Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: İslâm’ın has hizmetkârları / M. Şevket Eygi
MesajGönderilme zamanı: 28.07.09, 16:10 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 253
İslâm’ın has hizmetkârları

M. Şevket Eygi


Milli Gazete
2009-07-28

İki türlü komünist vardır. Samimî komünist, parayla kiralanmış veya satın alınmış sahte komünist.

İki türlü Atatürkçü vardır. Yürekten inanmış Atatürkçü. O, bir menfaat karşılığında Atatürkçülük yapmaz. Bir de dinî imanı para olan, Atatürkçülük ticareti yapan sömürücüler vardır.

İki türlü İslâmcı vardır. Birinciler inanmıştır, samimîdir, ihlaslı İslâmcıdır. İkinciler din sömürücüsü, parayla tutulmuş ağlayıcı karı, vicdanı kiralık veya satılık âdi mahluklardır.

Bendeniz samimî, ihlaslı, garazsız ivazsız Müslüman hizmetkârlar görmüşümdür.
1950'li, 60'lı yıllarda yarı aç yarı tok gezen, elbiseleri eski ve ütüsüz, ayakkabıları çarpık, delik ve boyasız; ezilen, horlanan, itilip kakılan, zindana atılan, karakolda dövülen, yüzlerinin rengi solmuş has hizmetkarlar vardı. Bugünkü semiz, cüzdanları dolu, enseleri kalın İslâmcılar onları görseler deli derlerdi.

50'li, 60'lı yılların Nurcularını, tarikat mensuplarını, âşık Müslümanlarını gördüm. Onlar bu Din-i mübin için ücretsiz ve maaşsız çalışırlardı.

Beş on kişi bir evde toplanırlar, ya Risale-i Nur okurken, yahut tesbih çekerken enselenirler, önce emniyete, ardından adliyeye sürüklenirler ve sonra tutuklanırlardı. İlk celseye kadar altı ay içeride kalırlardı. Kendileri zindanda, çoluk çocukları zindan vatanda perişan olurdu.

İslâm'ın has hizmetkarları, din ve Kur'ân âşıkları, iman için çalışanlar Allah'tan başkasından ücret istemezlerdi. Verilse de almazlardı.

1960'lı yılların başında üstad Necip Fazıl'ı içeriye atmışlardı. Hanımı ve çocukları Kızıltoprak'ta Zühdü Paşa Camii'nin arka tarafındaki bir apartman dairesine sığınmışlar. Kara kış, lapa lapa kar yağıyor. Avukat bir dostum ailenin ziyaretine gitmiş. Dönüşte bana uğramıştı. Nasıllar diye sordum.

- Valla durumları çok kötü... Ev buz gibi, yakacakları yok. Çoluk çocuk mutfağa doluşmuşlar, havagazı (O tarihlerde eski İstanbul'da havagazı şebekesi vardı) ocağında ısınıyorlar demişti.

İslâm'ın has hizmetkarları ücretsiz maaşsız çalışırlardı.

Onlar ücret ve mükafatlarını Allah'tan ister ve beklerlerdi.

O zamanlar bugünkü gibi cin fikirli, şeytan tüylü, hin oğlu hin ücretli asker İslâmcılar yoktu.

O zaman İslâm için samimiyetle, yürekten, ihlasla ağlanırdı. Bugün olduğu gibi ücretle tutulmuş ağlayıcı karılar yoktu.

O tarihlerde Fatih ve Süleymaniye sahn medreselerinden mezun büyük ulema, fukaha, müftüler vardı. Camilerde Mesnevî dersleri veren son Mesnevîhanlara yetiştim.

Maaşları az olduğu için tarhana çorbası içerler, bulgur pilavı yerlerdi. Yanında üzüm hoşafı olursa tam ziyafet...

Yakın tarihimizin kapkaranlık günlerinde Oflu, Hendekli hocalar ve daha niceleri mağaralarda, samanlıklarda, yaylalarda gizli din ve Kur'ân dersleri verirlerdi. Yakalanırlarsa zincirlere vurulup kazaya (ilçeye) getirilip zindana atılırlardı.

O zamanlar Silistreli Süleyman Hilmi,Bediüzzaman Said Nursî, Abdülhakim Arvasî, Alasonyalı Hacı Cemal efendi ve onlar gibi onlarca büyük zat vardı. Yüzlerce, binlerce gayretli hoca vardı.

Onlar para istemezler, menfaat beklemezler, ücret almazlardı. Onlar imanın, Kur'ân'ın, İslâm'ın, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyye'nin fedakar hâdimleriydi.

Bediüzzaman'ın ömrü eziyet, çile, hapis içinde geçti. Sürgündeydi, akrabalarının yaşadığı Bitlis taraflarına gidemiyordu.

Süleyman efendiyi Bursa'daki uydurma, düzmece Mehdi hadisesi dolayısıyla tutuklamışlar, Kütahya'ya götürmüşlerdi. İşkence yapıyorlardı. İşkenceden bayılınca başına su döküyorlar, ayılınca yine devam ediyorlardı.

Abdülhakim Arvasî hazretleri Ankara'da sürgünde iken vefat etmiştir.

Merhum Erbilli Esad Efendiyi yaşı doksana yaklaşmış olduğu halde Menemen'e sürüklemişler ve orada hastanede şehit etmişlerdi.Kendisi gibi şeyh olan oğlunu asmışlardı.

27 Mayıs'tan sonra Erzincan ve Sivas'ta kamplar kurmuşlar ve ülkenin fedakar din hizmetlilerini oralara doldurmuşlardı.

İsmet Paşa diktatörlüğü zamanında Cuma günü Ankara Hacı Bayram Cami-i şerifinde hutbe okunurken cemaat içindeki bir iki ticanî tarikat mensubu âşık ayağa kalkar ve gür sesle Arapça Ezan-ı Muhammedî okurlardı. Namazdan sonra sivil taharri memurları onları yakalar civardaki Birinci Şube'ye götürür ve dehşetli bir şekilde ifadeleri alınırdı.

Evet bu ülkede İslâm'ın gönüllü ve has askerleri vardı.

Onlar bu dinin ve mukaddesatın ağlayıcı karıları değildi, yürekten üzülerek gözyaşı dökerlerdi.

Onlar bu dinin, bu mukaddesatın paralı veya kiralık askerleri değildi.

Onlar hizmetlerini Allah için yaparlardı.

Onlar semiz değildiler.

Onlar yarı aç yarı tok yaşarlardı.

Onlar ihalelere fesat karıştırmanın mânasını bile bilmezlerdi.

Onların betleri benizleri pek solgundu.

Ceket kollarının uçlarından iplikler sarkardı.

Ayakkabıları delikti.

Çok zaman aç kalırlardı.

Ceplerinde paraları yoktu.

Onlar bu din, bu iman, bu mukaddesat için deliler gibi çalışırlardı.

Onlar, kursaklarına haram bir lokma girmektense ölmeyi yeğlerdi.

Onlar has hizmetkarlardı.

Onlar rant kelimesinin anlamından bîhaberdi.

Onlar mütevazı hizmetkarlardı. Küçük, basit evlerde otururlardı. Geçinmek için çok az gelirleri vardı.

Onlar zengin olmak, lüks hayat sürmek, lüks meskenlerde oturmak, lüks binitlerde gezmek için hizmet etmezlerdi.

Onlar bir vâdide, paralı asker, paralı ağlayıcı İslâmcılar bambaşka bir vâdide.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye