Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 99 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1 ... 6, 7, 8, 9, 10
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 10.04.10, 14:24 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
gumul yazdı:
.......tek yol vardir oda tarikat yoludur,bu yolla sahabeye ve rasulullaha ulasilir,ehli sunnet vel cemaat yolu budur.


artık bana laf düşmez, Efendimiz (sav) dahi kızına seni kurtaracak amelindir derken...

kardeş, böyle cedeli, alevlendirmenizden ne hayır var, ne de hasenat.

Allah biliyor, ben bu siteye ilk geldiğimde sufi'lik hakkında bilgi edinmeye, mürşidi kamil nedir ne değildir diye gelmiştim. sonra (sizlerin tabirinizle) risaleci olduk çıktık :)

(en büyük neden Ruhan ve Kudsî kardeşimin o meseleridir, özellikle de Kudsî kardeşimin 14.mesele dediği keyfi yorumlamaları ve Mektubatı Rabbaniyi sadece zahiren okuyup da yorumda bulunması, reddiye için malzeme yapmasıdır. Allah biliyor!)

risalelerin ilk yazılma ve basım safhasında bu olayı nakledeyim de, ne gereksiz bir kavge ve cedel içinde girdiğinizi belki görebilirsiniz...


(alıntıdır)
"halil yürür:
Bir gece fatihte,abdünnurun evinin bodrumunda teksir yaparken Peyamberimiz A.S. geldiler.Aşere-imübeşşere ile beraber geldiler.gözlerimden sicim sicim yaşlar boşalıyordu.ayağa kalktım.o anda makinanın başındaydım ve her tarafım mürekkep içindeydi.'hoşgeldiniz' dedim.''çalış,çslış,çalış'' dediler.''biz uzakta değiliz aramızda fazla mesafe yok'' dedi Peygamber Efendimiz
A.S.M.Bunları tavana doğru bakarak söyledi.Sonra hemen ayrıldılar.Bu rüya değil,ben makinanın başında teksir ederken,canlı canlı oldu."


haa bu arada tek yol islam yoludur, tarikat yolu da Allah'a ulaşmadadaki kesin yollardan sadece biridir. tüm diğer yolları reddedip de sadece kendinize mal etmeniz de ayrıca büyük bir hata ve tefrikadır.... bunları sizler mürşidi kamilleriniz ile konuşmuş olmalıydınız. bu yersiz ve mantıksız ve illegal bir inat!!


vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 10.04.10, 14:49 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
arkadaşım önce sen şu mehdi r.a hakkında itikadını bir düzeltte gel ondan sonra kalem salla..jhadi bakayım..

bu itikad ile ölürsen mazallah cenneti geç görebilirsin..ve ya hiç göremeyebilirsin..

fefhem cidden...

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 10.04.10, 18:47 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 220
talib yazdı:
"Mirasına konmak için babasını ölü göstermek isteyen hayırsız evlat" tabiri çok hoşumuza gitti. Bunu kullanabiliriz her yerde, dikkkat! :)


Ağabey istediğiniz yerde kullanın helâl olsun. ;)

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 12.04.10, 02:16 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 345
25.mes'ele: hayret ve esef verici kıyaslamalar hakkında.. devam eder..

bediüzzaman üstad (rh.a) demiş ki: "..Hem Risaletü'n-Nur, en evvel tercümanının nefsini iknaa çalışır, sonra başkalara bakar. Elbette nefs-i emmaresini tam ikna eden ve vesvesesini tamamen izale eden bir ders, gayet kuvvetli ve hâlistir ki, bu zamanda cemaat şekline girmiş dehşetli bir şahs-ı mânevî-i dalâlet karşısında tek başıyla galibâne mukabele eder. Hem Risaletü'n-Nur, sair ulemanın eserleri gibi, yalnız aklın ayağı ve nazarıyla ders vermez; ve evliya misilli yalnız kalbin keşif ve zevkiyle hareket etmiyor. Belki akıl ve kalbin ittihad ve imtizacı ve ruh ve sair letâifin teavünü ayağıyla hareket ederek evc-i âlâya uçar. Taarruz eden felsefenin değil ayağı, belki gözü yetişmediği yerlere çıkar, hakaik-i imaniyeyi kör gözüne de gösterir..” (Kastamonu Lâhikası, 2006, s. 27-28)

hakikaten bu mübarek üstad şu kitab-ı risalenin irşad eden (menazilde seyr etttiren) bir "adam/şahıs" olduğunu zannediyor galiba.. böyle bir şeyi gören duyan var mı Allah aşkına?.. kütüb ve resail insana "destgir" olur mu?.. makalat ve delaille insan nefsi nereye kadar ikna olabilir ki?.. yahu üstadım! (risale-i nur'a soruyorum) sen ki bir kitabsın benim (emmare) nefsimi nasıl ikna edeceksin?.. tamam, var olan taklidi imanımla bana sunduğun hikmetli delilleri birleştirir "aklen" ikna olurum da nefsim nasıl ikna olacak?..

yani nefsim elinde âdi bir sıfatta iken âli bir sıfata nasıl geçeceğim?.. hazret demek istiyor ki: bu kitab (resmen) intikal ettirir: nefsini mutmain eyler.. (yani) seni fena fillaha îsal eyler.. (oh ne a'la).. yahu en teshirli en tiryak dua metinleri bile "mücerred" okunmakla netice veresi değildir: her şeyden evvel Ona (Allah'ın kelimelerine) sağlam i'tikad gerek.. duanın husulü için istikametli amel gerek.. hatta nefesi şifa, nazarı şifa, varlığı şifa zatların Vesilesi gerek.. yani dön dolaş (duada bile) iş yine Vesileye kalıyor..

nefsi ikna etmek (yani) onu nifak ve küfür tavrından (ısrarından) vazgeçirmek; dini narsist ve mecusi iken İslam'a boyun eğdirivermek o kadar kolay mıdır?.. güya risale-i nur hem aklı hem kalbi tatmin ediyor da bu yüzden tarikat meşayıhı onun irşadına yetişemiyor.. (yani) tarikat şeyhleri tek kanadlıdır ya: akla hitab etmez ya (!).. ima ettiği şeye bakar mısınız?.. ne kadar esef verici fasid bir kıyas!.. halbuki İrşad ehli zatlar "Fetanet" sahibi Zatın (sav.) hakikatine mazhardır merhum üstad bilmedi ki bu zatlar adamın aklını almakla "akıllandırır".. (yani) akl-ı meaşları akl-ı mead ile değiştirir.. zira "uzmanlık" sahaları akl-ı Küll'dür (alır verir tutar saçar).. bu zatlar akla hitab etmeyecek de kim edecek?..

malum, Fahr-i Alem Efendimizin (sav.) eHadis-i şerifesi nice aklî kıyaslar ve misallerle doludur.. İrşad ehlinin sohbetleri (eserleri) dahi (mazhariyetleri icabı) evvel-emirde halkın akıllarına hitab eder.. eğer etmese ona "İrşad" denmez zaten.. nitekim Mektubat-ı Rabbani, Mesnevi-i şerif, İhyau Ulumiddin gibi Şah-Eserlerin lisanı lisan-ı Resulullah'a tabi'dir: en gabîsinden (budalasından) akl-ı evveline (dahisine) kadar kamu ukalaya hitab eder..

gerçi bu kitaplarda çetin ve muğlak ibareler yok değildir ama onlar dahi tercümanlar (şarihler ve kaariler) tarafından havsala-i halka açılmaktadır.. kısacası Tarikat irşadının, Mürşid mektebinin "Akıl" ciheti eksik değildir kim onu "eksik veya yok" olarak görmüşse o görüş Keşf değil kabustur: (derhal) "Yok Olsun!" nitekim beyt-i Mevlana'da (ks.) şöyle geldi: "..Âteşest în bang-i nayu nist bad.. Her ki în Âteş nedared nist bad../ Bu Ney'in sesi ateştir ateş! hava cıva değil: Her kimde bu ateş yok ise: Yok (fani-Fillah baki-Billah) olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 12.04.10, 08:02 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 11.04.10, 21:30
Mesajlar: 29
Ehl-i tarikin şeyhlerini yerleştirdiği konum göz önüne alındığında, Said Nursi'nin Risaleleri yerleştirdiği konum ve nurcuların Said Nursi'yi yerleştirdiği konumun çok da eleştirilmesi taraftarı değilim. Şurası kesin ki insan, bir kişiyi veya ideolojiyi nasıl görmek isterse kendi muhayyilesinde ona bir mekvi ve makam biçer, sonra o onun için yanlışlanamaz bir idol haline gelir. Kendisini hakikat sandığı bir "şey"e inandırmış kişiyi aksine ikna etmekten daha zor ne olabilir ki? Kur'an kıssaları bize bu dersi vermiyor mu?


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 12.04.10, 08:25 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 220
cogito yazdı:
Ehl-i tarikin şeyhlerini yerleştirdiği konum göz önüne alındığında, Said Nursi'nin Risaleleri yerleştirdiği konum ve nurcuların Said Nursi'yi yerleştirdiği konumun çok da eleştirilmesi taraftarı değilim. Şurası kesin ki insan, bir kişiyi veya ideolojiyi nasıl görmek isterse kendi muhayyilesinde ona bir mekvi ve makam biçer, sonra o onun için yanlışlanamaz bir idol haline gelir. Kendisini hakikat sandığı bir "şey"e inandırmış kişiyi aksine ikna etmekten daha zor ne olabilir ki? Kur'an kıssaları bize bu dersi vermiyor mu?


rumuzunu cogito görünce fikrî ağırlık taşıyan birşeyler yazacağını sanmıştım ama laf ebeliği yapmışsın.

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 12.04.10, 11:22 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
cogito yazdı:
Ehl-i tarikin şeyhlerini yerleştirdiği konum göz önüne alındığında, Said Nursi'nin Risaleleri yerleştirdiği konum ve nurcuların Said Nursi'yi yerleştirdiği konumun çok da eleştirilmesi taraftarı değilim. Şurası kesin ki insan, bir kişiyi veya ideolojiyi nasıl görmek isterse kendi muhayyilesinde ona bir mekvi ve makam biçer, sonra o onun için yanlışlanamaz bir idol haline gelir. Kendisini hakikat sandığı bir "şey"e inandırmış kişiyi aksine ikna etmekten daha zor ne olabilir ki? Kur'an kıssaları bize bu dersi vermiyor mu?


sorun şu ki : risaleciler tarikat ve şeyhlerini [1] olması ve görülmesi gereken konumdan aşağı çekip yerine risaleleri ve kendilerini koyuyorlar. [2] halbuki musluman camiada ortak olan görüş merhumun muvahhid - alim bir kişi [3] olduğudur.

[1] bidatlerden uzak bir halde bulunan 12 hak tarikat ve bunları kolları ile piranlarını..

[2] ki bu doğru bir yol değildir.görünen köy kılavuz istemiyor.

[3] hataları ile birlikte.zira ekseri risaleciler merhuma ; şialarının imamlarına yüklediği bir masumluk anlayışı ile bakar oldular..

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 14.04.10, 01:56 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 345
hiç bir ehl-i tarik bir nurcunun üstadı hakkında dediği şeyi Şeyhi hakkında demez..
(mesela) ben derim ki: şeyhim hazretleri kamildir ve mükemmildir.. bu bana yeter..
peki nurcu şakirdler üstadları hakkında ne der?.. ferd-i Azamdan girer Mehdi'den çıkar..
benim kamil ve mükemmil zat hakkında kutbul-Aktab ve sahib-i Zaman demeye ilmî gerekçem
ve hakkım vardır fakat şakirdlerin üstadları hakkında "zamanın İmamı Reisi Sahibi" ma'nasına
gelen en ufak bir şeyi ima ile bile söyleme hakları ve ilmi gerekçeleri yoktur.. sözümüz;
şek değil şaka değil şak şak için hiç değil; Hakk için hakikati olduğu gibi ibraz ederiz vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Said-i Nursî (rh.a) ve Risale-i Nur hakkında...
MesajGönderilme zamanı: 12.05.10, 04:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Tenin toprak, cânın sudur, nefis bâd-ı hevâdandır
İyi bil nârıdır rûhun; meded ermek dile nûra

Şerîat pâyine bend ol Hakîkat Râhına azm et
Bulup bir Mürşid-i Kâmil bu derdin çâresin ara


Ehli Dil (Gönül Ehli) böyle buyurmuştur.

Arife malum derler, manası ise sizlere zaten açıktır:

Vücudundaki dört ana unsur; yani toprak toprak, su su, ateş ateş, hava da hava olarak kaldığı müddetçe, bunlar sana nar (yani ateş) olur; NUR'a kavuşup nefs esaretinden fariğ olmazsın. Lezzet, huzur ve selamete de kavuşamazsın. Öyle ya; daima ateşin içinde yaşayan beşer nerden selamete kavuşacak? Görülmüş mü? Dört unsur değişmemiş haliyle ham maden gibidir. İşlenmemiştir. Temizlenmemiştir. Değersiz cemadından ayrılmamıştır. Bir işe de yaramaz: Değişmemiş dört unsur, kötü ahlakın, fıskın ve isyanın kaynağıdır. Nefs-i Emmare denilen varlığın sıfatlarıdır. Ta ki Mutmainne oluncaya kadar.

İşte Tüfekçizade Salih Baba Hz.leri, dört unsuru sayıp "İyi bil nârıdır rûhun" derken yani bütün bu anasır (unsurlar) değişmemiş haliyle (*) "Ruhuna" azaptır, diye buyuruyor. Bu unsurlar değişmeli; maden hamlığından kurtulup temizlenmeli, arınmalı, fazlalıkları atılmalı... Ki Ruhun "nefs" azabından kurtulsun.

Bu azap, bu esaret büyük bir dert imiş. Her Müslümanın da bu dertten haberi olmaz imiş. Gaflet dedikleri...

Peki, bu azaptan, bu dertten nasıl kurtulabilirmiş bir Müslüman:

Şeriate hizmetçi olmak ile... Tarikate girmek yani kendine bir Mürşid-i Kamil bulmak ve ona teslim olmak ile... Bu ikisi ile... "Bulup bir Mürşid-i Kâmil bu derdin çâresin ara"

Nitekim Allah Teala buyurmuştur: "Nefsini tezkiye eden kurtuluşa ermiştir"

Amenna ve saddakna. Hakikat budur. Gerisi, yalnızca başka türlü konuşanların kendi bildiğidir. Bildikleri de ancak kendilerinedir. (Tabirimi mazur görünüz, çarpıcı olması için diyorum: Asıl NUR talebeleri Mürşid-i Kamil eşiğine baş koyanlardır.)

Allah Teala, bu başlıkta bu hakikati insanlar için nasihat edenlerin cümlesinden daim razı olsun.


(*) Anasır-ı Zıddiyeti değiştirip güzel ahlaka, aşk u muhabbete, feyz, zikir ve hakikate tebdil eyleyen ancak ve ancak bir mürebbi Mürşid-i Kamildir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 99 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1 ... 6, 7, 8, 9, 10

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye