Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: "Biz", Kardeşimsin Diyebilmek!
MesajGönderilme zamanı: 30.05.11, 10:34 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 23:23
Mesajlar: 664
"Biz", Kardeşimsin Diyebilmek!


Ben biz olmalı ama nasıl? Neye sahip olsam, elimde olmadan abur cubur yer gibi sahipleniyorum. Yokluktan varlığa geçiş sanki bir daha bulamayacakmışım gibi hızlıca hepsinden de tadarak ve hiçbir şey anlamadan fırsat teptiriyor. Hiçte güzel anısı, tadı, kokusu… Olmadan geleceğini göstermiyor ruhuma! Öylesi bir hikâye ki, tıpkı eşeğin kurdu görüp de nasılsa öleceğim kurt beni yiyene kadar ne varsa yiyeyim birdenbire dercesine, kurttan-yenecekleri çatlayacak derecede tatma seviyesinde tutmak- kaçmak yerine yemeye devam ediyoruz. Böyle birine sen eşeksin desen, belki de o an öldürür, arkadaşlığını keser veya daha ilginç kötülükleri ortaya sunar.

Tarih dilimlerini anlatan kitaplar okuyorum. Her dilimde bu eşekler çoğunlukta. Makam kavgası, dünyalık saltanatı, varlığa olana esaret, bir gün yok olacağını veya terk edeceğini bilse de bir rüya, zamanı bununla tüketmelerle dolu. “Sen yedinde ben neden yemiyorum” düşüncesi, ayaklanmalara, kavgalara, savaşlara dönüşmüş… Gerçekten bu gibi şeyleri benlikten çıkarıp biz’e taşımak neden zor oluyor. Ne asrın teknolojisi, ne modern yaşamın trajedisi nede beynin hızlı düşünmesi bunu yenemiyor. Düşünsenize ne varlığımız ve benimsediğimiz var ise, öldüğümüzde hiç biri bizimle arkadaşlık etmiyor kabirde! Ama ömür ben çizgisinde, bu kavgalarla akıp gidiyor. Dişim ağrıyor, ağrı kesici eğer kesiyorsa, doktora gitmiyorum. Benlik denen buna engel oluyor. Bir süre geçiyor, bu sefer ağrı daha şiddetli geliyor. Bunu da “Ben” düşüncesiyle kesiveriyorum. Fakat final ağrı var ki, doktora gitmek için can attırıyor. Ben benlikten çıkıyor “Biz” olup dize geliyor. “Doktor ne olur çare” diyor. Öylesi aciz, öylesi teslimiyet içinde o anlarda. Ama dişimi kaybetmiş, ağzımın şekli değişmiş, bir arkadaşımı kaybetmiş bir konumda ağrısı bir süre hediyem olmuştur maalesef. Ağrıda bitince yine “Ben”e döneriz. Aynaya bakınca dişteki boşluğun ne kadar yakışıklı gösterdiğini bile düşünebilirim. Ders almak yerine, eski alışkanlıklarım daha da artarak “Ben” olamaya devam ederim.

Yaratıcı her şey onun mülkünde olmasına rağmen Kur’an da “Biz” diyor. Demek ki, “Biz” diyebilmek öylesi ilahi bir yaşam modelidir. İnsan kusur ve aczine bakarak, onu tamamlayacak insanlara veya bütüne karışmak zorunda demek ki… İnsan kendi başına “Ben” ile bir özelliği olmayan, “tanrılaşmayan” ruhaniyette olmalı. İnsan her şey olabilir, hatta büyük bir kitlenin lideri de… Ama bu onu farklı kılmaz. Nitekim Hz Ömer’e Romalılardan elçiler geldiğinde, Medine’de saray aramışlar. Herkesin yaşadığı evden farklı bir konut… Herkes gibi bir evde oturduğunu anlayınca şaşırmışlar ve sormuşlar” Niçin bir saray yerine sıradan bir evde yaşıyorsunuz ki?” oda “Bu kitlenin içinde bana verilen vazife budur. Bunu en şekilde yapmaya çalışan sıradan bir insanım. Diğer insanlardan bir farkım olmamalı…” elçiler böylesi adalet ve alçak gönüllüğe şaşırıp kalmışlar. Zaten değimli ki, üstün sınıf yaşam olamaya başladı mı, “Ben”lik içinde, tüm toplumsal sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor. “Ben” kendi gücü çerçevesinde despotça insanları sindirse de, doktora götüren diş ağrısı gibi, ayaklanma ve isyanlarla, ölme aşamasına gelen “Ben”, o kitleden yaşamak için affetmelerini isteyebiliyor.

“Ben” den “Biz”e giden yol, aşıkın gerçek maşukunu tanıması ile mümkündür. Eğer her şeyi bize karşılıksız olarak vereni tanır ve onun emir ve yasaklarını yapabilirsek, “Ben” ölür ve ”Biz” bir bahar aynasında doğar. Bu keşifte sonra, bu aşkı dünya gölgesinde bir hayat arkadaşı, bir işin içinde veya bir kitlenin parçalanmaz kayasına dâhil olarak yaşamak mümkün olur. İşte bunu keşfeden ”Ben”, “Biz” olur ve Abdulkadir Geylanı, Mevlana, Yunus Emre gibi şahsiyetlerdeki gibi sonsuz huzuru keşfeder ve kıyamete kadar unutulmazlar arasında kalır!

Birbirimize ön yargılı olmadan, Samimi bir paylaşım ve özgüven içinde, “Ben”den kurtulup “Biz” olmaya ne dersiniz? Peygamberimiz(sav)’in Medine’ye hicretinde Medinelilerin Mekkeli kardeşleriyle her şeylerini hiç düşünmeden paylaştığı gibi… Tarih sayfalarında bu örneklerde çokça var!

Saffet Kuramaz


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: "Biz", Kardeşimsin Diyebilmek!
MesajGönderilme zamanı: 31.05.11, 09:22 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 07.12.10, 00:24
Mesajlar: 424
"Müminler ancakj kardeştir" ayeti aslında bir emir içeriyor:

"Ey Müminler kardeş olun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 6 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye