetmek zorunda kaldı. Bu felaket "Aqtaban Şubrındı" (ayak tabanları şişti) deyimiyle Kazakların hafızasında derin izler bıraktı. Abılay ve Ebu’l Hayr hanların idaresinde Kazak güçleri, 1728 ve 1729 yıllarında Cungar saldırılarını durdurarak geri püskürttü. Ancak bu, Cungar tehlikesini tamamen ortadan kaldırmıyordu. Buna çare arayan Küçük Cüz hanı Ebu’l Hayr, Çarlık Rusya'nın himayesine sığınmayı uygun gördü. Çariçe Anna İvanovna 19 Şubat 1731'de imzaladığı fermanla, Küçük Cüz'ü himayesi altına aldığını bildiriyordu . Bunu 1740'ta Orta Cüz'ün, 1742'da Büyük Cüz'ün Rusya'nın himayesine girmeyi kabul etmesi takip etti. Çarlık Rusya İdaresinde Kazaklar Rus Çarları, Kazak cüzlerini himayeleri altına aldıklarını ilan ettikten sonra, tahta çıkan Kazak Hanlarını tasdik etmeye veya bizzat kendileri tayin etmeye başladı. Himayesi altındaki hanların faaliyetlerini, bölgedeki Rus görevlileri vasıtasıyla kontrol etti. Böylece Kazak Hanlarının halk içinde itibarı kalmadığı gibi Hanlık da yıkılmaya yüz tuttu. Ancak Kazak Hanları ve beyleri Rus idaresine karşı zaman zaman isyan etmekten de geri durmadı. Fırsat buldukça Rus kalelerine hücum ettiler. Çarlık Rusya idaresine karşı yapılan isyanların en önemlisi Sırım Batur ve Kenesarı Kasımoğlu isyanlarıdır.

1917 Şubat İhtilali ile Petersburg’daki Çarlık yönetimi devrildi. Çar II. Nikola tahtından indirildi. Kazak aydınları kendi milli devletlerini kurabilecekleri ümidine kapıldılar. Bu amaçla Alihan Bökeyhanov, Ahmet Baytursunov ve Mir Yakub Dulat gibi aydınlar Alaş Partisi ve Alaş Orda hükümetini kurdular ve millî devlet kurmak için mücadele ettiler. Ancak Rusya’da Ekim İhtilali ile yönetimi eline geçiren Bolşevikler karşısında başarılı olamadılar. Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Kazak Milli Hükümeti Alaş Orda 1920’de Bolşeviklere yenik düşerek, Sosyalist hükümete tabi olmak zorunda kaldı. Kazakistan topraklarında, önce 20 Ağustos 1920’de Kırgız Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Sonra 1924 Nisan ayında Çarlık Rusya’sı devrinden beri Kazaklar için kullanılan Kırgız kelimesinin yanlış olduğu kabul edilip, ülke adı Kazak Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir. 5 Aralık 1936’da kabul edilen Sovyetler Birliği’nin yeni anayasasında Kazak Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin statüsü yükseltilerek, birlik cumhuriyeti olmuştur. Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni L. Brejnev, I. D. Yakovlev N. I. Belyaev ve I. Yusupov gibi isimler yönetti. Sosyalist dönemde uzun süre Komünist Partisi I. Sekreteri olarak görev yapan Dinmuhammed Ahmedoviç Konayev (1959-1962 ve 1964-1986) etkili oldu. 1971’den beri SSCB Politbüro üyesi de olan Konayev’in 16 Aralık 1986’da emekliye sevk edilerek yerine Kazakistan dışından Gennadi Kolbin’in Kazakistan Komünist Partisi I. Sekreterliğine seçilmesi Kazak gençlerinin protesto gösterilerine sebep oldu. Gorbaçov’un Perestroyka ve Glasnost politikalarının uygulandığı dönemde meydana gelen bu gösteriler, Sovyetler Birliği tarihinde demokratik taleplerini açıkça ortaya koyan ilk kitlesel hareket olarak yerini aldı. Kazak aydın ve siyasetçilerinin buna paralel çalışmaları sonucunda 1989’da Moskova Kolbin’i merkeze almak ve yerine Kazakistan’ın kendi içinden çıkan doğal lideri Nursultan Nazarbayev’i seçmek zorunda kaldı. 1 Aralık 1991’de referandum yapılarak, Kazakistan’da başkanlık sistemine geçildi ve ilk devlet başkanı olarak Nursultan Nazarbayev seçildi. Kazakistan Parlamentosunun 10 Aralık 1991’de yapılan toplantısında Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olan isminin Kazakistan Cumhuriyeti olarak değiştirilmesi kabul edildi. 16 Aralık 1991’de de Kazakistan bağımsızlığını ilan etti.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Kazakistan Tarihi
MesajGönderilme zamanı: 27.10.10, 16:56 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 28.09.10, 13:01
Mesajlar: 166
KÜLTÜR SİYASETİ BAĞLAMINDA KAZAKİSTAN

Timur B. Davletov

Tarih Boyunca Kafkasya


Sayfa:30

Çiviyazıları Yay.
İstanbul,1999

Kazakistan’ın Geçmişteki Kültürü

Eski Kazakistan topraklarının keşfedilmesinin ilk aşaması olarak, eski Ari hayvancılıkla uğraşan kavimlerinin 6 bin yıl önce yerleşmeye başlaması dönemi kabul edilmektedir. Güney Ön Ural bölgesinde bulunan Sintaştı ile Arkaim tapınak siteleri o eski zamanlarda yaşamış halkın ruhunu teyit eden maddi birer kanıttır.

4-5 bin yıl önce tarih ve kültür merkezi kuzeyden güneye, Güney Ural’dan İnd vadisine doğru kaymaktadır. Eski yerleşimcilerin sahip olduğu yüksek kültürün belirtisi, Kazakistan’ın kutsal yeri olan Tamgalı bölgesidir. Daha sonraki dönemde (MÖ VII-IV yy) Sakların meşhur kurganları, Kazakistan’ın güneyinde bulunan tarih ve kültür anıtı olan Issık ve Besşatır kurganları, doğuda bulunan Çiliktinski, Berelski kurganları, batıdaki Araltübe kurganı da bu konuda birer önemli kanıttır.

Issık kurganı, Kazakistan topraklarını MÖ V-IV yüzyılda yaşamış Sak kavimlerinin tarih ve kültürüne ilişkin olarak ışık tutan en tanınan anıttır. Bu kurganın kazılarında bulaşık ve altından yapılan eşyalar bulunmuştur. En benzersiz buluntu ise, altın elbiseli asker ve ileri bir uygarlığın simgesi olan 26 işaretle işlenmiş gümüş bir kasedir.

Uygulamalı dekor zanaatkarlığın en benzersiz anıtı olan Yurt (çadır - T.B.D.) ise, göçerlerin sahip olduğu mimarisinin günümüze kadar ulaşan en mükemmel örneğidir. Hafif ve rahat olan ve de az yer tutan bu çadır, kolayca kurulmakta ve sökülmektedir.

IX-XIII. yüzyıllarda yoğun bir biçimde şehir kültürü gelişme göstermiştir. Eski Türk dönemi yazılı kaynaklarda, Otrar (Farab), Taraz, İsfidjab (Sayram), Sığnak, Suyab, Sauran, Yangikent, Yassı, Koylık, Talgar ve çok sayıda diğeri gibi Ortaçağlara ait en tanınmış şehirlerin adları kaydedilmiştir. Bu dönemde mimari çok ileri düzeylere ulaşmıştır. Auliye-Ata, Baba-Ata, Ayşa-Bibi, Karahan, Arıstanbab gibi günümüze kadar korunmuş olan ve günümüzdeki insanda mimari ve dekorasyon motifleriyle hayranlık uyandıran son derece etkileyici mozoleleri bunun en iyi kanıtlarıdır.

Bu dönem yazılı kaynakları zanaatkarlık, sanat, edebiyat ve sözlü halk yaratıcılığının gelişmesine ilişkin bilgileri bize ulaştırmaktadır. En iyi edebiyat örneği, Orhun yazıtlarıdır. Orhun yazıtları (VII), Korkut-Name (VIII), Oğuz-name (IX) bütün kavimler için ortak bir dönem olan Eski Türk zamanına aittir. Bunların orijinalleri, Türk kavimlerini yöneten tanınmış Türk büyükleri Kül-Tegin, Bilge-Kağan, Tonyukuk’un anısına dikilen devasa mezar taşlarında korunmuştur.

Edebiyat tarihine, matematik, mimarlık, müzik gibi birçok bilim ve sanatın kurucusu Abunasır al-Farabi, paha biçilemez yapıt olan “Divanü Lugat-it Türk”ün (Türk lehçeleri sözlüğü) yazarı Kaşkarlı Mahmut, nadide dini şiir külliyatı olan “Divan-i Hikmet”in yazarı Hoca Ahmet Yesevi, Orta Asya ve Kazakistan halklarına ait din harici edebiyat yapıtı olan “Kutadgu Bilig”in yazarı Yusuf Balasagunlu gibi efsanevi düşünür, bilim adamı ve şairlerin adları dahil olmuştur.

“Kissa-sul-anbiya”, “Codex Cumanicus”, “Muhabbat-Name”, “Hac ul-Faradis”, “Yusuf ve Zuleyha”, “Gülistan”, “Dombaul”, “Kissa Naurız”, “Tarih-Kıpçak” vd. destanlar da Altın Ordu ya da Kıpçak (XIII-XIV yüzyıllar) olarak bilinen döneme aittir.

Kıpçak dilinin en görkemli abidesi olan “Codex Cumanicus”, Kıpçakça Sözlüğü, Kıpçakların bulmaca, özdeyim ve çoban şarkılarını içeren bir folklor hazinesidir. Günümüzde “Codex Cumanicus”, Venedik’teki Aziz Mark Kilisesindedir.

Bu dönemin mimarisini yansıtan ve Yassı (bu gün Türkistan) şehrinde en önemli şah eser Hoca Ahmet Yesevi Camii Mozolesi [Türbesi - T.B.D.], Emir Timur döneminde inşa edilmiştir. Kazak Hanlığı zamanında bu Mozole, başka büyük kağan ve tanınmış insanların gömülmesi için de kullanılmıştır. Burada; Abılay Han, Jolbarıs-Han, Yesim-Han, Babır-Han, Kazıbek-Bi, Janibek-Bi vd. gibi tarihi şahsiyetlerin türbeleri de burada bulunmaktadır. Altı yüzyıl boyunca bu görkemli yapı ziyaretçilerde yalnızca kendi büyüklüğü ve görkemliliğiyle değil, aynı zamanda sahip olduğu benzersiz güzellikteki dekorasyon süsü sayesinde hayranlık yaratmaktadır.

XV-XVIII. yüzyıllarda Kazak Hanlığının kurulmasıyla birlikte, Kazak halkı için ortak ulusal maneviyatının doğal gelişmesi için temeller atılmıştır. XV. yy şahsiyetlerinden olup daha sonra efsaneleşen ve zamanında ilk Kazak hanları Janibek ve Kerey’in danışmanı olan Hasen Sabitulı, tıpkı Thomas More ve Tomazo Companelle gibi idealler ifade etmekte, kutsanmış yer arayışı içinde bulunmaktaydı. Kazak edebiyatı tarihi için Muhammed Haydar Dulati’nin “Tarihi Raşidi”, Kadırgali Kosan Ulı Jalairi’nin “Jamagat Tauarih” adlı vakanüvis kayıtları külliyatları çok büyük öneme sahiptir. O zamanlar şair-şarkıcı olan; Sıpıra jırau, Şalkiiz, Kaztugan, Aktamberdi, Buhar jırau yaşamış ve sanat yapmışlardır. O dönemlerde çok sayıda destan, kahramanlık masal, ritüellik şarkılar yaratılmıştır. Sözlü halk yaratıcılığının “Koblandı Batır”, “Kozı Korpeş ve Bayan Sulu”, “Kız Jibek” gibi yapıtları milli ruhun birer simgeleridir.

Ulu düşünür, eşsiz söz ressamı, besteci, yorulmak bilmez aydın eğitimci Abay kendi zamanının dahisi olup dünya çapında tanınan kişiliktir. 13 yaşındayken O, Arapça, Farsça, Çağatayca ve Rusça öğrenmiş ve bunun sayesinde Doğunun klasikleri tarafından meydana getirilen çalışmalarla tanışma olanağını bulmuştur. Abay, Puşkin, Lermontov, Krılov, Goethe, Schiller, Bayron’un yapıtlarını Kazak diline çevirmiştir. Hem şiir hem de müzikte ölümsüz yapıtlara imza atmış bulunan bu yazarın “Kara Sözder” (Öğüt Sözleri) adlı düzyazısı (prose – T.B.D.), bütün insanlığa yönelik sevgiyle kutsanmış halk bilgeliğinin tüm derinliğini ifade eden dini ve felsefi tezdir.

Dünya kültürüne önemli katkıda bulunan ilk Kazak bilim adamlarından biri, Şokan Şıngısulı Valihanov’dur. O, Kazak ve Kırgız halklarının mit, efsane, gelenek, ritüel, dil ve inançlarını araştırmıştır. Şokan tarafından yazılan “Drevniye predaniya Bolşoy kirgiz-kaysatskoy ordı” [Ulu Kırgız-Kazak Ordusunun Eski Anlatıları], “Sledı şamanstva u kazaxov” [Kazaklarda Şamanlığın İzleri], “Zapiski o Kaşgariyi” [Kaşgar Hakkında Notlar], “O musulmanstve v stepi” [Müslümanlık ve Bozkır Üzerine], vs. bilimsel çalışmasında Kazak ve diğer akraba Türk halklarına ait kültürün sistemli çözümlemesi verilmiştir.


Kazakistan’ın Tarih ve Kültür Mirası

Kazakistan Cumhuriyeti’nin kültür alanında en önemli yönelişlerinin biri de, halkların kimlik bulması ve gelişmesinde ayrı bir rol atfedilen tarih ve kültür mirasının korunması sorunlarıdır. Anıtlar, kuşakları özgün kültürün gelenek ve değerlerinin korunması ve çoğaltılması üzerinden bağlantı ipi olmaktadır.

Onlar, kültür mirasının ihtiva ettiği en önemli unsurlardan biri olarak, önemli sosyal işlevler görmekte, bilim, eğitim ve kültürün gelişim, yurtseverlik duygusu oluşumu ve moral ve estetik terbiye ediliş amaçlarına hizmet etmektedir. Anıtların sayısı ve çeşitliliği bakımından Kazakistan, Hindistan, Çin, Akdeniz ve Yakın Doğu ülkelerinden geri kalmamakta ve bir çeşit açık hava müzesi gibi tanınmaktadır.

Çok sayıdaki arkeolojik buluntular, Kazakistan topraklarında bir zamanlar yaşamış İskit, Sak, Savromat, Hun, Usun, Kanglılar (M.Ö. 1. yy), ardından da Türk, Karluk, Oğuz ve Kıpçaklar gibi eski kavimlerin yerleşik ve tarımsal ve de göçebe kültürler uygarlığının yüksek düzey gelişmişliğini kanıtlamaktadır.

Kazakistan’ın kültür mirası kendi içine, bu topraklar üzerinde yaşayan halkların 25 bini aşkın taşınmaz tarih, arkeoloji, mimarlık ve anıtsal sanat anıtı, kültür sistemi dahilinde bulunan 89 devlet müzesi sergi ve fonlarında yer alan 2 milyon 56 binden fazla kültür değer ünitesi, yine kültür sistemi dahilinde bulunan 3495 devlet kütüphanesinde korunan 66 milyon 840 bin cilt kitap, nadir el yazması ve yayınlardan oluşan kültürel değerler çeşitliliğini almıştır.

Devlet egemenliğini yeniden tesis eden Kazakistan’da kabul edilen ilk yasalar; “Tarih ve Kültür Mirası Anıtlarının Korunma ve Kullanımı Hakkında” Kanun (Temmuz 1992) ile “Tarih ve Kültür Mirası Anıtlarının Korunma ve Kullanımına İlişkin Mevzuatın İhlalinden Dolayı Cezai ve İdari Sorumluluğun Arttırılmasına Hakkında” Kanun (Ekim 1993) olmuştur.

Kazakistan Cumhuriyeti girişimiyle Dünya Miras Merkezi tarafından Dünya Miras Anıtları Listesine iki anıtımız olan: Hoca Ahmet Yesevi mozolesi ile Almatı Bölgesinde bulunan Tamgalı kaya yazısı kompleksi dahil edilmiştir.

Tarih ve kültür mirasının korunması alanında yakın gelecek bağlamındaki öncelikli görevlerin hayata geçirilmesi için temel olarak 2004-2006 yılları için “Kültür Mirası” Devlet Programının gerçekleştirilmesi alınacaktır.

“Kültür Mirası” Programı devletimizin, manevi ve eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi, ülkenin kültür mirasının korunmasının ve etkin kullanımının sağlanması alanında ana belgesi niteliğine sahip olup 2004-2006 yıllarını kapsayarak üç yıllık bir süre için öngörülmüştür.

Onun amaçları; ulusal kültür bakımından özel bir ehemmiyet arz eden önemli tarih ve kültür anıtlarını yeniden onarmak; folklor, gelenek ve görenekler dahil olmak üzere büyük kültür mirasının araştırılması bağlamında bütüncül bir inceleme dizgesini yaratmak; ulusal edebiyat ve yazının çok yüzyıllık deneyimini değerlendirilmek, geniş çaplı ve içerikli bilimsel ve özgeçmişsel dizilerini oluşturmak; dünya bilimsel düşünce, kültür ve edebiyatının en iyi yapıtları bazında devlet dilinde humaniter [sosyal bilimler] eğitim kapsamında tam donanımlı bir fonu kurmaktır.

Bu amaçlardan hareketle Programın ana görevleri aşağıdaki gibidir:

Akmola bölgesindeki Buzok şehir kalıntısı, Almaty bölgesindeki Koylık, Talgar şehir kalıntılarıyla Issık mezarlıkları, Atırau bölgesindeki Sarayçik şehir kalıntısı, Doğu-Kazakistan bölgesindeki Berel ve Çilikti mezarlıkları, Cambıl bölgesindeki Akırtas şehir kalıntıları, Karaganda bölgesindeki Aybas-Darası, Kent, Taldısay yerleşimleri, Kuzey-Kazakistan bölgesindeki Botay yerleşimi, Güney-Kazakistan bölgesindeki Juan-Töbe, Sauran, Sozak, Otrar şehir kalıntıları vs. gibi eski, ortaçağ yerleşim, kurgan ve şehir kalıntılarında arkeolojik kazılarını yapmak ve araştırmaktır.

Programda, büyük önem, Kazakistan’ın tarih ve kültürü anıtlarının onarımı ve koruma altına alınmasına verilmiştir, çünkü Kazakistan’ın ulusal tarihi için büyük önem arz eden tarihi, arkeolojik ve mimarlık anıtlarının büyük bir kısmı ertelenemeyecek kadar acil bir yardıma gereksinim duymaktadır.

Bunu göz önünde bulundurarak, Kazakistan’ın onarım ve korunma altına alınması gereken en önemli tarihi, kültürel ve mimarlık anıtları Programa dahil edilmiştir.

Ayrıca, Programda, Kazak ulusunun kültür mirasında tarihi öneme sahip el yazması, nadir yayın, kitap ve arşiv belgelerinin ortaya çıkarılması ve temin edilmesi için bilimsel araştırma seyahatlerinin yakın ve uzak yurtdışı ülkelerine gerçekleştirilmesi öngörülmüş olup hali hazırda başarılı bir biçimde uygulanmaktadır.

Devlet Programı dahilindeki etkinlikler planına uygun olarak, Almatı, Kızılorda, Kuzey-Kazakistan bölgelerindeki Tarih ve Kültür Anıtları Listesinin hazırlanması ve yayımlanmasına ilişkin geniş çaplı çalışmalar yürütülmektedir.


Kültür ve Sanat Kurumları

Bu gün itibariyle Kazakistan’da, kültür alanında devletin siyasetini yerine ulaştırılması sürecinde birer etkin araç olan 147’den fazla çeşitli çalışma alanında faaliyet gösteren müze ve SİT-alanı müzesi, 3495 kütüphane mevcuttur.

Kazakistan Cumhuriyeti başkenti Astana’da Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür Merkezi, Tarih Müzesi, Halk Kütüphanesi, Konser Salonu, Kazakistan Cumhuriyeti Altın ve Değerli metaller Devlet Müzesi, Atsana Çağdaş Sanat Müzesi ve tanınmış yazar Saken Seyfullin müzesiyle bir kompleks içerisinde faaliyet göstermektedir.

Almatı bölgesi Cambıl ilçesindeki Tamgalı ormanındaki benzersiz arkeoloji kompleks ve kaya resimlerinin korunması amacıyla “Tamgalı” Devlet Tarih, Kültür ve Doğa SİT alanı Devlet Müzesi kurulmuştur.

Haziran 2004’te Astana’da Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal Akademik Kütüphanesinin inşaatı tamamlanmıştır.

Halen bu kütüphane kendi kitap fonlarının tamamlanmasına, oluşturulmasına başladı, ayrıca kütüphanenin Web sitesinin hazırlık çalışmalarına girişildi. Cumhuriyetimizdeki kütüphanecilik gelişiminin, teknoloji alanındaki hızlı gelişimin, bilgi ve enformasyonun yayılımının meydana getirdiği güçlü bir etki ortamında geçtiğini vurgulamak gerekir. Kütüphaneler, dünya bilgi ağının bilgi coğrafyalarını keşfetmekte, elektronik taşıyıcılarında bilgi bankalarını oluşturmaktadır. Korporatif ağ ile elektronik kataloglarının oluşturulması çalışmaları sürmektedir. Yazılı bilginin yanı sıra kütüphanelere işitsel ve görsel kasetlerde, CD’lerde elektronik ve web kaynaklar da temin edilmektedir. Bu çalışmalara örnek olarak, ülkenin 14 kütüphanesinin üye olduğu Kazakistan Korporatif Kataloglama Merkezinin faaliyeti ile birleşik kullanıcı arabirim bağlantısı üzerinden bütün koleksiyonlara giriş olanağı olan elektronik belgeleri ihtiva eden genel bilgi bankasının oluşturulması amacını taşıyan “Sınırlarda Buluşma” Kazak-Rus Projesi gösterilebilir.

Bilgi, eğitim, kültür ve aydınlanma alt yapısının ileride de gelişmesi için Kazakistan Arkeoloji ve Etnografya Devlet Müzesi, Abılay Han Tarih ve Etnografya Kompleksi, Almatı bölgesi Yenbekşikazak ilçesindeki “Issık” ile Doğu Kazakistan bölgesi Katon-Karagay ilçesindeki “Berel” tarih ve kültür SIT alanı müzelerinin kurulmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.

Yeni anıtların dikilmesinin bir düzene konulması amacıyla, Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti’nin 01 Mart 2001 tarihli kararnamesiyle Kazakistan Cumhuriyeti Topraklarındaki Anıt ve Abideleri Devlet Komisyonu kurulmuştur. 2001-2004 döneminde bu Komisyonun 20’den fazla oturumu gerçekleşmiş, 25’ten fazla anıt projesi değerlendirilmiştir. Tabii ki bu, anılan dönem zarfında kurulan anıt ve abidelerin sanatsal düzeyine yansımıştır.

Kazakistan Cumhuriyeti Altın ve Değerli Metaller Devlet Müzesi ve Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür Merkezi fonlarından oluşturulan “Altın Asker; Sak Kurganlarının Hazineleri” Sergisi, “Moskova Kremlini” Tarih ve Kültür Devlet Müze ve SİT alanında düzenlenmiş, “Dünya Tarafından Tanınan Kazakistan” Kitap Sergisi Rusya Devlet Kütüphanesinde gerçekleştirilmiştir.

Kazakistan halk ressamı, Devlet Ödülü sahibi Abılhan Kasteyev’in doğumunun 100. yıldönümüne ithafen Jübile sergisi açılmıştır. Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde bilim ve uygulama konferansı yapılmış, yapıtlarından oluşan görsel malzemeli albümü yayımlanmış ve anılık demir para baskısı gerçekleştirilmiştir.

A. Kasteyev Devlet Sanat Müzesinde “Resim Sanatı; Sorun ve Perspektifler” konulu bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıya, kültür çalışanları, sanatsal birlik üyeleri katılmıştır. Yuvarlak masa toplantısı çerçevesinde, kültürün gelişmesi ve desteklenmesi gibi önemli sorunlar ele alınmış ve tartışılmıştır.

Bu yıl 28 Şubatta, Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal Akademik Kütüphanesinde, bölgesel üniversal kütüphanelerin müdürleri, yayıncılık yöneticileri, Kazakistan Cumhuriyeti KFSB temsilcilerinin etkin olarak katıldığı “Kültür Mirası: Kitap Yayıncılığı ve Kitap dağıtımı Sorunları” konulu yuvarlak masa toplantısı düzenlenmiştir. Bu seminer-toplantısının esnasında yayıncılık ve Devlet siparişini ifa ederken kütüphanelerin ortaya çıkışına ilişkin sorunlar tartışılmış, ve ihale düzenlenme ilkeleri gözden geçirilmiştir.

Bu yıl 25 Martta, Uluslar arası Ekspo-2005 Sergisi Japonya’nın Aiçi şehrinde açılmıştır. Kazakistan’ın önde gelen müzelerdeki fonlardaki malzemelerle oluşturulan sergi, ülkemizin kültürel çeşitliliğini yansıtarak büyük ilgi kaynağı olmaktadır. Serginin günlük ziyaretçi sayısı 5 binden fazla kişidir.

29 Martta Pekin şehrinde Kazak-Çin Kültürel ve Humaniter İşbirliği Alp Komitesi ilk toplantısı gerçekleştirilmiştir. Gündem maddesi olarak, Çin Devlet Kütüphanesi’nde, Kazakistan kültürünün yaygınlaştırılması ve tanıtılması, karşılıklı kültür değişimi ve işbirliğinin ileriye dönük pekiştirilmesi amacıyla “Kazakistan Kültür Merkezi”nin kurulması konusu ele alınmıştır. Gelecekte taraflar, “Kazakistan Kültürü Merkezi”nin Çin’de kurulmasına ilişkin konu bağlamında görüşmelerde bulunacaktır.

Aynı zamanda UNESCO merkezinde resim ve dekorasyon ve uygulama sanatları sergilerinin açılması, “Merkezi Asya’da Kültürel Çeşitlilik ve Diyalog”, “Altın ve Ottan: Kazakistan Göçebeleri” gibi Issık, Berel kurganlarının arkeolojik kazılarında bulunan benzersiz kuyumculuk ürünlerinin yer alacağı sergilerin ABD müzelerinde düzenlenmesi planlanmaktadır. Ayrıca, “EKSPO-2005. Aiçi” Sergisi çerçevesinde düzenlenen ve Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür Merkezi fonlarından, Kazakistan Cumhuriyeti Merkezi Devlet Müzesi fonlarından oluşturulan “Altın Asker. Sak Kurganlarının Hazineleri” sergisi tertiplenmiştir.


Kazakistan Cumhuriyeti Kitle İletişim Araçları ve Yayıncılık Evleri

01 Mayıs 2005 tarihi itibariyle Kazakistan Cumhuriyeti ülkesinde sürekli olarak 2116 adet kitle iletişim aracı faaliyet göstermektedir. Bunların içerisinden %80’i devlete ait olmayıp özel sektöre aittir. 1918’den çok basılı kitle iletişim aracı vardır. Bunların içerisinde; gazete sayısı: 1327; dergi: 591’dir. Bunun dışında, ülkede 187 elektronik kitle iletişim aracı mevcuttur. Bunun içerisinde televizyon şirketi ile teleradyo şirketinin sayısı 147, radyo şirketlerinin sayısı 40 ve bilgi haber ajanslarının sayısı da 11’dir.

Toplumsal ve siyasal yayınlarının yanı sıra, ülkemizde bilgi, reklam-bilim, kadın, gençlik, dinsel, çocuk, ihtisaslaşmış profesyonel ve saire yayınlar mevcuttur.

Halen devletin % 100’lük katılımıyla iki yayın evi; ZAO “Kazak Gazetteri” ve “Elorda” Yayıncılığı faaliyet göstermektedir.
.

http://www.circassiancenter.com/cc-turk ... yaseti.htm


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye