Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: M. Şevket Eygi:Şahsî yanlışlarım varsa lütfen düzeltilsin
MesajGönderilme zamanı: 04.07.09, 11:18 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:19
Mesajlar: 253
M. Şevket Eygi

Milli Gazete
2009-07-04

Şahsî yanlışlarım varsa lütfen düzeltilsin

Her insan gibi ben de şahsî (kişisel) görüşlerimde, hükümlerimde yanılabilirim. Mutlak gerçekleri yazdığım zaman yanılmam mümkün değildir.

İslâm ile ilgili asla, esasa, temele ait bilgiler konusunda (nakilde hatâ yapmıyorsam) yanılmam bahis konusu olamaz.

Meselâ: Hak Teâlâ kemal sıfatlarla sıfatlıdır ve noksan sıfatlardan münezzehtir... Kur'ân Kelamullahtır, kadimdir, hak kitaptır... İslâm hak dindir ve ondan başka Allah katında hak din yoktur... Bunlar benim fikirlerim, görüşlerim değildir; beni aşan doğrulardır. Böyle gerçekleri nakl ettiğim zaman yanılmam mümkün değildir.

Tamamen şahsî fikir, görüş ve hükümlere gelince:

1. Yanlışlık varsa sağlam, tutarlı, mantıklı gerekçelerle tenkit edilip çürütülebilir.

2. Bendeniz açık ismimle yazıyorum. Takma isimlerin, rümuzların ardına saklanmıyorum.

3. Samimiyetimden kimse şüphe etmemelidir.

4. Taqiyye yapmıyorum. Maalesef zamanımızda taqiyye almış yürümüştür. Hiç taqiyye yapmaması gereken bazı Sünnî kökenliler bile bol bol yapıyor.

5. Samimi oluşum şuradan anlaşılabilir ki, yazılarım için maddî bir ücret almadığım gibi bunlar herhangi bir nüfuz, itibar, prestij, makam mevki, riyaset kazanmaya da yönelik değildir.

Bazı kardeşlerimiz bendenizin Ehl-i Sünnet ve Cemaat'i savunmama çok öfkeleniyor ve şiddetli tepki veriyor. İslâm kardeşliğine yakışmayacak şekilde, uhuvvet ve edeb dışı bir üslup kullanıyor, hakaret ediyor. Üstelik de bunu mert bir şekilde yapmıyor, takma isimler, rümuzlar siperi içinde yapıyor.

Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanı olarak şu prensibimi tekrarlamama izin vermenizi istirham ederim:

Ehl-i Sünnet ile çeşit çeşit İslâmî fırkalar arasında usûle, esasa, temellere ait ne kadar ihtilaflı, tartışmalı, anlaşmazlık konusu, birbiriyle uzlaşıp bağdaşmayan mesele ve konu varsa bunların hepsinde de Ehl-i Sünnet ve Cemaat haklıdır, doğrudur, isabetlidir. Böyle olduğuna inanmasam, böyle olduğunu bilmesem zaten Sünnî olmazdım.

Diğer fırkalar da kendi fırkalarının hak ve doğru olduğuna inanmıyor mu?

Ehl-i Sünnete göre dinî meseleler ve hükümler ikiye ayrılır:

(1) Müttefakun aleyh olanlar. Yani üzerinde bütün Ümmetin, ulema ve fukahanın birlik olduğu hükümler. Bunlar tartışılamaz. Ramazan'da oruç tutmanın farz oluşu gibi...

(2) Muhtelefün fih olanlar. Üzerinde fikir ve görüş ayrılığı bulunan esasa ait değil, ayrıntıya ait meseleler. Abdestli bir kimseden kan çıkması onun abdestini bozar mı bozmaz mı meselesi gibi. Hanefî fıkhı bozar, Şafiî fıkhı bozmaz demiş. Bu gibi muhtelefün fih meseleler ve hükümler usûlde, temellerde, esasta değildir; tâli, teferruata ait meselelerdedir. Bunları tartışmak doğru olmaz...

Râbıta yapmak caiz midir, değil midir? Bu konu ihtilaflı bir meseledir. Vehhabîler ve pro-vehhabîler bunu şirk ve küfür olarak görür. Biz Ehl-i Sünnet'i, Vehhabî ulemasının bu gibi fetvaları bağlamaz, Sünnî ulema ve fukahanın konu ile ilgili eserlerine, fetvalarına bakarız.

Rabıta'nın meşruiyetine, cevazına dair nice kitap ve fetva bulunmaktadır.

Böyle ihtilaflı bir konuda milyonlarca mü'minin müşrik ve kâfir olduğuna hüküm vermek insafa, adalete, iz'ana, vicdana yakışmaz.

Müslümanların ihtilaflı konularda hazımlı olmaları gerekmez mi?

Medine-i Münevvere'de Resûl-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya efendimizin mübarek kubbesinin yıkılmasını, kabrinin açılmasını ve na'şının başka bir yere gömülüp toprağının düzlenmesini isteyen aşırıların ve bid'atçilerin fetvalarına dayanarak rabıta yapan din kardeşlerini müşrik ilan edenler titremelidir.

Rabıta yapmak istemeyen yapmaz, yapan yapar ve hiç kimse birbirini küfürle ve şirkle suçlamaz.

Bu yazımı bitirmeden önce şu hususa da dikkatleri çekmek istiyorum: Yurt dışından paralar geldiği ve bunların bazı bid'at fırkalarının desteklenmesi için sarf edildiği, dağıtıldığı rivayetleri vardır. Elde müsbit (isbat eden) deliller yoktur ama birtakım karineler mevcuttur. Şayet bu rivayetler doğruysa durum çok vahimdir.

Şu veya bu bozuk fırkaya samimiyetle inanan, bağlanan kardeşlerimiz olabilir... Lakin bu inanma ve bağlanma para ve menfaat karşılığında olmamalıdır. İşin içine para ve menfaat girerse böyle bir şey Ümmet için felaket olur.

Ülkemizde Ehl-i Sünnet'i savunmak için petro-dolarlar yoktur.

Eminim ki, Sünnîlik için de para ve menfaat dağıtılsaydı, bugün çeşitli bid'atleri savunanlar Ehl-i Sünnetçi kesilirdi.

Cenab-ı Hak müellefe-i kulûbun şerlerinden, hile ve hud'alarından, desise ve tuzaklarından hepimizi korusun.

Şahsî yanlışlarım varsa ve bunları ilmî delil ve gerekçelerle çürüten olursa memnun, minnettar ve müteşekkir kalırım.

Selam ve hürmetlerimle...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye