Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 15 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: F. Gülen Türkiye'ye Neden Dönmüyor?
MesajGönderilme zamanı: 31.03.11, 11:37 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.01.09, 10:20
Mesajlar: 239
Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'

Hüseyin Gülerce

h.gulerce@zaman.com.tr

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir haftadır misafiriyim.

Sadece bir dost olarak değil, bir gazeteci, bir yazar olarak da bulunduğum mekânda heyecanlanıyorsunuz. Savaşlardan yorulmuş dünyamızda, evrensel barış adına, sevgi ve hoşgörü adına yollara düşmüş bir insanın, mütevazı dünyasında onunla aynı havayı teneffüs ediyorsunuz... Söylediklerini bir gazeteci olarak okuyucularınıza ulaştırma arzusunu zaptetmeniz mümkün değil.

Muhterem Gülen, sağlığı elverdiği sürece, üç gün ikindi namazlarından sonra sohbet yapıyor. Bu sohbetler daha sonra Mehtap TV'de de yayınlanıyor. Aynı sohbetlere Sayın Gülen'le ilgili internet sitelerinde de ulaşmak mümkün.

Geçtiğimiz cuma günkü sohbet öncesinde, söze; "Allah'a çok şükredelim, insan olmuşuz, mümin olmuşuz, Hz. Muhammed'e ümmet olmuşuz." diye başladı. Sonra İslam coğrafyasındaki perişanlığımıza değindi. Müspet bilimlerdeki ve teknolojideki geriliğimizi hatırlattı ve ekledi:

"Tekvini emirleri (tabiata konulmuş kanunları) hallaç etmek lazım. Bilimde, teknolojide, sosyal ilimlerde, hukukta, iktisatta, tıpta, edebiyatta, sanatta ileri gitmek lâzım. Avam kalamayız, dünyanın gerisinde kalamayız. Bize yakışan bir yarış sergilemeliyiz. Değilse, hep idare edilen oluruz..."

Muhterem Hocaefendi, muzdaripti. Tavsiye ettiği ve Gönüllüler Hareketi diye bilinen hizmetlere karşı, bazılarında hâlâ var olan husumetlerden, hasmâne tavırlardan muzdaripti. Dünyanın 130 ülkesinde hüsnü kabul gören ve Anadolu insanının makul bulup canla başla, büyük fedakârlıklarla destek olduğu hizmetler, nedense bazılarınca hedef gösterilmeye devam ediyordu. Gerçi bir defasında; "dünya için yaşayanlar, ahiret için yaşayanları anlayamazlar" demişti. Ama bu konu her açıldığında, "biz, bize yakışanı yapmalıyız" hatırlatmasını da yapmadan duramıyordu. Sohbet öncesi yine öyle yaptı: "Ben, sizin üzerinize gelenlere, komplolar kuranlara bile dua ediyorum. 'Onların kalbine de iman koy Allah'ım' diyorum. Sabrederseniz, dişinizi sıkar, centilmenlikten vazgeçmezseniz, siz kazanırsınız..."

Sohbet sırasında sitemini devam ettirdi: "Yapılan her güzel şeyi ille de sorgulamanın, her meselede tenkit etmenin, objektif görünmek için aleyhte konuşmanın da mantığı yoktur. Bu tavırların, dinle telif etme yanı da yoktur. Bu meselenin bir izahı varsa, o da o şahısların enaniyetiyle alakalıdır. Onların bencillikleriyle, egoizmalarıyla alakalıdır."

Sohbette asıl ben muhterem Gülen'in yaptığı özeleştiri çağrısını dikkatlice not ettim. Şöyle diyordu:

"Başkaları niye düşmanlık yapıyor, komplo kuruyor, her fırsatta bu harekete dil uzatıyor? Burada biraz da kendimize bakmamız lazım. Acaba bizim usul hatalarımız mı, üslup hatalarımız mı var? Bize olan bakış; yanlış yaklaşımlarımızdan mı, ihmallerimizden mi, o insanları 'karşı cephe' olarak görmemizden mi kaynaklanıyor? Bunları düşünmeden, bir yönüyle kendimizle yüzleşmeden, kendimizi sorgulamadan, hemen insanları, kabahatlerinin mahkûmu haline getirmek doğru değil.

"Keşke o insanlar da bizim iyiliğimizi isteyerek, bizler için 'daha iyi olsalar' mülahazasıyla ve insafla, izanla neyimiz eksik ise onu söyleseler. Biz de kendimizi Allah karşısında hesaba çekerek, kendimizle yüzleşerek, 'neyimiz eksik, bu mevzuda ne yapsak' desek. Okuma mı, müzakere mi, mukayeseli okuma mı, fedakârlık mı, ne eksikse bunlar bize rencide etmeden, kırmadan söylense. Biz bu yaklaşımı, irşat sayarız. Eksikliklerimizi giderme adına, bu hareketin içindeki insanların eksikliklerini giderme adına bir irşat sayarız. Bize irşat adına elini uzatan insanların elini öperiz, çok rahatlıkla..."

Evet, muhterem Gülen kanaatimce, insaf sahibi samimi insanlara, karanlık mahfillerden yürütülen kampanyaların boğucu atmosferinden kurtulup, ülkemizin ve insanımızın geleceği adına bir davet yapıyor. Tutulması gereken bir el uzatıyor. Kimler tutacak acaba?

30 Mart 2011, Çarşamba

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1038


En son ankebut tarafından 17.05.11, 09:01 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 31.03.11, 16:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.01.09, 10:20
Mesajlar: 239
MHP lideri Bahçeli, "bazı dava süreçleri kapsamında Fethullah Gülen cemaati etrafındaki tartışmalar" konusu üzerine yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklama şöyle:

"Türkiye'de korku ve baskı düzeni kurmak isteyen AKP hükümetinin uygulamaları ve adli yargı süreçleriyle ilgili olarak yaşanan son gelişmeler ciddi bir huzursuzluk kaynağı haline gelmiştir.

Bazı dava süreçleriyle ilgili arama kararları, gözaltı ve tutuklamalar, yasa dışı telefon dinlemeleri ve yargı organlarının tartışmalı tasarrufları adli süreçlerde kanun ve meşruiyet dışına çıkıldığı kanaatinin toplumda giderek yer etmesine yol açmıştır.

Son olarak dava süreçlerinin ilahiyat fakültelerimizin değerleri hocalarını da kapsayacak şekilde genişletilmesine çalışılması bu yöndeki endişeleri daha da arttırmıştır.

Bu uygulamaların kasıtlı ve bilinçli bir şekilde bir merkezden yönetildiği, Fethullah Gülen Hoca ve cemaatinin bunların arkasında olduğu düşüncesi yaygınlaşmıştır.

Bu gelişmeler Fethullah Gülen Hocaefendi'yi ve cemaatini zan ve töhmet altında bırakmaktadır.

Bu konudaki gerçeklerin biran önce inandırıcı biçimde ortaya konulması ve kamuoyundaki endişe ve tereddütlerin giderilmesi bu bakımdan önem taşımaktadır.

Hiç kimseyi haksız yere suçlamak veya şaibe altında bırakmak niyetinde olmadığımızı herkes çok iyi bilmelidir.

Ancak, süregelen olaylarda Fethullah Gülen cemaatinin rolü olduğu kanaatinin giderek kök salması karşısında herkes şu hususlar üzerinde çok iyi düşünmelidir.

Eğer bu iddialarda bir hakikat payı varsa, bu durumda şu iki husus akla gelmektedir:

Fethullah Gülen Hocaefendi yurtdışındadır. Türkiye'deki cemaatin bu konuda bir dahli varsa, Hocaefendi'nin cemaat üzerinde tam olarak etki ve kontrol icra edemediği, bilgisi ve iradesi dışında bazı unsurların bu işlere karışmış olacağı bir ihtimal olarak karşımızdadır.

Diğer akla gelen husus ise Türkiye'deki cemaatin başka odaklar tarafından yönlendiriliyor olabileceğidir.

Her iki ihtimal de çok vahimdir.

Bu durum karşısında Türkiye'nin geleceği bakımından ve Fethullah Gülen Hocaefendi ve Cemaatinin zan altında kalmaması ve yıpranmaması düşüncesiyle Hocaefendi'nin bu konuda sessiz kalmayarak insiyatif almasının ve net ve kararlı bir tavır koymasının gerekli olacağı düşünülmektedir.

Hocaefendi ve cemaatinin kendilerini ilgilendiren ve hedef alan konularda nasıl hareket edecekleri, neyi yapmayı uygun görecekleri tabiatıyla kendilerinin takdir edecekleri bir husustur.

Bu konuda dışarıdan fikir ve telkine ihtiyaçları bulunmadığı gibi, bizim de resen kendilerine yol gösterme görevi üstlenme durumunda olmadığımız açıktır.

Ancak, bu yöndeki kuşku, tereddüt ve endişelerin derinleşerek sürmesi, hem Türkiye'ye zarar verecek hem de Hocaefendi'yi ve Gülen Cemaatini bir tartışma zeminine çekecektir.

Bu durum karşısında, bu tespitlere ve görüşlere katılıyorlarsa, durum bütün unsurlarıyla aydınlanana kadar Hocaefendi'nin, Gülen cemaati mensuplarının bu konularla hiçbir şekilde ilgisi olmadığını göstermek bakımından cemaatin faaliyetlerini durdurduğunu veya askıya aldığını açıklamasının yerinde ve yararlı olabileceği akla gelmektedir.

Bu görüş ve düşüncelerimizin iyi niyet ve samimiyetinden hiç kimse şüphe duymamalıdır.

Takdir kendilerinindir."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 02.04.11, 11:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 06.01.10, 09:39
Mesajlar: 92
MHP’yi, Şaman yolu değil Anadolu kurtarır

Ünal TANIK
unaltanik@gmail.com

Rotahaber

MHP lideri Devlet Bahçeli, uzun vadeli ülke menfaatini ilgilendiren konularda genel itibariyle doğru bir yol izledi.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, Alparslan Türkeş döneminde yapılamayan iki şeyi başardı. Bunlardan birisi, parti tabanının muharrik gücü durumundaki Ülkücü gençliği sokaktan çekmesi idi, diğeri ise MHP örgütlerini çek senet tahsilat büroları görünümünden kurtarması oldu.

Ne var ki aynı Bahçeli, oy kaygıları depreştiğinde bambaşka bir kişiliğe bürünüyor. Uzun vadeli devlet politikaları izleyen lider gidiyor yerine sandığa odaklanan bir parti başkanına dönüşüyor.

Eskilerin “seçim sath-ı maili” dedikleri seçim ortamına girdiğimiz şu günlerde Bahçeli yine şaşırtan politikalarla karşımıza çıkmaya başladı.

Bahçeli, suret-i haktan görünerek güya Fethullah Gülen Hoca’yı koruyup kollamaya çalışan bir açıklama yaptı.

Bahçeli’nin açıklamasını dikkatli okumayanlar, Gülen’i savunduğunu sanacak. MHP lideri, parti içinde bile muhafazakar kesime soğukluğu, hatta kullanılan ifade ile söylemek gerekirse “Müslüman düşmanlığı” ile bilinen Deniz Bölükbaşı üslubundan çıkmış izlenimi veren ifadelerle bir açıklama yaptı.

Bahçeli’ye göre Ergenekon oyunu bütünüyle Fethullah Gülen cemaatinin başının altından çıkıyor. Aslında bu tablo Gülen’e yakışmıyor. Yurt dışında yaşayan Gülen cemaatine hakim değil ve burada olup bitenleri, muhtemelen cemaati yönlendiren başkaları yapıyor.

Bahçeli’ye göre, Gülen masumiyetini tek bir şartla izah edebilir. “Öyle, ‘Ben bu işleri içinde değilim’ demen beni ikna etmez. Eğer masumiyetini ispat etmek itiyorsan, cemaatinin bütün faaliyetini durdurman gerekir” diyor.

Peh peh peh…

Ortada “Fethullah Gülen muhipleri derneği” ve o derneküzerine kayıtlı bir takım mülkler ve işler olmadığına göre o zaman Gülen ne yapacak.?

Cemaate mensup kişilerin bir araya gelip yaptıkları iktisadi ve sosyal faaliyetler durdurulacak demek ki... Yani, yüzlerce okulun kapısına kilit vurulacak, onlarca gazete, dergi, radyo, televizyonun yayını durdurulacak, bir takım işletmeler kepenk indirecek.

Bahçeli ve bu şekilde düşünen kurmayları akıllarını peynir ekmekle yemiş olmalı.

Bir tarafta her türlü darbe girişiminin içinde oldukları gerekçesiyle tutuklananları, henüz mahkum edilmedikleri için (haklı olarak) suçsuz sayacaksınız, öbür tarafta ise oyunları bozuldukları için ortalığı ayağa kaldıranların iddiası ile haklarında hiçbir belge ve bilgi bulunmayanları kafadan mahkum edeceksiniz.

Elde edilen belgeler olmasına rağmen henüz mahkum edilmedikleri için tutuklu bulunanları suçlu saymak ne kadar insafsızlıksa, haklarında hiçbir iddia ve iddianame bulunmayanları hükümlü saymak tam bir vicdan caniliğidir.

Gülen’in avukatı Orhan Erdemli, müvekkili adına yaptığı açıklamada çok önemli bir tespitte bulunuyor. Bahçeli için, “Savundukları tarafta, bombalar, lav silahları, cephanelikler, suikast planları, millete kurulan kanlı tuzaklar, demokrasiye vurulmak istenen darbeler, halkın hür iradesiyle seçtiği meşru iktidarın devrilmesi, anarşi ve terör faaliyetleri yer almaktadır” diyor.

Erdemli açıklamasının devamında, “Saldırdıkları tarafta ise din, dil, ırk ayırımı yapmaksızın sevgi, kardeşlik, barış, birlik ve beraberlik, hoşgörü ve diyalog çağrıları; eğitime, ilme ve fenne teşvik faaliyetleri; anarşi ve teröre karşı durma; demokrasiye sahip çıkma, halkın özgür iradesine saygı, milletin egemenliği fikriyâtı durmaktadır” diyor.

MHP camiası ile uzun yıllar içli dışlı oldum. Halen de içinde önemli dostlarım var.

MHP’de bir yöneten kesim var. Bir de yönetilen kesim var. “Bu tablo bütün partilerde var” diyeceksiniz.

Oysa bu tablo MHP’de çok farklı. Parti tabanı, MHP yönetimini, dinine diyanetine saygılı, hatta bir kısmı ise yöneticilerin tamamını son derece müttaki bilmekte. Oysa parti tavanında, tabanın düşündüğü gibi yönetici oranı bir elin parmakları kadar ancak vardır.

Yönetimdekiler sadece bir şeye dikkat ederler. Parti tabanına kendilerini onların algıladığı gibi göstermeye çalışırlar.

Özellikle Ergenekon süreci ile birlikte taban ile tavan arasındaki görüş farkları, giderek kristalleşmeye başladı. Parti yönetimi ile birlikte kemikleşmiş oy kesimi de Gülen cemaatine husumetle bakmaya başladı.

Düşmanlıklarını alenen dışa vurmaktan çekinmez oldular. Gülen düşmanlığı uğruna Ergenekon yapılanmasını savunmakta beis görmediler.

Oysa MHP’yi büyütmek, sadık oy tabanının dışına çıkmakla olur. Yüzde 7-8’lik oy kitlesi, parti yönetimi ne yaparsa yapsın zaten oy verdi ve verecek.

MHP’yi bir yere taşıyacak olanlar ise ona sempati ile bakan kesimler olacak. AK Parti’ye kızan ya da küsenler, ya da AP ve ANAP çizgisinden gelen ama iktidar partisi ile bir türlü yıldızı barışmamış olanlar.

Bahçeli ve yol arkadaşlarına bir şeyi açıkça söylüyorum. Şunu çok açık bilmeliler ki, bahsettiğim bu grup içinde bulunanlar, kendileri Fethullah Gülen cemaatinin içinde bulunmasa bile o insanlara çok ağır suçlamalar yöneltilmesine razı olmazlar.

Bu tür ağır suçlamaları, MHP içindeki Şamanist unsurların harekete geçerek parti yönetimini etki altına alması olarak görürler.

Size bir şey söyleyeyim mi?

Bugüne kadar katıldığım programlarda, verdiğim seminerlerde hep MHP’nin baraj sorunu olmadığı görüşünü dile getirdim.

Eğer MHP yönetimi Gülen düşmanlığı uğruna Ergenekon muhipliğine soyunmaya devam ederse galiba Erdoğan’ın gönlünden geçen sonuç sandıktan çıkacak.

http://twitter.com/tanikunal


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 02.04.11, 14:08 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Bundan 4-5 yıl önce internet vasıtasıyla ikaz etmiştik: "Bu gidişatınızla yalnız ve yalıtılmış kalırsınız. Herkes sizden uzaklaşır ve karşınızda kalır. Hıristiyanlardan, güç sahiplerinden, otorite kabul ettiklerinizden önce Müslümanlarla diyalogu artırmanın, yakınlaşmanın, sevişmenin, anlaşmanın çarelerini arayınız" manasında söylemiştik. Gecikmeli de olsa, Gülen'den böyle bir "kendimizi muhasebe edelim, nerde hata ettik" çağrısı gelmesi bize hem o ikazlarımızı hatırlattı, hem de inşallah samimi bir çağrıdır ve inşallah karşılığını bulur diye sevindirdi. Güzel bir adım. Maşallah.

Alıntı:
Gülen:

"Keşke o insanlar da bizim iyiliğimizi isteyerek, bizler için 'daha iyi olsalar' mülahazasıyla ve insafla, izanla neyimiz eksik ise onu söyleseler.

Bize irşat adına elini uzatan insanların elini öperiz, çok rahatlıkla..."


Tabii ki umuyoruz ki bu çağrının asıl muhatapları sadece laikçiler, kemalistler, medya gücünü elinde tutanlar, patronlar, bürokratlar, siyasiler vs. değildir. Bize eksikliklerimizi söyleyin derken Müslümanları da, diğer grup ve cemaatleri de kastetmeleri arzumuzdur.

Bu vesileyle, bizim acizane bir irşad listemiz olacak:

1- Dinlerin birliği, İbrahimi dinler, dinlerin eşitliği, çifte dinlilik gibi söylemlerle başlayıp Papalık misyonuna aciz hizmetçilik ve Müslümanları suçlamak söylemleriyle devam eden; bugün, Yahudi ve Hıristiyanlardan da Müslüman gibi inanan ve yaşayanlar ve Cennete girecek olanlar var diyerek ateşle oynadığınız ciddi itikadi sapmalarla ve tavizlerle dolu bir durağa ulaşan söz ve eylemlerinizden hemen vazgeçiniz. Hatalarını düzeltip yaralarını tamir ediniz. Kendi başınıza, danışıksız, istişaresiz, başına buyruk, Müslümanların biricik temsilcisi gibi hareket etmeyi bırakınız.

2- İslam'ın sahih inançları ve amelleri ne ise bütünüyle tabi olunuz.

3- Müslümanlarla ilişkilerinize, bağlarınıza, diyalog ve muhabbetinize önem veriniz.

4- Cemaatinizi, tefsir, fıkıh, hadis, tasavvuf gibi yüksek ilimleri alacakları sebeb ve kapılara yönlendiriniz. Bu binanın temeli, bütün sütunları bizden ibaret, çatısı da ancak bizledir anlayışından kurtulunuz ve kurtarınız.

5- Dünyada ve Türkiye'de maddi olarak güç ve söz sahibi olma sevdanızdan da vazgeçiniz. Üstünlük, kalabalıkta, bürokrasiyi ele geçirmekte; yönetenleri etkilemekte; şirketler, dernekler, holdingler, bankalar, medyalar, servetler yığmakta değil gerçek bir hizmette, kulluk ve takvadadır.

6- Para toplamaktan artık vazgeçiniz. Para hizmeti halis etmez, etmediği gibi mahiyetini değiştirir! Madde bugün var yarın yoktur.

7- Reklam, abartma ve başarılı olanları avlayarak daha çok kazanma gibi yöntemlerinizi de acilen bırakınız; özünüz sözünüz bir olsun. Sizi kendiniz değil, başkaları övsün, başkaları büyük bilsin... O çokça bahsettiğiniz "ahlak" ve "ihlas"ı hakikaten gerçekleştiriniz. Rüyalar ve yakazalar yoluyla kudsi değerlerimizi öne sürerek haklı çıkmak taktiğini hele hemen terk ediniz.

8- Her devirde ve her şartta güçlüden (zalimden) ve otoriteden yana değil; haklıdan ve mazlumdan yana olmayı şiar edininiz...

Listeye başka maddeler eklenebilir. Bu kadarıyla iktifa edelim.

Eğer, öz eleştiri ve muhasebe çağrınızda samimiyseniz, eğer bize söyleyin derken başka çevreleri değil de Müslümanları da muhatap almışsanız, bu listeyle başlayınız. İşte size bir irşad eli... Samimiyetinizi ve gerçekten düzelme niyetinizi görürsek, haşa siz değil, biz sizin elinizi hatta ayağınızı öpelim...

Ves'selam


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 02.04.11, 14:09 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
28 Şubat sürecinde Fethullah Gülen'den beyanat:

“Şimdi Türkiye’yi idare edenler, ekonomi ve anarşi konusunda ve dış politikada başarılı olsalar da, muhalefetle iyi geçinmeyi becerememişlerdir. Dini, şov malzemesine çevirip istismar etmişler ve ülkeyi gerilime sürüklemişlerdir. Türkiye’de Kâhtı Rical (yetişmiş ve yetenekli yönetici) kıtlığı çekilmektedir. Bu hükümet derhal bırakıp gitmelidir...

Şeriat Kur’an’da sadece bir yerde geçmektedir. Şeriatın % 95’ni oluşturan iman, ibadet ve şahsi muamelat kısımlarını bugün Türkiye’de tatbikini engelleyen bir durum yoktur. Geri kalan %4-5 kadarı da hukuk kısmıdır ki bu sadece idarecileri ilgilendirir. Fertle alakalı değildir...

Kesintisiz 8 yıllık eğitim zannedildiği gibi bir tehlike değildir. İsteyen ortaokuldan sonra da İmam Hatip’e gidebilir. Bu girişim şer gibi görünse de ileride belki de hayırlara vesiledir. Sadece Erbakan’ın Başbakanlığı döneminde tek bir İmam Hatip açılmamıştır. Bu bir nasip meselesidir. Diğer bütün başbakanların döneminde açılmıştır. Şu anda İmam Hatip’lerde ihtiyacın çok üzerinde bir yığılma görülmektedir. Bu ihtiyaç fazlası farklı merkezlere yönelerek rejim için tehlike arz edebilir. Rejimi korumakla görevli kurumların haklı hassasiyeti de bu yüzdendir.

Cumhuriyet ve laiklik şimdiye kadar hiçbir dönemde bu denli tehlikeye girmediği için, onu korumakla görevli kesimler, haklı olarak sesini yükseltmektedir. Millî Güvenlik Kurulu bir anayasal kurumdur ve kendi İçtihatları gereği ülke ve rejim için tehdit ve tehlike gördükleri hususlarda tedbir ve teklif getirmeleri elbette sorumlulukları gereğidir ve bu içtihatları yanlış bile olsa kendilerine sevap getirir.

Bu konuda daha çok söylenecek söz vardır. Ama toplumun bazı kesimleri bunları hazmetmeye henüz hazır değildir.” (Fethullah Gülen, Kanal D, 17 Nisan 1997 Yalçın Doğan’la Güncel programı)

Kalın yerlere hususen dikkat! Gülen’in söylediği “Hükümet gitsin” sözleri ertesi gün tüm gazetelerin manşetindeydi.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 02.04.11, 14:09 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Gülen'in 28 Şubat'a o niyetle ya da şu niyetle çanak tuttuğu ortadadır. Denilebilir ki belki cemaatini korumak için takiyye yapmıştır. Hüsn-i zan edin vs... Takiyye konusunu, hoş mu değil mi ayrıca konuşuruz ama o niyetle olsa da dik durulamamıştır. Yanlış ata oynanmıştır. Nitekim çok geçmeden kendi başına da patlamış, bir kaset ve yurt dışına çıkmakla neticelenen bir 28 Şubat operasyonuna maruz kalınmıştır. Yazdığımız 8 maddelik irşad listesine bakarsanız, bu durumlarını da içeren cümleler kullandık. Bugün 28 Şubat doğruydu, yapılması gerekiyordu diyen var mı? Yok. Hatta 28 Şubat'ın anlı şanlı (!) aktörleri içinden dolduruşa geldiklerini, yanlış yaptıklarını söyleyip günah çıkarmaya çalışanlar olmuştur. Mavi marmara için, 'ne idüğünü bilmiyorum, otoriteden (israil'den) izin almaları lazımdı' beyanıyla 28 Şubat beyanı arasında mahiyet farkı yoktur. Güçlüden yana durmaktır. Mazluma karşı kışkırtmaktır. (Mavi marmara tartışmasına girmiyorum, uluslararası karasularında saldırıp 9 kişiyi şehid eden haydut israil'den çok konuştuk.)

Ayrıca "Farz-ı muhal, Cebrail bile gelse, Türkiye'de bir parti kursa, onun partisini bile destelemem..." (23.11.1995, Savaş Ay ile Röportajı) Mesela haddini ve teşbih sınırlarını aşan bu Gülen beyanı, tahmin etmedikleri kadar ve derecede gönülleri yaralamış ve hafızalara kazınmıştır. Cebrail As. vahiy meleğidir. Habercidir. Allah'ın emr u izni olmadan yeryüzüne inmez. Ki artık risalet ve nübüvvet kapıları kapanıp mühürlenmiştir. Artık vahiy yoktur. Lakin, büyük melekler Allah'ın emri ile yeryüzüne inebilir, bir takım emirlerini tutabilir. Nitekim, bir Hadis-i Şerifte Cebrail as., Peygamber efendimizden sonra on kez daha yeryüzüne inip bir takım işler yapacaktır.

Şimdi, kısaca Cebrail As. yaptığı herhangi bir iş, Allah'ın emri demek. Teşbihte hata olmasın denilerek dahi söylenecek bir söz değil. Edebe aykırıdır. Yani Allah emretse, Resulü emretse bile filan işi yapmam! demek oluyor ki alimler Müslüman için tehlikeli sözler içeren çok çeşitli eserler kaleme almışlardır. Onlara müracaat edilsin. İmanımıza ilişkin şakalar, teşbihler haddi ve edep sınırlarını aşmaktadır. Teşbih yapacaksanız, başka bir teşbih bulunuz.

Başka bir forumda, bir kardeşimiz sordular: "Aynı sözü şöyle söyleyebilir misiniz? Said Nursi, kabrinden dirilip parti kursa ona da oy atmam der misiniz?" Yerinde bir soruydu ki muhtemelen karşılığı şöyle olacaktır; haddimizi aşmayalım, edebimizi muhafaza edelim...

Zaman zaman yapılan yanlışlıkları ortaya koyacağız inşallah... Eğer, 'eksiğimizi söyleyin, elinizi öpelim' demek bir maslahat ve bir manevra değilse mutlaka faydalı olacaktır. Maksad üzüm yemek olsun. Bağcıyı dövmek değil. Forumlardaki Gülen taraftarları ise henüz konuşmaya hazır değillerdir. Savunma dürtüsüyle hareket ediyorlar. Demiştik; evvela hatayı kabul etmek lazım ki düzelsin. O da zamanla olur inşallah.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 03.04.11, 20:22 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.01.09, 10:20
Mesajlar: 239
Türkeş'in 'Fethullah Gülen' vasiyeti

Başbuğ, vefatından önce Fethullah Gülen ve cemaatiyle ilgili vasiyette bulunmuş.

03.04.2011

Alaattin Aldemir, Alparslan Türkeş dönemlerinin en uzun süreli Ülkü Ocakları başkanlığı yapan ismi olarak biliniyor. Aldemir,12 Eylül darbesi sonrası 'Ülkücüler davasında da yargılanmış ve 8 yıl cezaevinde yatmıştı.

Merhum Alparslan Türkeş döneminde Ülkü Ocakları genel başkanlığı yapan Alaattin Aldemir, Başbuğ'un, vefatından önce kendisine Fethullah Gülen Hocaefendi ve cemaatiyle ilgili vasiyet gibi bir nasihatte bulunduğunu aktardı: "Gülen cemaatine sahip çıkın. Çünkü biz düşündük, onlar yaptı. İnsanlığa hizmet ediyorlar. Bunlara yardımcı olun."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Fethullah Gülen Hocaefendi ve sevenleriyle ilgili yaptığı açıklamalara milliyetçi camiadan tepki gelmeye devam ediyor. Özellikle merhum Alparslan Türkeş'in hayatında yakınında bulunanlar, Gülen ve cemaatiyle ilgili sözlerine tanıklık edenler, Bahçeli'nin çıkışı nedeniyle şaşkın. Bunlardan bir tanesi de Türkeş döneminde Ülkü Ocakları genel başkanlığı yapan Alaattin Aldemir. Türkeş'in yakın çalışma arkadaşlarından olan Aldemir, Başbuğ'un cemaatle ilgili vasiyet niteliğindeki diyaloğunu Zaman'la paylaştı: "Sayın Türkeş ile baş başa sohbetlerimiz olurdu. Başbuğ cemaatlerin hepsine sempatiyle bakardı ama Fethullah Gülen Hocaefendi ve cemaatinin yeri daha bir farklıydı. Bana bire bir olarak 'Gülen cemaatine sahip çıkın. Çünkü biz düşündük, onlar yaptı. İslam'ın, Türklüğün, dolayısıyla insanlığın düşmanları hep üzerimize geldiler. Savaşmak zorunda kaldık. Bu çalışmaları biz yapamadık. Ama bu insanlar yapıyor. İnsanlığa hizmet ediyorlar. Bunlara yardımcı olun.' dedi. Bize bu yolda hedef gösterdi. Bu düşüncelerini sık sık diğer arkadaşlarımızla da paylaşırdı."

Bahçeli'nin açıklamalarına sonuna kadar karşı çıktığını söyleyen Aldemir, "Hayallerimiz birileri tarafından gerçekleştirildiği zaman bizim onlara düşman olmamız gerekmiyor." diyor. Bahçeli'nin Türkeş'in değerlerinden gittikçe uzaklaştığı tespitini yapan eski Ülkü Ocakları Başkanı, "Devlet Bey, rahmetli Türkeş'in yakın olduğu ne varsa uzak duruyor. Uzak durduğu şeylere ise yakın duruyor. Dün sol bizi Amerikan uşaklığıyla suçluyordu, bugün biz solun konumuyla konumlandık." ifadelerini kullanıyor.

Alaattin Aldemir'e göre, Bahçeli'nin açıklamaları rastgele yapılmış bir açıklama değil. MHP liderinin etrafının 'gri bir halka ile kuşatıldığı' fikrinde. Önümüzdeki süreçte cemaatin üzerine gidileceği iddiasında bulunan Aldemir, 80 öncesinde ülkücülere yapılan ötekileştirme politikasının, şu anda cemaat üzerinde uygulandığı düşüncesinde. MHP'nin değerlerinden uzaklaştırıldığına da vurgu yapan Aldemir, şöyle devam ediyor: "İnsanların üzerine ne gelse cemaat yapmış deniyor. Devlet Bey'in hassasiyetinin olduğunu biliyorum ama kuşatıldığını düşünüyorum. Etrafında gri bir halka var. Zaten Türkeş'in divanından şu anda genel merkezde üç kişiyi bulamazsınız. Hareket yavaş yavaş değerlerinden uzaklaştırılıyor. MHP'yi kimin yönettiği değil nasıl ve hangi değerlerle yönettiği önemli."

O YAZIYI DEVLET BEY YAZMAMIŞTIR

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı, tepki çeken yazının MHP lideri tarafından yazılmadığına da inanıyor. Ancak bunun, partide tek yetkili olan kendisini masum göstermeyeceğini de ekliyor. Milliyetçi camianın Bahçeli'nin açıklamalarına verdiği tepkiyi olumlu bulan Aldemir, milletin değerlerine karşı olan tavırlara bireysel değil artık kitlesel tepki verilmesi gerektiğini savunuyor. Bahçeli'nin açıklamalarının yaklaşan genel seçimlerine olası etkisini de değerlendiren Aldemir, 12 Eylül'deki anayasa referandumunu hatırlatıyor: "Referandumda en az 2-3 milyon ülkücü 'evet' verdi. Ama Bahçeli, bu insanlara hakaret etti."

Katkıda bulunmak varken 'hizmetleri durdurun' denir mi?

Faruk Çelik (Devlet Bakanı)

"Açıklama çok üzüntü verici, çok vahim. İnsan merkezli bir hizmeti 'durdurun' denir mi? Katkıda bulunacakken 'durdurun' denir mi? Milliyetçi olduklarını söyleyenlerin dünyanın dört bir tarafında ay-yıldızlı bayrağımızı kimlerin göndere çektiğini görmeleri gerekir. Siyasi parti genel başkanının bu kadar hassas ve aleni konuyu görememesi büyük bir ferasetsizliktir, hizmetleri yeniden incelesinler. Sayın Bahçeli'ye gerek Türkiye'de gerekse yurtdışındaki hizmetleri yeniden incelemesini tavsiye ediyorum. Evinden, barkından, eşinden dostundan ayrılıp uzaklara, insan merkezli hizmet için giden insanlara katkı sunulması gerekir. Kendisi ne hizmet sunuyor, tenkit ettiği insanlar ne hizmet sunuyor? Kendisi ne üretiyor, bu insanlar ne üretiyor, bunun bir muhasebesini yapsın. Bu siyasi süreç içerisinde bu kadar önemli hizmetleri önemli şahsiyetleri kendi ikballeri için kullanmaya kalkmasınlar. Yanlış kullanış ve yanlış algılamalar da onları siyaset zemininde çarpar."

Akıllı bir insan böyle konuşmaz Bahçeli neyi kastettiğini açıklasın

Namık Kemal Zeybek (DP Genel Başkanı)

"Bu camia, tüm dünyada çok önemli işler yaptı, yapıyor. Dünyada Türkiye'yi, Türklüğü, İslam'ı en güzel şekilde temsil ediyorlar. Bunu bizzat gördüm, görüyorum. Afrika'da Orta Asya'da, şimdilerde ABD'de yapılan hizmetleri gördüm. Bunları takdir etmemek mümkün mü? Ben gül bahçesinde güller gördüm. Bu gülleri övdüm, övmeye de devam edeceğim. Faaliyetlerin durması, okulların kapanması gibi bir şey söz konusu olamaz. Sayın Bahçeli'nin bunu kastetmiş olması mümkün değildir. Bahçeli akıllı bir insandır. Akılı bir insanın bunu söylemesi mümkün değildir. Bunun, o konuşmayı yazanların bir hatası olduğunu düşünüyorum. Onca okulun kapanması söz konusu olamaz. Sayın Gülen istese bile böyle bir şey olamaz. Devlet Bey, bununla ilgili bir düzeltme yapacaktır. Gülen'in şahsi hiçbir şeyi yok. Yalnızcaemeklimaaşı var. Bunun yanında çok büyük bir hizmet hareketi var. Herhangi bir şekilde ara vermek söz konusu olamaz. Dolayısıyla Bahçeli, neyi kastettiğini açıklasın."

Tepkiler dinmiyor...

Selçuk Özdağ (EskiBBPGenel Başkan Yardımcısı):

Bahçeli, yol yakınken vazgeçsin

Türk milleti, bugün yeniden tarih sahnesinde yerini alıyor. Hocaefendi de burada yerini alıyor. Onu bu şekilde töhmet altında bırakmak, Türkiye'nin geleceğini töhmet altına almaktır. En önemlisi de millî ve manevî değerlere sahip olduğunu bildiğimiz MHP tabanıyla Hocaefendi'nin sevenleri arasında bir husumet oluşturmaya çalışmak, Devlet Bahçeli'ye fayda getirmez. Bahçeli, yol yakınken bu tür söylemlerden vazgeçmeli. Fethullah Gülen Hocaefendi meşru zeminde insanlığa hizmet eden büyük bir gönül adamı. Hoca Ahmet Yesevi, Mevlânâ, Hacı Bayram Veli gibi misyon üstlenmiş bir gönül adamıdır.

İrfan Sönmez (Ülkücü avukat):

Dursun Çiçek'in izinde

Bahçeli'nin söylediklerini, Ergenekon davasının sanık avukatları da söylüyor. Bir siyasetçinin, darbecilerle mücadele etmek yerine, onlarla mücadele edenlerle mücadele etmeye kalkması Türk demokrasisinin niçin ağır aksak işlediğini ortaya koyuyor. İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın iki hedefi vardı; hükümet ve Gülen cemaati. Şimdi Bahçeli de aynı hedeflere yükleniyor. Dursun Çiçek'in yarım bıraktığı işi tamamlamaya çalışıyor. Kardeş hareketler karşı karşıya getiriliyor.

Hasan İlter (Yusufiyeli Ülkücüler Derneği Başkanı):

Hocaefendi bize ışık oldu

Ülkücü hareketin fikrinin ana gayesini oluşturan nizam-ı âlem ve ila-yı kelimetullah fikridir. Bunun, maalesef MHP'nin üst düzey yönetim kadrolarının beyinlerinden silinmiş olduğunu görmekteyiz. Rahmetli Başbuğ'umuz, Fethullah Gülen Beyefendi hakkında çok övücü sözler etmiştir. Bizlere, ülkücü gençlere Fethullah Gülen Beyefendi'nin yapmış olduğu işleri örnek göstermiştir. Onun sözleri bize ışık olmuştur ve ülkücü hareketin gönlünde Fethullah Gülen Beyefendi apayrı bir yere sahiptir. Çünkü bizim gerçekleştirmek isteyip de gerçekleştiremediklerimizi Sayın Hoca'mız, gönül seferberliği şeklinde insanları etkileyerek, geçmişte Derviş Gazi'lerin yaptıklarını Sayın Hoca'mız yapmaktadır.

İsmail Kahraman (Eski Kültür Bakanı):

Trajikomik bir beyan

Trajikomik bir beyan. Olamaz böyle bir şey. İnşallah maksadını aşan bir söz söylememiştir. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin öncülük yaptığı okullar takdire şayandır. Bu hizmetlerin devamı gerekir. Açıklama yaptığı, beyan ettiği sözlerin yanlış olduğu kanaatini taşıyorum.

Ramazan Davulcuoğlu (Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı):

Dünyayı gezdiğimizde onun hizmetleriyle karşılaşıyoruz

Memleketin önde görünen, siyasi söz sahibi olan kişilerinin, böylesine kritik bir ortamda çok dikkatli konuşması gerekir. Milyonlarca seveni olan, siyasetle alâkası bulunmayan Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında böyle sözler korkutucudur, ürkütücüdür. Bizler iş âlemi olarak böyle korkutucu şeyler duymak istemiyoruz. Kaldı ki dünyayı gezip görüyoruz, oralarda hizmetleriyle karşılaşıyoruz. Türkiye'nin onuru, gururu ve itibarını en yüksek seviyede tutan bir insan. Kaldı ki bir de ülkenin itibarının arttığı şu günlerede bu tip sözler toplumumuza çok zarar veriyor. Herhalde halkımız bunları görür ve gereken cevabı verir.

Ahmet Gündoğdu (Memur-Sen Genel Başkanı):

Bahçeli, bari gölge olmasın

"Dünyanın dört bir yanında açılan okullar bütün Türk halkını temsil ediyor. Bu hizmetlere destek olamayanlar bari gölge olmasınlar. Keşke siyasî partiler referandumda bu milletin ne dediğini okuyabilseler. Keşke geçmişlerinde millî ve manevî değerlere önem verdiğini söyleyen siyasî partiler, darbeciler ve daha önce 'tu kaka' ilan ettikleri ile aynı safta nasıl yer alabildiklerine bir bakabilseler. Biz bütün cemaatlerin ve bütün kesimlerin bu ülkeyi tanıtma adına yaptığı, yapacağı her şeyi alkışlarız."

Mehmet Aydoğan (İzmir Sivil Toplum Örgütleri Platformu Genel Başkanı):

Türkeş'e nasıl laf söyletmezsek Hocaefendi'ye de söyletmeyiz

Türk milliyetçiliğinin önderlerinden rahmetli Alparslan Türkeş'i çok seviyoruz. Onun için nasıl laf söyletmezsek, ülkemizde ve tüm dünyada sevilen birisi olan, Türk dünyasına barış elçileri yetiştiren, bilim, vatan ve bayrak sevgisiyle dolu insanların yetişmesine vesile olan Fethullah Gülen Hocaefendi'ye de böyle sözler büyük haksızlık olur. Hocaefendi'yi siyasete karıştırmak da hiç doğru bir şey değildir. İç kardeşliğimiz, iç barış çok önemlidir.

ZAMAN


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 03.04.11, 22:47 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 06.01.10, 09:39
Mesajlar: 92
Bahçeli’nin ‘vahim’ değerlendirmesi!

Arslan BULUT
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Bazı dava süreçleri kapsamında Fethullah Gülen cemaati etrafındaki tartışmalar” hakkında yaptığı açıklama, medyanın gündeminde yeteri kadar yer almadı. Fethullah Gülen’in avukatının açıklamasına yer verildi ve Zaman gazetesi dışında konuyla ilgili yayın yapan gazete çıkmadı.

***
Bence Bahçeli’nin açıklaması, sadece cemaatin değil Türkiye’nin geleceği için hayati derecede önemliydi.
Zaman gazetesi ve yazarları, açıklamanın, “cemaatin faaliyetlerini durdurduğunu veya askıya aldığını açıklamasının yerinde ve yararlı olabileceği akla gelmektedir” bölümünü eleştirerek “Türk okullarını kapatalım mı? İstiklal Marşı’nı söyletmeyelim mi? Türkçe olimpiyatlarını iptal mi edelim?” gibi ifadeler kullandı ve geçmişte MHP’de veya Ülkü Ocakları’nda bulunmuş bazı kişilerin tepkilerine yer verdi. Ayrıca Türkeş’in Fethullah Gülen ile ilgili olumlu sözlerini hatırlattı.
Herkes kabul eder ki Bahçeli böyle önemli bir konuda, siyasi polemik yapacak bir kişi değildir.
Bahçeli sadece “faaliyetlerinizi durdurun” demedi ki; “durum aydınlanana kadar” dedi. Üstelik “takdir sizin” diye de ilave etti!

***
Bahçeli’nin açıklamasında asıl önemli ifadeler, kırmızı çentik açılarak dikkat çekilen iki paragraftı:
“Eğer iddialarda bir hakikat payı varsa, bu durumda şu iki husus akla gelmektedir:
*Fethullah Gülen Hocaefendi yurt dışındadır. Türkiye’deki cemaatin bu konuda bir dahli varsa, Hocaefendi’nin cemaat üzerinde tam olarak etki ve kontrol icra edemediği, bilgisi ve iradesi dışında bazı unsurların bu işlere karışmış olacağı bir ihtimal olarak karşımızdadır.
*Diğer akla gelen husus ise Türkiye’deki cemaatin başka odaklar tarafından yönlendiriliyor olabileceğidir. Her iki ihtimal de çok vahimdir.”
Bahçeli’nin açıklamasının bu bölümünü algılayıp iki satırla da olsa yazan tek gazeteci Murat Yetkin oldu.
Yetkin, “Bahçeli, Gülen’e açık çağrıda bulunarak, töhmet altında kalmak istemiyorsa, avukatı ya da gazete yazarları kanalıyla değil bizzat kendisinin çıkıp bir açıklama yapması gerektiğini söyledi” diye konunun bam teline dokundu.
Gülen, konuya ilgili olarak, yayın organlarından birinde canlı yayına katılsa, gerçek gazetecilerin sorularına cevap verse fena mı olur?
Bahçeli, Fethullah Gülen’in avukatının verdiği cevabı önemsemedi. Zaten onun istediği, açıklamayı bizzat Fethullah Gülen’in yapmasıydı. Öyle ki Bahçeli, konu ile ilgili sorulara kısa bir cevap verdi ve “Sayın Fethullah Gülen Bey’in bugünkü Zaman gazetesini görmesini isterim” dedi.
Bu ifadede, Zaman gazetesindeki yayınların Gülen’in bilgisi dışında yapıldığı, hatta Gülen’in gazeteyi bile görmediği kanaati var!

***

Gerçeklerin ortaya çıkması için bundan başka fikri olan varsa söylemelidir.
Bir defa Bahçeli, açıklamasında “vahim” iddialar ortaya koymakla birlikte çok nazik bir dil kullanmaktadır. Ve açıklama, Fethullah Gülen ve ona bağlılık hissedenlerin aleyhinde değildir. Tam aksine Bahçeli, Türkiye’de cemaatin Fethullah Gülen dışındaki odaklar tarafından yönlendirilmesi ihtimali üzerinde durmakta ve konuya bizzat açıklık getirmesini istemektedir.
Bunda ne kötülük var?
Bahçeli, bu defa siyasi hayatının en doğru tavırlarından birini takınmıştır.
Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümüne denk gelen günlerde, MHP’nin başında bulunan bir kişinin ülke için kritik bir konuda çok dikkatli ve sağduyulu bir açıklama ile doğru yolu göstermesi umut vericidir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 04.04.11, 20:44 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 06.07.10, 17:50
Mesajlar: 280
alıntı :
'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'



Bu işler lafla - lakırdı ile olmuyor, en önce bunu bilmeniz lazım !
Şu kadar yıldır İslâmi cemaatleri incelerim ve bilirim, burunlarından hiç kıl aldırmayan bu Nurcular kadar bir topluluk görmedim ! Her şeyin iyisini bunlar düşünür, bunlar yapar, bunlar Kuranı en güzel tefsir edip yorumlarlar, bunlar sünneti en iyi yaşarlar, bunlar en iyi ve isabetli hizmetlere imza atarlar, bunlar hep cadde-i kubradadırlar , başkaları hep ara sokaklarda !!!... v.b. ilâhir
Velhasıl lafla peynir gemileri yürüseydi, herhalde yine bunlar haklı olurlardı !


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Muhterem F. Gülen: 'Eksiğimizi söyleyenin, elini öperiz...'
MesajGönderilme zamanı: 05.04.11, 16:49 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 06.01.10, 09:39
Mesajlar: 92
Alparslan Türkeş'ten Fethullah Gülen’e Bir Mektup

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Fethullah Gülen’e “faaliyetlerini durdurma” çağrısı yapması kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı. Ülkücü camia içerisinde bu açıklamaya farklı tepkiler gelirken Alparslan Türkeş’in Fethullah Gülen hakkındaki fikirleri de merak konusu oluyor.

1997 yılında Alparslan Türkeş’in “Susurluk” olayı münasebetiyle Fethullah Gülen’e hitaben yazdığı mektubu dikkatlerinize sunuyoruz:

Alıntı:
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi
Tarih: 09/01/1997 Sayı: Özel

Çok Muhterem Fethullah GÜLEN Hocaefendi Hazretleri’ne,

Efendi Hazretleri,

Zat-ı âliniz, milletimizin hayatında çok yararlı hizmetlerin yapılmasını sağlamış bulunmaktasınız.
Yetiştirmiş olduğunuz ilim, irfan ve fazilet erbabı kadrolarla milletimizin muhtaç bulunduğu geniş bir eğitim seferberliğini telkinlerinizle başlatmış ve başarı ile devamını temin etmiş bulunmaktasınız. Toplumların her alanda kalkınmalarının temel şartı olan manevî uyanışın ve yükselişin öncülüğünü yapmış bulunmaktasınız.

Barışı, hoşgörüyü ve kardeşliği esas alan öze dönüşü, uzay çağına yükselişi başlatmış durumdasınız. Kanada’dan Yakutistan’a, Moğolistan’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar her yerde açılmış bulunan okullar ve üniversiteler millî kültürümüzün ve millî, manevî değerlerimizin bütün insanlığa yöneldiğini göstermektedir. Faziletli hayatınız, hiçbir maddî menfaate tamah göstermeyen karakteriniz size karşı halkımızda büyük bir güven uyandırmıştır. Yalnız Allah rızasını hedef alan gayretleriniz, birkaç yüzyıldan beri kaybettiğimiz eski dünyamızı yeniden fetih mahiyetindedir.

Susurluk olayı bahane edilerek zat-ı âlinizin temiz isminin gölgelenmek istenmesi çok üzücü olmuştur. Fakat hem milletimiz sizi tanıyor, hem de dünya sizi tanıyor. Kötü niyetlilerin bir şey yapmaları mümkün değildir.

Nazik teşekkür mektubunuza çok teşekkürler ediyorum. Gerçeği söylemek bizim vazifemizdir. Sözü edilen beyanat, doğruyu küçük bir ölçüde kamuoyu önünde açıklamaktan ibarettir.

Cenabı Hak’tan size sağlıklar ve hayırlı uzun ömürler ihsan etmesini ve böylece başlatmış olduğunuz güzel gelişmelerin tamamlanmasını niyaz ediyorum.

Mahsus selam, sevgi ve saygılar sunuyorum.

Alparslan TÜRKEŞ
Genel Başkan


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 15 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye