Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Yaprak Dökümü
MesajGönderilme zamanı: 26.11.12, 11:50 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 23:23
Mesajlar: 664
Yaprak Dökümü



Öyle aniden gelir ki yaprak dökümü, tıpkı yeşilliği hala taze ağaçların aniden kışa kavuşup da döktüğü gibi yapraklarını. Anne ölür peşinden baba sevdiklerimiz peş peşe veda eder yaşama kısa süreler içinde. Hep görmeye alıştığımız, hep garanti bildiğimiz varlıklarını istemesek de toprağa gömeriz duygular, gözyaşları, kalp yerinde durmaz sanki. En acılı biber gibi yendikten sonra deşer. Ne alsak ağzımıza o ateşi söndüremez. Teselli sözleri, içten bir sarılış, acıyı biraz hafifletir dost omuzlarında… Öylesi şaşkın, öylesi düşünemez öylesi isyankâr öylesi arabesktir perişan halimiz. Sanki ölenle ölür toprak altında değil üstüne ruhsuz ve hissiz heykelimiz dikilir. Ayaklarımızın toprağa dokunduğunun bile farkına varamayız. Adeta ölenle ölmek isteriz. Gözümüz dünyayı görmez, o güne kadar peşinden koştuklarımızın izleri kalmaz aklımızda. Nefsimiz bile şunu ya da bunu yap bile diyemez. Secdeye varırken alnımız, aczimizle Yaratıcıya tam teslim olur. Kalbimiz boşalır, orada sadece Yaratıcının izi kalır.

Oysa ölümlerle karşılaşmadan önce, ağustos böceği misali dünyayı kuşatan yaşam-vur patlasın çal oynasın eğlencenin, fındık kırmanın, yemenin içmenin israfı içinde devam edip gitmekteydi. Sevdiklerimizle kavga eder, hatta kapıyı üzerine çarpar, öğütleri mahveder ve onların kıymetini bilmezdik. Kendi başına yaşamışlık-özgürlük vebası içinde yaşamımızı viraneye çevirdiğimizin farkına varmazdık. Gerçeklerle yüz yüze gelmeyi erteler ve olunca çaresine bakarız derdik. Adeta ağrıyı kısa süre erteleyen ağrı kesici gibi günü birlik yaşantımız öylesi hızla geçerken, gelecekte kaldıramayacak kadar biriken küçük işaretleri es geçerdik. Kış aniden gelince ağustos böceği karıncanın kapısını çalar ve ondan medet umar misali, yaşadıklarımız aniden ölür ve gerçeklerle yüz yüze geldiğimizde kurtuluşu belki de dost omzunda arardık.

Öylesine alışmışız ki dünyaya ve onun alışkanlıklarına hangi yaşımızda olursak olalım onu terk etmek-ölmek ne kadar acı içinde olsak da bize zor gelir. Yaşamak acı verir ama ölmeyi istemeyiz. Tıpkı, dişi ağrıyan ve o acılarına rağmen doktora gitmek yerine ağrı kesici arayan hasta gibi. Kısa sürede olsa ağrıyı kesiyorsa, o umuttur diş doktoruna gitmeye gerek yok diyen hissediş… Ağrı kesici de kesmiyorsa, koşarız dişçiye ve yalvarır gibi çek onu diye. Dişçi güler halimize, neden gelmedin daha önce diye… Onu çeker çekmesine de biz değişmişizdir artık. Eskisine benzemez görüntümüz. Aynalara küseriz ya da estetik cerrahinin yolunuzu tutarız. Çözümler hep vardır, yaşamak için dünyada… Ama ölüm telafisi olmayan, yokluğu tattıran bir nihayet. Ne ağrı kesici nede diş doktoru çözüm bulabilir ona.

Yaşarken, bencilce değil, sevdiklerimizin kıymetini bilerek yaşayalım. Her sahip olduğumuzun emanet olduğunu ve eskiyince bizden gideceğini, ya da emanet sahibinin bizden istediği zaman alacağını bilerek sahiplenelim. O bizden alındığında böylece çok üzülmeyiz. Dünyada yaşarken dünyayı terk etmenin-yokluğu öğrenmenin yolunu bulmalıyız. Her bize görünen bir sınav maşasıdır. Dünya ateşinin kızgınlığında bu maşayı uzun süre kullanırsak o maşa bizi de yakar, fayda yerine zarar verir…

Ölüme ölüm gelmeden hazır olmak gerekiyor. Böylece etkisinden kurtulabiliriz ancak ve isyan etmeyiz sevdiklerimiz bizi terk ederken…


Saffet Kuramaz


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye