Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: İbrahim Karagül: Teslim olma Türkiye!
MesajGönderilme zamanı: 22.06.10, 10:38 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 06.01.10, 09:39
Mesajlar: 92
Teslim olma Türkiye!

İbrahim Karagül

ibrahimkaragul@gmail.com

22.06.2010

Bize savaş açtılar... Kendi işinize/içinize bakın, dediler. Yoksa burnunuzu böyle sürteriz, dediler.

Size ne Ortadoğu'dan, Balkanlar'dan, dünyadan dediler. Siz kim oluyorsunuz da boyunuzdan büyük işlere girişiyorsunuz, dediler. Oturun oturduğunuz yerde ve size verilenle yetinin, dediler.

Yoksa böyle kanla ödersiniz, kanla yüzleşirsiniz, dediler.

Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yerinizden kıpırdayamazken şimdi dünya yeniden şekilleniyor diye size pay düşeceğini mi sandınız, bu halinizle bile "çok büyüksünüz", daha da küçülmeniz gerekirken size ne oluyor da sınırları aşmaya çalışıyorsunuz, dediler.

Sizi böyle terbiye ederiz, yola getiririz, boyunuzu ölçüsünü alırsınız, dediler. Türkiye'ye karşı en etkili kartı tekrar devreye soktular. Terör ihaledir ve büyük bir ihale daha açtılar.

İran-İsrail kapışması yaşanacaksa Türkiye kendi sorunlarıyla boğuşmalı ki, bölgeyle ilgilenemesin demek istediler.. İsrail'e Türk hava sahasını kapatmanın bedelinin ne olacağını gösterdiler. Gürcistan'dan İran'ı taciz etmek isteyen İsrail'in, Türk hava sahasından silah naklinin kesintiye uğraması endişesiyle gözdağı verdiler.

Bize savaş açtılar...

Bu savaşın mimarı PKK değil. Ve bu savaş artık terör değil. Bu savaş gerçekten artık terör değil. Anlamıyor musunuz?..

Bir güç mücadelesi, restleşme, hesaplaşma... Hadi bakalım; biz hayır diyelim de siz terörün üstesinden gelin de görelim, diyorlar.

PKK, Türkiye'nin bütün bölgeye yayılan etkisini kırmak için en etkili araçlardan biridir. Bu genişleme, PKK'nın da sonudur. Bunu PKK da biliyor onlar da. Bir dayanışma var ortada.

Türkiye'nin burnunu sürtmek, gerekirse iç savaşa kadar sürüklemek ve bu yüzyılda muhtemel bir uyanışın, bölgesel kaynaşmanın, içeride kaynaşmanın önüne geçmek. Tek hedef bu. Süreç Kürt meselesiyle başlayıp bitmiyor. Açılımla, anayasa referandumuyla, hükümet karşıtlığı ya da taraftarlarıyla başlayıp bitmiyor. Bunların hepsi doğru, hepsi var ama başka şeyler de var. O başka şeyleri iyi okumak gerekiyor.

PKK'ya yeni bir misyon biçiliyor. Önümüzdeki günler tehlikeli olacak. Yeni tür iç politik dizayn ile bölgesel dizayn için Türkiye'yi sınırlama, daraltma en önemli hedef olacak...

Şimdi siz, o ülkeyi kızdırdık, şu ülkeyi kızdırdık diye kıyameti koparın. Ama o kızanların terör üzerinden bu ülkenin kanı üzerinden nasıl hesaplar yaptığını görmeyin, onları kınamayın, onlara kızmayın. Varsa yoksa ülkenize, insanlarınıza kızın, dövün. Bir yumruk da siz atın.

Yakın tarihimiz, bu tür basiretsizliklerin bol örnekleriyle dolu. Bu basiretsizliklerin ödettiği bedellerin acısı hâlâ çok canlı, hatırlamıyor musunuz.

Kendine yumruk atmayı marifet sanan, akıllı olmak sanan bir garip milletiz biz. Kendine ve birbirine yumruk sallamaktan gerçekleri göremeyen aymazlarla dolu etrafımız. Bir kör dövüşüne mahkum edilen milletiz.

Bunu kırmaya çalıştıkça, kafamızı yukarı kaldırdıkça, gözlerimizi ufka yönettikçe boynumuzu vuruyorlar. Onlar ve içerideki beyinsizler yapıyor bunu. Oysa bu kahredici çıkmazdan başka türlü kurtuluş yok. Hiçbir yol yok, olmayacak da. Bugün diz çöktürseler bile, sustursalar bile, beş yıl sonra, on yıl sonra bu ülke yine aynı yolu deneyecek. İntihar dışındaki tek seçenek bu. Anlamıyor muyuz?

Hükümeti terörle vurmak. Açılımı bitirmek, içeride ayrışmayı çatışmaya dönüştürmek, bölgesel açılmayı bitirmek, Türkiye'yi yeniden kontrol altına almak, buna hayır diyenleri susturmak, kanla imtihan etmek....

Kimlerin işine geliyor dersiniz? Sadece PKK'nın mı? Bugün bu hükümet, yarın başkası. Sonu yok bunun. Hep böyle olmadı mı? Bu çirkin yöntemle vurulan Türkiye olmadı mı, hepimiz olmadık mı?

Gazze'ye yardın götürüp ölenleri didik didik edenler, İsrail adına yargılayanlar, terörün tırmanmasının, son haftalardaki eğilimin sebeplerini neden sorgulamaz? Hadi gösterin o hünerli yazılarınızı, araştırmalarınızı da okuyalım. 'İsrail iması'nın yanlışlığına ortaya koymak için telaşlananlar, daha 2004'lerde o bölgede hangi devletin neler yaptığına dair, Türkiye'yi endişelendiren gelişmeleri ne çabuk unuttu? Binlerce silah, hangi ülkeden gelip de PKK'nın eline verildi? Bu silahlara dair bilgilerin gizliliği bile kalmadı.

Bu toptan saldırıyı "diz çöktürene kadar" yaptırmaya karar verenleri yok sayıp bu ülkenin tamamının aptal yerine konulmasına razı gelmeyeceğiz. Bu meselenin, AK Parti, TSK, diğer partiler ya da Türkiye'nin iç zaaflarıyla sınırlı olduğuna, bölgesel ve küresel güç mücadelesiyle ya da bazı çevrelerin/güçlerin Türkiye ve bu bölgeye yönelik hırslarıyla alakası olmadığına dair zihinsel yönlendirmelerin mağduru olmayacağız...

Orada burada, çuvallar dolusu laf edenlerin, on yıldır-yirmi yıldır aynı şeyleri söyleyip hiçbir şey demeyenlerin doğrularına ya da yanlışlarına mahkum olmayacağız... Bütün gerekçelerin/sebeplerin ötesinde bu ülkeye diz çöktürmeye ayarlı hesapları haykırmaya devam edeceğiz...

Evet, bize savaş açtılar... Bu artık terör değil, PKK ile değil, Türkiye'nin iç zaaflarıyla sınırlı değil. Bu kimin, kimlerin nasıl bir Türkiye istediği ile ilgili bir savaştır. İçerisi ya da dışarısı diye bir şey yok. Böyle bir dünya yok artık. Saflar öyle belirlenmiyor.

Birileri Türkiye'yi hizaya sokmaya çalışıyor. Kanla yüzleştiriyor. Türkiye bu mesajın cevabını vermeli... Hem içeride hem dışarıda... Teslim olmamalı...

Yeni Şafak


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İbrahim Karagül: Teslim olma Türkiye!
MesajGönderilme zamanı: 23.06.10, 08:15 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 06.01.10, 09:39
Mesajlar: 92
Rahm Emanuel: İşte 'adamımız' bu!

İbrahim Karagül

ibrahimkaragul@gmail.com

Yeni Şafak

2010-06-23

Dün, bir gazetenin internet sitesinde verilen haber, daha doğrusu haberin sunuluş tarzı, bugünlerde Türk dış politikasına yönelik eleştirileri, saldırıları anlamak için çok özel bir örnek teşkil ediyor. Türkiye'yi başkaları adına cezalandırma, Türkiye'ye başkalarının gözüyle bakma, başkalarının doğru-yanlışlarını Türkiye'nin doğru-yanlışları olarak sunma gibi çok ciddi bir algı sorunumuz var. Bu yaklaşım, zihinleri iğfal eden bir operasyona dönüşüyor bazen.

"Son darbe kendi ekibinden geldi" başlığı ile verilen haberin spotunda şu ifadeler kullanılıyor: "ABD'de destek oranı her geçen gün düşen Barack Obama'ya şimdi de kendi takımından kötü haber geldi. İddiaya göre Başkan'ın Kongre ile ilişkilerinden yasa tasarılarına kadar her şeyiyle ilgilenen sağ kolu Rahm Emanuel istifa ediyor..."

Devam eden cümlelerde, Emanuel'in istifa gerekçeleri sıralanmış. Söz konusu istifa, gerçekten bugünkü ABD yönetimine darbe mi yoksa iyi bir sonuç mu bir bakalım. Son günlerde Türkiye'yi R. Emanuel gibileri adına dövenlerin haberi böyle vermesinde yadırganacak bir şey yok aslında. Türkiye'ye yönelik salvoların kimlerden geldiğini bir kez daha anlamak için ibretlik bir örnek var önümüzde çünkü. Gelin R. Emanuel'in kim olduğuna birlikte bakalım ve kanaatimizi oluşturalım.

Obama yönetimi oluşturulurken özel kalem ilan edilen ve Beyaz Saray emrine verilen söz konusu kişiyi, 11 Aralık 2008'de "İşte Adamımız!" başlığı ile tanıtmıştık. Şimdi bir kez daha tanıtmak zorunlu hale geldi. Bakın R. Emanuel ne kadar önemli, ne kadar makbul bir adammış!

Aile geçmişi, gelişim süreci, ait olduğu çevre, üslendiği sorumluluklar, sırlarla dolu hikayesi, Nazi bağlantıları, yüzlerce Filistinlinin öldürülmesiyle ilgisi, Deir Yasin katliamıyla alakası ve kapkaranlık bir hayat!..

Bazılarına göre bir teröristin oğlu, "vaat edilen toprak" için savaşan örgütün mensubu. Küresel ekonomik krizin en önemli sebebi olarak gösterilen Hedge fon yöneticisi ve büyük paralar kazanan adam.

İsrail yanlısı değil, İsrail aşırı sağı mensubu.. Bildiğimiz anlamda bir Zio-faşist. Elinden gelse bütün Ortadoğu'yu dümdüz etmek isteyen biri. George Bush'u bile, İsrail'e yeterli destek vermediği için eleştiren adam. Tam anlamıyla ırkçı...

18 yaşına kadar İsrail vatandaşıydı. İsrail pasaportunu gizledi. 1991'deki Körfez Savaşı sırasında İsrail pasaportunu gün yüzüne çıkarıp, "ülkesi" İsrail'i Saddam'ın füzelerinden korumak için askere gitti. Lübnan sınırında görev yaptı.

Ailesi, 1931-40 yıllarında Naziler'le işbirliği yapıp Filistinlilere ve İngilizlere karşı savaşan terörist örgütlere mensuptu. Benahem Begin'e bağlı Irgun çetesinin üyesiydi. Siyasi suikastler yapıyor, BM temsilcilerini öldürüyor, Filistinlileri topraklarından sürmek için köy katliamlarına girişiyorlardı. Bu terörist operasyonlar İsrail devleti ilan edilene kadar devam etti. İşte "altın adamı"mızın geçmişi, bugünkü İsrail ordusu, bu terörist örgütlere uzanıyor. Amcası bu saldırılar sırasında ölür ve adamımıza amcasının adı verilir.

Babası Benjamin Auerbach'tır. Söz konusu örgütlere silah sağlayan isimlerdendir. Stern çetesi bu örgütlerden en radikalidir ve ailesi bu örgütle bağlantılıdır. İngiltere'nin Filistin'i terk etmesi ve İsrail devletinin kurulması için Nazilerle birlikte hareket ederler. İrgun'un çocukları, aslında Nazi müttefiki Yahudilerdir!

Auerbch soyadı sonradan Emanuel olarak değiştirilir. Adamınızın adı da Rahm yani Rahmim'dir. Rambo bile derlermiş kendisine. Clinton ekibinde yer alan, İsrail ve Ortadoğu ile ilgili her girişimin içinde bulunan kişidir. Babası gibi o da çifte pasaportludur. Hem İsrailli hem Amerikalı...

Ve Rahm Emanuel, Obama ekibinin başına getirilmiştir. O artık Beyaz Saray'daki en etkin kişidir. Hem Beyaz Saray'ı hem de Obama'yı yönetecek gerçek kişidir. Derhal İran konusunu tartışmaya açmıştır. Tıpkı ABD yönetiminde her zaman konumunu koruyan, ABD'den daha fazla İsrail aşırı sağına mensup olan diğer çifte vatandaşlar gibi. Kimler onlar?

Rechard Perle, Paul Wolfowitz, Lawrence Franklin, Douglas Feith, I. Lewis Libby, Eliot Abrams, Marc Grossman, Robert Zoellick, Ari Fleisher, David Frum, John Bolton, Eliot Cohen, Davud Wurmser ve daha niceleri. Hanry Kissinger'ı da ekleyelim.

Hepsi neocon ortağı. Hepsi ırkçı. Hepsi Yeni Amerikan Yüzyılı projesinin mensupları. Hepsi sekiz yıldır İslam dünyasını savaş alanına çeviren ekipten. Hepsi İsrail aşırı sağına mensup. Amerika'dan çok İsrail'e devlet olarak görür. Bu yüzden de ABD'nin sırlarına İsrail'e taşır. Bir çoğu nükleer casusluk olayına karışmış, soruşturmalar atlatmış. Aslında hepsi istihbaratçı. Tabi İsrail adına. Hepsinin ama hepsinin ortak iki noktası İsrail'e bağlılık ve İslam düşmanlığı. Bu yüzden ABD'nin siyasi gücünü, askeri gücünü kendi düşmanları üzerine salmışlardır.

İşte adamımız, Altın çocuk bu. İstifa eden, istifası Obama'ya darbe olarak sunulan "altın çocuk."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye