sufiforum.com http://sufiforum.com/ |
|
İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.) http://sufiforum.com/viewtopic.php?f=153&t=3346 |
1. sayfa (Toplam 6 sayfa) |
Yazar: | tahkik [ 24.11.09, 16:49 ] |
Mesaj Başlığı: | İmam-ı Rabbani (K.S.) ve Said-i Nursi (Rh. A.) |
Mehmet Ali KAYA imzalı "İmam-ı Rabbani Mehdi'yi anlatıyor" yazı dizisi nedeni ile "Risale-i Nur Külliyatı'nda İmam-ı Rabbani'den söz edilen konuları incelemek gerekli hale geldi. Daha önce Said-i Nursi Hz.nin İmam-ı Rabbani Mektubâtı'ndan yaptığı tefeul ile karşısına çıkan Mirza Bediuzzaman'a yazılan mektup konusuyla ilgili olarak konu kısmen gündeme gelmişti. Mehdi A.S. hakkında yazılan ve söylenenler dikkat edildiğinde Adnan Oktar'ın da İmam-ı Rabbani Mektubâtı'na dayandırmak istediği bazı iddialar olmuştur. Bu iddiaların Adnan Oktar tarafından dillendirilmesi sonrasında Risale-i Nur takipçisi kimi yazarların gerek gazetelerde ve gerekse internet medyasında konuya sıkça değindikleri izlenmektedir. Tasavvuf ehli olan -ve özellikle Nakşbendi- sufilerin bu konuda sağlıklı bir bilgilenmeye gereksinimi olduğu da inkar edilemez. |
Yazar: | tahkik [ 24.11.09, 16:55 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi "Risale-i Nur Külliyatı'nda 70 kadar yerde İmam-ı Rabbani'den söz edilmektedir. "Risale-i Nur Külliyatı'nın bazı yerlerinde aynı ibarelerin tekrarlandığı da görülmüştür. "Risale-i Nur Külliyatı'nda yer alan eserlerden en çok şu kitaplarda İmam-ı Rabbani ismine yer verilmiştir: Mektubat {13} Lemalar {12} Barla Lâhikası {8} Sözler {7} Mesnevi-i Nuriye {7} Hizmet Rehberi {7} Emirdağ Lâhikası {4} Kastamonu Lâhikası {3+1} Sikke-i Tasdik-i Gaybi {3} Tarihçe-i Hayat {2} Asa-yı Musa, Şualar, İşaratül-İcaz, Münazarat kitaplarında ise birer yerde İmam-ı Rabbani ismi yer almaktadır. Kastamonu Lâhikası'nda bir yerde ise İmam-ı Rabbani'nin Ahmed-i Farûkî olarak ismi geçmektedir. |
Yazar: | tahkik [ 24.11.09, 17:02 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi "Risale-i Nur Külliyatı'nda İmam-ı Rabbani'den söz edilen 70 kadar yerde konunun nasıl geldiği incelendiğinde 15 yerde Abdulkadir Geylanî; İmam-ı Gazalî gibi diğer büyük sufi mürşidlerin ismi ile birlikte İmam-ı Rabbani isminin de geçirildiği görülür. İmam-ı Rabbani'den nakledilerek verilen konulara bakıldığında ise en büyük yeri "Hakaik-i imaniyyenin inkişafı ve vuzuhu" konusunda küçük farklılıklar arz eden değişik birkaç ibare ile verilen cümleler teşkil eder. Bu cümlelerden İmam-ı Rabbani'ye atfedilerek en çok tekrarlananı şudur: "Hakaik-i imaniyeden birtek meselenin inkişafı ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve kerâmâta müreccahtır. Hem bütün tarikatlerin gayesi ve neticesi, hakaik-i imaniyenin inkişafı ve vuzuhudur." |
Yazar: | Ebu Hamza [ 24.11.09, 18:06 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
Allah razı olsun takipdeyiz.. |
Yazar: | Ruhan [ 24.11.09, 18:18 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
İnşallah ufuk açıcı bir konu olacaktır. Allah muvaffakıyet ihsan eylesin. |
Yazar: | tahkik [ 25.11.09, 14:07 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
Risale-i Nur Külliyatı (RNK)'da İmam-ı Rabbani ismi geçirilen yerlerde en çok bahsedilen konu "Hakáik-ı (mesele-i) îmâniyenin inkişâfı ve vuzuhu" olarak görülmektedir. RNK'nda "Hakáik-ı (mesele-i) îmâniyenin inkişâfı ve vuzuhu" tabiri küçük farklarla 10 yerde geçmektedir. Emirdağ Lâhikası ; Risale-i Nur (Şiir) ; 91 Asa-yı Musa ; Îmanî ve Hakiki Güzel Mektupla ; 236 Sikke-i Tasdik-i Gaybi ; Risale-i Nurdan Parlak Fıkralar ; 190 (3) Elcevap: Başta Ayetü'l-Kübrâ meratib-i imaniye bahislerinde; ve ahire yakın müceddid-i elf-i sani İmam-ı Rabbânî beyanı ve hükmü ki, "Bütün tarikatlerin müntehası ve en büyük maksatları, hakaik-i imaniyenin inkişafıdır. Ve bir mesele-i imaniyenin kat iyetle vuzuhu, bin kerametlerden ve keşfiyatlardan daha iyidir" Hizmet Rehberi ; Üçüncü Bölüm ; 114 Mektubat ; Yirmi Sekizinci Mektup ; 339 (2) İmam-ı Rabbânî ve Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed-i Farukî (r.a.) demiş: "Hakaik-i imaniyeden birtek meselenin inkişafı ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve kerâmâta müreccahtır. Hem bütün tarikatlerin gayesi ve neticesi, hakaik-i imaniyenin inkişafı ve vuzuhudur." Lemalar ; Otuzuncu Lem'a ; 333 İmam-ı Rabbânî Ahmed-i Farukî diyor ki: "Bir küçük mesele-i imaniyenin inkişafı, benim nazarımda yüzler ezvak ve kerametlere müreccahtır." Mektubat ; Beşinci Mektup ; 26 " Silsile-i Nakşînin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbânî (r.a.), Mektubat'ında demiş ki: "Hakaik-i imaniyeden bir meselenin inkişafını, binler ezvak ve mevâcid ve kerâmâta tercih ederim." Hem demiş ki: "Bütün tariklerin nokta-i müntehâsı, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır." Hem demiş ki: "Velâyet üç kısımdır. Biri velâyet-i suğrâ ki, meşhur velâyettir; biri velâyet-i vustâ, biri velâyet-i kübrâdır. Velâyet-i kübrâ ise, verâset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikate yol açmaktır." Hem demiş ki: "Tarik-i Nakşîde iki kanatla sülûk edilir. Yani, hakaik-i imaniyeye sağlam bir surette itikad etmek ve ferâiz-i diniyeyi imtisal etmekle olur. Bu iki cenahta kusur varsa o yolda gidilmez." Öyleyse, tarik-i Nakşînin üç perdesi var: Birisi ve en birincisi ve en büyüğü: Doğrudan doğruya hakaik-i imaniyeye hizmettir ki, İmam-ı Rabbânî de (r.a.) âhir zamanında ona sülûk etmiştir. İkincisi: Ferâiz-i diniyeye ve Sünnet-i Seniyyeye tarikat perdesi altında hizmettir. Üçüncüsü: Tasavvuf yoluyla emrâz-ı kalbiyenin izalesine çalışmak, kalb ayağıyla sülûk etmektir. Birincisi farz, ikincisi vacip, bu üçüncüsü ise sünnet hükmündedir. Şualar ; Yedinci Şuâ ; 152 Sonra, o seyyah-ı âlem asırlarda gezerken, Müceddid-i Elf-i Sâni İmam-ı Rabbânî Ahmed-i Farûkî'nin medresesine rast geldi, girdi, onu dinledi. O imam, ders verirken diyordu: "Bütün tarikatlerin en mühim neticesi hakaik-ı imaniyenin inkişafıdır" ve "Birtek mesele-i imaniyenin vuzuhla inkişafı, bin kerâmâta ve ezvâka müreccahtır." Hem diyordu: "Eski zamanda, büyük zâtlar demişler ki: 'Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek.' Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki *o adamım" diye, İmân ve tevhid bütün kemâlât-ı insaniyenin esası, mayası, nuru, hayatı olduğunu ve (…) düsturu, tefekkürat-ı imaniyeye ait bulunması ve Nakşî tarikatında hafî zikrin ehemmiyeti ise, bu çok kıymettar tefekkürün bir nev'i olmasıdır diye tâlim ederdi. *Haşiye:Zaman ispat etti ki, o adam adam değil, Risâle-i Nur'dur. Belki, ehl-i keşif Risâle-i Nur'u ehemniyetsiz olan tercümanı ve nâşiri sûretinde, keşiflerinde müşâhede etmişler; "Bir adam" demişler. Hizmet Rehberi ; Birinci Bölüm ; 30 Müceddid-i Elf-i Sânî İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârukî ders verirken diyordu: "Bütün tarîkatların en mühim neticesi hakáik-ı îmâniyenin inkişâfıdır. Ve “Birtek mesele-i îmâniyenin vuzuh ile inkişâfı, bin kerâmâta ve ezvâka müreccahtır." Hem, diyordu: "Eski zamanda büyük zâtlar demişler ki,Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemâsından birisi gelecek, bütün hakáik-ı îmâniye ve İslamiyeyi delâil-i alkiye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek. Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki *o adamım diye. *Haşiye:Zaman ispat etti ki, o adam adam değil, Risâle-i Nur'dur. Belki, ehl-i keşif Risâle-i Nur'u ehemniyetsiz olan tercümanı ve nâşiri sûretinde, keşiflerinde müşâhede etmişler; "Bir adam" demişler. Kastamonu Lâhikası ; Aziz Sıddık Kardeşlerim ; 12 Haşiye: Âyetü'l-Kübrânın üçüncü menzilinin başında, Ahmed-i Fârûkî Risale-i Nur hakkında demiş ki: "Mütekellimînden biri gelecek, bütün hakaik-i imaniyeyi kemal-i vuzuh ile beyan ve ispat edecek." Zaman ispat etti ki, o adam, adam değil, belki Risale-i Nur'dur. Ehl-i keşif, Risale-i Nur'u ehemmiyetsiz olan tercümanı suretinde keşiflerinde müşahede etmişler, "bir adam" demişler. "Hakáik-ı (mesele-i) îmâniyenin inkişâfı ve vuzuhu" tabiri küçük farklarla 10 yerde geçmektedir. |
Yazar: | tahkik [ 25.11.09, 14:17 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
Şimdi Risale-i Nur mesleğinin tarikatte seyr ü sulûk yapmaktan evlâ ve tercih edilebilir olduğu iddiasına İmam-ı Rabbani'yi şahid tutan ve "zaman tarikat zamanı değil iman kurtarma zamanı..." safsatasına dayanak haline getirilen ve İmam-ı Rabbani'ye dayandırılan şu koyu cümleleri birleştirip sadeleştirelim: "Bütün tarikatlerin müntehası ve en büyük maksatları, hakaik-i imaniyenin inkişafıdır. Ve bir mesele-i imaniyenin kat iyetle vuzuhu, bin kerametlerden ve keşfiyatlardan daha iyidir" "Hakaik-i imaniyeden birtek meselenin inkişafı ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve kerâmâta müreccahtır. Hem bütün tarikatlerin gayesi ve neticesi, hakaik-i imaniyenin inkişafı ve vuzuhudur." "Bir küçük mesele-i imaniyenin inkişafı, benim nazarımda yüzler ezvak ve kerametlere müreccahtır." "Hakaik-i imaniyeden bir meselenin inkişafını, binler ezvak ve mevâcid ve kerâmâta tercih ederim." "Bütün tariklerin nokta-i müntehâsı, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır." "Bütün tarikatlerin en mühim neticesi hakaik-ı imaniyenin inkişafıdır" ve "Birtek mesele-i imaniyenin vuzuhla inkişafı, bin kerâmâta ve ezvâka müreccahtır." 'Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek.' Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki *o adamım" "Bütün tarîkatların en mühim neticesi hakáik-ı îmâniyenin inkişâfıdır. Ve “Birtek mesele-i îmâniyenin vuzuh ile inkişâfı, bin kerâmâta ve ezvâka müreccahtır." Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemâsından birisi gelecek, bütün hakáik-ı îmâniye ve İslamiyeyi delâil-i alkiye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek. Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki *o adamım diye. "Mütekellimînden biri gelecek, bütün hakaik-i imaniyeyi kemal-i vuzuh ile beyan ve ispat edecek." *** BİRLEŞTİRİLSE ÖZET OLARAK RNK'da iddia edilir ki İmam-ı Rabbani şunları demiştir: 1. CÜMLE: "Hem bütün tariklerin nokta-i müntehâsı, tarîkatlerin gayesi ve en mühim neticesi, müntehası ve en büyük maksatları, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişâfıdır. 2. CÜMLE: Ve hakâik-i imaniyeden bir tek meselenin, bir küçük mesele-i imaniyenin inkişafı ve bir mesele-i imaniyenin katiyetle vuzuhu, bir tek mesele-i imaniyenin vuzuh ile inkişafı bin kerametlerden ve keşfiyatlardan daha iyidir; benim indimde, nazarımda yüzler, binler ezvak ve bin kerâmâta, kerametlere müreccahtır. Hakaik-i imaniyeden bir meselenin inkişafını, binler ezvak ve mevâcid ve kerâmâta tercih ederim." 3. CÜMLE: 'Mütekellimînden biri ve ilm-i kelâm ulemâsından birisi gelecek, bütün hakâik-ı îmâniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuh ile beyan ve ispat edecek.' Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki *o adamım" Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki *o adamım diye. BUGÜNKÜ DİL İLE ÖZET OLARAK RNK'da iddia edilir ki İmam-ı Rabbani şunları demiştir:: 1. CÜMLE: "Hem bütün tarikatların ulaşabildiği son noktaları, gayeleri ve en büyük, en önemli sonuc ve maksatları, iman hakikatlerinin açıklığa kavuşması ve gelişmesidir." 2. CÜMLE: "Ve iman hakikatlerinden bir tek meselenin, bir küçük iman sorununun kesin olarak açıklığa kavuşturulması ve gelişimi ve bir tek iman sorununun açıklık ile gelişimi bin kerametler ve keşiflerden daha iyidir; benim katımda, nazarımda yüzlerce, binlerce zevk ve binlerce kerametlere tercih edilebilir. İman hakikatlerinden bir meselenin gelişimini, binlerce zevk, vecd ve kerametlere tercih ederim." 3. CÜMLE: 'Düşünürlerden biri ve Kelâm ilmi bilginlerinden birisi gelecek, bütün iman ve İslam hakikatlerini aklî deliller ile olgun bir açıklık ile bildirip kanıtlayacak. ' Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki *o adamım" diye... Risale-i Nur Külliyatı'nda İmam-ı Rabbani'ye isnad edilen bu sözlerin hiçbirisi Mektubât-ı Rabbani'de "aynen" yer almamaktadır. Hatta anlam olarak dahi yukarıdaki ilk iki cümlenin anlamına yaklaşan bir ibare Mektubât-ı Rabbani'de görülmemektedir. ( İmam-ı Rabbani'nin iman hakikatlerine ulaşılmasının seyr ü sulûk ile nasıl mümkün olacağını tarif ve talim ettiği Rabbani mektublar ile ilgili bir araştırma da yapılabilir.) 3. cümlenin Risale-i Nur Külliyatı'nda verilişi kısmen rivayetvari bir yakaza gibi anlatıldığından onu bu değerlendirme dışında tutmak da mümkündür. *** Peki o halde yıllardır ve yıllardır "tahkik-i iman elde etmenin en kısa yolu Risale-i Nur'dur" diye ehl-i tasavvufa karşı kullanılan bu cümleler İmam-ı Rabbani'ye istinaden nasıl olup RNK'na girmiştir? Burada hüsn-i niyet göstererek belirtilmelidir ki Said-i Nursi Hz. nin yaşadığı ortamlar ve karşılaştığı müşkiller sonucu sürekli olarak Mektubât-ı Rabbânî'yi mütalaa etme (hatta sürekli yanında bulundurma) imkanına sahip olamayışı sözkonusu olabilir. Ne kadar güçlü olursa olsun -"Hafıza-ı beşer nisyan ile malûldur" gereği- Said-i Nursi Hz. nin hafızasında böylesi birkaç cümlenin İmam-ı Rabbani Mektubat'ından sanılarak muhafaza edildiği düşünülebilir. ( Bu hafıza aldatmasının "velâyet-i vustâ" konusunda da Said-i Nursi Hz. ne hata yaptırdığı bilinmektedir. İnşaallah o konuyu da Mektubât-ı Rabbani şehadeti ile açıklığa kavuşturma niyeti vardır.) Sonuçta "hatasız kul olmaz"ı gerçeği ortaya çıkmaktadır; o "kul"un yazdıklarına "ilahi" bir vasıf ile "hatasızlık" atfedilse bile... |
Yazar: | talib [ 26.11.09, 01:38 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
Bu tefeül bahsinde adı Ebubekir, Ömer, Osman, Ali vb olanlar yaşadı demektir. Haklarında ne müjdeler vardır! |
Yazar: | Ebu Hamza [ 26.11.09, 08:15 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
Ruhan yazdı: İnşallah ufuk açıcı bir konu olacaktır. Allah muvaffakıyet ihsan eylesin. hocam aklıma gelmiş iken ileteyim: mahmud efendi hazretlerinin senelece önce sohbetler adlı eserde [ki bu eserde efendi hazrterlerinin hususi eseri olmayıp sohbetleri kalame alan bayan hocahanımefendilerin gayretleri ile oluşturulmuştur] bu zaman tarikat zamanı değil diyenlere bir göndermesi var idi.zamanında eklemiş idim.yine ekleyeyim inşallah.. yine bu arada: sanırım suriyede bazı ilim ehlinin risalelere dair çalışmaları olduğunu işittik zamanında.risalelerde geöçen bazı hataları irdelemişler.arapça olarak inşallah yakın zaman ekleyeceğim bir aksaklık olmaz ise [ izin alırsak] |
Yazar: | Ruhan [ 26.11.09, 09:30 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: İmam-ı Rabbani ve Said-i Nursi |
Ebu Hamza yazdı: Ruhan yazdı: İnşallah ufuk açıcı bir konu olacaktır. Allah muvaffakıyet ihsan eylesin. hocam aklıma gelmiş iken ileteyim: mahmud efendi hazretlerinin senelece önce sohbetler adlı eserde [ki bu eserde efendi hazrterlerinin hususi eseri olmayıp sohbetleri kalame alan bayan hocahanımefendilerin gayretleri ile oluşturulmuştur] bu zaman tarikat zamanı değil diyenlere bir göndermesi var idi.zamanında eklemiş idim.yine ekleyeyim inşallah.. yine bu arada: sanırım suriyede bazı ilim ehlinin risalelere dair çalışmaları olduğunu işittik zamanında.risalelerde geöçen bazı hataları irdelemişler.arapça olarak inşallah yakın zaman ekleyeceğim bir aksaklık olmaz ise [ izin alırsak] Hocam Allah razı olsun ve inşallah. Bu çalışmalara herkesten evvel, Risaleye gönül vermiş Müslümanların ihtiyacı vardır. Hemen aklıma gelen: Tasavvufa ve Mürşid-i Kamillere soğuk ve uzak kalmaları, Hıristiyanlarla yakınlaşma, dostluk ve ittifak arayışları, Mehdilik iddia ve davaları; bunlar gibi düzeltilmeyi bekleyen meseleler ciddi boyutlara ulaşmış ve fitne ve tefrika çıkarmıştır. |
1. sayfa (Toplam 6 sayfa) | Tüm zamanlar UTC + 2 saat |
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group http://www.phpbb.com/ |