466. Ölümün ne olduğundan haberli olan âşıklar!
Fa'ilatün, Mefa'îlün, Fa'lün
(Dîvân-ı Kebîr c. II, 972)
• Gerçeklerden haberli olarak ölen Hakk âşıkları, sevgilinin huzurunda şeker gibi erirler!
• Ruh âleminde, elest meclisinde ab-ı hayat içenler, bir başka tarzda ölürler!
• Ötelerden haberdar olanlar, Hakk sevgisinde derlenip toplananlar, şu insan kalabalığı gibi olmazlar!
• Hak âşıkları, letafette melekleri bile geride bırakmışlardır! Bu sebeple, diğer insanlar gibi ölmek, onlardan uzaktır!
• Sen sanır mısın ki, arslanlar da köpekler gibi kapı dışında can verir?
• Hak âşıkları sevgi yolunda ölürlerse, onları can padişahı karşılar!
• Birbirlerinin canı kesilen, aynı emaneti, aynı canı taşıdıklarından haberdar alan Hakk âşıkları, birbirlerinin aşkıyla ölürler!
• Aşıklar, gökyüzüne uçarlar; münkirler ise, cehennemin dibinde can verirler!
• Ölürken Hakk âşıklarının gönül gözleri açılır da, öteleri, gayb âlemini görürler! Başkaları ise, ölüm korkusu ile kör ve sağır olarak ölürler!
• Geceleri ibadetle vakit geçirenler, Hakk korkusuyla uyumayanlar, ölüm zamanı gelince korkusuz, rahatça ölürler!
• Bu dünyada boğaz derdine düşenler, sadece yemeyi, içmeyi düşünenler öküzleşirler, eşekler gibi ölürler!
• Bugün yaşarken, Hakk'ın nazarından düşmemek isteyenler, o nazarı, o bakışı arayanlar, o bakışa karşı neşeli bir halde gülerek can bağışlarlar!
• Can padişahı, onları lütuf kucağına alır; onlar, öyle hor ve basit bir halde ölmezler!
• Ahlaklarını Mustafa (s.a.v.)'nın ahlakına benzetenler, Hz. Ebubekir gibi, Hz. Ömer gibi ölürler!
• Aslında, Hakk âşıklarından ölüm uzaktır! Onlar, ne ölürler ne de yok olurlar! Ben bu sözleri; "Şayet ölürlerse, böyle ölürler!" diye söyledim!
KAYNAK: 1. Divan-ı Kebir'den Seçmeler, Çev. Şefik CAN, ÖTÜKEN Yay. 466. Gazel.(c. II, 972)
|