Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Müfid Yüksel: Şeriat Karşıtı Eski İslamcılar
MesajGönderilme zamanı: 08.12.10, 09:39 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.11.09, 21:21
Mesajlar: 98
Şeriat Karşıtı Eski İslamcılar

Müfid Yüksel

08-12-2010


"Şeriat" kavramına, özellikle medyada, düşmanlık yaparak bir fayda sağlayamazsınız. Artık dine inanmıyorsanız bile, hiç olmazsa saygı gösterin İslamcı ateistler! Bir zaman ANAP`lılar ve DYP`liler dahi "İslâm dininin ibadet başta olmak üzere temel kurallar manzumesi" anlamına gelen "Şeriat" kavramına saygı gösterip, söz ettirmezken. "Şeriat"a olan bu İslamcı düşmanlık nereden ileri geliyor. 28 Şubat arefesinde, "Şeriat"a Karşı Kadın Yürüyüşü" tertip eden bir gruba karşı, eski başbakan Mesut Yılmaz bile destek vermeyip tavır almışken, Şeriat`ın saygı gösterilmesi gereken, bu toplumun en temel inanç kimliği olduğunu belirtmişken. "Şeriat"a karşı bu tarz İslamcı düşmanlığın kaynağını anlamak mümkün değildir!

Oysaki, kamuoyunda, doğru olmayan bir şekilde, çok uzak ve çok farklı algıanan Alevî -Bektâşi inanç ve literatüründe de Şeriat başat konumdadır. Dört Kapı/Kırk Makam prensiplerine bakıldığında ki, bunlar Tasavvuf literatürümüze ait prensip ve kavramlardır. Dört Kapı olarak adlandırılan, Şeriat-Tarikat-Ma`arifet-Hakikat zinciri Alevi-Bektâşi literatüründe Temel prensiplerdir. Hacı Bektâş-ı Velî`nin Makâlâtının konusu bile budur. Ayrıca, Aynu`l-Cem`lerde dahi bu dört kapı zikredilir.

Nitekim, Osmanlı`nın son dönemlerinde önemli bir Bektâşi olan Ahmed Rıfkı tarafından kaleme alınan "Bektâşi Sırrı" adlı eserinde Şeriat`la ilgili şu dörtlüğe yer verir:

Şeriat kim serây-ı kibriyâdır
Muhakkak yapudır, muhkem binâdır
Onun bir taşını her kim koparsa
Yerine başını koymak revâdır

(Ahmet Rıfkı, Bektaşi Sırrı, 1325: Cilt.1, S. 41)

Geçtiğimiz günlerde NTV kanalındaki bir programda Mehmet Metiner: " Eğer bölgede PKK`lıların istediği şekilde Kürdistan kurulursa, böyle bir durumda serbest seçim yapılsa, bölge halkı dindar, dinine bağlı olduğundan muhtemelen , Hizbullah veya El-Kaide zihniyeti iktidar olur ve şeriat rejimi kurulur. Sormak lazım, şimdi siz, ayrılmış bir Kürdistan`da Şeriat rejimi altında mı yaşamak istersiniz, yoksa özgür-laik batılı-özgürlükçü değerleri benimsemiş Türkiye cumhuriyetinde mi yaşamak istersiniz." sözlerini sarfetti. Bu sözler üzerinden devam edelim.

Şeriat=Taliban; Şeriat=El-Kaide; Şeriat=Terör ve şiddet; Şeriat=Vahşet gibi kolaycı, kasten çarpıtıcı tutumlarla kimsenin İslâm dininin ibadet başta olmak üzere temel kurallar manzumesi olan Şeriat`ı mahkum etmeye, sanık sandalyesine oturtmaya hakkı yoktur. Hiç kimse müslümanlığı totaliter- baskıcı ideoloji; Vahşet üreten rejim, parantezine hapsetme hakkına sahip değildir. Hele ki, İslamcılar hiç değildir. İslam ne siyasal ideolojidir, ne de totaliterdir. Oysa ki, 70`li yılların sonları ile 80`li yıllarda; soğuk savaş dönemi ideolojik ortamının etkisi ile, anti-Amerikancılık perdesi altında, Marxist ideoloji`ye ve bu ideoloji kaynaklı militanlığa, devrimci şiddete, bu yöndeki gerilla hareketlerine özenip öykünerek; dahası Marxsist/Devrimci şiddet anlayışını İslam`a adapte etmeye çalışıp, zulme başkaldırı kavramını kullanarak direnişçi, şiddete başvuran ve bu anlamda şiddeti öngören bir anlayışı benimseyip buna "Tevhidî İslam" diyenler bizzat, bugün Şeriat/Din düşmanlığı yapan bu İslamcıların kendileriydi.

Soğuk savaş döneminin Anti-Emperyalist; Anti-Amerikancı; Marxist ideolojik temellere dayalı direniş noktalarına; militanlığına, gerilla hareketlerine özenip öykünerek; bu anlamda şiddete baş vurmayı, "Küfre, Şirke ve Zulme başkaldırı ve direnme Tevhîdî duruş" şeklinde kavramsallaştırıp benimseyerek içselleştirip, bununla özdeş bir din anlayışı ortaya konacak ve bu biricik "Tevhîdî İslam" anlayışıdır denecek; zaman geçip, Doğu bloku çözülüp, soğuk savaş dönemi ideolojileri çöküp, moda olmaktan çıkınca; bu çerçeve ile özdeşleştirdiğiniz dini,İslam`ı ve Şeriat-ı Garra`yı da mahküm etmeye çalışıp, adeta şiddet ve zülmün kaynağı olarak göstereceksiniz. Avami bir tabirle "Kaşla, göz arasında" fırsattan istifade, bir kısım İslamcıların, müslümanlığı, dini tasfiye etme fırsatçılığına karşı durmaya devam edeceğiz.

Bu tutum sadece Mehmet Metiner`e özgü bir durum değil. Bugün bu tür İslamcıların yaklaşık % 80`i böyle bir tutumla Şeriat/Din düşmanlığı sergilemekte ve Mehmet Metiner gibi bazı kimselerin bu tarz saldırılarına en büyük destek yine bu İslamcılardan gelmektedir. Bir kısım İslamcılara karşı, bu tür İslamcı saldırganlığa karşı “Mazlum” Şeriat`ın, İslam`ın hak ve hukukunu korumak her müslümanın kararlılıkla üstlenmesi gereken bir görev ve borçtur. Bu yazı, bu görevin ve borcun tarafımca ifa edileceğini göstermek amacıyla kaleme alınmıştır.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye