Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 33 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2, 3, 4  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 14.12.09, 15:25 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 20.01.09, 10:20
Mesajlar: 239
Cübbeli Hoca'dan Nurculara Çağrı
14 Aralık 2009
Cemil Yüzer


Cübbeli Ahmet Hoca, Haber Türk'te yayınlanan Teke Tek adlı tartışma programında Nur cemaatlerine mesaj gönderdi

***

RisaleHaber - Cübbeli Ahmet Hoca (Mahmut Ünlü), Haber Türk'te yayınlanan ve Fatih Altaylı ile Murat Bardakçı'nın sunduğu Teke Tek adlı tartışma programında, Nur cemaatlerine mesaj gönderdi.

İşte Cübbeli Ahmet Hoca'nın, Teke Tek'teki Risale-i Nur ve Nur Cemaatleri ile ilgili konuşmasının deşifresi:

Fatih Altaylı: Risale-i Nur... Şimdi bunlar nedir Hocam? Yani, İslamiyet'te bunların yeri var mıdır? Nereye kadar vardır? Nereye kadar yoktur?

Cübbeli Ahmet Hoca: Risale-i Nur, yani bir tefsir diyorlar ona ama tefsir değildir. Yani Kur'an'da Fatiha'dan başlayıp Nas'tan çıkmaz. Ama ayetlerden, hadislerden içine gelen ilhamlardan o Zat bunları yazmıştır. Baya bir ayetler var. Bazı Hadis-i Şerifler de var. Ondan sonra, ilhami, işari manalara da girebilir. Ben incelemedim, ehli değilim. Yani, onun üzerine tedrisat yaparlar. Gruplar var, yazıyorlar, okuyorlar, yorumlar yapıyorlar... Kimisi hiç yoruma müsait değil, hiç yorum yapılmayacak diyorlar... Birkaç kısımdırlar... Benim yani o hususta tetebbuatım, incelemem araştırmam yok. Birkaç kere, birkaç sayfa okumuşum, Osmanlıcasından... Orada da bazı Hadisler işte, "Dünya Allah katında sivrisineğin kanadı kadar olsaydı, kâfire bir yudum su vermezdi. Dünya değersiz, hepsini gâvurlara verdi." gibi bu Hadisler, hikmetli, böyle konular ihtiva eder yani...

Ama şimdi tabii, tefsir de budur, Hadis de budur, fıkıh da budur, akaid de budur, hepsi de budur denirse yanlış olur. İnsanın mutlaka tefsir kitaplarını okuması lazım, Hadis kitaplarını okuması lazım, fıkıh, mutlaka bizim fıkıh, helal, haram caiz, caiz değil bunlar yani varsa bu, yoksa bu, din bu, Kur'an bu, kitap bu denirse yanlıştır. Ama ondan da bir bakalım, istifade edelim, hikmetli ilimler vardır, denirse onu da araştırabilen, okuyabilen, anlayabilen varsa okuyabilir. Benim anladığım kadarıyla tercümesi yok, şey ağır, Osmanlıca kelimeler, yani eski dil ağır... E tercümesi de yapılmayınca, şuandaki halkın çoğunun anlayacağı bir şey değil. Özel ihtisas yaparlarsa, kelimeleri öğrenirlerse falan bir şeyler çıkarabilirler yani... Ama benim şeyim yok, içeriğiyle ilgili çok ihtisasım yok. Geçen de bana sordular, ben dedim, "bir araştırmak lazım" derken şunu demek istedim: Bir şeyin her tarafı doğrudur diyebilmek için her tarafını okumak gerekir. Ben bunun her tarafını okumadan...

FA: Doğrudur diyemem...

C.A.H: Her tarafı doğrudur nasıl diyeceğim? Hayır, nasıl diyeceğim yani? Bu İslamiyet'e göre...

F.A: Her tarafı yanlıştır da diyemezsiniz...

C.A.H: Denir mi canım? Ama şimdi içinde hikmetli ilimler, ayet-hadisler var. Şimdi bunu ben nasıl inkâr edeyim. Birkaç sayfaları dolandım, gördüm, güzel, hikmetli şeyler... Efendim, dünya, ahiret, kıyamet kıyaslamalar... İmani, Allah'ın varlığı, Allah'ın ispatı, ahirete inanmak, öldükten sonra dirilmek... O zamanda o ihtiyaç görülmüş. Yani teferruata girmeyelim, iman tehlikesi var. Millet artık inkâra gidiyor. Yani, ateistlik başlamış diye düşünmüş. O zat, ben bu şekil bir imani bir şey, milleti imana döndüreyim demiş. Fakat şimdi hala tabii ki o zatı o zaman yöneldiği noktalarda kalıpta, bunun dışında başka kitap okumayın, o öyle bir şey dememiş. E kendisi böyle bir şey dememişken, onun cemaatiyiz diyenler bundan başka bir şey okumayın derseler yanlıştır. Diyenler var mıdır yok mudur onu bilmiyorum. Bazen öyle haberler geliyor bize... Velâkin mutlaka tefsir, hadis, fıkıh, akaid, tasavvuf bütün kitapları Müslümanım diyenin okuması gerekir. Sade bir çiçekle yaz gelmez yani... İhata etmeleri lazım, kavramaları lazım... Eğer ki bazı itirazları olan yerler varsa, onları da tam araştıramadım. Ruhi Özcan diye bir Hocaefendi varmış, Erzurum Üniversitesinde... Bizim Şehid Bayram Hocamızın da hocalarındanmış... O 20 yerde ehl-i sünnete muhalif tespitim var demiş...

F.A: 20 yerde ehl-i sünnete muhalif tespit...

C.A.H: Şimdi onu bize diyenlere dedim ki, "bunları çıkaralım. Mesele nedir, belki yanlış anladınız" dedim.

F.A: Yani Nur cemaatinin...

C.A.H: Nur cemaati demeyelim.

F.A: Risale-i Nur...

C.A.H: Nur cemaati nasıl deriz? Cemaatin hepsi ayrı ayrı insanlar olabilir. Yani onu diyemeyiz. Ama o Hocaefendi ne demek istedi? O şimdi demek ki tek tek okudu, etti. Belki o da ehl-i sünnete muhalif zannetti, değil canım... Şimdi ortada bir şey yokken ama şimdi böyle de bir laf gelince tümü Kur'an gibi yanlışsızdır, nasıl diyeceğiz şimdi. Mesela şöyle bir şey, onu bir incelemek lazım... Avustralya'dan gelen Anzaklar için, nereye getirildiklerini bilmiyorlar gencecik çocuklar Çanakkale'de filan, onlara şehit kavramı gibi, ben dedim, bir inceleyelim. Bu kastı nedir? Buna bir yorum getirsin o cemaat? O cemaat buna bir yorum getirmek durumunda. Çünkü en iyi onlar anlar, anlıyoruz iddiasındalarsa... Biz bunun ehli değiliz yani. Ama Müslüman olmayan şehid olamaz, haksız yere öldürülse de şehid olamaz. Şimdi bizim 7 tane askerimiz şehid oldu mesela... Bunların hepsi Müslüman çocuklarımız, yavrularımız. E tamam bu şehittir, zulmen öldürüldü, kalleşçe öldürüldü, bunların büyük mertebeleri var. Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin, diridir bunlar... Bunlar büyük insan... Ama şimdi Müslüman olmayan biri bu durumda öldürülürse buna şehid diyemeyiz. Haksız yere öldürüldü, mazlum, mağdur, başka... Sosyal bir şey... Şehitlik İslami bir kavramdır, ya şehid kelimesi Arapça'dan geliyor, şahadet kelimesi Arapça'dan geliyor, İslam çıkartmış bu mefhumu zaten.

F.A: Bir de Martyr yok mu?

Murat Bardakçı: Karşılığı o da bu daha başka.

C.A.H: İncil’de mi, ne diyorsunuz?

M.B: Martyr...

F.A: Martyr o da şehid demek de...

C.A.H: Hayır ama onlarda da diyorum ya kendi kitaplarının esası İslam'dır. Kitapları sonradan değiştirildi. Allah yolunda öldürülen mefhumu, Adem (a.s)'dan beri var. İlk şehid Habil (a.s)'dır, Adem (a.s)'ın oğludur o durumda.

M.B: Bize göre değil! Yani, bizdeki, derinliğindeki mana o değil.

C.A.H: Şimdi, vatanı müdafaa için öldürülmüş, tabii bu şehiddir. Ama bir de Müslüman’dır çocuk, anası babası Müslüman’dır, çocuk şehiddir. Ama şimdi bunu genelleştirdilerse, İslami hükümler, onlar yıkanmaz.

F.A: Peki, ölen, öldüren ikisi de Müslüman’sa?

C.A.H: E öldüren cehenneme gider, katildir, lanetlidir. Onu Müslüman olduğu için öldürüyorsa, kâfir olur öldüren.

F.A: Mesela iki İslam ülkesi savaşıyor, birbirlerini öldürüyorlar, ne oluyor?

C.A.H: Birbirlerini öldürüyorlarsa...

F.A: İkisi de şehid mi?

C.A.H: Şimdi haklı taraf... Yani öbürü batıl uğurunda öldürüyorsa, nasıl olsun? Yalnız şu var, hükümet zoruyla götürülüyorlarsa, hiç ellerinde bir şey yok, o zaman şehitlik mağdurluktan gelir. Mecbur edildiler, cebren götürüldüler, bir de Müslüman’dır. Onun için, Hz. İmam Şafii'nin sözü var ya Sahabe arasındaki savaşlar, o kanlara Allah elimizi bulaştırmadı, biz de elimizi bulaştırmayalım. Hatta Hadis-i Şerif'te, "benim arkamdan kargaşa çıkacak", "Oturan yürüyenden hayırlı olacak." "Yürüyen koşandan hayırlı olacak" , "O fitnelere bulaşmayanlar, Ya Resulullah basarlarsa evimizi deyince, Peygamberimiz: Birinize saldırı olunca evinizde, Adem'in iki oğlu gibi hayırlısı olsun." Yani öldüren taraf olmasın, ölen olsun. (...) Hadis de bunu haber verdi zaten, öldürün birbirinizi demedi ki ya? "Onlar anlayışsızsa sen öldürül." diyor. Sen yapma, öldürme diyor yani.

Şimdi Anzaklar gelmiş. Anzaklar Müslüman değil, bir şey değil. Gelmişler burayı işgal etmeye... Yani ne olursa olsun. Bilmiyorlardı, etmiyorlardı; tamam bilmiyorsa bir şey değil de şehit dememize de gerek yok yani. Bunun yalnız incelenmesi lazım. Ruhi Özcan merhum, araba kazasında şehid olmuş Hocaefendi...

F.A: Araba kazasında şehid mi olmuş?

C.A.H: O şehitlik var. Ümmetimin şehitleri diyor yatağında da ölse şehitler var.

F.A: Allah Allah!

C.A.H: İmam Suyuti'nin Şehadet Risalesi var. Mesela size Sahih-i Müslim'den bir Hadis okuyalım. "Kim samimi kalple şehid olmak isterse, yatağında da ölse makamı şehid makamıdır." diyor.

F.A: Çok enteresan!

C.A.H: Öyle şehitler çok... Mesela sürgünden ölen, yangında ölen, zelzelede ölen...
...
C.A.H: Yani benim Nur camiasından, yani Risale okuyanlardan bu vasıtayla kendilerine ulaştırmak istediğim mesaj şu: Bu gibi şeyler deniliyor, buna çözüm getirsinler. Mesela desinler ki "Şu Risale'nin şu sayfasında böyle bir cümle var. Bunun izahı şudur." diye bir yorum getirsinler ki böyle bir şey o zatın üzerine kalmasın. Yani buna itiraz edenlerin bu şeyleri zail olsun. Biz ehli değiliz. Onlar onun ağzını, üslubunu daha iyi anlarlar, meleke kesbetmiş, bu kadar cilt kitabı biliyorlar. Onlardan bekliyoruz bunu. Bir an evvel, değil mi? Bu kadar ellerinde imkânlar var, bu cümlenin orijinali budur, manası şudur. Yani burada kâfire şehit demedi, biz de böyle anlamak istiyoruz zaten. Ama bu laf bu şekilde geldiği zaman, şerhe muhtaç... Bunu yapmak da onların görevi. Niye bu iş kalsın?

http://www.risalehaber.com/news_detail.php?id=67621


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 14.12.09, 16:13 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
haberin alındığı linkden bir yorum nakli.

Alıntı:
Muhterem hocam konuşmalarınızı hayretle okudum...Sizin gibi irşad makamında bulunan bir insanın böyle bir yaklaşım içinde olması beni hayrette bıraktı..hem okumadım ihtisas sahibi değilim diyorsunuz..hem yorum getirip eleştiriyorsunuz..hem hata var diyorsunuz...hem bunu ölmüş bir zata hamledip delil gösteremiyorsunuz...avusturalyalı anzakların şehit olduğuna dair bir mevzuya risalelerde rastlamadım...hepsini okudum...yok öyle bir yer...kastamonu lahikaında zulme maruz kalan masum ve mazlum insanlar hakkında bir tespiti var....muhterem hocam keşke ehl-i tahkik olarak ciddi okuyup istifade etseydiniz..eğer o zaman hata kusur bulur da tespit edince bunları paylaşsaydınız...sizin gibi bir ehl-i ilime yakıştıramadım..böyle müslümanları ve alimlerin eserlerini zan altında bırakarak ne amaç güdüyorsunuz...bununla dine imana hizmet mi etmiş oluyorsunuz?..yazıktır hocam yapmayın...birilerinin dolduruşuna gelmeyin...ehl-i ilme yakışan tahkik ve insaftır..ilm-i kriterlere göre hareket etmektir..


hocamız irşad makamında yer etmiş. haberi de olmayabilir..:=)

bu arada hocaefendi risaleleri incelemedim dedi amma bana da bunlar geliyor..detayını risaleciler bilir bizlere de işin aslını anlatsınlar dedi kabaca..

bu arada cubbeli hoca başörtüsü çıkartın şeklinde fetva verenlere de göndermeler yapıverdi.

bakalım kimler üzerine alınacak..

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 14.12.09, 21:45 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Risalelere ulaşmak artık zor değil. İnternet'te pek çok online Risale yayınlayan siteler vardır. Cübbeli Hocam, Bayram Hocayı ya da başkalarını kaynak göstermeden; kendisi bizzat Risalelerin üzerine eğilmeli. Kendi tesipitlerini, gerekirse Risalecilerden ulaşabildiklerine danışarak da yayınlamalıdır. Hem arapçası, hem osmanlıcası, hem de ilmi vardır. Bunu yapacak kapasitededir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 15.12.09, 08:39 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
Ruhan yazdı:
Risalelere ulaşmak artık zor değil. İnternet'te pek çok online Risale yayınlayan siteler vardır. Cübbeli Hocam, Bayram Hocayı ya da başkalarını kaynak göstermeden; kendisi bizzat Risalelerin üzerine eğilmeli. Kendi tesipitlerini, gerekirse Risalecilerden ulaşabildiklerine danışarak da yayınlamalıdır. Hem arapçası, hem osmanlıcası, hem de ilmi vardır. Bunu yapacak kapasitededir.



hocam asıl risalelerden okunmalı muhakkak.eğer cubbeli risaleler üzerine eğilecekse asılları üzerindne incelemelerde bulunmalıdır kendisi risaleler üzerine eğielcekse bunu bu şekilde yapacaktır.bendeniz risale sitelerine pek fazla itibar etmiyorum..tahrif olabilir.

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 15.12.09, 17:07 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
Abi aslı yok ki ortada incelensin! Daha önce sorduk, bu risalelerin asılları nerede? Isparta'da filan dediler, ama nurcuların da haberi yok. Yayınevlerinin başındakilerde var mıdır? Bilmiyorum.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 15.12.09, 21:45 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
Cübbeli Ahmed Hoca'nın bu çıkışları sarsıntılara yol açacak gibi görünüyor. Haberin altındaki yorumlara bakarsanız şimdiden tesiri halkolundu görünüyor. Şimdi oluşan toz-duman arasında Risaleci taifesi Cübbeli Ahmed Hoca'nın sözlerini çürütmeğe çalışacaklardır. Çalıştıkça da batmaları kaçınılmaz.

Insaallah Cübbeli Ahmed Hoca guzel bir misyona aday...

Once Adnan Oktar konusu şimdi de Risale-i Nur konusunda Cübbeli Ahmed Hoca'nın vazifelendirildiği izleniyor.

Allahualem...

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 16.12.09, 09:04 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 09:14
Mesajlar: 764
Ruhan yazdı:
Abi aslı yok ki ortada incelensin! Daha önce sorduk, bu risalelerin asılları nerede? Isparta'da filan dediler, ama nurcuların da haberi yok. Yayınevlerinin başındakilerde var mıdır? Bilmiyorum.


abi işte sıkıntı orda zaten..şüpheler var... varsa bu asıllar kimin elinde kimin evinde kimin kasasında..

_________________
Ehl-i Bidat-ı Red ve Tahkir Ediyoruz |


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 01.01.10, 00:12 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
Ebu Hamza yazdı:
Ruhan yazdı:
Abi aslı yok ki ortada incelensin! Daha önce sorduk, bu risalelerin asılları nerede? Isparta'da filan dediler, ama nurcuların da haberi yok. Yayınevlerinin başındakilerde var mıdır? Bilmiyorum.


abi işte sıkıntı orda zaten..şüpheler var... varsa bu asıllar kimin elinde kimin evinde kimin kasasında..


sevgili kardeşim,
şüphe, edeni içindir, bilmeyeni içindir. bileni için şüphe yoktur.
aslı dediğiniz kitaplar, osmanlıca alfabesi olarak mürekkep ve kağıda kaleme alınmış kitaplar. bunları bulsanız n'apacağız, şimdiki ile arasında fark var mı diye bakacağız?
baktık, farz-ı muhal 1 sayfa eksik, 2 sayfa fazla çıktı, tüm hepsini red mi edeceğiz,
yoksa; okuyup da kalben ve fikren ve ruhen ve bedenen yaşamadıktan sonra, ha 1 cilt kitap, ha 13 cilt kitap, yada 1 cüz, ne farkeder.

saygılar..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 09.01.10, 04:32 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 666
tanhu yazdı:
Ebu Hamza yazdı:
Ruhan yazdı:
Abi aslı yok ki ortada incelensin! Daha önce sorduk, bu risalelerin asılları nerede? Isparta'da filan dediler, ama nurcuların da haberi yok. Yayınevlerinin başındakilerde var mıdır? Bilmiyorum.


abi işte sıkıntı orda zaten..şüpheler var... varsa bu asıllar kimin elinde kimin evinde kimin kasasında..


sevgili kardeşim,
şüphe, edeni içindir, bilmeyeni içindir. bileni için şüphe yoktur.
aslı dediğiniz kitaplar, osmanlıca alfabesi olarak mürekkep ve kağıda kaleme alınmış kitaplar. bunları bulsanız n'apacağız, şimdiki ile arasında fark var mı diye bakacağız?
baktık, farz-ı muhal 1 sayfa eksik, 2 sayfa fazla çıktı, tüm hepsini red mi edeceğiz,
yoksa; okuyup da kalben ve fikren ve ruhen ve bedenen yaşamadıktan sonra, ha 1 cilt kitap, ha 13 cilt kitap, yada 1 cüz, ne farkeder.

saygılar..


Güzel kardeşim,

Mesela Risale, Mektubat-ı Rabbani'den alıntı yapar. İmam Rabbani böyle demiş der. Fakat hiç birisinin aslı astarı yoktur. İmam Rabbani Hz.leri, güya ahir zamanda Tasavvufa ihtiyaç bırakmayan bir kestirme yol'u haber vermiş olur: O da Risale okumak ve nurcu olmaktır!

Mektubat-ı Rabbani'de bu alıntılar yoktur. Böyle hükümler de yoktur. Aksine en kestirme, en kısa ve en çabuk yol olarak Nakşibendiyye Tarikatı olduğuna dair yüzlerce ifade vardır.

Şimdi derler ki Said Nursi merhum üç ayda 90 ilmi eseri ezberlemiştir. Hafızası o kadar kuvvetlidir. Yanında 20 sene başka kitap taşımadığını da kendisi söylemiştir. Zaten hapisler, sürgünler, mahkemeler, böyle hengamelerde yanında bir kütüphane gezdirecek hali de yoktu. Mazur ve makul görülmelidir de.

Bununla beraber, ezberlediği bu eserler içinde Mektubat-ı Rabbani'nin de olduğunu sanıyorum.

Hem ezberlemiş hem de hafızası mükemmel bir alim nasıl olur da aslı olmayan alıntılarla insanları bilgilendirmeye kalkar?! İmam Rabbani Hz.lerinin görüşü bu, Mektuplarında yazmıştır diye insanları YANLIŞ yönlendirir? O zaman bir kaç ihtimal gündeme geliyor ki birini ifade ettiğim için 3-4 sene önce çok taşlanmıştım. Hey gidi günler. Bu ihtimaller:

1- Said Nursi merhum Mektubat'ı ezberlememişti. O yüzden yanlış hatırladı.

2- Said Nursi merhumun hafızası sanıldığı gibi değildi: Mektubat alıntılarında hata etti.

3- Said Nursi merhum Mektubat alıntılarını bizzat yazmadı. Onun adına başkaları yazdı. O yüzden hatalı.

İşte Risale'nin aslının ortaya çıkması bu gibi ihtilaflardan dolayı gereklidir. Önemlidir. Neyi nasıl yazdığını bizzat görürsek o zaman ihtimaller biter. Olay anlaşılır.

Bakınız şöyle bir hadise olmuştu, işte iddia edildi ki Risalede bazı yerler Nursi'nin ölümünden sonra değiştirildi. Sadık Dursun filan iddia ettiler. Kürdistan, Kürt kelimeleri çıkarıldı, vs. dediler. Yerine başka kelimeler yazıldı diye iddia ettiler. Ne oldu biliyor musunuz? Risalenin ilk karalama müsveddesinden resimler yayınlandı, nurcular tarafından. Bakınız ilgili yerler buralar, burada üstadımız müsvedde üzerinde kendisi çizme çıkarma karalama değiştirme yapmıştır dediler.

Yani müsvedde Risaleler duruyor mu? Anlaşılan duruyor. Risaleden çeşitli yerlerin eklendiği çıkarıldığı iddiaları bizzat nurculardan geliyor mu? Geliyor.

Kıyamete kadar bütün dünyayı aydınlatacağı ileri sürülen bir eserin tamamının, müsvedde halindeki mikrofilmleri insanlığın araştırma ve incelemesine de sunulabilmelidir. İhtilafların giderilmesi için doğrusu budur.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Cübbeli Ahmed Hoca'dan Risalecilere Açık Davet
MesajGönderilme zamanı: 09.01.10, 13:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 147
Ruhan yazdı:
.............
Bakınız şöyle bir hadise olmuştu, işte iddia edildi ki Risalede bazı yerler Nursi'nin ölümünden sonra değiştirildi. Sadık Dursun filan iddia ettiler. Kürdistan, Kürt kelimeleri çıkarıldı, vs. dediler. Yerine başka kelimeler yazıldı diye iddia ettiler. Ne oldu biliyor musunuz? Risalenin ilk karalama müsveddesinden resimler yayınlandı, nurcular tarafından. Bakınız ilgili yerler buralar, burada üstadımız müsvedde üzerinde kendisi çizme çıkarma karalama değiştirme yapmıştır dediler.

Yani müsvedde Risaleler duruyor mu? Anlaşılan duruyor. Risaleden çeşitli yerlerin eklendiği çıkarıldığı iddiaları bizzat nurculardan geliyor mu? Geliyor.

Kıyamete kadar bütün dünyayı aydınlatacağı ileri sürülen bir eserin tamamının, müsvedde halindeki mikrofilmleri insanlığın araştırma ve incelemesine de sunulabilmelidir. İhtilafların giderilmesi için doğrusu budur.


Bilgilendirdiniz Allah razı olsun.

bazı kelimeler çıkartılmış olabilir, ki o kelimeler eğer siyasi sıkıntı oluşturacaksa mantıklıdır da denilebilir, nihayetinden kutsal kitap değil yani...

yalnız şu var ki, imam Gazali'nin de dediği gibi, "zan ve iddealar delil oluşturamazlar",

bugün bir alim risale-i nur'u yazar, (atıyorum) 100 yıl sonra başka bir alim başka bir risale yazar.

önemli olan iman yolcularının ebede intikal etme olasılığı bulunan derin yara ve berelerin iyileştirilmesi, elhamdülillah demesidir...

vesselam..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 33 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2, 3, 4  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye