Sufiforum.com

nakshi paşam uyarınıza sonuna kadar katılıyorum ve bir kez daha yineliyorum: Haber kaynağına dikkat... Eğer Evliyaullah'tan gelen bir bilgiyse onların ağzından Haktan başkası çıkmaz. Amenna. Bir Kudsi Hadis-i Şerif bunun delilidir. "O veli kulumun konuşan dili olurum" Fakat kaynak başka yerse temkinli olmak lazım.

uyarı derken ben kimseyi uyarmıyorum estağfirullah. sadece kendi görüşlerim bunlar. o kulun Allah dili de olur gözüde olur kulağıda olur her şeyi olur. ama tabi bu laf zahire ağır gelir. zaten anlasalar itiraz etmezler.

Bu konularda bir şey işitmedik. Hatta başka yerlerde konuşanlara da rast gelmedik. Şu an için Şeyh Nazım Efendi hz.leri ve vekilleri haricinde bir şey diyen var mı acaba?

ilginç bir konu...

Hz. Mehdi’nin gelmesine daha altı asır var!

Son zamanlarda Hazreti Mehdi meselesi yine tartışılmaya başlandı. Zaten İslam âleminde bu konu her devirde tartışma konusu olmuş; hiçbir dönem gündemden düşmemiştir. Bugüne kadar, bu mesele şahıslar ve cemaatler nezdinde tartışılırdı. Bu defa işin içine ilk defa bir de devlet girdi. İran, şii devlet ve din adamları art arda yaptıkları açıklamalarda, hazreti Mehdi’nin gelme vaktinin geldiğini bildirerek, yolunun açılması için bütün Müslümanları, İran’ın yanında olmaya çağırdılar. Böylece, hazreti Mehdi meselesi siyasi istismara da sahne oldu.

ÜÇ FARKLI YAKLAŞIM

Hazreti Mehdi meselesinde Müslümanları üç kategoride toplamamız mümkün:
Birinci grup, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği şekilde inananlar. Bunlar böyle bir iddiada bulunmazlar.

İkinci grup istismarcılardır: Dünyalık menfaat toplamak, şan şöhret sahibi olmak için ortaya çıkan sahte Mehdilerdir. Bunlar, kendilerinin Mehdi olmadıklarının farkındadırlar, menfaat için yalanlar ile, kelime oyunları ile kendilerinin Mehdi olduğuna inandırırlar. (Ayrıca İslama zarar vermek için, Mehdi kılığına sokulan Ahmed Kadıyani gibiler de var.)

Üçüncü grup bir art niyeti olmayıp aşırı sevgiden dolayı bu meseleye yanlış bakan, yanlış yorumlayanlardır. Tarih boyunca, bu üçüncü grup düşüncesi daha çok, tarikatlarda, cemaatlarda görülmüştür. Talebeler bir art niyeti olmadan, hocalarını çok sevdikleri için kendisini Mehdi makamında görmüşler veya görmek istemişler. Hocaları da bu düşünceleri açıkça reddetmedikleri için, talebeler zımnen kabul olarak anlamışlar, bu yanlış düşünceden kurtulamamışlardır.

Hazreti Mehdi’nin geleceği, alametleri açık bir şekilde hadis-i şeriflerde bildirilmiş fakat ne zaman geleceği açık bildirilmemiştir. Zaman belli olmadığı için, alametleri tevil eden çok kimse Mehdilik iddiasında bulunmuştur. Zamanın Ehl-i sünnet âlimleri de bu iddiaları çürütmüşlerdir:

İmam-ı Rabbani hazretleri zamanında da Hindistân’da birisi, Mehdî olduğunu iddiâ etmişti. Bu iddialar üzerine hazreti İmam, talebesine yazdığı bir mektupta Hazreti Mehdi’nin alametlerini bildirip şöyle buyurmuştur: “O hâlde, insâf etsinler ki, bu alâmetler o ölen adamda var mıdır, yok mudur. Hz. Mehdî’nin daha birçok alâmetlerini, Muhbir-i sâdık haber vermiştir. Ahmed ibni Hacer-i Mekkî hazretleri (Elkavlülmuhtasar fî alâmâtil-Mehdî) ismindeki kitabında, Hz. Mehdî’nin iki yüze yakın alâmetini yazmıştır. Geleceği bildirilen Mehdî’nin alâmetleri meydanda iken, başkalarını Mehdî sananlar, ne kadar câhildir. Allahü teâlâ, onlara, doğruyu görmek nasip eylesin!”

Ehl-i sünnet âlimleri her bin yılda büyük bir müceddid âlimin geleceğini, dini küfürden, bid’atlerden temizleyeceğini bildirmişlerdir. İkinci bin yılın yenileyicisinin de İmam-ı Rabbani hazretleri olduğu konusunda İslam âlemi “ittifak” halindedir. Bunun için kendisini “müceddid-i elfi sani” (ikinci bin yılın müceddidi) unvanı ile anmışlardır.

ÜÇÜNCÜ BİN YILIN YENİLEYİCİSİ

İkinci bin yılın müceddidi olan bu büyük âlim İmâm-ı Rabbânî (1563-1624) hazretleri üçüncü bin yılın müceddidinin Hz. Mehdî olduğunu bildirmiştir. Bu hususta Mektubatın birinci cild, 209. mektubunda şöyle buyurmaktadır: “Önceki dinlerde, ülül’azm Peygamberin vefâtından sonra bin sene içinde, yeni bir Peygamber gönderilirdi. Bunlarla, o Peygamberin dîni kuvvetlendirilirdi. Onun dîninin zamanı bitince, başka bir ülül’azm Peygamber ile yeni bir din gönderilirdi. Muhammed aleyhisselam, Peygamberlerin sonuncusu olduğu için ve Onun dîni hiç değiştirilemeyeceği için, Onun ümmetinin âlimleri, Peygamberler gibi oldu. İslâmiyeti kuvvetlendirmek işi bunlara yaptırıldı. Resûlullah, Hz. Mehdînin teşrîf edeceğini haber vermiştir. Bin sene sonra gelecektir. Hz. Îsâ da, bin sene sonra, gökten inecektir.”

İmam-ı Rabbani hazretlerinin bu keşfine göre, hazreti Mehdi’nin gelmesi hicri 2000’li yıllarda olacak, yani altı asır sonra olacak! Mehmet Oruç / Türkiye Gazetesi /08 Eylül 2009 Salı


............................

böyle diyenler de var.herkes bir şeyler söylüyor.insanların kafası karışıyor.

talib arkadaşım var lakin bu kadar kapsamlı anlatan yok. nazım efendinin bir kaç sözü var onu burda söylemeyeceğim alınan olabilir.

ebu hanif arkadaşım ben cübbeli Ahmet hoca ya gülerdim bir asır sonra mehdi as gelecek demesine, sende iyice abartmışsın. imamı rabbani hz. lerinin mektubatına aşikardır o hoca da ona söylesen oda güler buna. bu bir yanlış yorumdan ziyade fantezi olarak adlandırabilirim.... artık alametler bellidir. olan olaylara gözünüzü kapatmayın. iki tane belirtisi kaldı biri şu anda yaşanıyor diğerinede çok az kaldı Allah o günleri göstersin.

yok anlamadığım sizin gözünüz dışarıya kör mü? görmüyormusunuz pisliği. ben avrupada okuyorum bir fitne bi fitne türkiyeye geliyorum hiç bi değişikliği yok. yani siz nerde yaşıyorsunuz....

Şeyh Nazım Efendi haricinde ayrıntılı haber verene biz de rastlamadık. Pek çok yerden sadece zamanı yakın deniliyor. O kadar.

Mübarek Abdurrahim Efendim Hazretleri, senelerce önce buyurduğu bir sohbetinde, Cebrail As.'ın, Mübarek Peygamber Efendimizden sonra 10 kez daha yer yüzüne geleceğini; her defasında ilmin, hayanın, sabrın, cömertliğin vs.. yeryüyüzünden kalkacağını, en son Kur'an ve İman'ın yeryüzünden kaybolacağını söylemişti. Peşinden ekledi ki: "Şimdi bu alametlerin sekizi gerçekleşmiştir. Kaldı ikisi. Bazıları da diyorlar ki Kur'an'ın hükmü kalktığı için 1,5 alamet kaldı." Bütün bunlar Kıyamet'e kadar vaki olacak şeyler imiş, Allahu alem. Dede Paşa Hz.lerinin de ta 1970'lerde "Bugünün gençleri Mehdi As'ı görecekler" dediğini işitmiştik, eskilerden.

O nedenle, kalbim, daha asırlar var diyenlere kani olmuyor.

yukarıdaki yazının sahibi belli : mehmet oruç. göremeyen ya da kör olan biri varsa hem kendisi hem de peşinden gittikleridir. ben imamı rabbaniye isnat edilerek söylenen bir iddiayı "Mehdiye daha 6 asır var" ı ortaya koydum.

bu adamın doğru söylediği ya da salladığı mektubatta vardır.bu forumda bulunan "mektubat aşıkları" bir cevap verirler herhalde.

Abdurrahim efendim hz. lerinin o sohbetini bende okudum. ve diyordu ki en sonunda kuran ile iman kaldı. şimdi de kuranın sadece cismi kaldı(ne demek bu yani bu da bitti), yani 1 buçuk kaldı dedi. iman kalkarsa ki herkezde değil tabi çünkü herkezden kalkarsa zaten kıyamet kopar. şu anda zaten iman da tartışmalı bir konu. nebinin imanı velinin imanı müminin imanı ve müslümanın imanı farklıdır. bu da şu anda ALlah tan hiç bir korkunun kalmadığına işaret. insanların afedersiniz yemediği halt yok. Abdurrahim efendim öyle dedi. Dede paşam KS da buyurdu ki bu devirde cihat zahiri cihat yoktur, bu devirdeki cihat Mehdi as. a asker yetiştirmektir. yani sürenin azalmasına bakarmısınız. ki bunu dede paşa en az 30 sene evvel buyurdu. artık vakit tamam sadece bir kıvılcım lazım. oda Melheme-i kübradır. öncelikli olarak iran gidecek evliyaullahın sözlerine bakaraktan.

not: bana kardeşim sanane sen işine bak diyebilirsiniz. cevaben; bu benim için sadece bir hobi ve hoşuma gidiyor araştırmak. sürekli ve sürekli aman noldu aman şumu oldu demiyorum yani. bu fitnenin bir an önce bitmesi içindir Mehdi as ın gelmesini isteyişim. yoksa benim mürşidim var elhamdulillah. gidip te mehdi as. bağlanmıyacağım yani