Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Gönül ülkesine giden yolda...
MesajGönderilme zamanı: 07.07.11, 14:19 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 07.07.11, 11:09
Mesajlar: 2
Gönül ülkesine giden yolda...

İskender Pala


Bizim Yunus'un gönüllere çarpan bir ilahisi vardır; hani hepimiz biliriz:

"Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni"

dizeleriyle başlar.

Bu şiir Anadolu'daki tasavvuf anlayışını ve Türk yurtlarındaki tekkelerin derin coşkusunu anlatmak bakımından başlıbaşına bir şaheser, tek başına bir abidedir. Şiirin hemen her kıtasında bir tasavvuf umdesi derinlemesine ama öz olarak verilmiş olup aynı konunun başka kitaplarda uzun uzun anlatıldığını görürüz. Bu anlatımlar bazen sayfalar dolusu va'z u nasihat, bazen kısa hikâyeler ile sürer. Söz gelimi yukarıdaki mısralar için onbeşinci yüzyıl gezginci dervişlerinden Kaygusuz Abdal'ın Budalaname veya Defter-i Budala adlı risalesine bakalım:
"Sözün aslı gönüldür. Her kim gönül bahrine (denizine) yol buldu, ne dürr (inci) isterse dalıp çıkardı. Onlar kim surete (görünüşe) baktı, gaflet ipin boynuna taktı; taati hırmenin oda (itaat birikimini ateşe) yaktı, duhanı (dumanı) göklere çıktı. Zira gönlü Hak kendi için yarattı; "Her kim beni isterse sınuk (kırık) gönüller içre bulsun!" dedi. Her ki gönle yol bulmadı ve istedüği nesneyi onda bulmadı, uçmağa (cennete) dahi girmedi, Padişah didarın (Allah'ın cemalini) dahi görmedi. Gafil mebaş (Gafil olma)! Gönle yol bulan kişiye kul olan mağbun (düşkün) değildür. Eğer ol seni kulluğa kabul iderse zehi devlet (ne saadet)!... Pes imdi anun kim (O halde şimdi her kimin) gönülden haberi olmaya, kamışı şekerden ayırmış ola!"

İlahi'nin devamında Yunus şöyle der:
"Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni"

Bunun nesir anlatımını yine Kaygusuz'dan takip edelim: "İmdi, Hâlık'ın emri beni bir çömlekçi başlığı gibi devranın çarkı üzerine koydu, dolap misali döndürdü. Kâh beni ayaklar altında hiç eyledi, kâh hayvan eyledi, Kâh halk içre aziz eyledi. Kâh gül eyledi başa çıktım, kâh kıl eyledi hâke(toprağa) düştüm. Kâh kul olup satıldım, kâh dellal olup sattım. Kâh oynayıp uttum, kâh bilmeyip utuldum. Kâh beni hâkim eyledi, kâh hakem eyledi. Kâh avcı eyledi, kâh av oldum. Kâh âlim oldum, kâh câhil oldum. Elkıssa (velhasıl) dünyada bir sıfat kalmadı ki bana ettirdi."
Yunus, şiirinin devamında başka bir perde açar:
"Aşkın âşıklar öldürür / Aşk denizine daldırır / Tecelliyile doldurur / Bana seni gerek seni!"
Feridüddin Attar da Mantıku't-Tayr (Kuş Dili) adlı ünlü eserinde şöyle anlatır:
"Can gözü ile görenlerden biri denize daldı ve dedi ki:
- A deniz! Neden mavisin sen? Niçin yas elbiselerini giydin? Ya sende hiç ateş yokken niçin kaynayıp duruyor, köpürüp taşıyorsun?
Deniz o güzel kişiye şöyle cevap verdi:
- Sevgilinin hicranı ile kıvranıp durmakta, coşup kaynamadayım. Yas elbiselerine bürünmem onun hicranı ve hasretiyledir. Suyum ama onun susuzluğuyla dudağım kurumuş dalgın bir halde kalakalmışım. Aşkının ateşiyle yanışımdır ki beni köpürtüp coşturur. O'nun Kevser'inden bir katrecik bulabilsem ebedi hayata erer kapısından ayrılmaz, orayı beklerdim. Fakat benim gibi nice yüzbinlerce susuz, yanıp kavrulmuş kul tanırım ki gece gündüz yolunda ölüp gidiyorlar. Ben şimdi kendi halime bakıp yas tutmayayım mı?"
Bir kıta daha okuyalım:
"Cennet cennet dedikleri / Birkaç evle birkaç huri
İsteyene ver onları / Bana seni gerek seni "
Şimdi de İbnü'l-Kayyim el-Cevziyye'den okuyalım: "Zengin bir adam dindar bir kadına âşık oldu. Kadın çok güzeldi ve Allah'ın dostluğundan gayrı düşündüğü bir şey yoktu. Bu yüzden talip olunuyor ama reddediyordu. Zengin adam onun hacca niyetlendiğini öğrendi. Hemen üçyüz deve satın aldı ve 'Deve kiralamak isteyen falancadan kiralasın' haberini yaydı. Kadın da ondan deve kiraladı. Yolculuk sırasında bir gece adam kadına gelerek, 'Ya benimle evlenirsin, ya da başka bir şey olur!' dedi. Kadın, 'Yazıklar olsun sana, Allah'tan kork!' dedi. Adam, 'Hadise işittiğinden ibaret, vallahi ben deveci değilim. Buraya sadece senin için geldim. Ne istersen verir, zenginliğimi sana teslim eder, seni saraylarda, köşklerde yaşatırım. Ama eğer razı olmazsan dediğimi yaparım.' Kadın başına kötü bir şey gelmesinden korktu ve 'Yazık bize, bak bakalım insanlardan uyumayan kimse var mı?' dedi. Adam, 'Hayır, hepsi uyudu' dedi. Kadın, 'Peki âlemlerin Rabbı da uyudu mu?' dedi ve sonra derin bir nefes aldı, oracıkta can verdi."

BERCESTE

Gözüm seni görmek içün
Elim sana irmek içün
Bugün canım yolda kodum
Yarın seni bulmak içün

Yunus Emre

***

Bezm-i aşkın sensiz ey kan-ı kerem bir râhı yok
Neyleyem ol ıyşı kim anda şeb-ârâ mâhı yok

Tâ-be-key bu gam şebi bir lahza subh-gâhı yok
Bu ne sırdır kimse bilmez bilse de efvâhı yok

Tekye-gâh-ı âlem içre kimsenin hiç âhı yok
Yokladım kûy-ı harâbâtı dahi âgâhı yok

Sensin işret-gâh-ı dehrin çünki sırr-ı rûşeni
Şeyh Câm'ın bâdesinden cür'a-nûş eyle beni

Faik Ömer


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye