Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Ramazan’da Nerede Yaşamak İsteriz
MesajGönderilme zamanı: 20.07.12, 11:22 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 23:23
Mesajlar: 664
Ramazan’da Nerede Yaşamak İsteriz

Ramazan bir açlık ve yasakların olduğu bir ay gibi algılanır kimilerine göre. Bu yüzden bu ay geldiği zaman nasıl bir yerde olacağımız düşünülür. Sanki erzakımız yokmuşçasına onları kalacağımızın kesinleştiği yerlere stoklarız. Almadığımız kadar kahvaltılık, un, şeker, tatlı… alış veriş çılgını oluveririz kısa bir sürede!

Eğer tatile gitmişsek, örneğin deniz kenarına döneriz hemen. Sanki aynı yaşanılan şeyler Ramazan ayı ile günahlaşır. Bir kere kesinlikle Ramazan ayında kalacağımız yer için tercihimiz deniz kenarı olamaz. Bu yüzden oteller boşalır, öylesi ucuzlar ve beklide turistler bir oh çekerler, memleketlerinde tatil yapıyor gibi ve öylesi yalnız!

Sanki din bir ay içine sıkışır, ortam değişir, ibadet değişir, yenilen içilen artar. Din özelleşir, TV programları ve diziler nasibini alır kısa sürede olsa. Elbette bu iyi bir gelişme, kendilerini başka yaşamlara kaptırmışlar için. Serviste kısa giyen bir bayanın uzun etek giymeyi tercih ettiğini gördüm bugün. Ama o kişilerde de sadece bir aylık maratondur bu, maalesef. Sigara içilmez, içkiye yaklaşılmaz, camilerden çıkılmaz, günah adına ne varsa terk edilir. Yollarda bile sessizlik başladı sabahları. Bugün servisle işe on dakika erken geldim. Gecenin uyumak için sunduğu az zaman yollarda gösterdi kendini.

Ramazan ayı geldi mi, ormanda yaşamak lazım diyenler var. Televizyon yok. Azda olsa bir cemaat olmalı, teravih ve Cuma kılınmalı. Konuşacak ve öğretici olacak bir âlimde orada bulunmalı. Öyle bir tatil yeri düzenlenmeli ki, kalınan yerin bahçesinde sebze ve meyve ağaçları yetiştirilmiş ve hizmete sunulmalı. Her şey doğal ve günaha götürecek düşüncelerden uzaklaştırmalı. Dinlendirici bir ortam içinde ramazan yaşanmalı. Hem tatil, hem dini birlikte kucaklamalı. Peki, sorarım onlara, nasıl tatilden sonra kaldığınız yere adapte olacaksınız ki… Orada yaşadığınız tertemiz bir saflığa, döndüğünüzde ihanet üstüne ihanet edeceksiniz. Gerçekçi olalım. Ramazanın gayesi, tok kalmayı ya da içmeyi engellemek değil ki! Dünyanın enfes nimetlerinin insan gözünde ne kadar aldatıcı olduğunu, bir emanet üzerine yaşanıldığını ve dönüşün ebedi yaşanılacak başka bir âlemde devam edeceğinin şuuruna varmaktır yeniden bu ay içinde. Dünya deyip de vazgeçemediklerimizin ne kadar anlamsız olduğu gerçeğini idrak etmemiz lazım. Aslında üç olan öğünün ikiye düştüğü, pekte abartılacak bir durum değil bizden beklenen düşünüldüğünde.

Ramazan geldi mi, kilodan kurtulmayı amaçlayan kişilerde var. Mesele Ramazanın ilahi amacı değil, belki oruç tutana saygı çerçevesinde, zayıflamak isteyen kişilere doğal ortam sunar. Çoğunluğun oruç tuttuğu bir ortamda yaşamanın bedeli olarak yorumlanır konuşsanız. Bu kişilerin çoğu, oruç tutmamak için deniz kenarını tercih ederler, hem bedava denilecek düzeyde masrafları olur hem de çevrelerinde kendi düşüncesini gönülden yaşayan samimi insanlar bulurlar. Geçimini turizmle geçiren insanlar böylece Ramazanın etkisiyle para kazanmaya devam ederler!

Kimileride Ramazanda umreyi tercih ediyorlar. Oranın meşakkatine ilahi bir aşkla göğüs geriyorlar. Ülkemizde son yıllarda bu tercihte artış oldu. Oradaki hava şartları ve yemek alışkanlıkları her ne kadarda farklı olsa da, Mekke ve Medine’deki Ramazan havasının çok güzel olduğunu söylüyorlar gidip de dönenler. Ormanı tercih edenler burada çölü görüyorlar sadece. İnsan bakınca neyi görmek isterse onu görür aslında… Bakmak ve baktığını anlatmak izafidir-sürekli değişkendir. Her kişi gördüğünü farklı anlatır ve anlatılanı da farklı algılar.

Çocuklara neden aç ve susuz kalacağını anlatmak zor. Onların işi gücü eğlence ve ortam pek önemsizleşiyor. Bu kadar çok eğlence ve vakit öldürecek cihazının olduğu bir ortamda onlara hak vermemekte mümkün değil. Ama hep çocuk kalmayacaklar ve bizden sonraki bayrağı alacaklar toplumun başarısı adına. Onları başıboş bırakmak bir merhamet değil. Her zorluğun başarılacağını göstermeliler ramazan ayında. Biz örnek olursak onlarda bize uyarlar kısa sürede, her ne kadar zaman içinde bu benim hayatım diyebilecek kadar asi olsalar da…

Nerede kalacağımı sormak yerine, bütün aylarımın ramazan olmasından mutlu olmalıyım felsefesini hissedecek bir yaşamı benimsemeliyim. İslam bir ay yaşanacak din değil. Eğer bu din içindeki fikirlerimden vazgeçmiyorsam, Müslüman’ım diyorsam, her sene Ramazan ayını beklemek ya da bu ayı dert etmemeliyim sınavında. İnsan aşığına kavuşmak için bahane arar. Eğer biz Allah’a âşık isek, her an onunla olmak mutluluktur. Aşığımız ne derse yapmaktan çekinmeyiz değil mi? Öyleyse Allah’ın-aşığımızın dediklerini yapmamakta neden direniyoruz ki…


Saffet Kuramaz


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye