Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 5 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Memduh Münafık Efendi !... / Mustafa ÖZCAN
MesajGönderilme zamanı: 23.01.10, 09:39 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.01.09, 10:20
Mesajlar: 239
İkinci bir ‘Cebrail gelseydi’ vukuatı

Mustafa Özcan

22 Ocak 2010

Sufilerin şatahatı veya ağızlarından dökülen ölçüye uymayan sözleri meşhurdur. Bu konu, Tasavvuf tarihi ve edebiyatının en tartışmalı konuları arasındadır. Hatırlatma babından: Abdurrahman Bedevi gibilerin bu hususlarda müstakil eserleri vardır.

Sufilerin şatahatı varsa bazı alimlerin de sakatatı yani sürc-i lisanları vardır. Bunlardan birisi Suriye Lideri Beşşar'ın gözde Müftüsü Şeyh Ahmet Hasun'un iki de bir yüzeye çıkan hezeyanları olmalıdır.

Şeyh Ahmet Hasun Amerikadan gelen bir heyetin önünde ' Hazreti Muhammed bana 'Hıristiyanlığı ve Yahudiliği reddet' deseydi; onu tanımazdım' mealinde sözler sarf etmiştir. Ezher Şeyhi Tantavi'ye özenerek Amerikalı heyete 'Allah'ın kubbesi altında kardeşiz' tarzında, hakikat namına değil ama onları memnun etme namına ifadeler kullanmıştır. Bu sözlerin ikizleri bizde de 'amentü de birliğimiz var' şeklinde tezahür etmişti.

Halbuki, bu söz sarih bir biçimde ayetlere ve Kur'an buyruklarına ve ruhuna terstir. Nitekim, şöyle buyrulmuştur, "Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mümin bir kadın ve mümin bir erkek için, o işte, kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır." (Ahzab Suresi, 36).

George Mason University'sinden Marc Gopin ve arkadaşlarının huzurunda Vakıflar Bakanlığı bünyesinde yapmış olduğu konuşmasında şöyle hitap etmiştir : " Hıristiyanlığı dünyaya biz yaydık. Yahudiliği biz koruduk. İslam bize Hıristiyanlığı ve Museviliği korumayı öğretti ve emretti…"

Bunlardan maada daha sonra maksadı aşan bir biçimde şunları söylemiştir : "Hazreti Peygamber benden Hıristiyanlığı ve Yahudiliği tanımamamı isteseydi onu reddederdim. Ve bana insan öldürmeyi emretseydi, katiyetle ona 'sen peygamber değilsin' derdim…" İnsanlar arasında ayrılık ve tefrikanın siyasetçilerin, dini, siyasi mezheplere çevirmelerinden dolayı baş gösterdiğini de ileri sürmüştür. Heyetin önünde konuşmasına şöyle devam etmiştir : "Hazreti Musa Eşkinazi miydi yoksa Sefardim miydi? Ya da Hazreti İsa, Protestan mıydı yoksa Katolik miydi? Ya da Hazreti Muhammed Şii miydi, Sünni miydi?"

*

1966 yılında Beyt-i Lahm Kilisesinde namaz kıldığını söyleyen Ahmet Hasun, Arapların İsrail'le savaşlarının Yahudiliğe karşı İslam'ı sevmekten kaynaklanmadığını ve bununla bir alakası olmadığını da ileri sürmüştür. Bu sözler nedense bana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aynı günlerde ve son körfez turu ve ziyareti sırasında söylediği sözleri hatırlatmıştır. Biz Filistin'le İslami nedenlerden dolayı ilgilenmiyoruz… Peki, faraza İslami nedenlerle ilgilenilse bunun insani nedenlerle ilgilenmeye bir zararı mı dokunur? Demek ki, Suriye Müftüsüne göre Arapların da böyle bir kaygısı yok. Bu tarz kaygılardan ve tasalardan uzaklar.

Amerikan heyeti önünde Darwinizme karşı çıkan Şeyh Ahmet Hasun, insanlık, din ve medeniyetlerin hepsinin Allah önünde bir olduğunu da söylemiş. Bu arada hızını alamayan Müftü Ahmet Hasun ortamı daha da yumuşatmak ve sıcaklaştırmak babından olsa gerek dedesinin ticari ortakları arasında Yahudilerin bulunduğunu da söylemiş. Heyetten Marc Gopin ise Irak, Gazze ve Haiti çocukları için gözyaşı döktüğünü söylemiş ve insanlığın siyasetçileri aşarak barışçıl bir ortama ve iklime ulaşmalarını temenni etmiştir. Beşşar Esad, eski Müftü Ahmet Keftaro'nun iki oğlunu da hapislerde süründürürken galiba kendisine daha sadık bir bende bulduğunu düşünüyor olmalı. Daha önce de hazret İslam medeniyeti yoktur kabilinden sözler sarf etmiştir.

*

Bizde de zaman zaman Ahmet Hasun gibi kıvrak hocalar çıkıyor. Bunlardan birisi de yine benzeri bir makamda benzeri sözler sarf etmiş idi.

Tanınmış hocalarımızdan birisi, 23.11.1995 tarihinde, Savaş Ay ile yaptığı Röportaj'da: "Ben Cebrail Aleyhisselâmı çok severim. Onun mübarek ismi geçtiği zaman, gözlerim yaşarır; burnumun direği sızlar. Tabii ki mübarek yüzünü rüyada bile görmediğim bir melektir. Farz-ı muhal, o bile gelse Türkiye'de bir parti kursa, onun partisini bile desteklemem..." demişti.

Açılım içindeki hocaların sözleri, son ve zor zamanlarda ne kadar da birbirini tamamlıyor!


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İkinci bir ‘Cebrail gelseydi’ vukuatı
MesajGönderilme zamanı: 23.01.10, 11:11 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Allah seni kahretsin inşallah, suriyeli müftü bozuntusu...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İkinci bir ‘Cebrail gelseydi’ vukuatı / Mustafa ÖZCAN
MesajGönderilme zamanı: 23.01.10, 22:19 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.01.09, 10:20
Mesajlar: 239
KİMDİR ?

Ahmad Badr Al-Din Hassoun, the grand Mufti of Syria. Head of the Supreme Council of Fatwa .

was born in Aleppo in 1949 , son of Muhammad Adib hassoun , a great Muslim scholar and educator .



Education:

He graduated from a religious secondary school "shariaat" in 1967.

He received his BA and MA in Arabic literature and Islamic studies from Azhar University in Egypt.

He received his P.H.D with excellent degree in Islamic studies about a book entitled "The Mother" by grand scholar of Islam Al-Imam Alshafyee, in ten volumes, 4500 pages in addition to ten books.

Religious and Academic activities:

He has been invited to so many Arab , European and American countries to participate in different international conferences and meetings lecturing, preaching and calling for Universal Spiritual values as well as for constructive dialogues between religions and civilizations – call for religious and universal humanity.

Throughout his meetings with different men of religion Islam, Christian or Jewish as well as other religions, he always focused on the bases of the universality of the Islamic relations in all doctrines and sectors always strengthening the relationship under the shadow of Universality and humanity. According to his Eminence, The Holy Quran affirms this religious unity and the common prophetic brotherhood of the messengers and condemns their segregation.

He has collection of books and encyclopedias in Islam issues and a book known as "Morals of Fatwa". His books under publication are entitled as "The Factors of Victory and Retreat" and "The Interpretation of Surat – Al- Tawba".

Positions held:

- Teacher and professor in schools and universities in Syria.

- Preacher and scholar in different mosques in Aleppo and recently in Al-Rawda Mosque.

- Member of the Syrian parliament for two periods (1990- 1994) (1994-1998).

- Second Mufti of Aleppo.

- The First Mufti of Aleppo.

- Member of the Supreme Council of Fatwa, in Syria.

- In 2005 was elected Grand Mufti of Syria and head of the Supreme Council of Fatwa.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İkinci bir ‘Cebrail gelseydi’ vukuatı / Mustafa ÖZCAN
MesajGönderilme zamanı: 24.01.10, 02:51 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 345
"..Sufilerin şatahatı varsa bazı alimlerin de sakatatı yani sürc-i lisanları vardır.." evet güzel bir cümle ama şunu da bir şerh olarak ekleyelim: sufilerin şatahatı varidattır ve müevveldir ve bazısı naz makamında bazısı da (ehline mesaj olmaya) şifre yerindedir.. ulema-i su' (kötü alimlerin) amelî ve akidevi sakatatı (şer'i inkarı istihzası tahfifi veya tahkiri) ise riddet yerindedir ki, heman okun yaydan fırlaması gibi dinu imandan ihraca müncer olur..

herif ne diyor: ' Hazreti Muhammed bana 'Hıristiyanlığı ve Yahudiliği reddet' deseydi; onu tanımazdım' iş bu söz açık surette elfazı küfre girer hemi de 'kıpkızıl' yaldızlı ışıklı ve neonlu küfür sözü..

f.Gülen hoca ise samimiyet izhar edeyim derken -maalesef- haddini aşıp coşmuş edebi zayi' edivermiş.. be hey mübarek başka laf mı bulamadın da cenab-ı Ruhül-Kuds'ü parti bahsine misal getiriyorsun?!.. bazen "farz-ı muhal şöyle olsa" demek, "teşbihte hata olmaz vs.." demek durumu kurtarmaz verilen misal behemahal edebe muvafık olacak!..

İsmail Hakkı Bursevi efendimiz (ks.) buyurur: (ma'nen rivayet) " hatib veya vaiz kişi Allah peygamber melaike veya evliya adını andığı yerde şanlarını tazime layık vech ile söylemeyi terk etse veya şanlarına uymayacak bir lakırdı eylese Allahu Teala'nın gazabı ol meclise hulul eder.. ila ahir..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Memduh Münafık Efendi! / Mustafa ÖZCAN
MesajGönderilme zamanı: 13.02.10, 19:26 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.01.09, 10:20
Mesajlar: 239
Memduh Münafık Efendi!

Mustafa Özcan


Vakit

2010-02-13


Bekri Mustafa irtihal eden bir mevtanın kulağına: "Bekri Mustafa Sultan Ahmet'te imam oldu de gerisini anlarlar' diyerek ahirete mesaj göndermiş. Şimdi de Bekri Mustafa gibi ulema ve hocalar düzine düzine. Bazılarının foyaları meydana çıkıyor ve piyasadan geçici olarak siliniyorlar. Lakin medya yerlerine yenilerini ikame edemediği için çok geçmeden onları yeniden bulup çıkartıyor ve yeniden milletin başına sarıyor, bela ediyor. Bir başka ifade ile yeniden tedavüle ve servise sokuyor. İsimleri lazım değil. Zaten onları bilirsiniz, tanırsınız. Ekranlardan aşina olmalısınız. Bunlar her ülkede var. Kimileri bunlara 'uydu hocası' diyor. Zira bolca uydu kanallarında arz-ı endam ediyorlar. Mısır'da Ezher Şeyhi Muhammed Seyyid Tantavi bunlardan birisi. En garip fetvalar kendisinden sadır oluyor. İcraat mevkiinde de olduğundan fetvalarıyla amel ediyor ve ülkeyi gerip duruyor. Peçeli veya çarşaflı kız çocuklarını okula kabul etmeme ve sınavlara sokmama kararı mahkemeden döndü. Dolayısıyla onun sözde şer'i fetvalarını düzeltmek seküler yargıçlara düşüyor. Bu haliyle adam Bekri Mustafa'yı da solladı. Bekri Mustafa yaşasaydı adamın eline su dökemezdi. Yarışsa yarışsa onunla kulvarında ancak bizden Yaşar Nuri Öztürk veya Zekeriya Beyaz yarışabilir. Ne de olsa sikletleri birbirine yakındır. Bir de Suriye Müftüsü Şeyh Hasun olmalı. Dini özgürlükler konusunda Suriye ve Mısır gibi ülkeleri turlayan Amerikan ruhani heyetini kabul eden Şeyh Hasun hoşgörü noktasında Türkiye'de son sıralarda revaç bulan deyimle fazla gaza bastığından dolayı nerede duracağını kestirememiş ve hızını alamayarak:" Hazreti Muhammed bana Hıristiyanlık ve Museviliği reddet ve onları tanıma deseydi kendisini tanımaz ve inkar ederdim' demiştir. Bu söz şeriat dairesinde caiz değildir. Zira onlar da melekler gibi ancak Hakkın söylediklerini tebliğ eder ve uygularlar. Kendi başlarına hareket etmeleri mümkün değildir. Kaldı ki, Kardavi'nin dediği gibi biz mevcut haliyle Hıristiyanlık ve Museviliği tanımıyor ve reddediyoruz. Lakin Şeyh Hasun onlarla amentüde ortaklığı olduğunu düşünüyor olmalı.

Kardavi böyle bir sözün bırakın ulemadan; sıradan bir kişiden bile sadır olmayacağını söylemiştir. Bazı çağdaş ulema onların gözüne girmek için her türlü boyaya giriyor. Kardavi buna karşılıklı nifak yapmak diyor. Nifak, akide konusunun haricinde sosyal bağlamda kullanılırsa yağ çekmek anlamına gelir. İnanç bağlamında ise inandığının aksini izhar etmek demektir. Suriye Müftüsü Hasun'un inandığının hilafını izhar ettiğini söyleyemeyiz. Olsa olsa, inanç bağlamında ve ekseninde, karşıdakilere yağcılık yapmış ve mertliğini bozmuş denebilir. Ya da cehalet örneği sergilemiştir. Her iki ihtimal de varittir. Lakin Suriye uleması da bu sözleri kabul edilemez bulmuştur. Camii-i Emevi hatiplerinden Muhammed Said Ramazan Buti bu sözlerin Müftü Hasun'a yakıştıramamış ve ondan sadır olup olmadığına emin olmadığını lakin kimden sadır olursa olsun kabul edilemeyeceğini ifade etmiştir. Bu sözler peygamberlik müessesesine bir saldırıdır. Peygamberimiz 'Musa Aleyhisselam yaşasaydı ancak bana tabi olurdu' derken müftü kılıklı birisi kalkıyor ve boyunu ve haddini aşan ifadeler kullanıyor. Müftülük makamını suistimal ediyor. Maalesef Suriye rejimi de El Cezire'de Seyyid Tantavi'yi eleştiren Suriyeli bir alimi uçaktan iner inmez hapse tıkarken Tantavi kılıklı Başmüftü Hasun'un ise dini hesabına yabancılara hulus çekmesine veya laubalilik sergilemesine ses çıkarmıyor adeta göz yumuyor.

Son dönemlerde biz de memduh ismi de tedavülden kalktı. Zinhar pek kullanılmıyor. Memduh övülmüş demektir. Münafıklığın veya nifakın memduhu yani övüleni olur mu? Diyeceksiniz ki elbette olmaz. Lakin kazın ayağı öyle değil ve bazıları olacağı kanaatinde. Bunlardan birisi de Mısırlı tanınmış sufilerden Abdulvehhab Şarani'dir (Bak: El Hitab Es Siyasi es Sufi fi Mısra/ Dr. Muhammed Sabri Dali, s: 112, Daru'l Kütüp Ve'l Vesaik, Kahire). Şarani, 'memduh nifak/methe layık nifak' diye bir tabir üretmiştir. Şayet gerçekten de böyle bir nifak çeşidi varsa bu ifadeleri kullanan müftüye fazlasıyla yakışır. İhtimaldir ki, Suriye Müftüsü Şeyh Hasun bu kavramın gölgesine sığınmıştır. İçi başka dışı başka bir biçimde başkalarını idare etmeye veya müdarata memduh nifak demektedir. Bazı yerlerde gıybet ve yalan caizdir diyenlerin izinden giden Abdulvehhab Şarani'nin çığırında yürüyen Şeyh Hasun galiba Amerikalı heyeti memnun etmek ve şirin görünmek için Hazreti Peygamberi de aşmış. Kayıt dışına çıkmış. Onlara şirin görünmek için Şarani'nin deyimiyle övgüye mazhar nifak çeşidine başvuruyor. Şarku'l Avsat gazetesinde geçmiş yıllarda bir Münafık Efendi tiplemesi vardı. Münafık Efendi'nin birilerini ve devletlüleri öve öve gıdıkları yağ bağlamış ve gıdıkları ve yanakları Hindi gıdığına dönmüş ve şişmişti. Şimdi de memduh nifaklık karşılığında bazı müftülerimiz devletlülerin sofrasında böyle semiriyorlar. Geçmişte Memduh Ün diye sinemacılarımız vardı. Rahmetli oldular. Şimdi de orta oyunu oynayan memduh münafıklarımız oluştu. Ne diyelim! Bekri Mustafa'dan beri dünyanın ahvali daha da bozuldu.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 5 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye