Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 29 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 24.02.10, 11:52 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
Beklenilen, artık klasikleşmiş ama benim cevap olarak dahi göremediğim satırlar nihayetinde nakledilebildi.

Pek çoğu doğru, güzel satırlar ama ben kendi adıma buradan ne almalıyım halen anlayabilmiş değilim. Bu sözler tartışmanın neresindedir bizce meçhul ama nurcular bu satırlarda bir keramet, olağanüstülük görüyorlar olacak ki durmadan, ısrarla ve pek çok da hoşlanarak nakletmeyi eksik etmiyorlar.

Bir yerinden yakalayabilsem cevaba gireceğim ama yazarken zorlandığımı hissediyorum.

Yola çıkarken hazretin istediği böyle bir cemaat, kendisine bu şekilde bir bağlılık mı onu da anlayabilmiş değiliz.

Hazret dese idi ki, ey ehli tarik kardeşlerim, ileride pek çok cahil nurcu size karşı gelcekler, siz benim hatırıma, yoluma ilişmeyin, onlara büyükleri olarak nasihatte bulunun, biz de bunu bir keramet olarak kabul edebilirdik.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 24.02.10, 12:37 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
talib yazdı:
Hazret dese idi ki, ey ehli tarik kardeşlerim, ileride pek çok cahil nurcu size karşı gelcekler, siz benim hatırıma, yoluma ilişmeyin, onlara büyükleri olarak nasihatte bulunun, biz de bunu bir keramet olarak kabul edebilirdik.


yahu mübarek adam,
hala ısrarla aynı şeyleri işitiyorum sizlerden,

diyorsunuz ki: " en doğru en iyi benim mesleğimdir, benim mesleğimin üstüne başka yol başka adam tanımam, benim mesleğim nasihat almaz, nasihat verir"

halbuki Üstad bunu haber vermiş : "... ileride, meşrebini çok beğenen bazı zâtlar..." diyerekten. Ben sizi bu meşrebini çok beğenen bazı zat'lar sınıfında görmüyorum ama sözleriniz bunu söyler.

ben bu konuda birşey demiyorum, dediğim şey de : "benim mesleğim en güzeldir" demek. sizin de bunu demeniz icap etmez mi?

nihayetinden Allah'a ulaşan tarikler pek çoktur ve insan da kendi meşrebine en uygun ve en kolay tarik'i seçmesi doğru olmaz mı?

vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 24.02.10, 14:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
Demek ki bazı noktalarda anlaşamıyoruz.

Zaman tarikat zamanı değildir, seyrü süluk Yunus Emre zamanında idi diyenler nurculardır. Ortada en güzel yol benim yolum sözü yoktur. Bu zamanda tek yol benim yolumdur diyen nurcular vardır.

Hazretin bundan haberdar etmesi lazımdı ve buna karşı uyarması icap ederdi. Yoksa size ehli tarik karşı çıkabilir, siz de yüce, ulu insanlar olarak hüsnü muamele ile karşılık verin demek, nurcuların enaniyetini kabartıp, ehli tariki küçümsemekten başka bir şey değldir.

Öyle değil ise buyrun izah edin.

Bana gelince, ben bu mübarek yolların en fazla muhibbi olabilirim. Yani "benim" diyebileceğim bir şey yok ortada. Hal böyle iken nasıl "benim.." diyebileceğim bir cümle kurabilirim?

Fakat biz naklederiz. Fakir ne bilsin, maneviyatı, manevi terakkiyi.. İslam büyükleri yüzyıllardır hep aynı şeyi söylemişler. İlla seyrü süluk ve bir mürşidi kamile yapışmak. Gazali, Mevlana, İmam Rabbani, Mahmud Sami Efendi ve nicesi.. Biz kim oluyoruz da büyüklerin sözleri ortada iken farklı bir şey söyleyebilelim.

Gazali, İmam Rabbani geçmişte kaldı, şimdi onlar olsa idi.. şeklindeki bir cümle bizi bağlamaz. Elhamdülillah en az onlar kadar Allah'a kurbiyet kazanmış Sami Efendi ve sair zatlar bu asırda yaşamışlardır.

Hiç bir cemaat, tarikatla ilgisi olmayan herkesin kabul ettiği, yedilerden ve Hızır aleyhisselam'ın yardımcısı Ladikli Ahmet Ağa'ya bakın. Kendisine gelenleri bir tarikata mı yönlendirmiş, yoksa gidin kitap okuyun mu demiş? Bırakalım da bu büyükler bilsinler bazı şeyleri. Bizler kim oluyoruz.

Yine herkesin takdir ettiği, ricalullahtan Gönenli Mehmed Efendi, bu ümmetin en büyüğü idi dediği zat kimdir bir araştırın bakalım. Zamanımız için söylenmiş bir sözdür.

Yani herkes yolunu sevecek tabi ama bilmeden de konuşmayacak.

Saidi Nursi hz.leri yeni bir yol kurmuşlar ve yollarını çok beğenip, takdir etmişler. Buna kimsenin sözü yok. Ne kadar ilerletir Allah bilir. Yolun başındaki, zamanın büyükleri olan zatların tavrı ortadadır. Hazretin de kabiliyetli bazı zatları tarikata yönlendirdiği bir gerçektir.

Artık ortada hazret değil, ağabeyler denilen bir zümre vardır. Bu kişilerin maneviyat adına konuşma yetkileri var mıdır, ne kadardır, Allah bilir. Bunları manevi meclislerde görenler var mıdır acaba?

Yine ve hep nakledelim, manevi tekamül ancak seyrü süluk yolu iledir. Bunu nasıl anlamak isterseniz anlayın ama bunu haber vermeyi bir keramet kabul etmeyin. Bu yüzyıllardır söylenen bir hakikattir.

Allah'a vasıl eden yollar çoktur. Bir mürşide kamile varmak en kısa ve salim yoldur. Bu mürşid ister nakşi, ister kadiri olsun, fark etmez..

Bir mürşidi kamile varmadan da Allah'a ulaşılabilir. Kişinin mürşidi Allah olursa pek çok dereceleri elde edebilir. Fakat bu usülden değil, nadirattandır. Allah'ın adeti kendisine vasıl olmak isteyeni evvela bir mürşidi kamile ulaştırmaktır.

Bunlar büyüklerin sözleri idi. Kendi namıma geri alabilceğim bir şey yok ortada.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 24.02.10, 14:39 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
talib yazdı:
Demek ki bazı noktalarda anlaşamıyoruz.

.............


mübarek, bu da gayet normaldir, (kaldı hak mezhepler arasında dahi anlaşamadıkları bazı noktalar varken.)

çünkü ehl-i tarik ile risale-i nur talebesinin kaynakları (Kur'an ve Hadis) aynı olmakle birlikte, hakikat için tercih edip gittikleri yollar parelel ama nüans vardır.

Mektubat-ı Said-i Nursi'tan bir alıntı:

"Biri: Tarikat berzahına girip, seyr-ü sülük ile kat-ı meratib ederek hakikata geçmektir."

"İkinci Suret: Doğrudan doğruya, tarikat berzahına uğramadan, lütf-u ilahi ile hakikata geçmektir ki, sahabeye ve tabiîne has ve yüksek ve kısa tarik şudur. Demek hakalk-i Kur'aniyeden teraşşuh eden Nurlar ve o Nurlara tercümanlık eden Sözler, o hassaya malik olabilirler ve maliktirler." (Mektubat-ı Said-i Nursi, s. 31)

hal böyle olunca elbette arada ufak farklılıklar olacaktır. yoksa enaniyet gösterip, "en doğru yol benimkisi, seninkisi yanlış yol" dercesine kimseyi rencide etmeye gerek de yoktur.

münferit sözler, umumu ilgilendirmez, ilgilendirmemelidir.

Zamanında Üstad, kimi talebelerini de bir tarikata girmeyi öğütlemiştir, herkesin micazı farklıdır. her ilaç, her kişide aynı hastalığa şifa vermeyebilir. bu da olağandır.

vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 24.02.10, 14:44 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 488
Aziz "tanhu" kardaş;

"Mektubât-ı Rabbanî" ile karıştırılmaması için Said-i Nursi Hz. nin Mektubât'ından yapılan alıntıların kaynağını belirterek Said-i Nursi Hz.nin ismini koyunuz.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 24.02.10, 17:22 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
Mânevî yolda mürşidin muâvenetine lüzûm olmadığına kâil olan bazı kimseler vardır ki, kişinin kendi başına sa’y ü gayret göstermesiyle vuslatın mümkün olacağı fikrindedirler. Halbuki vâsıtasız, istiânesiz vuslat mümkün olamaz. Her halde mürşidin muâvenetine katî lüzûm vardır.

M. Sâmi Ramazanoğlu


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 27.03.10, 14:41 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
talib yazdı:
Demek ki bazı noktalarda anlaşamıyoruz.

.............


evet muhterem anlaşamıyoruz, amma anlaşamamamızın sebebi (kelimenin kökünde olduğu gibi) "anlamamak/anlayamamak" olsa gerek.

vasıtasız vuslat olmaz!
amma vasıta, mürşid ise bütün mürşidlerin üstad-ı hakiki Kur'an-ı Azimüşşan'dır. bunda şüphe yok.

o zaman Mesneviyi Nuriye'nin başındaki bu yazıdan buyrun da, sizin demek istediğiniz gibi Üstad, mürşidsiz vuslat olur iddeasında bulunmamış!

http://www.erisale.com/#risaleContentId_975635850

vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 27.03.10, 17:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
Risale okumak kafi geliyor ise fakir bir şey demem. Okuyun, okutun.

Biz hep büyüklerden kitapla bir yere kadar diye duyduk. Aslolan bizim gibi yaşayan, yiyen, içen bir mürşidi kamildir. Ona tabi olmaktır.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Bediüzzaman’ı yazmak.../ Hüseyin Yılmaz
MesajGönderilme zamanı: 01.04.10, 04:37 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 220
Tanhu ağabeyimiz Kur'an-ı Kerîmin de ilk emri Oku dur diyor yalınız okumak ile de irşâd olunur davasını,yani nurculuk metodunu savunmak için...
Lâkin burada ki Oku emrinin manası ne idi?Kitab okumak olarak daanlayabiliriz.Ama ondan da ziyade afakı ve enfüsü okumaktır.Afakı okumak için şöyle kainatı tefekkür nazarıyla süzmek iktifâ eder.Pekey enfüsü okumak için kafi mi?Enfüs batındır,batını da okuyabilmek için illâ ki seyr-i sülûk ve zevk lâzımdır.Enfüs seyr-i süluk olmadan görünmez ki okunsun!
Demek ki Okumak ile Görmek arasında çok mühim bir bağlantı var...Nur talebeleri gitmedikleri,görmedikleri bir turistik belde hakkında gezi rehberi okuyan kişiler gibiler...O beldeyi,görmeden gezmeden biz seyahat rehberi okuyarak ora hakkında malumata sahip oluyoruz diyorlar...Halbuki seyr-i sülûk o beldeyi gezip,görmek,dağlarına çıkarken yorulmak ve o beldeyi hakkıyla müşahede etmektir.En sonunda da o beldenin güzel denizine girip o denizdeki huşu da yok olmaktır.
Varın siz düşünün seyahat rehberi okumak ile sülûk etmek arasındaki farkı...İşte Nurculuğun kestirme yol edebiyatı bu!
Bizler Ayne'l-Yakîn için çetindağları ayaklarımız kanaya kanaya çıkmaya razıyız.Seyat rehberleritle kanaat edemezük...

Ha şu da var ki Mavlana hz.lerinin dediği gibi Allâh (c.c)'ın lütfuyla bir mürid bir anda vuslata erebilir...Ama bu vuslat da vesilesizdir nurcu metod ile karıştırılmamalıdır...

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 29 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye