Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Münafıkların Kur’an-ı Kerim Üzerinde Cedelleşmeleri
MesajGönderilme zamanı: 13.03.11, 12:08 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 06.07.10, 17:50
Mesajlar: 280
“Münafıkların Kur’an-ı Kerim Üzerinde Cedelleşmeleri”

Günümüzde ortalığı ifsat ateşine veren münafıklar, Hazret-i Allah’ın din-i mübin’i olan İslâm’ı; menfaatlerine, gaye ve maksatlarına âlet ederek, İslâm’ın ulvî hükümlerini kendi çıkarları doğrultusunda makamı, mevkisi, şöhreti için bozmaya, değiştirmeye, yozlaştırmaya çalışarak Hazret-i Allah’a alenen hasım kesilmektedirler.

“İnsanlar arasında öyleleri var ki, bir bilgisi olmadığı halde Allah yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için boş lâfı satın alır. İşte onlara alçaltıcı bir azap vardır.” (Lokman: 6)

Cühelâ gürûhu nefislerini ilâh edinmişler, Allah-u Teâlâ’ya hasım kesilmişler, İslâm’mış gibi görünüyorlar ve fakat küfre hizmet ediyorlar. Din-i İslâm’ı tahrif ve tahrip etmek için bütün güçleriyle çalışıyorlar. Din-i İslâm’da olmayan şeyleri; hurafe, bidat, yalan-yanlış olarak bütün güçleriyle yaymaya çalışıyorlar. Öyle ki Hazret-i Kur’an’ın üzerine münakaşa yapıp çekişerek bu yolla tahrip ve tahrif etmeye çalışıyorlar. Müslümanların gönüllerini bulandırmak için, bir yerlere yaranmak için, dinini ve imanını dünyalığa satıyorlar. Böylece münafık durumuna düştüler. Din-i İslâm’ı tahrip etmek isteyen kim olursa olsun kâfirdir, zâlimdir, fâsıktır.

Hazret-i Kur’an’ı tahrip ve tahrif etmek isteyenlere karşı Allah-u Teâlâ’nın hitâb-ı ilâhî’si:

“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, işte onlar kâfirlerdir.” (Mâide: 44)

Reform adı altında İslâm dini’ni aslından çıkarmak ve hurafeler koymak ve din-i İslâm’ı bozmak isteyenlere ilâhî hitap:

“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, işte onlar zâlimlerdir.” (Mâide: 45)

Allah-u Teâlâ’nın emir ve nehiylerini en iyi bilen ve tebliğ eden, âhir zaman peygamberimiz Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’dır. Âyet-i kerime’lerle, Hadis-i kudsî’lerle ve Hadis-i şerif’lerle 1400 küsur seneden beri devam edegelen emr-i peygamberî’yi değiştirmek isteyenler hakkında Allah-u Teâlâ’nın hükmü budur:

“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, işte onlar fâsıklardır.” (Mâide: 47)

Yaratmak da emretmek de Allah’a mahsustur. Mahlûkun hiç hükmü yoktur. Bunu değiştirmek aleviye mi kalmış? Buna tevessül edenler müslüman değildir. Onlar müslümanmış gibi görünen münafıklardır.

Bunlar Allah-u Teâlâ’nın dinini bıraktıkları, şeytanın adımlarına uydukları için bu hale düşmüşlerdir.

Âlim olduklarını sandılar, ulemâ sıfatı altında cehaletlerini ve küfürlerini yaydılar. Bu gibi kimselerin ifsatları çok, tahribatları büyüktür.

Onlar Allah-u Teâlâ ile ilgilerini kesmişler, halk ile ilgilerini kurmuşlar. Onların alış-verişi halk iledir. Yalnız ve yalnız nam, şöhret, gösteriş, riyaset ve mevki düşünürler.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:

“Onlar hem insanları Kur’an’dan men ederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar.

Böylece ancak kendilerini helâke atarlar da farkına varmazlar.” (En’am: 26)

Kendileri Hazret-i Kur’an’ın nur ışığından faydalanamadıkları gibi, başkalarının da faydalanmasına engel oluyorlar.

Onlar Allah-u Teâlâ’nın dinini tahrip etmeye çalışırken Allah-u Teâlâ da dünyayı tahrip ediyor ve edecek.

Şöyle ki:

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde, kıyamet günü gelmeden önce helâk olmaktan yahut da şiddetli azabın gelip çatmasından kurtulabilecek hiçbir memleket halkının bulunmadığını beyan buyurmaktadır:

“Hiçbir memleket hariç olmamak üzere, biz onu kıyamet gününden önce ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azapla cezalandırırız.” (İsrâ: 58)

Bu helâk etme ya tamamen yok etmek veya halkına şiddetli azap etmek suretiyle olur. Nitekim küfür ve fâsıklık sebebiyle yeryüzünde zaman zaman nice felâketler baş göstermektedir.

“Bu, kitapta (Levh-i mahfuz’da) yazılıdır.” (İsrâ: 58)

Ne zaman olacağı, onu gerektiren sebepler ve nasıl olacağı gibi hususlar, hiçbir şey bırakmamak kaydıyla Levh-i mahfuz’da yazılmıştır. Bu hüküm kesin olarak yerine getirilecektir.


kaynak : http://www.hakikat.com/dergi/86/bsyz8608.html


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye