Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Kutlu Doğumdan Çocuklarımız Ne Anlamalı
MesajGönderilme zamanı: 26.02.12, 23:48 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 23:23
Mesajlar: 664
Kutlu Doğumdan Çocuklarımız Ne Anlamalı

Yirmi nisan Peygamberimiz, Hz. Muhammed(sav)’in miladi takvime göre doğum günüdür. Bu günü her zaman olduğu gibi çeşitli kutlamalarla anmaktayız. Salâvatlar, kuran okuma ve yarışmaları ve hatim indirme paylaşımları…
Peki, çocuklarımız bu kutlamalardan ne anlıyor veya onlar için böyle anma programları yapılıyor mu? Hani Hıristiyanlar Noel Baba deyip onun özlemini yüreklerine kazırken biz böylesi sevgi ve rahmet peygamberimizi(sav) çocuklarımıza yeteri kadar anlatabiliyor muyuz? Mevlana törenlerinde yapılan sema gösterileri ne kadar akılda kalıyorken, peygamberimizi(sav) çocuklarımızın anması ve hatırlayabilmesi için ne yapmalıyız, nasıl sevdirmeli ve anlatmalıyız sorusuna cevap aranmıyor ve çocuklarımız-geleceğimiz bundan ihmal ediliyor.
Çocuklarımız yeteri kadar dini eğitim almıyor, namaz kılmıyor, zayıf kalır ya da tutamaz diye oruç tutturulmuyor çoğu ailelerde. Teravi namazına gelenler ise, çok gürültü yaptıkları için eleştiriye maruz kalıyor, huzurlu ibadet adına azarlanıyorlar. Çocuklara karşı sabırlı değiliz maalesef…
Peygamberimiz(sav) çocukluğunda ve sonrasında emindi, yalan söylemezdi. Onun her söylediğinin doğruluğundan kimsenin şüphesi olmazdı. Şimdiki çocuklar sıkıştı mı hemen yalana başvuruyorlar. İstediklerini böyle elde etmek onlara cazip geliyor.
Peygamber efendimiz(sav) çocukluğunda ve sonrasında adaletliydi. Paylaştıklarından paylaşır, kimseyi kırmaz ve onunla paylaşanlar sadece sevgi ve huzur bulurdu yanında. Şimdiki çocuklar haset ve kıskançlık içinde, özenti ile büyümekteler. Başkasında varsa kendisinde de niçin olmuyor psikolojisi ile büyüklerini her an üzmekteler.
Peygamber efendimiz(sav) çocukluğunda ve sonrasında boşa zaman geçirmez ve israf etmeyi sevmezdi. Şimdiki çocuklar, reklamlarının da etkisiyle her gördüğüne özeniyor ve almaya can atıyor. Hasta olur muyum diye düşünmeden üstelik. Boş zamanları çok oluyor ki, internette oyun oynuyorlar, çok fazla televizyon seyrediyorlar ve asla kitap okumuyorlar. Kendilerini yetiştirecek ve geliştirecek hiçbir olaya kendi kendilerince yanaşmıyorlar. Hep zorlama içinde aileler.
Peygamber efendimiz(sav) çocukluğunda, on bir yaşındayken ticaret kervanına katılarak çalışmaya çok küçükken başlamıştır. Bizler çocuklarımızı herhangi bir işte çalıştırmaya kıyamıyoruz. Ezileceğini düşünüyoruz. Kendini geliştirecek ve hayatın ne olduğunu göreceği bir eğitim olan bu kısa çalışmaları asla çocuklarımıza yakıştıramıyoruz. Boş zaman demek, her istediğini yapabileceği biz zaman dilimi gibi görülüyor. Kişiliği gelişmemiş çocuklarımıza sonsuz bir özgürlük alanı veriyoruz böylece. Neyi seçeceğini bilmediği ortama atıveriyoruz farkında olmadan. Sanki böyle mutlu olacakmış gibi hissettiğimiz doğal savunmalarımızla işin içinde çıkıveriyoruz.
İslam her kesime örnek bir din olurken, çocuklarımıza adaptasyonda çok gerilerdeyiz. İslam sadece İslam’ın beş şartı ile sınırlı değil. Atalarımızın “Ağaç yaşken eğilir…” sözünden yola çıkarak hızlı bir metotla hareket edip, Peygamber efendimizi(sav) çocuklarımıza anlatamaz ve sevdiremezsek, ileriki yıllarda İslam’ı yaşama adına tembel ve ezber bir yaşamı kabul etmiş büyükleri toplumda çokça görebiliriz. Kılınan namaz ya da diğer ibadetler bir alışkanlık olur ve onu kötülüklerden koruyamaz. Nefsin elinde köle olur ve gerçek Allah aşkını anlamadan ölür gider.
Bu yüzden yirmi nisan çok önemlidir. Nisan ayında doğanın doğumunun coşkusu gözlerimizde neşe doğurur, yaşama zevki verir yüreğimize. Bu günlerde bir gün doğmuştur Peygamber efendimiz(sav). Bu günlerde çocuklarımıza hediyeler alabilir, bir nevi doğum günü gibi. Hatta havai fişekleri alıp, büyük bir yaş pastayla bu günü kutlayabiliriz. Çocuklar öyle alışmalı ki, bu gün gelsin istemeliler kalben. Tıpkı, Noel’i bekleyen Hıristiyan çocukları gibi… Yılın bu gününü beklerken de, Peygamber efendimizi(sav) sevip öğrenmeye ve onun yaşadığı gibi bir yaşamı küçük ve safi yüreklerinde hissetmelerini sağlamalıyız. Yetim büyümesine rağmen-anne ve baba sevgisinden yoksun öylesi güzel meziyetleriyle büyüdüğünü anlayabilirler bu şekilde diyorum.
Bir mübarek insanın dediği gibi, “Çocuklara soruyorum, ne olacaksınız? Onlar diyor ki, mühendis, doktor, avukat… Hiç biri demiyor ki, Allah’a kul olacağım.” . Çocuklarımıza Allah’a gidecek ulvi yolu, yine Mevla’mızın “Âlemlere rahmet olarak yarattım o benim sevgilim.” dediği Hz Muhammed’in(sav) çocukluğunu resmederek, gerçek ilahi bir sevginin içinde yaşatabilmek dileğiyle.

Saffet Kuramaz


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye