Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 30 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 10.04.10, 10:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 220
Teşekkür ederim talib ağabey

Kendim zaten Hocaefendiyle görüşmeye gittiğimde Nurizmin Tarikat karşıtlığına değinmiştim.İnşAllah röportajımızda bu konu hakkında da konuşacağız

Fakir röportajı şu 3 konu üzerinde toplamak istiyorum

1- Hocamızın 11 sene uğraşarak yaptığı Feyzü'l-Furkân Kur'ân meali nasıl yapıldı ve ne sebeble yapıldı.
2-Dinler arası diyalog
3-Risalesistlerin tarikat münkirliği.

Ve eğer dua ederseniz de Cenâb-ı Hakk izin verirse Mustafa İslamoğlunun muhterem pederleri Ahmed İslamoğlu (k.s) hz.leriyle de bir röportaj yapmayı düşünüyorum tasavvuf ve gençlik hakkında...Lakin Mustafası konusuna hiç girmek istemiyorum,ma'lum baba yüreği üzülsün istemiyorum.Tevfîk Allâh (c.c)'dandır...

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 10.04.10, 14:17 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 26.12.08, 08:19
Mesajlar: 583
Biz memleket çapında müslüman cemaatler ve tasavvufi gruplar arasında bir diyalog başlatılsa,yüzde doksanı müslüman denilen memleketimde ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtulamayan yurdum insanı için , hakları,sorunları ve islamın doğru anlaşılıp yaşanılması için bir icraat ortaya koymak istesek bunun başarmanın köşe taşları ne olmalıdır.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 13.04.10, 00:36 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 345
"...3. Fethullah Hoca hakkında ne derler acaba? Okumak veya şu ya da bu bahane ile başı açmak asla caiz değil derken son fetvasında başı açarak okumalıdırlar dedi. Bu fetva geçerli midir yoksa cemaatin bekası için verilmiş bir fetva mıdır? Malum üniversitede okuyan ablalara ihtiyaçları vardır..."


vay be şu fetvayı vermiş mi gerçekten?..
"alıntı" varsa görebilir miyiz talib hocam?..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 13.04.10, 08:13 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
Fethullah Hoca'nın kendi sitesinden alıntıdır: http://tr.fgulen.com/content/view/2257/141/

Şekilcilik İslam'ın Ufkunu Daraltır[1]

— Kadın tecrit edilerek örtünmesi isteniyor. Kezban Hatemi, Kur'an'da baş örtme yoktur diyor. Örtünme var mı, yok mu? Bu konudaki dayatma nedir?

— Kezban Hanım'ı ben de dinledim. Kur'an'da örtünmeden bahsedilir, ama nasıl örtünüleceği, şekli açıklanmaz. İran'daki gibi çarşaf mı giyilecek, peçe mi takılacak, bunlar net değildir. Şekil üzerinde durmak, İslam'ın geniş ufkunu daraltmak olur, zevksizlik olur. Hatta İslam dinini bir kostüm dini haline getirmek olur ki, bunlar yanlıştır. Başörtüsü de aynı şekilde üzerinde durulacak usul, yani imanın ve İslam'ın esaslarından, şartlarından değildir. Bunlardan dolayı, insanın adeta dinin dışında tutulması dinin ruhuna aykırıdır. (Böyle bir tavır var mıdır bilemiyorum. Duymadım, görmedim. talib) Bu konuda dayatmalar, ısrarlar ifrattır ve zorlamadır. Hatta nefret ettirmedir. Gönülde sevgi önemlidir, sevdirme önemlidir. İşin kaynağıyla irtibat önemlidir. Herkes hoşgörü ister, ben de kendi telakkilerim, kabullerim içinde hoşgörü isterim. Benim de buna ihtiyacım vardır. Ancak böyle olursa, toplumun değişik parçaları bir araya gelebilir. Aynı ölçüde ben de herkesi bağrıma basmalı ve kabullenmeliyim. O kadar çok müşterek yanımız var ki, teferruatta bölünüp parçalanmamalı. Caminin içinde birbirimize düşeceksek, şekilden önce ruh veya muhtevayı öne alıp avluda barışacaksak, orada barışı sağlamalıyız.

Türban Meselesi[2]

'Okullarımızdaki başörtüsü sorunu, çok hassas hale geldi. Ancak şu kadar söyleyeyim, okumayı istemek ile okumamak arasında kalan bir insan ne yapmalı' Ülke ve millet adına okumak mı yararlıdır, okumamak mı' Dinin füruata ait bir meselesinde bu denli hassas olmak mı, yoksa tercihini başka istikamette kullanmak mı gerekli' Kişi kanaatı vicdaniyesi ile bu mevzuda hükmünü verip öyle davranmalıdır. Bana göre okumayı tercih etmelidirler.'

Başörtüsü Eylemleri[3]

Üniversitelerde devam eden başörtüsü direnişini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Genç kızlarımızın zorlanmaları halinde tercihlerini eğitim gören hedefinden yana yapmalarını arzu ederim. Tabii ki dini mülahazalarla başlarını örten hanımlara müdahale edilmesine karşıyım. Onların dinin detayına ait bir konuyla tahsilleri arasında tercih yapmak zorunda bırakılmalarına üzülüyorum. Ama toplumumuz hassas bir dönemden geçiyor. Herkesin bunu göz önüne alması lazım. Bir taraf bunu kavga sebebi yapmamalı, diğer taraf da tepkileri kavga başlatıldı diye görüp üzerine gitmemeli... Hukukçu bir dostumuz yazdığı kitaba 'Müntesiplerinin Cehaleti, Hasımlarının Kör Düşmanlığı Arasında Talihsiz Müslümanlık' adını koymuş.. Çok doğru.. Durumumuzu özetliyor kitabın ismi. İki taraf da cehalete yenik düşüyor.

Kadınların Başını Örtmesi Şart mıdır?[4]

-Kadının başını örtmesi meselesi bir iman meselesi ölçüsünde önemli değildir. Allah'a karşı kulluk, umumi manada kulluk meselesi ölçüsünde önem arz etmez bunlar. Teferruata ait meselelerdir. Nitekim, yani Allah'a iman meselesi ta Mekke'de efendimize tebliğ edilmiş. Namaz meselesi orada bize farz kılınmış, daha sonra zekat farz kılınmış. Ama tesettür meselesine gelince biraz farklı. Zannediyorum peygamberliğin 16'ncı, 17'ncı senesinde Müslüman kadınların başları açıktır.

Ama geçmişte türban meselesi yüzünden toplum neredeyse birbirine girecekti. Siz bu tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Temel meseleler varken, teferruatın kavgasını vermek zannediyorum üslup bakımından yanlış. Onları öne çıkartmak bir yönüyle diğer meselelerin önemsizliğini bir yönüyle ifade etmek gibi bir şey olur. İnsanlar yine işin başına geçsinler, başlarını açsınlar, belli bir dönem sonra kapatsınlar demek de değildir bu yani. Ondan da farkı bir meseledir. Dindeki başörtüsünün nereye konacağı meselesi çok iyi karlaştırılmalı evvela. Bir diğer yanı da birileri de bundan çok rahatsız olmamalı bence. Bu mozaik içinde toplumun bir kesimi olarak kabul edilmeli.

Yanlış hatırlamıyorsam ben, 1990'da falan bu türban olayı toplumu gerginleştirdiği zaman sizin mesajınız bu doğrultudaydı.

-Belki aynı şeyleri söylemişimdir. Teferruata boğulmayalım. Küçük şeylere büyük şeyleri feda etmeyelim. Yani başörtüsü eğer İslami öğretiler, İslami esaslar arasında dördüncü beşinci sırada bir meseleyse, bununla kavga ederek bir yönüyle belki imana müteallik meseleleri çok geri plana atıyoruz. Yani birinin imanı vardır. namazı da vardır, belki hacca da gidiyordur. Fakat bu meselede farklı düşüyorsa, bu insan bunu hiç kabul etmemezlik demek, işte dördüncü plandaki bir meseleyi birinci plandaki meselenin önüne geçirme demek gibi bir şeyler oluyor.

-------------------------------------------------------------------------------

[1] Yeni Yüzyıl, Fethullah Gülen'le New York Sohbeti, 20 Temmuz 1997
[2] Akşam, Orhan Yurtsever'in Fethullah Gülen'le Yaptığı Röportaj, 13 Mart 1998
[3] Radikal, Avni Özgürel, 21 Haziran 1998
[4] Hürriyet, Ertuğrul Özkök'ün Röportajından Bir Bölüm, 23 Ocak 1995


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 13.04.10, 08:27 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
dua yazdı:
Biz memleket çapında müslüman cemaatler ve tasavvufi gruplar arasında bir diyalog başlatılsa,yüzde doksanı müslüman denilen memleketimde ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtulamayan yurdum insanı için , hakları,sorunları ve islamın doğru anlaşılıp yaşanılması için bir icraat ortaya koymak istesek bunun başarmanın köşe taşları ne olmalıdır.


Bunu başaramayız. Bazı gruplar, kendi liderlerini Mehdi bilirler iken, gelin bizde birleşelim diyeceklerdir.

Diyaloga evvel bunlar karşı çıkarlar. Çünkü tabanlarına yutturmaya çalıştıkları ifrat fikirlerinin asılsız olduğu ortaya çıkacaktır.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 13.04.10, 14:49 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 345
Allah razı olsun hocam, bu çok vahim bir değerlendirme..
inşallah konu (f.Gülen hoca çığırı) ile alakalı ayrı bir yazı da kendim eklemek istiyorum..
şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki: boynuz kulağı bir haylice geçmiş.. ;)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 13.04.10, 14:53 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 345
özel mesajla bir yanlışlık olduğu bildirildi yanlış olan nedir kardeşim?.. herşeyi ortaya yazalım arkadaşlar şu özeli kaldıralım artık ya.. lütfen..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 13.04.10, 15:34 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 220
Azîz kardeşler

dün rahatsızlandığımdan-duanıza muhtac kronik bir rahatsızlığım var-Hocamın yanına gidemedim.Bugün gittim ise de Hocaefendi uygun değil idi.Kendime yeniden bir tarih vereceğini söyledi.

Bu bahanelerle işi geciktirdiğimden ötürü özür dilerim.

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 13.04.10, 15:43 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 01.04.10, 00:05
Mesajlar: 220
Yukarıda Fethullah Efendinin dedikleri risale-i nurdaki ifrat derecesindeki iman kurtarma anlayışının bir tezahürüdür.Hizmet için farzı başlarını açan (!) ablalar okula girecek te iman kurtaracaklar!İslâma Ondan taviz verilerek hizmet edilir mi ya?

Seydâ Muhammed Emin ER Hazretlerinin bir fetvâsı ile serzenişimi bitireyim:

''Başörtüsü farzdır,üzerinde icmâ vardır.Reddeden Qâfîr olur.''

_________________
Ne Dervişlikte, ne Şeyhlikte, ne İmamlıkta iş yok... İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'ın rızasını kazanabilmekte!.. İş, Allah'a kul olabilmekte!..(MZK)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Sorularınız lütfen
MesajGönderilme zamanı: 13.04.10, 22:20 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 417
İslâm, meşrû bir gâyeye ulaşmak için yine meşrû metodlar telkin etmiştir. Gayr-i meşrû bir metodla meşrû bir gâyeye ulaşılamaz. Bu da İslâm’ın temel hassâsiyetlerinden biridir. Peygamber Efendimiz’in 23 senelik nebevî hayatı bunun en büyük delilidir. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- İslâm’ı tebliğ için, Allâh’ın tasvib etmediği hiçbir metoda başvurmamıştır. Bunun en mânidar misallerinden biri, Bedir Harbi’nde yaşanmıştır:

Mâlum olduğu üzere Bedir Harbi’nde müslümanların sayısı müşriklerin üçte biri kadardı. Peygamber Efendimiz, Hazret-i Ali ve Ebû Lübâbe -radıyallâhu anh- bir deveye nöbetleşe binerek sefere gidiyordu. Medîneli iki müşrik, yolda orduya yetişerek müslümanların safında savaşmak istediklerini bildirdiler. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Siz bizimle mi (yola) çıktınız?” diye sordu. Hubeyb adlı müşrik:

“–Hayır, Sen bizim kızkardeşimizin oğlusun ve komşumuzsun. Biz kavmimizle ganîmet için sefere çıktık!” dedi. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-:

“–Sen, Allâh’a ve Rasûlü’ne îmân ettin mi? (Benim Allâh’ın Rasûlü olduğumu kabul ediyor musun?)” diye sordu. Hubeyb:

“–Hayır!” cevâbını verince Hazret-i Peygamber:

“–Öyle ise geri dön! (Allah bize kâfîdir.) Bir müşriğin yardımına ihtiyacımız yok!..” buyurdu. Hubeyb ısrar etti:

“–Kavmim benim harpte ne kadar şecaatli ve düşman bağrında yaralar açan bir cengâver olduğumu iyi bilir. Müslüman olmasam da ganîmet mukâbili Sen’in yanında çarpışsam olmaz mı?” dedi. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-:

“–Hayır, önce müslüman ol, sonra çarpış!” buyurup yoluna devam etti.

Bir müddet sonra Hubeyb yine gelip teklifini tekrarladı. Fakat cevap değişmedi. Kalabalık müşrik ordusuna karşılık, asker sayısı az olan Rasûlullâh’ın bu teslîmiyeti, Hubeyb’i derinden etkiledi. Nihâyet büyük bir coşku içinde müslüman olduğunu haber verdi. Buna çok sevinen Efendimiz

-aleyhissalâtü vesselâm-:

“–İşte şimdi dilediğini yap!” buyurdu. (Bkz. Müslim, Cihâd, 150)

Osman Nuri Topbaş Efendi; Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından –13- Muhabbet ve Buğzda Samîmiyet

http://www.osmannuritopbas.com/altinoluk-dergisi/hak-dostlarinin-ornek-ahlakindan-13-muhabbet-ve-bugzda-samimiyet.html


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 30 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye