Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Türkiye entelektüelleri İslam coğrafyasında neden yok?
MesajGönderilme zamanı: 26.04.09, 18:42 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.03.09, 09:49
Mesajlar: 311
Türkiye entelektüelleri İslam coğrafyasında neden yok ?..

26-04-2009

Türk dizileri Arap dünyasında izlenme rekorları kırarken Türkiye İslam coğrafyasında entelektüel bir rol oynayamıyor. Geçen yıl Arapçadan Türkçeye çevrilen eser sayısı 337. Türkçeden Arapçaya ise sadece 4 kitap çevrilmiş. Dilimize tercüme edilen kitapların çoğu da dinî kaynaklı.

Arap dünyası Türk yazarları olarak Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk ve Elif Şafak'ı tanıyor.

Türkiye`nin, İslam dünyasını etkileyen din adamları ve entelektüeller çıkaramamasını Doç. Dr. Hicabi Kırlangıç şöyle açıklıyor: "Dinî ve fikrî eserlerle ilgili olarak son ve güçlü bir etken, Türkiye`de yerli altyapısı bulunan insicamlı fikrî ve dinî oluşum ve hareketlerin yokluğu kaydedilebilir. Bence en önemli etken budur. Bediüzzaman`ın oluşturduğu fikir havzası dışında yerli bir İslamî oluşum ne yazık ki yok Türkiye`de." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi`nde öğretim üyesi Kırlangıç`a göre Türkçe dinî ve fikrî eserlerin Arapçaya yol bulamaması ya da az yol bulmasının nedenlerinden biri de psikolojik. Çünkü Arap okuryazarları Arapça fikrî eserler dururken, İngilizce hariç, başka dillerde yazılmış fikrî eserlere iltifat etmeme eğiliminde.

Yazar İsmail Kara ise Arap siyasî eliti, aydınları ve sanatçıları arasındaki Türk ve Türkiye karşıtlığına dikkat çekiyor. "Arap halklarında ise güçlü Türk sevgisi her şeye rağmen devam etmektedir." diyen Kara sözlerini şöyle sürdürüyor: "Türk devleti ve aydınlarının, İslâmî endişe sahibi çevrelerin Türkçedeki fikrî ve edebî ürünleri Arapçaya aktarma konusunda herhangi bir niyet ve gayretlerinin olmadığını da önemli bir sebep ve ihmal olarak zikretmek gerekecektir."

Türkiye onur konuğu olduğu 2008 Frankfurt Kitap Fuarı`na 300`ü aşkın yazar, çevirmen, şair ve edebiyatçıyla katıldı. 150`ye yakın yayınevi bu fuarda yer aldı. Ocak ayında Kahire`de açılan kitap fuarında ise Kültür Bakanlığı`nın dışında sadece Altınbaşak, Sözler ve Nil yayınevleri vardı.

Said Nursi ve Fethullah Gülen`in eserlerini Arapçaya çeviren Nil Yayınları, ilmî, dinî ve edebî konuları işleyen Hira Dergisi`ni üç ayda bir Arapça olarak yayınlıyor. Nil Yayınları`nın Arapça editörü Fikret Yaşar da İslam coğrafyasının Türkiye`deki İslamî literatüre ve birikime kıymet vermediğini düşünüyor. Arap coğrafyasında zihinsel bariyerlerin olması da bir başka neden.

Yazar Cihan Aktaş ise başka bir konuya dikkat çekiyor. Aktaş`a göre "Araplar uzun zaman gerek dilleri ve kültürleri, gerek hayat tarzlarıyla Türkiye`deki kültürel politikaları belirleyen çevrelerce hor görüldüler. Dil ve alfabeyi de içine alan bu hor görünün zaman içinde iki dilin verimleri arasında bir sağır duvarın yükselmesine yol açtığı söylenebilir.

Mısır ve Arap dünyasının en büyük yayınevlerinden Darul Fikr el Arabi`nin sahibi Emin Muhammed el Hadari, Cihan Aktaş`ın bu tespitini doğruluyor. Hadari, Arap dünyasının uzun yıllar Türkiye`den uzak durmasının en önemli sebebinin Türkiye`nin izlediği politikalar olduğunu belirtiyor. Hadari, son politik gelişmelerin iki dünyayı birbirine çok yakınlaştırdığını, bundan sonra kültürel ilişkilerin de canlanacağını umduğunu ifade ediyor.

Siyasî tercihler olumsuz, kültür politikaları çelimsiz
İsmail Kara: Türkiye`nin, hususen İslâmî endişe sahibi kesimin ve genel edebiyat çevrelerinin Arapça neşriyatı, Arapların Türkçe neşriyatı takiplerinden fazla takip edip kendi diline aktardığında şüphe yok. Araplar ise bu bakımdan İngilizlerin yerleştirdiği Türk muhalifi düşünceden kurtulmuş sayılmazlar. Arap siyasî eliti, aydınları ve sanatçıları arasında hâlâ ciddi denebilecek bir Türkiye karşıtlığı vardır. Arap halklarında ise güçlü Türk sevgisi her şeye rağmen devam etmektedir. Türk devleti ve aydınlarının, İslâmî endişe sahibi çevrelerin Türkçedeki fikrî ve edebî ürünleri Arapçaya aktarma konusunda herhangi bir niyet ve gayretlerinin olmadığını da önemli bir sebep ve ihmal olarak zikretmek gerekecektir. Sorulacak soru şu olabilir: Türk aydınlarının kafasında Arapçaya -belki Batı dillerine de- tercüme edilecek kıratta eser ve metinlerinin olup olmadığı istikametinde ciddî bir soru ve derin bir mesele var mıdır? Kendine güvensizlik, kendini ciddiye almama burada da hükümran mıdır? Arap memleketlerindeki Türk büyükelçiliklerin, kültür ataşelerinin bu konularda kayda değer hiçbir şey yapmadıkları da maalesef acı bir hakikat. Bu acı hakikatin en açık göstergelerinden biri Dışişleri ve Kültür bakanlıklarında Arapça bilen elemanların sayısının yok denecek kadar az oluşudur.`

***

Arap okurun yüzü Batı`ya dönük
Cihan Aktaş: Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Orhan Pamuk ve Elif Şafak gibi uluslararası kültür piyasasının dolayımıyla okuyucuya ulaşması garantilenen yazarların dışında, tek tek isimlerin okuyucuya ulaşma şansı çok sınırlı. Başka bir neden ise Arap veya İranlı okuyucunun ilgisinin kendi klasik edebiyatı yanı sıra öncelikle Batı`ya dönük olmasıdır. Arap dünyasında hissedilen Türk edebiyatına ve Türkiye kültürürün verimlerine dönük ilgisizlikte psikolojik bir etkenden de söz edilebilir gibi geliyor bana. Araplar uzun zaman gerek dilleri ve kültürleri, gerek hayat tarzlarıyla Türkiye`deki kültürel politikaları belirleyen çevrelerce hor görüldüler. Dil ve alfabeyi de içine alan bu hor görünün zaman içinde iki dilin verimleri arasında bir sağır duvarın yükselmesine yol açtığı söylenebilir.

***

Lüzumlu lüzumsuz çeviri yapıldı
Ali Nar: İslâm Dünyası ile bağlantımız; harf İnkılâbı ve medreselerin lağvi ile kesildi Yani yeni yetişen nesiller, onları okuyamaz olduğu gibi, onların okumuşları da biz de (yeni alfabe ile) yazılanları okuyamaz oldu. Son yarı yüz yılda ise, biz de onları Batı üzerinden tanıdık. Ve tabii bu tanışmalar yanlış ve yanıltıcı/bozucu oldu. Onlar Nazım ve A. Nesin`i O.Pamuk`u alırken, bizimkiler de Necip Mahfuzu veya Adonis`i aldılar. Terceme hareketi başladı. Başta, dini-ilmi eserler çevrildi ama hemen hiçbir seçme veya tavsiye olmadan, neyin lüzumlu neyin değil ve zaruri olduğuna bakılmadan çeviriler yapıldı. Bizim çalışmalarımıza gelince; roman (altı tane) hikaye, şiir ve tiyatro çevirileri yaptım. iddia ediyorum ki, terceme çalışmalarına "Uslub ve Metod" getirdim.

***

Müslüman kalem yetiştiremedik
Doç. Dr. Hicabi Kırlangıç: Önemli nedenlerden biri, bizim İslam dünyasında Batı`nın gölgesinde kalmış bir edebiyat gibi algılanmamızdır, diye düşünüyorum. Öte yandan bütün İslam dünyasında 20. yüzyıl nesir edebiyatının çoğunlukla sol ve sosyalist eğilimli bir edebiyat olması ve büyük ölçüde Batı`daki sosyalist edebiyatın uzantısı olarak durması, İslam ülkelerinin birbirlerinin edebiyatlarına ilgisiz kalmalarında etkili olmuştur. Şu anlamda ki dünyada herkesçe muteber kabul edilen edebî ürünler dururken birbirinin benzeri olan İslam coğrafyasının edebî ürünlerinin tercümesi, Batı`ya şartlanmış okuyucuya pek de ilginç gelmemiştir. Öte yandan edebiyat alanında kendi kültür ve edebiyat mirasını bugüne taşıyıp yeni ve güçlü bir biçimde dünyaya sunan Müslüman kalemlerin yetişmekte geç kalmış olmaları da önemli bir etkendir bence.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Türkiye entelektüelleri İslam coğrafyasında neden yok?
MesajGönderilme zamanı: 26.04.09, 23:21 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
çevirisi yapılacak kıratta Türk-İslam entellektüeli yok değil ki... [Necip Fazıl, Cemil Meriç, Ali Fuad Başgil, Nureddin Topçu, İsmail F. Ertuğrul, Ö.Ferid Kam.....vs..]

okur/Yazar Arablar arasında Türk matbuatına karşı cereyan eden ayrılıkçı rüzgarın sebebi ikidir:

1. psikolojik.. Osmanlı'dan kalma tabi'iyyet duygusu bizi okumayı gerekli ve cazip göstermiyor.. 2. i'tikadî'dir.. ki asıl bu'd ve katiat sebebi de budur.. yani modernist evrimin getirdiği kesiliş ve kopuş..

o yüzden arab elitleri bizden bir şey almayı öngörmez.. bilakis bizim güdük entellerimiz mezhebsiz moderniteyi model almak için daha ziyade arabtan çeviri yapar..

yapılan çevirilerin ne olduğunu görmedim ama: eğer bir istatistik yapılsa bu dediğim şey ortaya çıkar...

......................

Arap elitleri ne istiyor ?! aziz nesin, yaşar kemal ve orhan pamuk gibilere dilbeste olan bir okur yazar kitlesine 'Arab Kardeşlerim' diyemeyeceğim.. onlar gitsin Batı'nın kültürünü (neşriyat-ı küfür) okuya dursun.. [Mü'min felsefe dahil herşeyi okuyabilir: ama kafasına göre değil; cerh u ta'dil edici şarih ve münekkidiyle beraber..]

aslında sorulması gereken soru şudur: salyangozcu entellektüellerin İslam coğrafyasında ne işi var..?!

cenab-ı Allah halklarımızı (arab-türk vs..) ehl-i sünnet ve ümmet-i Muhammed şuuru ile müteyakkız eylesin.. amin...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye