geçenlerde Cübbeli Ahmed hocamızın bir sohbetini açmıştım sözün başında bir şey duydum ki: hayret ender hayret..!
işte bu bana yeter dedim ve onu derhal not ettim.. vaazın geri kalanını da kapattım.. onun üstüne söz dinlemedim ki o ma'nanın tadı dimağımdan zail olmaya..!
Hocaefendi Muhyiddin-i Arabi hazretleri (ks.) hakkında varid olan bir keşfî haberi anlatmıştı.. cenab-ı İbn-i Arabi hz.ne kabirde melekler gelip sual ediyorlar: "men Rabbüke..?" bakın o Allah'ın mutahhar kulu Rabbim Allah'dır demiyor da şöyle söylüyor: " Biz Bizimle Bizde idik Biz Bizimle Bize geldik Biz Bizimle Bizde iken Bizi Bizden mi sorarlar..? " Allahu Ekber !.. kurban olayım senin aşkına ben ya hazret-i Muhyiddin..! Mevla'm senin aşkın nuru deryasından azıcık bize de ihsan eylesin...
ey aziz, efrad-ı mütekellim iki ayrı cinstir.. biri nisyan kökünden bitip perde-i hayal ve şikak içre şirketle söyler diğeri üns ve enis kökünden feyezan edip canib-i Hakk'dan hikayetle 'hakikat' söyler..
siz, "feveylül-li'lmusallin" (el-Maun) olanlara (ki bunlar namaz içinde teşehhüdde bile şehvetten ari değildir..) şu halin şerhini anlatamazsınız.. bilmezler ki te'vil evlden gelir ve tevilde asla haml olma vardır..
siz, mertebe-i asla göre söz şudur; makam-ı fark'a göre şudur.. dersiniz münkirler onu da istib'ad ederler.. zira nato mermer nato kafadırlar (kör muannidler..) halbuki kübera'nın kelamı dahi ayrı keramettir ve o mucizat-ı Nebi'den bir şule ve nişan olmaktadır...
ey ihvan-ı din! aşkın şavkıyla şevklenenlerin söz şekilleri seni dehşete düşürebilir: sakın ha ola ki şekle itiraz etmeyesin.. zahiri şekl içre ma'nayı gözetemiyorsan ma'na dostlarının izahlarına yakın gel..!
Aşıklar (salâ veriyor..) "üsküdar'da sabah oldu: uyan da balığa gidelim.." diyorlar.. münkir ise uyku (gaflet) hali içinde "ne üsküdarı ya.. ne deryası ne balığı la !.." deyip durmakta...
hasbünallahu veni'mel vekil..! yahu mütehakkık olmadın bari: müteşebbih ol.. hadi teşebbühü de geçtim bari müsaddık ol.. müteşabihat babından bir söz işittiğin zaman: ya murad-ı evliya-yı Hakk ne idi ise o minval üzre ona eyvallah de.. veyahut: sükut et..!
eHadis-i Fahr-i Alem'de (sav.) geçen sayısız nüktelerden birisi şudur: Allah (cc.) bir kulunu sevdiği zamanda "İktenahu li-Nefsihi" yani bu -ittehazeha li-Zatihi- takdirinde: kendi Zat-ı Pak'i içün onu tutar, alıkor, saklar, ayırır.. demektir..
gel imdi sen böyle mahbub ve muhakkikler şanında bedbin olma: hatırını hoş tut.. eğer bu zatlar hakkında hüsn-i kabul ile iyi şehadette bulunmazsan eşek senden hayırlı olur ve sen bu alemden anıra gelip anıra gidersin!..
sen adamın kadrini bilmezsen o adamı bir daha göremezsin! onu senden cüda edip daha hayırlı bir cemaatın içine korlar tamam mı..? tamam mı..?
Mevlana-Efendi Hz.ne (ks.) Bayram Âli Hocamızı soruyorlar.. Hz.Şeyh efendimiz şöyle buyuruyorlar: "Bayram Hoca şu anda meleklere vaaz ediyor..!" Aziz Bayram Hoca (rh.a) melaikeye vaizdir zira ilim ve neş'esinde cami'iyyet vardır ve melaike öyle âdeme hayran olur: ve onu görüp sözünü dinlemeye her daim müştaktır... Elhamdülillahi Rabbil-Alemin...
Şeyh-i Ekber Muhyiddin-i Arabi Hazretleri (ks.) " kimi kimden sorarsınız..?!" demek ister.. yani biz ki " Mûtû kable en temûtû " fehvasıyla evvelce ruh ve cesedden müfarakat edip SIR'la baki kalmışızdır.. imdi, enesinden müfarakat eden bir enise müfarakat etmemişe sorulan bu soru reva mıdır..?! demeyi tefhim eder... fefhem cidden..
İhtimal ki o melekler de şöyle diyecekti: " ey Muhyiddin, biz senin öyle diyeceğini biliyorduk lakin emr olunduğumuz üzre sana bu soruyu bu vech ile sual etmeye memuruzdur..."
Hazret-i Muhyiddin'in verdiği şu cevaba ve melaikenin tebciline bakın.. o cevabı bir daha okuyun ve dönüp ma'naya bir daha bakın... o Allah'ın kudret ayetlerinden bir ayettir ona bakan gözler hor ve zelil olarak nazıra geri döner...
kudsharemi.com
-----------------