Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr:Türkiye benim için çok önemli.
MesajGönderilme zamanı: 20.10.09, 11:24 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.12.08, 16:59
Mesajlar: 308
Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr: Türkiye yeni bir ev bana

Dünyada önemli mütefekkirlerimizden Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr, dün Bilim ve Sanat Vakfı’ndaydı.

15 Ekim 2009 Perşembe

Dün, Bilim ve Sanat Vakfı İslam dünyasını epeyce ilgilendiren mühim bir konferansa ev sahipliği yaptı. Yoğun bir katılımın gerçekleştiği bir programdı bu. Azerbaycan ziyareti öncesi Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun ricası üzerine Türkiye’ye uğrayan Nasr, etkileyici bir konuşma gerçekleştirdi. Bir saate yakın konuşan Seyyid Hüseyin Nasr, konuşmasını üç ana başlık altında sürdürdü:

20. yüzyılda neler ile karşılaştık?

21. yüzyılda ne yapmalıyız?

Ve İslam dünyasının bugünkü durumu...



Önce Başkanlık Başdanışmanı ve Seta Vakfı Başkanı Dr. İbrahim Kalın kürsüye çıkıp hocası Prof.Dr.Seyyid Hüseyin Nasr’dan bahsetti:

“Çağımızın en önemli İslam düşünürlerinden biri o... 1933 yılında Tahran’da dünyaya gelen Üstad Seyyid Hüseyin Nasr, ilk eğitimini Tahran’da, orta ve lise eğitimini Amerika’da aldı. Yüksek öğrenimini Fizik dalında yaptı. Babası doktordu ve oğlunun da doktor olmasını istemesine rağmen o, 1958’de Harvard Üniversitesi’nde “bilim tarihi” alanında doktorasını tamamladı.”

Niye bilim tarihini ve felsefeyi seçti?

Bir İngiliz bilim tarihçisi Harvard Üniversitesi’nde bir konuşma yaparken “Bilim insanlığın büyük sorunlarına bir cevap veremez.” der. Henüz genç yaşlardaki Seyyid Hüseyin Nasr kafasındaki soruların cevabını bulamayacağını düşünür ve fizik alanını bırakır, bilim tarihine yönelir. “ İslam Kozmoloji Öğretilerine Giriş” adlı kitabı da Harvard Üniversitesi’nde bilim tarihi alanında yaptığı doktora çalışması olarak tamamlandı.

Üstad, İran’a yerleştikten sonra yaklaşık 20 yıl İran’ın entelektüel hayatında etkin bir rol oynadı. Bir çok eser kaleme aldı. 60’lı yılların ortalarından itibaren entelektüel birikiminin etkisi İran’ın dışına taşmaya başladı. Bu süre zarfında İslam dünyasını ziyaret etti. İlmiyle İslam dünyasını daima merkeze almış; fakat dünyanın bütün sorunlarına eğilmiş bir bilim adamı, bir mütefekkir kimliğiyle öne çıkmıştır.

İran’da bulunduğu o verimli yıllarında aynı zamanda Batı’dan birçok bilim tarihçisinin, filozofun, ve akademisyenin İran’a gelmesini sağladı. Orada kurduğu “Hikmet ve Felsefe Akademisi” Henry Corbin, Toshihiko Izutsu, William Chittick, Hermann Landolt gibi birçok bilim adamının çalışmalarına ev sahipliği yaptı.

1979’da İslam devriminden sonra Seyyid Hüseyin Nasr, Amerika’ya yerleşti. O yıldan beri akademik çalışmalarına devam ediyor. 1984 yılından beri de George Washington Üniversitesi’nde aktif olarak halen ders vermekte. Dünyanın değişik yerlerinde konferansları oluyor. Bilim felsefesinden, bilim tarihine, İslam felsefesinden tasavvufa, sanattan çevre sorunlarına kadar birçok alanda çalışmaları var.

(Maşallah) hala bu yaşında bile yazmaya, düşünmeye ve dünyanın sorunlarına cevap bulmaya devam ediyor.

Seyyid Hüseyin Nasr ve Türkiye...

Üstadın Türkiye ile olan ilişkisi de 60’lı yıllarda başlar. 80’li yılların ortalarından itibaren de Türkiye’ye düzenli olarak gelmeye başlar.

İbrahim Kalın kendisini ilk dinlediği günü de anlattı.

“Ben İstanbul Edebiyat Fakültesinde okurken orda verdiği konferansı hiç unutmam, hala aklımdadır. Salon tıklım tıklımdı. Kendisini orada dinleme şansına sahip olmuştum. Daha sonra kendisiyle tanışma imkanımız da oldu hamdolsun.

Üstad’ın eserleri Türkçe’ye çevrildikçe; Türk entelektüel hayatına da önemli katkılar verdi. Bildiğim kadarıyla İslam dilleri içerisinde kitaplarının en fazla tercüme edildiği dil; Türkçe... Bu bizler için önemli bir avantaj. Ayrıca bu, Türkiye’de entelektüel birikimin ne kadar canlı olduğunu, hareketli olduğunu da gösteriyor.

Kendisi birçok öğrenci yetiştirdi. Çeşitli sebeplerden dolayı İran’a gidemediği için de, Türkiye’nin kendisi adına yeni bir ev olduğunu daima ifade eder, sağ olsun...”


Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr:“Türkiye benim için çok önemli”

Üstad, Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun daveti üzerine vakfa gelip konuşma yaptığını dile getirdi öncelikle.

“Türkiye benim için önemli. Kitaplarımın pek çoğu Türkçe’ye çevrildi. Burda olmaktan çok mutluyum” diyerek sözlerine başlayan mütefekkir, “20. yüzyılda ne öğrendik? 21. yüzyılda neyi bilmeliyiz ve İslam dünyasının konumu ve bugünkü durumu” meseleleri çerçevesince analizlerini aktardı:

“20.yy’ın bir kısmını tecrübe ettim. Rıza Şah İran’da, Atatürk Türkiye’de baştaydı.

Bu dönemde özellikle teknolojik alanda gelişim yaşandı. Ancak bunların hiçbiri çok da büyük önem arz etmiyor. En büyük gelişme ise; modernist paradigmanın düşüşüdür.”

Sekülerleşmenin tersine dinileşme...

20. yy. da “Aydınlanma” projesi başarısızlığa uğradı. Aydınlanma düşüncesi büyük eleştirilere maruz kaldı. 19. yy.dan sonra gündeme gelen Doğu, 20.yy’da iyice önem kazandı. Doğu felsefesi ve doğu mistisizmi daha otantik bir şekilde anlaşılmaya başlandı. Sekülerleşmenin tersine bir gelişme oldu. Birçok batılının beklediğinin aksine, (toplumların gittikçe daha da sekülerleşeceğini umuyorlardı) “dinileşme” süreci başladı. Bu süreçte şiddet içeren hareketler görüldüğü gibi daha farklı şekillerde de yansımalar oldu. Buna mukabil ateist yaklaşımlar da ortaya çıktı. Bilimin ve teknolojinin sonuçlarını düşünmeden kör bir şekilde uygulanmasıyla ortaya çıkan büyük yıkım ders almamız gereken bir sonuç...

Diğer mesele de küreselleşme eğilimi... Batı’nın tek baskın bir medeniyet olarak dünyayı saramayacağı, kuşatamayacağı düşüncesi anlaşılmış oldu. Artık “medeniyet” sözcüğü çoğul olarak kullanılıyor, tekil olarak değil. Bir çiçek her ne kadar güzel olursa olsun hiç bir zaman pek çok çiçeğin yer aldığı bir güzelliğin önüne geçemez onun güzelliği...

İnsanın krallığına hayır!

Seyyid Hüseyin Nasr, “Gelenek” kavramından yola çıkarak gelenekçi yaklaşımın temsilcilerinden biri olan Rene Guenon’un “Modern Dünyanın Krizi” kitabına dikkat çekti. Sonra 20.yy. ile 21. yy. bağlantısını kurarken insanın tanrılaştırıldığını ve Tanrı’nın hâkimiyetinin hiçe sayıldığını vurguladı.

“İnsan olmak maddi ihtiyaçların yanı sıra manevi ihtiyaçlara sahip olmak anlamına geliyor. 20. yy.’da kabul edilen “insan” algısı maddi ihtiyaçlara yönelmiş ve yanlış bir algıydı.

Uzun bir süre insanın krallığı Tanrı’nın krallığının yerini almaya çalıştı. İnsanın manevi yönü unutuldu. Bugün itibariyle insan manevi ihtiyaçlarını doyurma arayışında...

Özellikle hümanist gelenek ise insanı öylesine mutlaklaştırdı ki insanın ötesindeki bütün varlıkları dışladı yok saydı.”

Müslüman entelektüel tanımı geliştirmeliyiz.

Öğrencisi İbrahim Kalın’ın “İslam ve Batı” kitabına da dikkat çeken Seyyid Hüseyin Nasr, İslam dünyası hakkındaki analizleriyle sürdürdü konuşmasını:

“Özellikle Batı’ya ve diğer milletlere karşı aşağılık kompleksi içerisindeyiz. Mesela Avrupa Birliği meselesi... Türkiye de bunun bir parçası olmak istiyor. Maalesef “İslam birliği” tartışması ciddi şekilde başlamış değil.

İslami geleneği bir bütün olarak tekrar kurmamız şart! İslam sadece bir hukuk sistemi, bir felsefi sistem, bir teolojik, ekonomik ya da siyasi bir sistem değildir. İslam bunların tamamıdır ya da daha fazlasıdır.

Bugün yapmamız gereken; daha bütünleyici bir İslam anlayışını yeniden tesis etmemizdir. 21.yy.da ayrıca yeni bir Müslüman entelektüel tanımı geliştirmeliyiz. Henüz bunu başarmış değiliz. İkinci sınıf bir batılı düşünür yetiştirmemeliyiz. Yani Batılı aydınları taklit eden fakat söyledikleriyle Batı’da hiç bir şekilde itibar görmeyen, ilgi uyandırmayan değil... Elbette müslüman entelektüel Batı’yı, modernizmi bilecek ancak hepsinden önemlisi İslam düşünce geleneğine hâkim olacak ve bu vasfıyla dünyadaki tartışmalara katılacak. Batılı düşünürleri taklit ederek değil. Kendi kimliğiyle ve benliğiyle var olacak...”

Kendi sorularımızı sormak... Kendi gündemimizi oluşturmak...

“Batı sorular sordu, bizim yerimize cevaplar verdi. Bu cevaplar da Batı’nın duymak istediği cevaplardı. Yapmamız gerekense bu sorulara kendi menfaatlerimiz doğrultusunda cevap vermek. En önemlisi de başkalarının sorularıyla başkalarının belirlediği gündemleri takip ederek değil, kendi sorularımızı sorarak kendi gündemimizi belirleyecek şekilde yaşamak...

Bütün hataların müsebbibi Batı’dır demiyorum. Bizim kendimizden kaynaklanan problemler de var. Bunların başında içimizde yaşadığımız ayrılıklar... Bilhassa Sünni ve Şii ayrımı...”

Üstad, bu ayrımın doğurduğu çatışmalara son vermek ve İslam’ın özüne odaklanmak gerektiğine işaret etti.

Önce gayret ve tedbir sonra tevekkül!

İslam dünyasında ciddi sıkıntıların var olduğunu belirten Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr, genç nesil hakkında karamsar olmadığını bildirdi. Sorumluluklarımızın bilincinde olup, tedbirli davrandıktan sonra tevekkül etmemize dayalı bir hadis-i şerifi naklederek konuşmasını tamamladı:

Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yanına bir bedevi gelir. Efendimiz kendisine sorar:
-Deveni nereye bıraktın?
Bedevi:
-Allah’a emanet ettim.
Rasulullah’ın kendisine cevabı şudur:
-Evvela deveni sağlam kazığa bağla, daha sonra Allah’a emanet et.

***

Akif Kayapınar tercüme etti

Seyyid Hüseyin Nasr'ın konuşmasını Beykent Üniversitesi Okutmanlarından ve Şehir Ünivesitesinin kurululuşuna katkıda bulunan genç bilim adamlarımızdan Mehmet Akif Kayapınar Türkçeye çevirdi.

Fotoğraf Galerisi için: http://www.dunyabizim.com/gallery.php?id=94

Hatice Algın, Taner Sabancı notlar aldı, dikkatle aktardı

haticealgin87(at) gmail.com

sbnctaner[at]hotmail.com


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 6 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye