Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Kültürel seçim / İskender Pala
MesajGönderilme zamanı: 16.06.11, 16:27 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 16:59
Mesajlar: 308
Kültürel seçim

İskender Pala - Zaman

i.pala@zaman.com.tr

2011-06-14

Geçtiğimiz pazar günü benim için çok sükunlu bir gün idi. Seçim propagandası bir gece evvel sona ermiş, gereksiz gürültüler dinmiş, hayat normale dönmüş, şehri bir taravet kaplamıştı. Hatta yağmur yağar diye de bekledim.

Bir yağmur yağsın, seçim ortamının çer çöpünü alsın götürsün, kirli laflardan, kem nazarlardan, köşeli fikirlerden ve tedirgin edici ayrışmalardan yurdumuzu temizlesin istedim. Benim gibi sandık başına giden elli milyonu aşkın insan da bunu istiyordu zannederim. Oğluma sordum, ilk defa oy kullanmış olmanın heyecanıyla o da aynı şeyleri istediğini söyledi. Sonra aradaki kuşak farkını bir kenara koyup biraz siyasi konuları konuşalım dedik. Eskiler buna 'devlet sohbeti' derlermiş. Oğlum, benimle devlet sohbetinin de birkaç cümle sonra kültür konusuna bağlanıp geleceğini, kim bilir kaçıncı tecrübeyle biliyor olmalıydı ki başlangıçta pek oralı görünmedi. İlk birkaç cümle nezaketen söylenmiş gibiydi. Fakat cümleler soru-cevaba dönünce anladım ki gençler çoktan siyaseti öğrenmişler.

- Peki sen hangi bakan için oy verdin evlat?

Hassasiyetlerimi bildiği için damarıma bastı:

- Kültür Bakanı için değil tabii!..

- Acayip!.. Neden ki?

- Neden olacak, Kültür Bakanı olacak bir milletvekili adayı göremedim.

- Sen "Herkesin izzeti nispetle olur hasletine" mısraını bilmiyorsun anlaşılan?

- Ne demek?

- Kişinin ululuğu, taşıdığı gizli hamiyet cevherinden gelir. Henüz hamiyetlerini görmediğin insanları elinin tersiyle süpürüvermemelisin.

- Elbette öyle yapmıyorum, çiçek açmış dikeni gül yerine koymayacağımı söylüyorum sadece. Hani geçenlerde bir şairden bahsetmiştiniz, hayıflanıp duruyormuş da...

- "Meclis yine ol meclis, âlem yine ol âlem"

- Evet, işte o hali yaşamamak için...

- Ama hasletini izzete çevirecek, ayağını yere sağlam basacak ve kabine kurulurken Kültür Bakanı olacak pek çok milletvekili adayı vardır bence.

- Kimden bahsediyorsun?

- Bir sürü!.. Mesela falanca. Mesela filanca da... Hatta feşmekan bey bile olabilir...

- "Yalnızca 'Olabilir!' diyorsun babacığım. Hadi diyelim bakanlık bu saydıklarınızdan birinin eski tecrübesidir, iyi de o vakit neyi başarmıştır? Tiyatrolar? Sinemacılık? Yayın dünyası? Kültür ve sanat adamı yetiştirme programı? Hangisi?!.. Hadi diyelim bu saydıklarınızdan diğeri bir taze umuttur, yeni projelerle gelir... İyidir, elbette bir fırsat verilmelidir; lakin onun da asıl ilgi alanlarına bakmak gerekmez mi?!..

- Bir de feşmekanca var, onu da hesap etmeli...

- Yapma babacığım ya!.. Koca Türk kültürünü onun yönetmesine nasıl razı olursun?

- Kültür bakanının bir şeyi yönetmesi gerekmiyor evlat; yönetme işini müsteşar yapar; bakan olacak kişinin yönlendirmesi yeterlidir. Ülkenin zengin kültürel zeminini harekete geçirmesi, kişi ve kurumlar arasında koordinasyon sağlaması, gelecek beş yılın, on yılın ve çeyrek yüzyılın kültür politikalarını halka sunması, zenginlikleri benimsemesi, topyekun kültür ve sanatı yönlendirmesi gerekiyor. Bunu bir partinin, bir hükümetin temsilcisi gibi değil de zengin kültüre sahip bir milletin devlet adamı olarak yapması gerekiyor.

- Peki bu saydıklarınız içinde sizin adayınız hangisi? Bütün kamuoyunun "Kültür bakanı elbette falancadır, ondan başkası olmaz!" diyebileceği bir aday var mı zihninizde?

Düşündüm. Oğlumla aynı fikirde değildim. Seçilen arkadaşlarımız arasında tecrübelerini, birikimlerini, hayat görüşlerini kültür bakanlığı namına değerlendirebilecek kişiler geçti zihnimden. Oğlumla ters düşmemek, münazarayı münakaşaya çevirmemek için alttan aldım:

- Bilmem!...

- Başbakanın zihninde de yok bence!..

Bu sefer dayanamadım:

- İyi ama evlat "Huda kâdirdir eyler seng-i hârâdan güher peyda" denilmiştir.

- Mânâ babacığım?!..

- Manası şu: Allah isterse bir kara taştan pırlanta çıkarır.

- Bu söylediğiniz babacığım, belki diğer icracı bakanlıkların koltuğuna oturacak kişiler için geçerlidir, lakin kültür gibi vizyon isteyen, aidiyet isteyen, birikim isteyen bir bakanlık söz konusu olunca her kara taştan pırlanta olmaz, onun taşı da elmas gerekir.

- Doğru dersin, lakin sen yine de karamsar olma. Hani atalarımız "Ele girmezse eğer sevdiğimiz / Ne çare eldekini sevmeliyiz" demişler ya...

Oğlum sözün burasında biraz bozulur gibi oldu.

- Babacığım, işin mi yok Allah aşkına!.. Sen var romanını yaz!

- Doğru dersin evlat...

Dünya kimseye mi kalır
Başlara yazılan gelir
Ötesini Allah bilir
Hele ne demdir görelim!..


- Bunu da kim demiş peki?

- Usulî, evlat, Usulî!.. Taa 16. yüzyılda hem de...

- Güzelmiş, bunu ezberime alayım... "Ötesini Allah bilir / Hele ne demdir görelim"

Hamiş: Ben roman yazarken meğer oğlum büyüyüvermiş!.. Akıllıca fikirler tartışıyor. Galiba gençlere fırsat vermeli, onlarla sık sık devlet sohbeti yapmalı!..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye