Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Muhabbet ve Adalet
MesajGönderilme zamanı: 01.06.11, 09:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 23:23
Mesajlar: 664
Muhabbet ve Adalet


“Gözler dudaktan önce tebessüm ederse,
Samimiyetten şüphe yoktur!”

Sokakta ilerlerken rastgele birine laf atıyorum.

“Merhaba!”

“Merhaba da siz kimsiniz? Niçin selam veriyorsunuz!”

Kaşları gerilmiş, dövecek gibi bakan tehdit dolu bakışlar…

“Duruşunuz, bakışınız, bir ressam inceliğinde işlenmiş… Size rastladığım için kendimi şanslı hissettim. Sizinle paylaşmak istedim.”

“Kardeşim siz deli misiniz? İşiniz mi yok! Saçmalamayın. Gidin işinize!”

“ Oh unuttum birden bağışlayın olmaz mı? İnsanların birbirine güvenmediği, kendi varlığını unuttuğu, içten paylaşımların nerdeyse yok olmaya yüz tuttuğu bir toplumda yaşadığımı unuttum. Çok değil, çocukluk yıllarımdaki gibi yabancı biriyle konuşabileceğimi hissettim. Özür dilerim. Eğer bana azıcık fırsat verirseniz, en azından bizim aramızda bunların olamayacağını anlayabiliriz, lütfen! Bu arada adım muhabbet.”

Güler yüzle bakıyorum ve elimi uzatıyorum. Buzlar erimiş gibi görünüyor.

“Aslında bende özür dilerim. Ne bileyim öylesine değiştik ki… Kime ne şekilde davranacağımızı unuttuk. Hep kötülük üzerine düşünür olduk iletişimleri… Benim adımda Adalet, tanıştığıma memnun oldum.”

“Her insan kendi ayakları üzerinde durmalıdır ve başkalarına yük olmak değil, ikisinin de zevk aldığı lüksü paylaşmalıdır. Hep başkalarıyla uğraşmak zorunda kaldık veya bu kültürü bize zorla kabul ettirdiler. Evlenene, hatta evlendikten sonra dahi ana babamızdan ayrılamadık. Bu yüzden kendi kişiliğimizi keşfettiğimiz, özgür fertler olamadık asla. Bu çerçevede insanı tanımak gibi bir kavramı ne araştırıyorum nede merak ediyorum. Her karşılaştığımız, hayat sürecinde otobüs durağı gibi, otobüsümüz durur ve bir şeyleri indirir ya da bir şeyleri içimize alırız. Ta ki onun inmesi gereken durağa kadarda taşırız. Kusura bakmayın birdenbire kapıldım bir muhabbete, şaşırdınız sanırım.”

“Oh beni unuttunuz sandım. Ringe çıkmış, durmadan yumruk yiyen, hakemin nakavtına aldırış etmeden vurmaya devam eden boksör gibisiniz. Beni öldürmeye niyetlisiniz sanırım.”

“Affedin lütfen. Nasılsınız?”

“İyi değilim. Babam ve annem trafik kazası geçirdiler. Araba üç takla atmış. Çok ağırlar ve hastaneye gidiyordum. Moralim bozuk bu yüzdende.”

“Çok üzgünüm. Yapabileceğim bir şey varsa…”

“Ne yapabilirsiniz ki… İyi dileklerinizden başka! Lütfen iyileşmeleri için güzel temennilerde bulunun. Ailenin tek çocuğuyum. Ne amcam ne halam var nede kuzenlerim. Yapayalnızım. Elim kolum bağlandı sanki. Çaresizim.”

“Yaşınız?”

“25”

“Evli misiniz?”

“Ne evliyim nede kız arkadaşım var!”

“Niçin?”

“Annem ve babam böyle ilişkileri karşı oldular. Onları kırmaktansa, böyle arkadaşlıkları istemedim.”

“İşiniz?”

“Bilgisayar Mühendisiyim.”

“Nerede çalışıyorsunuz?”

“Evde”

“Nasıl?”

“Evde yazılım yapıyorum. İnternet üzerinden pazarlıyorum.”

“Hiç dışarı çıkıyor musunuz? Böyle sorular sormak adedim değil aslında ama o kadar ilginç ki yaşam biçiminiz var ki…”

“Eğer ailem isterse, birlikte çıkar dolaşır, alış veriş yaparız. Hiç tek başına sokaklara çıkmak gibi adedim yok!”

“Hiç hayalin, gelecek planların olmadı mı?”

“Hayır.”

“Bir dini inancın var mı?”

“Yok! Dinsizim. Her şeyim ailem benim için!”

“Ailenin dini var mı?”

“Onlarda dinsiz!”

“Böyle yaşamaktan mutlu musun?”

“Mutlu değilim. Ama benim yaşantım bu. Başka bir yaşantıyı tanımadım.”

“Olsun diye sormuyorum ama eğer aileniz ölürse ne yapacaksın?”

“Ölmeyecekler ki… Eğer ölürlerse adalet de ölür!”

Hastane önüne geldik ve vedalaştık. Sanırım adalet dinin olmadığı, dört duvar arasında kalan, tozlanmış bir kitabın içindeydi… Eve gidince tüm tozlanmış kitaplarımı temizlemeye ve herkesin okuması için dağıtmaya karar verdim. Okuma özürlü bir toplum olmamıza rağmen, muhabbetin elimle dağıtılmasını istiyordum. Adaletin olduğu din ve onun paylaşımı, gerçek bir cennet olacaktır gönüllerde! Dudaklar artık yalan söylemeyecek, hiç kimseyi aldatmayacak. Göz, dudak ve kalp üçgeninde tüm saadeti tanıyacak… Silahın hedefini vurması için söylenen “ gez, gör, arpacık!” gibi.

Saffet Kuramaz


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye