Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: İnsan Olabilmek
MesajGönderilme zamanı: 01.07.11, 10:16 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 23:23
Mesajlar: 664
İnsan Olabilmek


İnsan ruhu neden perde-beden ile yaratılmıştır bu dünyada? Elinden gelse açsa perdesini, belki de kimse kimseyle paylaşamayacak hale geldiğine inanılır. Sevmek ve güzellik yerle bir olur deprem sonrası enkaz gibi. Dil konuşsa da ruha yansıyacak tercüman olamıyor. İçini çevirsen dışına uymuyor. Dışını çevirsen içine uymuyor. Günümüzün en değer kılan cümlesi şu olmalı sanırım “Ben herkesten iyi ve herkesten çok mutluyum.” İçindeki seste şöyle diyor “ Haydi oradan yalancı seni. Bütün sıkıntıları bana gönderip, dışarıya son kalan dayanma sınırımı paylaşıp duruyorsun. Yetti artık…”

Bu seslere dayanamayanlar, sinirli, kavgacı, öldürücü oluyorlar. Baskılar küpüne zarar veriyor. İnsanlara neşeli görünmeye, iyi gibi görmelerine veya bir oyun bahçesinde bu ispatı yapmaya yol açan ömrüne yazık ediliyor ki? Neysek o şekilde yaşayamıyoruz ki…

Bunun ilk sebebi belki de, her insanın başkası üzerinde kusur arama duygusu. Kusur ile ortaya çıkan aşağılanmaya dayanabilmek zor gibi geliyor bize. Kendini beğenmişlik en mükemmel insanın bile büyük sınavı.

Bir gün Abdulkadir Geylanı Hazretlerine bir kişi mürit olmak istemiş ve olmuşta. Yıllar geçiyor bu kişi sürekli zayıflıyor. Yirmi sene sonra bu kişi aynı büyük zat ile konuşmaya başlıyor:

“Ben kimim biliyor musun?”

“Senin kim olduğun benim için önemli değil.”

“Ben Şeytanım…”

“ Olabilir.”

“Bunca sene senin gittiğin bu doğru yoldan döndürebilmek için savaştım. Eğer senin yerine başkaları ile uğraşsaydım binlerce insanı müridim yapardım ama sen başkasın!”

“Bre melun son oyununu oynadın. Çek git huzurumdan.”

Aslında şeytan, mübarek zatın ”Ben neymişim!” gibi gururlanmasını ve kendini özel hissetmesini beklemiş. Ama o oyuna gelmemiş.

Oysaki ben dâhil her kişi, kendimizi, perdelerimiz yıkmadan korkarak paylaşıyor ve bambaşka bir kişilikle yaşantımızı devam ettiriyoruz. Kusur aranmalardan korkuyoruz. Mutsuz olmaktan da… Böylece, ne kendimizi tanıyoruz nede gerçek bir ömrü gerçek değerinde harcıyoruz, ölü gibi yaşayarak…

İkinci sebebi, yalnız kalmak istemiyoruz. Yalan bile olsa bir şeyler konuşmak, içimizdekileri değil de, aradığımız ya da bulduğumuz kusurları deşifre etmek “Neymişiz”in övgülerini dinlemek istiyoruz. Oysaki bu övgü bizim kişilikleri yoksullaştıran yegâne depremlerdir. Gerçek yalnızlık övgüye maruz kalanda başlar. Kendini beğenmişliğin etkisiyle, kimseye değer vermez, herkeste kusur bulan olur adam olur zavallı.

Üçüncü sebep ise sabırsızlığımızdır. Her istediğimiz anında bizimle olmalı ve yaşamalıdır diyen bir his vardır. Oysa her şeyin bedeli vardır. O bedel ödenmeden kişinin ona sahip olması mümkün değildir. Vaktinden önce öten horozun başı kesilir demiş atalarımız. Vakitsiz sahip olan o değerin manasını, zorla sahip olmuş kadar bilebilir mi?

Ruh perdelenmiş ki, perdesini gerçek manada yıkan sınavını kazansın. Elbisesini yırtmak değil bu, çıplak gibi… Ben buyum diyen bizi keşfeder. Biz ise sonsuz bir cennettir-hazinedir bilene.

Saffet Kuramaz


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye