sufiforum.com http://sufiforum.com/ |
|
Türkiye, ABD ve Muhammed Salih http://sufiforum.com/viewtopic.php?f=166&t=12630 |
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) |
Yazar: | orkun [ 06.01.13, 01:20 ] |
Mesaj Başlığı: | Türkiye, ABD ve Muhammed Salih |
Türkiye, ABD ve Muhammed Salih Ahmet Bican Ercilasun 11 Aralik 2001 TURK KULTUR VE POLITIKA MERKEZI BULTENI # 64 TURKISH CULTURAL AND POLITICAL CENTER PO BOX 11173 ARLINGTON, VA 22210, USA EDITOR: ATILLA ONGUN YARDIMCI EDITOR: MEHMET OGUZ http://www.geocities.com/turkishcpc/turkish.html YAZI KURULU ==================== ALTEMUR KILIC BUGRA ATSIZ, DR. HANIFI ALTAS HUSEYIN MUMTAZ MEHMET ACA, DOC.DR. MUSTAFA ERKAL, PROF.DR. NECIP HABLEMITOGLU, DOC.DR. ORHAN KETENE SAKIR BERBER, DOC.DR. TUGRUL KESKINGOREN YAKAN CUMALIOGLU ================ ICINDEKILER ================ 1) Turkiye, ABD ve Muhammed Salih, Ahmet Bican Ercilasun 2) Olasi Bir Senaryo ve Turkiye, Timur Kocaoglu 3) Sosyal iktidar ve Muhammed Salih, Ahmet Arslan 4) Muhammed Salih:Sair ve teror kurbani, Akif Emre 5) Mezarliga Hos geldiniz sayin Vekillerim!, Bahadir Fayzi 6) Muhammed Salih'e Destek, Taha Akyol 7) Muhammed Salih'e hurriyet, Rahim ER 8) Muhammed Salih hapiste, galiba diktatorler kazanacak, Mehmet Ocaktan 9) Yine Muhammed Salih, Taha Akyol 10) Bir demokrasi yigidi sanatci M. Salih, Ayhan Katircikara <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> Bugun dusman gulib, dost yiglayan gun, Umidin bir Allaha baglayan gun! Ya rab bizi kolla, kapkara Zaqlar Bulbullar ornida chaq chaglayan gun! 4 Aralik 2001 Prag, Panqrat hapishanasi. Muhammed Salih <><><><><><><><><><><><>< 1) Turkiye, ABD ve Muhammed Salih, Ahmet Bican Ercilasun Muhammed Salih 28 Kasim'da Prag'da Çek polisi tarafindan tutuklandi. Türkiye'yi yönetenler Avrupa Birligi cenderesinden ve IMF prangasindan kendilerini kurtarabilirlerse, Özbekistan'in mesru muhalefet lideri Muhammed Salih'le de ilgilenebilirler. Büyük ve güçlü bir Türkiye iste böyle günler için lâzim. Ama ülkemizi gittikçe küçültüp yoksullastiranlar, kendi yarattiklari bu durumu simdi iktidarlarinin uzamasi için bir mazeret olarak kullanma gayreti içine düsmüsler. Böylece dünya siyasetinde belki de ilk defa, ülkelerinde bunalim yaratanlar, ayni bunalimdam hayat buluyorlar. Onlar hayatlarini kör topal sürdürüyorlar ama ülke gittikçe daha fazla yoksullasiyor, gittikçe daha fazla kölelesiyor. Artik isçiler ve memurlar maaslarinin artmasi için IMF yetkililerine basvuracak hâle geldi. Bu arada Türkiye'nin bölgesinde ve Türk dünyasinda oynamasi gereken rol de artik unutuldu. Birlesik Avrupa Ordusu için taviz de veririz; Avrupa Birligi için gerekirse Kuzey Kibris Türk Cumhuriyetini de feda ederiz. Muhammed Salih de ne ki? ... Türkiye'nin böyle bir meselesi mi var? Türkistan'daki kardeslerimiz olarak böyle bir meselemiz yok; çevremizde güvenli bir kusak olusmasi açisindan böyle bir meselemiz yok; insan haklari bakimindan böyle bir meselemiz yok. Kimden ümitvar olalim? Muhammed Salih'in siirleri için bir zamanlar takdirkâr bir ön söz bile yazan Bülent Ecevit'ten mi? Fakat o, bir vakitler hashas ekimi için dahi ABD'ye kafa tutan Ecevit degil ki ... Köy-kent tutkusu disinda her konuda degismis olmakla övünüyor; Muhammed Salih'in simdi sirasi mi? Baska kimden ümitvar olalim? Altaylardan Tunaya günlerinin ve esir Türk haftalarinin hatiralarina dayanarak MHP'ye mi ümit baglayalim? Bir zamanlar Tanri daglari kadar Türktü basbug. Simdi Or-An tepesi kadar Türklügümüz kaldi mi bilmiyorum. Biz Ecevit'e egiliyoruz, Ecevit IMF'ye. Yine de yasasin Tekir yaylalari! ... Belki ANAP'a ümit baglayabiliriz. Ne de olsa Türk dünyasiyla ilk sicak iliskileri bu partinin ilk genel baskani kurmustu. Hazir içerden muhalefetin güzel örneklerini de sunarken, üstelik Ankara'nin yolunu Diyarbakir'dan geçirecek kadar demokrat tavirlar sergilerken dogrusu bu parti, Muhammed Salih'in insan haklarina da sahip çikabilir diye ümitlensek hiç de haksiz sayilmayiz. Hele Muhammed Salih'in de dostu olan bir dostumuz bu partinin yöneticilerinden biri iken. Dokuzuncu Cumhurbaskanimiza ne dersiniz? Gerçi Muhammed Salih onun zamaninda Türkiye'den çikarildi ama olsun! Ne de olsa önceki cumhurbaskanimiz, Islâm Kerimov'un agasi. Bakarsiniz agaligin geregini yapmayi hatirlar. Hem de hâlâ Türk Dünyasi Kurultayi'nin hâmiligini yaptigina göre ... Belki de örs üzerindeki demire çekiç vururken Muhammed Salih hatirina geliverir. O zamana kadar is isten geçmemis olursa. Su çekiçli Ergenekon tablosuna ne kadar da yakisan liderlerimiz var! ... Mavi gömlek mavi kasketli; agir adim, oynar yüzlü; ak güvercin sekisli aksakallarimiz ... Çizgi sekmez yüzlü, kirpik oynamaz gözlü, Tekir yaylasi gürleyisli devlet kuslarimiz. Vur, vur daglar inlesin; bozkurdumuz ulur, yagilar dinlesin!. Ordu'nun yigit delikanlisini da unutmamak lâzim. Töre konusturan agabeylerinin güçlü pazusu degil mi o? Vallahi çekici bir kaldirdi mi, elinden firlayip meclis lokantasina düser de bir daha kimse haddi olmayan sandalyelere oturmak cesaretini gösteremez. Haaa, bir de bizim demokrat mi demokrat basinimiz var. Her ne kadar olagan üstü durumlarda ihtilâlciler önünde esas durusa geçme gibi bir aliskanliklari varsa da basinimizin demokratligina diyecek yoktur. Hele kartel olani. Eger rakibi olan televizyon 15 gün ceza yerse demokrasi adina amuda bile kalkar. Son zamanlarda Azerbaycan prezidenti ile de basbasa resimler çektirmisken, bazi ortaklari da Özbekistan'da büyük yatirimlar yapmisken acaba bu büyük gazetelerimizden Muhammed Salih için bir seyler umabilir miyiz? Ne de olsa adimiz özgürlük. Yanilmiyorsam ABD de Muhammed Salih'i Özbekistan'in mesru muhalefet lideri kabul ediyordu. Afganistan operasyonu sirasinda Özbekistan'dan üs koparma karsiliginda Muhammed Salih'i feda ettigi söylentileri dogru ise bundan böyle ABD'nin demokrasi havariligine kimse inanmayacaktir. Büyük devletler inandiriciliklarini kaybettikleri andan itibaren çöküse geçerler. Haydi bakalim prezident Bush, demokrasi ideallerini görelim. Ancak senin israrinla Muhammed Salih birakilir ve ancak o zaman yukaridaki söylentinin dogru olmadigi anlasilir. Üstelik senin ülkenin Radio Liberty'si Muhammed Salih'i Prag'a davet etti. Eger Muhammed Salih'in basina bir sey gelirse Kerimov'la Bush anlasip Muhammed Salih'e tuzak burdular; Radio Liberty tarafindan Salih'in Prag'a davet edilmesi bu tuzagin bir parçasidir, suçlamalarindan kurtulamazsiniz. Belki de bu beklenmedik bir olay. Ama ne olursa olsun, ABD'ye ait bir radyo tarafindan davet edildigi için bir, demokrasi idealinin öncülügü iddiasinda oldugu için iki, ABD, Muhammed Salih'i kurtarmaya mecburdur. Aksi takdirde tuzak kurma ithamlarindan da kurtulamayacaktir; beni ve Muhammed Salih'i sevenleri de artik demokrasi ideallerine inandiramayacaktir. Türkiye'deki siyasîlerden ve basindan ümidi kesenler! Kipirdamaya mecbursunuz. Ya kipirdayacak, ya basiniza gelenlerden sikâyet etmeyeceksiniz. Yapilanlara ses çikarmamak demek, bunlara müstehak olmak demektir. Bugün Muhammed Salih'in basina gelenler yarin Türkiye'yi sevenlerin de basina gelir. Türk dünyasinin bütün gönüllüleri; susmamak zorundasiniz. Mehmet Tütüncü'nün sitesini, Türk Gazete Toplulugu'nun sitesini izleyiniz. Oralarda yer alan Muhammed Salih hakkindaki Ingilizce mektubu, basta Havel olmak üzere ilgililere gönderiniz. Star gazetesi yazari Halit Kakinç'a, Türkiye gazetesi yazari Altemur Kiliç'a, Yeni Safak gazetesi yazari Akif Emre'ye tesekkür ediniz. Türkiye için, Türk dünyasi için birlik olmazsak "erk"imiz de, gücümüz de olmaz; yabancilar tarafindan yedilir, yabancilar tarafindan güdülürüz. Ak güvercin sekisli, Tekir yaylasi gürleyisli liderlerin çok çok becerikli politikalarina razi degilseniz; bu politikalarin sonuçlarina müstehak olmadiginizi düsünüyorsaniz susmayiniz; kipirdayiniz. Ilk hareketiniz Muhammed Salih için olsun! Dede Korkut'u, Türkçülügün Esaslari'ni Özbek Türkçesine aktaran Muhammed Salih için. Türk dünyasi ülküsüne gönül veren Muhammed Salih için. Hürriyet ve demokrasi savasçisi Muhammed Salih için. <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 2) Olasi Bir Senaryo ve Turkiye, Timur Kocaoglu Prag'da tutuklu bulunan Ozbekistan Erk Demokratik Partisi Genel Baskani Muhammed Salih'in kisa bir sure icinde saliverilmesi konusunda dunyadaki ileri gelen insan haklari ve af orgutleri, cesitli devletlerin dis isleri yetkilileri, Turkistan Bulteni (Newsletter), cok sayida kimse ve kurulus yogun caba gosterirken, Turkiye devlet adamlari, Dis Isleri Bakanligi dipplomatlari, bugunku koalisyon hukumetini olusturan 3 parti (SDP, Anavatan, MHP), muhalifet partileri, TBMM sessiz kalarak "Bekle ve Gor" politikasi veya "Ne sis yansin, ne kebap" felsefesi guduyor. Turkiye'de kaldigi 3 yil icinde 4 kez bu ulkeden disari cikartildigini belirten Muhammed Salih'in butun milliyetci duygulari ve saglam Turkculugune ragmen, Turkiye'de maruz kaldigi bu haksiz ve onur kirici resmi tavir dolayisiyla kalbinin Turkiye hukumetlerine karsi kirik oldugunu tahmin edebiliriz. Oyle sanirim, Muhammed Salih uluslararasi yogun diplomatik girisimler sonucunda Norvec'e yakinda geri donebilecektir. Bugun Orta Asya bolgesinde buyuk gelismelere gebe bir durum var. Eger yakin bir gelecekte Ozbekistan'da bugun var olan dikta rejimi yikilarak, orada demokrasiye gecilir ve yapilacak bir secimde de Muhammed salih Ozbekistan'in cumhurbaskani secildigi zaman, acaba Turkiye'nin durumu ne olacaktir? Iste, bu olasi senaryo, bence Turkiye icin cok aci olacaktir. Peki, demokrat, Turkiye asigi ve Turkcu Muhammed Salih'i ulkesinde barindirmayan, onu ulkesinden 4 kez ihrac etmis olan ve bugun Prag hapishanesindeyken ona hic bir yardim eli uzatmamis olan Turkiye yetkilileri, basinda Muhammed Salih bulunan kardes Turk cumhuriyeti Ozbekistan ile nasil yuzyuze gelecektir? Muhammed Salih'e siyasi siginma hakki veren Norvec'in yaninda Turkiye'nin durumu nasil degerlendirilecektir ilerideki ozbekistan yonetimi tarafindan? Onlar demeyicekler mi: kardesimiz Turkiye bizim liderimizi kovar ve kapilarini yuzune simsiki kapatirken, diktator Islam Karimov'dan cekinmeyen Norvec liderimizi bagrina basmisti. Acaba siz Ozbeklerin yerinde olsaniz, Turkiye ile boyle aci bir tecrubeden sonra, Taskent'e gelen Norvecli isadamlarini mi, yoksa Turk isadamlarini mi on plana gecirirsiniz? Siz Turkiye'yi mi dost sayarsiniz, yoksa Norvec'i mi? Ayni senaryo, Turkmenistan'da da gerceklesirse, Turkiye ne yapar? Bugune kadar Turkmen halkina yaptigi butun zulmune ragmen Saparmurad Niyazov'a arka cikan, onun yaptiklarina goz yuman, Turkmenistanli hic bir demokrat lidere kapilarini acmamis olan bir Turkiye devlet adami, ilerde Turkmenistan'a gelen demokratik bir rejimde secimle is basina gecmis bir demokrat cumhurbaskaninin karsisina kucaklarini acarak "Vay, benim kardesim, gel kucaklasalim!" diye cikabilecek mi? Bu konularda Turkiye yetkilileri ve Dis Isleri Bakanligi "uzman"lari ne dusunuyor? Maalesef, Turkiye'nin bu konulardaki gecmis karnesi de pek parlak degildir. Turkiye Istiklal Savasini surdururken, o zaman bugunku Ozbekistan+Turkmenistan+Tacikistan'in onemli topraklarini icinde barindiran kardes Turk devleti olan Buhara Cumhuriyeti cumhurbaskani Osman Hoca (Kocaoglu)'nun girisimi sonucunda Buhara Millet Meclisi Ankara hukumetine 100 milyon kulce altin yardim karari almis, bu yardim Moskova uzerinden Mustafa Kemal baskanligindaki Ankara hukumetine 1921'de ulastirilirken, Moskova bu yardimin yalnizca 10 milyon kulce altinini bir kisim silahla birlikte Ankara'ya ulastirmis, geride kalan 80 milyon kulce altinin uzerine ise kendisi oturmustu. Ancak, Buhara Cumhuriyeti'nin o 10 milyon kulce altini ve silah yardimi elbette Istiklal Savasi sirasinda Turkiye'nin cok isine yaramisti. Bu yuzden, Ruslarla yaptigi mucadeleyi kaybeden ve ulkesi Buhara Cumhuriyeti'ni terkederek 1923'te Turkiye gelen eski cumhurbaskani Osman Hoca'ya Mustafa Kemal Ataturk aylik baglayarak onu Turkiye'de agirlamisti. Sovyet Rusya ise, Osman Hoca'nin Turkiye'den cikarilmasi konusunda Ataturk uzerinde 1923-1938 arasinda yogun baski uygulamasina ragmen, Ataturk bu baskilara aldiris etmeden Osman Hoca'nin Turkiye'de huzur icinde yasamasini sagladi. Ancak, Ataturk'un 10 Kasim 1938'de olumunden sonra, Moskova'nin baskilari yeniden artinca o zamanki cumhurbaskani Ismet Inonu 1939 yili basinda Osman Hoca'nin Turkiye'den ihracina razi oldu. 1939 yili basinda bir gun Osman Hoca'nin Istanbul'daki evine gelen gorevliler ona 24 saat icinde Turkiye'yi terk etme emrini bildirdiler. Osman Hoca 1923'ten beri Turkiye Cumhuriyeti vatandasi oldugu halde, bu emri kabul ederek Turkiye'yi terk etmek zorunda kaldi ve Turkiye'ye Ikinci Dunya Savasindan sonra ancak 1946'da donebildi. Demek, Turkiye kendisine Istiklal Savasi sirasinda altin yardimi yapmis olan ve daha sonra kendisine siginmis olan bir kardes Turk cumhuriyeti eski cumhurbaskanini bile Ataturk sonrasi donemde "Efendim, Moskova oyle istiyor, biz ne yapalim?" diyerek yurt disina ihrac edebilmisti. Aslinda, Turkiye'nin Osman Hoca'ya 1939'da yaptigini bugun Muhammed Salih'e karsi olan tutum ile karsilastirirsak, Muhammed Salih'e yapilmakta olani belki "daha hafif" olarak yorumlayabiliriz. Ama elbette, her iki olay da af edilebilir bir tutum degildir. Ama, Osman Hoca hic bir zaman Turkiye'ye gucenmedi, 1939'da resmen kovulmus olsa bile, 1946'da Turkiye'ye geri dondu ve mezari Uskudar'in Sultantepe'sindeki Ozbekler Tekkesi (Istanbul) mezarligindadir, 1968'den beri orada yatiyor. Muhammed Salih de ona karsi yapilmis olan garip muamele ve tutum dolayisiyle, elbette Turkiye'ye gucenmis degildir, gucenmeyecektir de! Ama, Turkiye'nin devlet duzeyinde dusunmesi gerekiyor: Turk cumhuriyetlerine karsi bizim dis politikamiz nasil olmali ve hangi ilkelere dayanmali? Gecmiste bizim nasil hatalar yaptik ve bugun nasil yanlis adimlar atiyoruz? Ilerdeki bir olasi senaryoda biz Cumhurbaskani Muhammed Salih'in karsisina gecip yuzune nasil bakacagiz? Turkiye'nin bunu aci aci dusunmesi gerekiyor... Timur Kocaoglu Turkistan Newsletter <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 3) Sosyal iktidar ve Muhammed Salih, Ahmet Arslan Özbekistan diktatörü Islam Kerimov'un siyasi muhalifi ve insan haklari savunucusu, sair-düsünür Muhammed Salih Çek Cumhuriyeti'nin baskenti Prag'ta tutuklanali yaklasik bes gün oldu. Bir siyasi mülteci olarak Muhammed Salih'in Özbekistan'a iade edilmesini önleyebilmek için yogun ve etkili bir sivil inisiyatif gerekiyor. Süphesiz bu noktada en büyük görev ve sorumluluk da Türkiye Türklerine düsüyor. Fakat, tutuklanmanin üzerinden geçen süre içinde Muhammed Salih ve dolayisiyla Türk dünyasi meselelerinde duyarli çevrelerin basarili bir performans sergiledigini söyleyebilmek mümkün degildir. Aksine ortada açik-seçik bir basarisizlik sözkonusudur. Bu basarisizlik kroniktir, yapisaldir. Sadece Muhammed Salih ve paralelindeki meselelerle ilgili degildir. Türkiye'de "yerli-milli" söylemlerden yana olan kitle; sivil inisiyatif ve sosyal iktidara uzanan yolda birikimsizdir, beceriksizdir, isteksizdir, samimiyetsizdir, eyyamcidir; kisacasi basarisizdir. Bunun nedeninde de ciddi bir "yanlis bilinç" ve kabuller silsilesi bulunmaktadir. Türkiye'de "yerli-milli" söylemleri kullanan kitleler siyasal amaç ve basarilarin "hersey" oldugunu sanirlar. Bundan hareketle de insan ve toplum hayatina ait her türlü sorunun "siyasal araçlar ile" çözülebilecegine, hedeflere ulasilabilecegine inanirlar. Modern devlet ve demokrasilerde siyasal iktidar, varolan iktidar unsurlarindan sadece birisidir. Hele hele Türkiye gibi ülkelerde ise; "sosyal iktidar" ayagi eksik olan siyasal iktidarin basari sansi yoktur. Siyasal iktidarlar veya yapilanmalar kitlelere, yiginlara dayali iken, sosyal iktidar bilinçli ve örgütlü duyarliliklara dayanir. Muhammed Salih tutuklandi; biz bunu Türkiye gündemine dahi getiremedik. Türkiye'de yayinlanan gazetelerde dogru dürüst haber bile yayinlanmadi. Böylesine çok önemli ve duyarli bir konuyu neden gündeme getiremedigimizi, bu mekanizmalari neden olusturamadigimizi sorgulamayip çesitli kisi ve kurumlara suçlamalar yönelttik. Bu hastaligin temelinde "bireysel sorumsuzluk hissi" ve eyyamcilik bulunmaktadir. Bir-iki yerde yarim saat nutuk atarak, bes yilda bir de oy kullanarak hayata, ülkeye ve dünyaya ait bütün sorumlulugumuzdan kurtuldugumuzu zannederiz. Bu asamadan sonra kendimizi ve bütün sorunlarimizi "emanet" gibi hissederiz. Arkasindan da "Su niçin böyle yapilmiyor, bu neden böyle olmuyor" diye hayiflaniriz. Simdi Muhammed Salih'in tutuklanma olayinda da ayni zafiyeti görüyoruz. Meselenin bilincinde oldugu noktasinda ipuçlari veren insanlar, görüs ileri sürmek ve kisileri-gruplari suçlamaktan öte bir sey yapmiyorlar. "Öldük, yandik" diye yine birbirimizi demoralize edip, yillarin sloganlarini tekrarladiktan sonra hiçbir sey olmamis gibi tekrar kösemize çekiliyoruz. Bundan dolayi da hayata ve topluma ait hiçbir talebimizi gerçeklestirme gibi bir sansimiz olmuyor. Çünkü "sosyal iktidar"in önemini idrakten uzagiz. (03/12/2001 18:40)19 www.internethaber.com <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 4) Muhammed Salih:Sair ve teror kurbani, Akif Emre Yenisafak 4 aralik 2001 Özbekistan muhalefetinin lideri Muhammed Salih'in içinde bulundugu durum terörle mücadelenin nasil yorumlanmak istendiginin; fikir ve inanç özgürlügünün, siyasi muhalefet yapmanin imkansizlastirilisinin karanlik tablosunu çiziyor. Terörle mücadele adina baslatilan uygulamalar, global ölçekte, tiranlasan diktatörlüklere karsi siyasi ve entelektüel muhalefetin, haksizliga karsi çikmanin bastirildigi bir döneme girildiginin isaretlerini veriyor. Muhammed Salih, 28 Kasim 2001 tarihinde Prag Havaalani'nda Çek polisi tarafindan tutuklandi. 1993 yilinda Özbekistan'la yapilan suçlularin iadesi anlasmasini gerekçe gösteren polis muhtemelen Kerimov'a iade edilmek üzere tutukladi. Telefonda görüstügüm Muhammed Salih'in kizi, olanca ugrasilarina ragmen hâlâ bir sonuç alamadiklarini söylerken uzun bir mücadeleden gelen babasinin kaderini paylasan bir ses tonu vardi. Uluslararasi insan haklari örgütleri, iadesi durumunda hayati tehlikede olan Muhammed Salih'in serbest birakilmasi için kamuoyunu harekete geçirme girisimlerinde bulunurken "nedense Türkiye'den hiç ses çikmiyor" seklindeki serzenisi karsisinda utandim. Üç sair liderin çeliskisi Ne garip, Muhammed Salih'in tutuklandigi Prag, ayni zamanda onun 1968 yilinda zorunlu askerlik görevi nedeniyle, isgalci Sovyet ordusunda 3 ay görev yaptigi yer. Çekoslovakya'nin demokratiklesmesi, özgürlüklerin kazanilmasi için mücadele eden Havel su anda Çek Cumhuriyeti'nin devlet baskani. Özbekistan'da demokratik bir yönetimin gelmesi, fikir ve inanç özgürlügünün saglanmasi için siyasi ve entelektüel mücadele veren M.Salih, ayni mücadeleden gelen bir devlet baskanin polisi tarafindan tutuklaniyor. Çeliski bununla da sinirli degil. Özbek siirinin en önemli isimlerinden biri olan sair Muhammed Salih'in sair Havel'in polisi tarafindan özgürlügünün elinden alinmasi ne kadar düsündürücü. Üstelik Kerimov'un totaliter yönetimine iade edilmesi halinde hayatinin tehlikeye gireceginden kusku yok. Sairlerin yaman çeliskisi bununla da bitmiyor. Sair Muhammed Salih, sair Basbakan Ecevit'in ülkesinden de sürgün edilmisti. Özbekistan'da Kerimov baskisi artip milletvekillerinin bile tutuklanmaya basladigi dönemde Türkiye'ye siginan M. Salih'in, Kerimov'un baskisiyla hareketleri de kisitlanmis ve Türkiye'yi terketmesi istenmisti. Muhammed Salih'in drami aslinda üc sair siyasi liderin çeliskisini ortaya koyuyor. Havel, Ecevit ve M. Salih... Ilk ikisi devlet yönetiyor, digeri ise siirinin bedelini ödüyor. Siz kendinizi kimin yerine koymak isterdiniz? Bir özgürlük sairi Muhammed Salih'in hayatini, verdigi mücadeleyi yakindan izleyenler su an maruz kaldigi siyasal linçi hiç de hak etmedigini görürler. Zorunlu askerlikten ayrilmasiyla entelektüel çalismalara basladi. Özellikle Fransiz siiri ile ilgilendi ve modern Fransiz siirinden bir seçkiyi Özbekçe'ye tercüme etti. Kafka, Camus, Sartre gibi varoluscu isimlerle ilgilendi. Yunus Emre ve Dede Korkut' Özbek Türkçesi'ne kazandirarak, Özbek kültürünün Anadolu kültürüyle olan baglantilarini göstermeye çalisti. Siirle ilgisi, Özbek edebiyatinda bir ekol olusturacak kadar derin izler birakti. 1977'de yayinlanan ilk siir kitabi hem kendi hayatinda hem Özbek siirinde bir dönüm noktasi olusturdu. Metoforik ekol olarak bilinen ekolun kurucusu sayildi. 1985 yilinda Gorbaçov'a bir mektup yazarak uygulanan baskilarin, düsünce özgürlügünü engelleyen uygulamalarin kaldirilmasini istedi. Aldigi cevap; mektuba imza atan 53 genç yazar ve sairin eserlerinin yasaklanmasi oldu. Sovyetler'de, 1985'ten itibaren aktif olarak özgürlük mücadelesine atildi. Glasnost dönemiyle birlikte bu daha da hizlandi. Daha sonra Özbekistan'in bagimsizligi için mücadele verdi. 1988 yilinda Özbek Komünist Partisi'nin üyelik teklifini reddetmesiyle baskilar artti, karsi kampanya yürütüldü. Etrafinda toplanan entelektüellerle Birlik formunu kurdu, milletvekili seçildi. Parlamentoya sundugu bagimsizlik deklarasyonu kabul edilerek 21 Haziran 1990'da okundu. Kurdugu ERK Demokratik Parti'nin lideri oldu. Aralik 1991'de yapilan baskanlik seçimlerine baskan adayi olarak girdi. Bilinen yöntemlerle seçimleri kaybettigi ilan edildi. Taskent Üniversitesi ögrencileri kitlesel gösterilere basladi. Ve her geçen gün Kerimov'un siktigi çember iyice daraldi. Muhammed Salih demokratik muhalefete baslamasinin ardinda Kerimov tarafindan birkaç kez sunulan baskan yardimciligi rüsvetini kabul etmedi. Ve arkasindan partinin yayin organlari yasaklanarak yöneticileri tutuklandi. Milletvekilleri bile bu kampanyadan nasibini aldi. Bu durumda M. Salih yurtdisina çikmak zorunda kaldi. Özbekistan, Türkiye'ye siginan M. Salih'in iade edilmesi için baski yapmaya basladi. Türkiye statükodan yana tavir alarak M.Salih'in siginmaci olarak bile barinmasina imkan tanimadi. Muhammed Salih Sovyetler döneminde komunist rejimle isbirligi yapmamis az sayida siyasi liderden biridir. Siyasi önderliginden önce entelektüel birikimi Salih'i Orta Asya'daki diktaci "demokrat" yöneticilerden ayiriyor. Dünya kamuoyu diktadan yana mi yoksa özgürlük mücadelesinden yana mi tavir alacak? Sair Havel devlet teröründen yana mi yoksa özgürlük sairinden yana mi tavir alacak? Sair Ecevit'in tavrini merak etmiyorum. Muhammed Salih olayi, "hür dünya"nin global McCarthyizm'e karsi verdigi bir sinavdir. Muhammed Salih'i savunamayan sairler, vicdani hür insanlar yarin evlerindeki mahremi bile savunmayacaklar demektir. aemre@y... <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 5) Mezarliga Hos geldiniz sayin Vekillerim!, Bahadir Fayzi Turkiye Turk Dunyasi icinde nisbeten demokratik gorunume sahip olan bir ulkedir. Siyasi partiler vardir, "Demokratlar" vardir, "Milliyetciler" vardir sagcisi solcusu vardir. Bugun Turkistan'li aydin Turk milliyetcisi Muhammed Salih Cek hapishanesinde tutuklu bulunmasina bir hafta oldu.Ama Turkiye siyasetinde bu mezarlik sessizligini andirian bir suskuluk devam ediyor.Turkiye'de bir zamanlar Turk dunyasina "agabey" olma, lokomatif rolu oynama idiasi vardi.Ankara Turk dunayasi iliskilerine yakindan yandasacakti.Bunlari bir yana birakalim, cunku bu soylemler artik gostermistirki Ankara'nin ilgi alaninda degil.Aci verici olan turk milliyetciligi idasinda bulunan, bir zamanlar "Turkistan'a ozgurluk" mitingleri yapan MHP'nin iktidara ortak olmasidir.Gecmisinde Turk Dunyasina yakinlik duyan bir partinin takindigi tavir cok aci vericidir.Muhammed Salih Turkistan'da Demokrasinin bir umududur,Turk milliyetciliginin bir umududur.Beyler bunlar size hic bir sey cagristirmiyor mu? Savundugunuz ideallara, davaniza ihanet etmek vicdaninizi hic sizlatmiyor mu? Turk dunyasinin gelecegi, Turkiye'nin yarinlari diye bir derdinizin olmadini artik anladik, ama insan olaraktami hic bir ozelliginiz kalmadi.Insanliginizi ne zaman yitirdiginiz agalar. Bagli oldugunuz koltuk hirsi gozunuzu bu kadar mi burudu? Dune kadar Muhammed Salih'in yakin dostu oldugunuzu her toplantida soyleyen Turkistan kokenli Ahat Andican, meclis kursusundan bes dakiikalik konusma yapmak parti ici siyasatinizden daha mi onemsiz? Hadi iktidarda "uc maymunu" oynayan Basbakan ve bakanlarimizi anladik.Siz neye susuyorsunuz ulkucu hareketin sayin "agabeyleri" Sadi bey, Enis bey, Turk dunyasinindan sorum(suz)lu Abdulhaluk bey? Davaniz, dostlugunuz hatiri nerede kaldi? Bilmiyor musunuz eger Muhammed Salih Allah gostermesin eli kanli katil Kerimov'un rejimine teslim edilirse Turkistan'da demokrasi mucadelesi, Turkculuk mucadelesi buyuk bir kaybe ugrayacak.Turkiye ve Turk dusmani Kerimov'u Turkiye yanlisi cedidci geleneginin temsilcilsi Muhammed Salih'e tercih ettiren bu ihanetvari suskunluk korkarim Turk siyasetcilerinin Turk dunyasindaki yerini ebedi silecektir. Butun dunya dost dusman Salih'in tutuklanmasina tepki gosterirken, avrupa ulkeleri, hatta Rusya'daki demokratlar bile Salih'in hurriyetine kavusmasi icin ugras verirken siz halen kulaklarinizi tikayiniz. Cunku Moskova ve Avrupa parlamentarlari Turk dunyasina sizden daha yakin oyle degil mi "Dava adamlari", "Turk milliyetcisi" beyler. Evet haklisiniz siz "istikrar"dan yanasiniz terror olaylarina karsi cok hassas davraniyorsunuz.Bunlari anliyoruz , ama Muhammed Salih'i terorcularla baglantisina dunyada Kerimov ve iktidarindan baska kimse inanmiyordu.Orta Asya'nin istikrarsizlige iten radikal islamcilerin ocagina cevriren asil Kerimov'un terroru oldugunu artik akli selim olan herkes bilmiyor mu? Ulkede siyasi muhalif barindirmayarak kanli yontemlerlerle iktidarini "istikrar'a kavusturan ve ulkeyi gercekten istikrarsizliga getiren kerimov'un on senedir yaptigi zulumdur. Simdi bu Zulum Maratonuna sizde katildiniz! Ugrasiniz kutulu olsun! Kendi halkini hayvan surusu gibi goren bir katilin "istikrar'ina sizde ortak oldunuz. Ey siz yuce mecliste koltuklari isgal eden "milliyetciler" "demokratlar" size sesleniyorum! Nedir bu gozlerinizi kor eden, kulaklarinizi sagir eden "siyaset"(siyasetsizlik aski). Ey siz Milletin "vekilleri" (kabuslari) menfaatlariniz gundeme geldigi anda genel baskaninizin gozune girmek icin meclisi boga guresi arenasina ceviren beyler nerede kaldi savundugunz degerler... Insan sahsiyeti kisilgi bu kadar ucuz mu? Bu ihanetin karsiliginda nedir elde ettiginiz? Icimden Rahmetli Osman Yuksel Serdengecti'nin dedigi gibi siz fakat ulkede gubre sorununu cozmeye yararsiniz! Ulkeyi yoneten mutareke basininiz ve siz artik bir meftasiniz, sizin Turk siyasetindaki yeriniz Mezarliktir. Orada sessizliginizi daha kolay korurusunuz. Istikrarinizi kimse bozamaz milletimin saygideger vekilleri. Mezarliga hos geldiniz! ---------------------------------------------------------- Yufka yureklilerle cetin yolar asilmaz; Cunku bu yol kutludur, gider Tanri Dagina. Halbuki yoldasini birakip donenlerin Degisilir topu da bir sokak kaltagina. ------------------------------------------------------- Gun olur ki mertligin ugrar kahpe bir hinca; Namert bir el arkandan seni vurur kadinca; Bir gun sabrin tukenir... Silahini kapinca Haykirarak cikarsin yurdunun daglarina... Hayatin kamcisiyla sizar derinden kanlar, Senin buyuk derdinden baskalari ne anlar? Vicdanini "Paris"e, "Moskova"ya satanlar, Kufur diye bakarlar senn dualarina.(Atsiz) Turkistan'nin magrur sairi, ozgurluk yolunda yilmayan dava adami Muhammed Salih senin bu kara gunlerinde gercek dostlarin herzaman yanindadir! Bahadir Fayzi Pittsburgh, Pennsylvania Turkistan Newsletter <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 6) Muhammed Salih'e destek, Taha Akyol Milliyet, 7 aralik 2001 ÖZBEKISTANLI muhalefet lideri Muhammed Salih, su anda, Çek Cumhuriyeti'nin baskenti Prag'da tutuklu! Çünkü Özbekistan Devlet Baskani Kerimov, demokrasi isteyen Salih'i "terörist" ilan etmis ve hakkinda kirmizi bülten çikarmistir! Muhammed Salih'in terörle kesinle alakasi yoktur. Yüksek kalitede bir entelektüeldir, 'Türkçü' bir liberal demokrattir. Kendisini yakindan tanirim; dostumdur. 1989'da Sovyet lideri Gorbaçov kapilari açinca, gençligimin tatli rüyasi "Turan"a gittigimde, Taskent'te Muhammed Salih'in evinde bir gece misafir olmustum. Çalisma odasinda, duvarda çesitli fotograflar vardi; ikisi kalpakliydi: Enver ve Mustafa Kemal pasalar... Ötekiler, Sair Çolpan ve Ekmel Ikram gibi Asya Türklügünün "milli medeni intibah" öncüleri; Stalin tarafindan kursuna dizilen "Ceditçi ve Türkçü" akiminin Özbek liderleriydi... * * * MUHAMMED Salih, Yunus Emre'yi, öyle bir 'ortak Türkçe' ile yayimlamistir ki, biz okuyunca da, bir Özbek veya Azeri okuyunca da ayni zevki alir, ayni derinlikle anlar. Türkiye'deki alfabe tartismalari konusunda yazdigim yazi üzerine bana Isveç'ten bir e - maille "Türkistan Alfabesi" konulu makalesini göndermisti. Salih'in temel tezi sudur: "Ünlü seslerin uyumu, Türk kavimlerinin uyumudur." Bizim kullandigimiz Latin alfabesine üç harf ekleyerek bütün Türk kavimlerinin okuyabilecegi bir alfabeyi savunmaktadir. Baska bir yazimda anlatacagim. Muhammed Salih böyle bir insandir, bir aydindir. Kendisinin de lideri oldugu "Erk Partiyasi"nin da terörle hiçbir ilgisi yoktur. Agir ekonomik sartlar altinda Özbekistan'da ortaya çikmasi kaçinilmaz sosyal muhalefete Muhammed Salih gibi açik fikirli, demokrat bir aydin önderlik edebilirdi; Kerimov bu hareketi ezdi, Salih Türkiye'ye kaçmak zorunda kaldi... Ve sosyal muhalefet, Taliban benzeri illegal radikal gruplarin eline düstü! * * * TÜRKIYE'DE Muhammed Salih bir yil yasadi. Özbek lideri Kerimov, bu yüzden Türkiye ile iliskileri bozdu! Fethullah Gülen'in açtigi okullari "Türk okullari" oldugu için kapatti... Türkiye'de okumakta olan 3 bin kadar Özbek ögrenciyi geri çekti! Türkiye, Özbekistan halkiyla ve devletiyle iliskilerini bozmamak için Salih'i sinirdisi etmek zorunda kaldi ve o da Isveç'e yerlesti. Prag'a "Radyo Liberty"nin davetlisi olarak gitmisti... Kerimov'un "kirmizi bülteni" sebebiyle "terörist" diye tutuklandi! Bu tutuklamada hem Çek polisinin Stalinci gelenekten tam arinamamis olmasinin, hem Bin Ladin belasinin dünyada yarattigi psikolojinin rolü oldugunu saniyorum. Muhammed Salih Özbekistan'a iade edilirse, bilin ki, uçaktan iner inmez kursuna dizilecektir! Türkiye ile Özbekistan arasinda zaten 'netameli' olan iliskiler temelli bozulmamali, bu ise hükümet resmen karismamali... Ama basin, aydinlar, insan haklarinda duyarli çevreler, partiler Muhammed Salih'e destek vermelidir. t.akyol@m... <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 7) Muhammed Salih'e hurriyet, Rahim ER Turkiye, 11 Aralik 2001 Prag denince hep o kizil isgali hatirlariz; Basbakan Dupçek, demokrasiye yönelince SSCB, 1968 baharinda tanklarla Çekoslovakya'nin baskenti Prag'a girmis, dünyanin gözü önünde Dupçek'i alasagi ederek hapse koymustu. Artik Çekoslovakya da Sovyetler Birligi de yok. Birincisi 'Çek' ve 'Slovak' Cumhuriyeti diye ikiye ayrildi. Ikincisi zaten esyanin tabiatina aykiri oldugu için yikildi. Ayriliktan sonra Prag, Çek Cumhuriyeti'nin merkezi olarak kaldi. Çeklerin cumhurbaskani ünlü tiyatro yazari Vaclav Havel. Havel, komünist dönemde muhalif olmasindan ötürü Pankrats hapishanesine atilmis bir insan. Zikredilen hapishanenin yeni misafiriyse Özbekistan ERK Partisi Genelbaskani Muhammed Salih. Salih'in kisa kronolojisi söyle. 1989'da Sovyetlerin dagilmasiyla 1990'da ERK Partisini kurdu. 1991'de Kerimov'a karsi cumhurbaskani adayi oldu. Seçimi eski lider kazandigi halde rakibinin aldigi yüksek oydan rahatsizlik duydu. ERK'e baskilar basladi. Ana muhalefet lideri, milletvekilliginden istifa etmek zorunda kaldi. Partisinden bazi isimler hapse atildi. Muhammed Salih, aldigi bir ihbar üzerine 1993'te Türkiye'ye geçerek hayatini kurtardi. 1994'de Cumhurbaskani Demirel, Kerimov'la barismasini istedi, Demirel'i kirmadi. Türkiye cumhurbaskani, ayni yil Davos'ta Kerimov'a da ayni teklifi yapti, red cevabi aldi. Cevap sasirticiydi. "Süleymanaga Salih'i en iyisi bize iade edin". Bunun üzerine iki lider arasinda su tarihi konusma geçer. Demirel, "iade etsek ne yapacaksiniz?" Kerimov, kisa bir tereddütten sonra söyle bir karsilik verir "kursuna dizecegim". Demirel, cevaptan rahatsiz olarak "ne sen böyle bir sey dedin, ne de ben isittim" der ve masayi terk eder. Bu konusmayi Muhammed Salih, Moskova tv'sinin bir haber programinda bizzat anlatmistir. Rakibini Türkiye'den alamayan Kerimov, bunun üzerine kizar ve Türkiye'de tahsilde olan 10 bin Özbek talebeyi geri çeker. Ayri devlet ayni millet iki ülke münasebetlerinin bozulmasini istemeyen Muhammed Salih, Almanya'ya gider. Daha dogrusu Türkiye, sinir disi eder. Ama Özbek gizli servisi tarafindan Almanya'da da sikistirilir. Her ân bir suikaste gitmesi mevzubahistir. Isveç'ten iltica talebinde bulunur ve oraya yerlesir. Muhammed Salih, geçtigimiz günlerde Prag'da faaliyet gösteren Radyo Liberty'nin davetlisi olarak bu sehre gelir. Fakat Çek polisi tarafindan kirmizi bültenle aranan bir terörist oldugu gerekçesiyle tutuklanarak Pankrats'a konur. Havel, tiyatro yazari, Salih'se sairdir. Biri dünkü muhalif, digeri bugünkü. Biri Pankrats Hapishanesi'nin eski mensubu digeri yeni. Dolayisiyla Salih'i en iyi anlayacak olan da çek devlet baskanidir. Durumunu inceledikten sonra su açiklamayi yapar "Muhammed Salih'in insan haklari mücadelesi verdigine ve suçsuz olduguna eminim". Uluslararasi Af Örgütü ve diger sivil kuruluslar devredeler. Buna ragmen Salih içerde. Yakasina söyle bir suç ilistirilmistir. 1999'da Taskent'te meydana gelen eylemde bombalar patlar, ölenler olur. Kerimov, suçlu olarak Islami Hareket Partisi baskani Tahir Yoldas'la Muhammed Salih'i ilân eder. Iddiaya Salih'i de katmasinin sebebi yüklüce bir parayla ele geçirdigi bir fotograftir. Salih ve Yoldas 1988'de Istanbul'da bir araya geldiklerinde bu bulusma bir de hatiraya dönüstürülür. Bilahare bir kere de Kandehar'da görüsürler. Iste bu iki temas Salih'i de Vehhabi harekete katarak radikal göstermek için sebep olarak kullanilir. Buradan hareketle de 'iktidari zor kullanarak ele geçirecekler' cümlesinden olarak kirmizi bültene dahil edilir. Kerimov, ne yapip etmis ve muhalifini terör suçlusu saydirmistir. Hatta güya ERK, Üsame bin Ladin'den de para destegi görmüs. Muhammed Salih'in bu iddialarla zerrece alakasi yok. O bir Türk ziyalisi, aydin, entelektüel. Ülkesine demokrasinin gelmesi için demokratik yollarla mücadele eden birr siyasetçi. Ne Vehhabilikle alakasi var ve ne de terörle. Dünyanin 11 Eylül münasebetiyle teröre karsi hassaslastigi bir zamanda ERK partisi lideri asilsiz bir iddiaya dayanilarak hürriyetinden edildi. Iadesi isteniyor. Çekler imtihandalar. Vaclav Havel yönetimindeki ülkenin Muhammed Salih'i serbest birakmasi gerekir. Özbekistan'a iade ederlerse ne olacagi belli. Özbek devlet reisi, onu 1994'te Demirel'e açiklamis bulunuyor. Bu arada Türkiye de imtihanda. Içerdeki hürriyet kahramanin kizi Ümide Salih, bize yazdigi mektupta Türk medyasinin konuya duyarsiz kalmasindan sikâyetçi. Kibarlik göstermis, devlet adamlarimiz da alakasiz. Imtihanda olan iki ülke daha var. Özbekistan ve ABD. ABD'nin igvalara kapilmamasi lazim. Salih, hürriyetine kavusturulmazsa Afganistan'a insanlarin hürriyeti ve demokrasi için gittigine kim inanir? Ceza ise Muhammed Salih zaten çekmekte. Bir vatanperverin topraklarindan çikmak zorunda kalmasindan, çoluk- çocuguyla gurbette ve takip endisesi içinde yasamasindan büyük ceza mi olur? <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 8) Muhammed Salih hapiste, galiba diktatorler kazanacak, Mehmet Ocaktan Yenisafak, 10 aralik 2001 11 Eylül saldirilarinin hemen ertesinde yazdigim ilk yazida, dünyanin "demokrasi hatti'nda tehlike çanlari çaliyor. Telaffuzu bile insana aci veriyor ama, galiba yüzyillarin birikimi olan demokrasi; hukuk, medeniyet projeleri 'ikiz kuleler'in enkazina gömülmek üzere..." diye bir tesbitte bulunmus ve olusmakta olan yeni dünyaya iliskin endiselerimizi belirtmistik. Simdi gelinen noktada, bu endiselerin biraz daha derinlestigini, demokrasinin ve insan haklarinin kan kaybettigini, diktatörlerin ise kazanmak üzere oldugunu görüyoruz. Iki ay önce Usame Bin Ladin ve Taliban için Afganistan'a saldiran Amerika, simdilik mutlu sona ulasmis bulunuyor. Amerika'nin destegi ile isbasina gelen Taliban, 5 yillik bir maceraya yine ayni Amerika ile noktayi koydu. Taliban gitti ama, bölgedeki diktatörler de güç kazandilar. Çünkü Amerika için, çikarlarina hizmet ettigi sürece "is tuttugu" ülkelerin rejimlerinin demokrasi ya da diktatörlük olmasinin hiçbir önemi yoktur. Nitekim, ülkesini adeta "açik hapishane"ye çeviren Özbekistan diktatörü Kerimov, su anda Amerika'nin en önemli is ortaklarindan birisi haline gelmis bulunuyor. Amerika "sonsuz özgürlük" sloganiyla baslattigi saldirida mutlu sona erisirken, diktatörlerin "demir yumruklari" da demokratlarin tepesine inmeye basladi. Özbekistan'in degerli aydin ve demokrati Muhammed Salih, Prag'da demir parmakliklarin ardinda "kara günler" yasiyor. Diktatör Islam Kerimov'un Çek Interpolü'ne yaptigi iade basvurusu sonucu Prag'da gözaltina alinan Muhammed Salih, ya Kerimov cehennemine geri gönderilecek, ya da özgür kalacak. Bundan sonra, Bati'da Muhammed Salih'le ilgili olarak izlenecek tutum, özgür dünyanin vicdani açisindan da büyük bir sinav olacak. Eger uluslararasi insan haklari kuruluslarinin gücü, Muhammed Salih'i demir parmakliklarin ardindan çikarmaya yetmezse bilelim ki, "yeni dünya" demokratlar için daha zor bir dünya olacak. Eger bir aydin ve demokrat olan Çek Cumhurbaskani Vaclav Havel'in bile Muhammed Salih'i Özbekistan'in kizil diktatörü Kerimov'a teslim etmemeye gücü yetmezse, bilelim ki "yeni dünya"nin yeni krallari diktatörler olacak... Muhammed Salih'i demir parmakliklarin ardindan özgürlüge çikarmak için, Uluslararasi Af Örgütü, Helsinki Yurttaslar Meclisi ve Human Rights Watch gibi uluslararasi sivil toplum kuruluslari büyük bir çaba sarfediyorlar. Ancak, diktatör Kerimov'un eli daha güçlü gözüküyor, çünkü arkasinda Amerika var. Çünkü, Afganistan saldirisi sirasinda Kerimov Amerika'nin en iyi "diktatör arkadasi" oldu. Bu arada, uluslararasi sivil toplum kuruluslarinin Muhammed Salih'le ilgili çalismalari sürerken, Türkiye'nin adeta sessizlige bürünmesi, galiba tarihe "kara" bir sessizlik olarak geçecek. Su MHP'nin "Türk dünyasi" kahramanlari nerelerde kaldi acaba? Orta Asya deyince mangalda kül birakmayan "Türk büyükleri"ni Muhammed Salih için meydana bekliyoruz... Gerçi onlar bugünlerde, "Salkim Hanim'in Taneleri"ne takiliyorlar. Bu kadar önemli bir vatan meselesi varken, Muhammed Salih'in özgürlügü gibi islerle ugrasmak dogrusu bu "Türk büyüklerimiz"e de yakismazdi dogrusu... Isin daha vahimi, böylesine demokrat bir Özbek aydininin bugünlerde "çirkin" bir muameleye maruz kalmasinda Türkiye'nin büyük sorumlulugu olmasidir. Çünkü Muhammed Salih, Kerimov'un zulmünden kaçtigi zaman ilk olarak Türkiye'ye siginmisti. Ancak Türk hükümeti, hepimizin yüzünü kizartan bir davranisla Muhammed Salih'i Türkiye'den kovdu... Ve Muhammed Salih simdi, demir parmakliklarin ardinda bilinmeyen bir gelecegi bekliyor. mocaktan@y... <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 9) Yine Muhammed Salih, Taha Akyol Milliyet gazetesi MUHALIF Özbek lideri Muhammed Salih'in kizi Ümide Salih'ten elektronik posta (e posta) ile bir mesaj aldim. Bu vesile ile Muhammed Salih'in 'hörmetli' esi Aydin Hanim'a, kizi Ümide'ye ve küçük oglu Timur'a geçmis olsun dileklerimi iletmek isterim. Biliyorsunuz, Özbekistan hükümetinin haksiz "terörist" suçlamasi üzerine, Muhammed Salih, Prag havaalaninda Çek Polisi tarafindan tutuklanmisti. Halen Pankrac hapishanesinde, Çek adli makamlarinin kararini bekliyor: Ya hürriyetine kavusacak veya Özbekistan'a iade edilirse kursuna dizilecek! Prag'da yayin yapan Radyo Liberty'nin haberine göre: "Çek Cumhurbaskani Vaclav Havel, Muhammed Salih'in tutuklanmasini kendi devletinin itibarina büyük leke düsürdügünü bildirdi. Çek Cumhurbaskani Havel, Muhammed Salih'e karsi Özbekistan hükümeti tarafindan isnad edilen suçlamalari ögrendigini ve bunlarin esassiz oldugu neticesine vardigini söyledi. Cumhurbaskani Havel, Çek adli mercilerinin de ayni fikirde oldugunu belirtti." Çok güzel bir haber... * * * KENDISINI yakindan tanidigim Muhammed Salih, birakin terörist olmayi, terör karsisinda duyarsiz bile degildir, kesinlikle teröre karsi bir aydindir... Kizi Ümide Salih, babasinin Pankrac hapishanesinden "Prag halkina" yazdigi Ingilizce mektubun metnini bana da göndermis. Hapishanede yazdigi mektupta, Kafka'dan fikirler, Andre Malraux'dan cümleler aktaran Asyali, Özbekistanli vatansever ve demokrat bir aydin! Neden teröristlikle suçlandigi anlatiyor... 1997'de Istanbul'dayken, Tahir Yoldasov isimli bir Özbekistanli kendisini ziyaret etmek istemis... Anavatandan biri gelir de görüsmez mi? Ondan sonra hiç temaslari olmadigi gibi fikren de, metodca da anlasamiyorlar... Iki yil sonra Subat 1999'da Taskent'te bir patlama olmus. Bu patlamayi "Özbekistan Islami Hareketi" adli bir örgütün yaptigi, Tahir Yoldasov'un da bu örgütün liderlerinden biri oldugu iddia ediliyor. Bir zamanlar Istanbul'da bir defa görüsmüslermis, öyleyse Salih de teröristmis! Kafaya bakin! * * * ÇEK adaletinde Stalinci kalintilar ve Bin Ladin belasinin kiskirttigi olumsuz önyargilar olsa bile... Çek Cumhurbaskani Vaclav Havel, kendi eski mücadelesi sebebiyle, totaliter rejimlerde "muhalif aydin"in ne demek oldugunu herkesten iyi bilir... Ayrica Avrupa Birligi sürecindeki Çek adaletinin bu konuda hukuka ve adalete uygun davranacagina, sonunda Salih'in serbest birakilacagina inaniyorum. Tabii, yürekten de diliyorum, dua ediyorum. "Muhammed Salih'in Haklarini Koruma Komitesi" olayi duyurmak ve manevi destek saglamak için yogun bir çaba harciyor; e - postalarla her yere ulasiyor. Ilgi duyan okurlarim için, daha fazla bilgi alabilmeleri amaciyla, Salih'in lideri oldugu Erk Partiyasi'nin internet adresini veriyorum: http://www.uzbekistanerk.org/aktual - ms1.htm Salih'e Türkiye'den selamlar, sevgiler, dualar gönderiyorum. t.akyol@m... <><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><> 10) Bir demokrasi yigidi sanatci M. Salih, Ayhan Katircikara Turkiye 10 aralik 2001 Özbekistan bagimsizligini kazandiginda epeyi bir müddet Taskent, Semerkant ve Buhara'da kaldim. Çok sayida meslektasimla tanistim, onlarin konugu oldum. Bunlardan biri de Sair Muhammed Salih Medeniof'tu. Ayni zamanda muhalefetteki ERK Partisi'nin lideriydi. ERK'nin genel merkezinde sohbet ettik. Türkiye'yi ve dünyayi avucunun içi gibi taniyordu. Karsilikli Necip Fazil'dan siirler okuduk, Yahya Kemal'i andik. Sonra Hasimi Kafka ve Malraux'yu tartistik. Neden milletvekilliginden istifa ettigini sordum. "Ülkenin kötü yönetimini protesto için" dedi. Salihe göre; Taskent'te demokrat bir idare yoktu. Eski komünistler adina "demokrasi" diyerek ülkeyi marksist yöntemlerle, despot ve dayatmaci anlayisla yönetiyorlardi. Özbekistan'in parlak gelecegini engelliyorlardi. Bu görüs ülkede taban buldu. M. Salih'in grafigi yükseldi. Alternatif lider ve parti durumuna geldi. Cumhurbaskanligi seçiminde tahminleri sarsti. Yönetim tedbir aldi! Yazar arkadasim Mehmet Çetin de Taskent ziyaretinde bir espri yapmisti "Kerimof Berk/Muhammed Salih erk" Özbekler Berk'i baskici anlaminda, erk'i özgürlük manasinda kullaniyorlar. Bu gerçeklesti Salih yurtdisina kaçti. Türkiye'de Muhammed Salih'in yayinlanan siir kitabinin takriz'i Sair Basbakan Bülent Ecevit tarafindan yazilmisti. Ancak Ankara, kaç yönetim degisirse degissin Salih'e sahip çikmadi. Sirf kardes ülke Özbekistan ile iliskilere zarar gelmesin diye, Ancak Taskent yönetimi Ankara'yla iliskileri askiya aldi okullari kapatti, Türkiye'de okuyan 10 bin ögrencisini geri çekti. Halen de limonilik sürüyor. Muhammed Salih Almanya'da yasamaya basladi. Kerimov iktidari tehditlerini sürdürüp hayati tehlike bas gösterince Norveç'e sigindi, mülteci olarak burada yasamaya devam etti. Ancak Özbek taban Salih'i sevmisti, yalniz birakmadi. Madem öyle komplo teorisi hayata geçirildi! 1999'da Taskent'te bir patlama oldu. Liderligini Tahir Yoldasov'un yaptigi iddia edilen Özbekistan Islami Hareketi'nin, eylemi üzerinde kaldi. Tahir ile de Salih bir kere Taskent'te, bir defasinda da Istanbul'da görüsmüs. O halde Salih de terörist. Bu iddiayla Interpol'e basvuruldu. M. Salih Liberte Hürriyet Radrosu'nun davetlisi olarak gittigi Prag'da tutuklandi. Allahtan Çek Cumhuriyetinin basinda bir zamanlar rejim muhalifi sayilan tiyatro yazari Vaclav Havel var. Bir dönem ayni dertten mustaripti. Tutuklamanin devletin itibarina büyük leke düsürdügünü açikladi. Ancak tutukluluk hali sürüyor. Özbekistan'a iade edilirse Salih kursuna dizilecek. Öldürülecek. Uluslararasi Af Örgütü Salih için bir kampanya baslatti. Faks ve e- yoluyla hangi dilde olursa olsun Çek yetkililere ulasilmasini istiyor. Iyi ki Çekler Avrupa Insan Haklari Sözlesmesine taraf. Muhammed Salih'in Haklarini Koruma Komitesi kuruldu. Türk Ocagi Türkiye'de kendisine yakisani yapti; Nuri Gürgür, Nevzat Kösoglu gibi aydinlarimiz Salih için bir kampanya organize etti. ERK Partisi de internetten dünya kamuoyunu bilgilendiriyor. Iste adresi "http:/www.uzbekistanerk.org/aktualmsl.htm" Pankras Cezaevi'nde çileli günler geçiren demokrasi kahramani Muhammed Salih Taskent yönetiminin mevcut konjonktürden yararlanarak Taliban belasinin kiskirttigi ön yargilarla bile olsa kim vurduya gitmemelidir... Degerli sair Muhammed Salih'in çayini içtigim esi Aydin Hanim'a konuk oldugumda bize ikramda bulunan, hizmet eden çocuklari Ümide ve Timur'a da geçmis olsun. |
Yazar: | orkun [ 06.01.13, 01:22 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Türkiye, ABD ve Muhammed Salih |
Bir Ülküdaşımızdı. Şimdi Tanrı katına uçmuş bir Dost, Mandoki Kongur yanımıza geldi ve "bu arkadaşlar Özbekistan'ın en milletçi şair ve yazarlarıdır, hiç çekinmeden davetlerine uyabilirsiniz", dedi. Onun referansı bize kâfiydi. Ancak kongre sahiplerinden de müsaade almamız lazımdı. Yetkililer kibar, fakat kesin bir şekilde programa göre akşam kokteyli yapılacağını ve başka yere gitmemizin doğru olmayacağını söylediler. Kokteyle katıldık, bir kısmımız sürekli kokteylde kaldı, diğer kısmımız ise yarım saat içinde kokteylden ayrılarak taksilere bindik ve bize tarif edilen eve ulaştık. O gece böyle başlamıştı. Türkiye ve Özbekistan edebiyatından bahsettiğimiz, Nazım'dan ve Orhan Veli'den Özbek Türkçesinde şiirler dinlediğimiz gece. Biz onlara Yahya Kemal'den, Mehmet Akif'ten, Ahmed Haşim'den bahsetmeye çalıştık. İçlerinden biri, kısa boylu olanı meramımızı çok iyi anlamıştı. "Tamam, bize hep sizin kızıl şairleri tanıttılar, şimdi sizin ak şairlerinizi öğrenmek istiyoruz", dedi o. Ama o gecenin en dikkate değer cümlesi "bizge Türkçülüknün Esasları kerek" cümlesi idi. Bahçeden evinin kütüphanesine çıkmıştık ve Muhammed Salih bizden Türkçülüğün Esaslarını istemişti. Doğrusu, önce kulaklarımıza inanamadık. Sosyalist bir ülkenin başkentinde, henüz demir perdenin dünyaları kaskatı olduğu bir çağda bizden Ziya Gökalp'in eseri istenebilir miydi? Ama istemişti işte. Bir yiğit adam, bir Türkçü adam bizden bu eseri istemişti. Ve iki ay sonra bu eseri ben ona ulaştırmıştım, aziz dostum Dursun Yıldırım'la. Ömrümüzde bir daha yaşamayacağımız bu hadiselerin üzerinden yıllar geçti. O yıldızlı gece, o ışıklı yüzler, o kıvılcımlı sözler yüreğimde büyüdü, büyüdü ve bir taşkı oldu ve 1998 yılında Gülnar adlı bir romana döküldü. 1986 yıl Taşkent ve 1988 yıl Baku benim için tozlu yılların ardında kalan bir destana dönüşmüştü. Gülnar da yer yer roman olmaktan çıkıp destana dönüşmüştü. Sadece geçmişin değil, geleceğin destanına. Hiç şüphe etmiyorum ki, üçüncü bin'in Türk Dünyası için destanlaşacak olaylar 19. asır ve 20 yüzyıllarda yaşandı. Belki, bir süre daha yaşanacak. Tıpkı yerküresinin oluşumunu sağlayan magma tabakaları olduğu gibi madenler, bir alev dalgası ve ateş yumağı halinde kaynayıp köpürerek üçüncü bin yılın Türk Dünyasını oluşturacaklar. Yeni bin yılın magma tabakası - Balkanlardan Çin'e ulaşan Türk coğrafyası, kaynayan alevler ise bu coğrafyada çarpan yüreklerdir. Gaspıralı İsmailler, Hüseynzade Aliler, Ziya Gökalplar, Süleyman Çolpanlar, Ahmet Baytursunlar, Nihal Atsızlar, Osman Baturlar, Nejdat Koçaklar, Ebulfeyz Elçibeyler, Muhammed Salihler.. |
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) | Tüm zamanlar UTC + 2 saat |
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group http://www.phpbb.com/ |