Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 59 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 18.11.09, 18:59 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 657
Ebu Hamza Hocam, bendeniz 32. Mektubun arapçasını elimdeki e-kitaptan tespit etmeye çalışıyorum. Özellikle ilk kısmını kelime kelime tercüme etme imkanımız var mıdır?


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 18.11.09, 19:41 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 19.09.09, 21:50
Mesajlar: 103
ankebut yazdı:
İmam-ı Rabbani Mehdiyi anlatıyor-2

Mehmet Ali KAYA


malikaya_111@hotmail.com

18 Kasım 2009

Bediüzzaman Said Nursi hazretleri “Şualar” isimli eserin “Marifetullan ve Tevhit” dersini en güzel şekilde ehl-i küfür ve inkâra da ders verdiği 7. Şuası olan “Ayetü’l-Kübra” Risalesinin “Berahin-i Tevhidiyeye Dair” olan ikinci kısmında İmam-ı Rabbani Hazretlerinin talebelerine ders verirken “Bütün tarikatların en mühim neticesi hakaık-ı imaniyenin inkişafıdır. Bir tek mesele-i imaniyenin vuzuh ile inkişafı, bin kerâmata ve ezvaka müreccahtır” dediğini belirtir. Ayrıca “Mütekellimînden ve İlm-i Kelam Ulemasından birisi gelecek hakaik-i imaniye ve islâmiyeyi delâil-i akliye ile kemal-i vuzuhla ispat edecek” dediğini nakleder. (Şualar, 2005, s.264)




Sonra, o seyyah-ı âlem asırlarda gezerken, Müceddid-i Elf-i Sâni İmam-ı Rabbânî Ahmed-i Farûkî’nin medresesine rast geldi, girdi, onu dinledi. O imam, ders verirken diyordu:

"Bütün tarikatlerin en mühim neticesi hakaik-ı imaniyenin inkişafıdır" ve "Birtek mesele-i imaniyenin vuzuhla inkişafı, bin kerâmâta ve ezvâka müreccahtır."

Hem diyordu: "Eski zamanda, büyük zâtlar demişler ki: ’Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek.’ Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki o adamım" diye, iman ve tevhid bütün kemâlât-ı insaniyenin esası, mayası, nuru, hayatı olduğunu ve düsturu, tefekkürat-ı imaniyeye ait bulunması ve Nakşî tarikatında hafî zikrin ehemmiyeti ise, bu çok kıymettar tefekkürün bir nev’i olmasıdır diye tâlim ederdi.


En son Ebu Hanif tarafından 18.11.09, 19:45 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 18.11.09, 19:44 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 19.09.09, 21:50
Mesajlar: 103
dünya zulüm içinde inim inim inlerken Bediuzzaman'a Mehdi diyen ahmakları karşıma alıp tokatlamak istiyorum...

bu zımnen peygamberimizi yalancı çıkarmaktır...

Mehdi bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93).

adalet uygulama olmadan tesis edilemez...sözle adalet olmaz...şeriatı ve sünneti uygulayarak adalet gerçekleşir....


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 18.11.09, 20:40 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 657
32. Mektub'un Arapçasıdır:


المكتوب الثاني والثلاثون ارسل الى المرزا حسام الدين احمد في بيان الكمال
المخصوص بالاصحاب الكرام رضوان الله تعالى عليهم اجمعين وانه قد تشرف
به قليل من الاولياء وما يناسب ذلك

قد ورد مكتوبكم المرسول على وجه الالتفات لله سبحانه الحمد والمنة على مالم
يصر المهجورون منسيين بل ذكروا مع المذكورين ولو اس تطر اد ياً ( ع ):
دعونا نسلي بالاماني قلوبنا
قد اندرج في كتابكم الشكاية من فقدان نسبة حضرة شيخنا عليه الرحمة
الخاصة به وعدم وجدانها والاستفسار عن سببه ( ايها المخدوم ) ان شرح امثال هذه
الكلمات بطريق التحرير بل بالتقرير غير مناسب فانه لا يدري ماذا يحصل في فهم
انسان وماذا يأخذ منه بل اللازم الحضور بشرط حسن الظن او طول الصحبة على اي
نهج كان وبدونه خرط القتاد ( شعر ):
اريد صفو ليال مع ضيا قمر * حتى احدث انواع الحكايات
ولكن بحكم لكل سؤآل جواب أظهر هذا القدر إن لكل مقام علوما ومعارف
على حدة و احو الاً ومواجيد متمايزة ففي مقام يناسب الذكر والتوجه وفي مقام
يناسب تلاوة القرآن والصلوة ومقام مخصوص بالجذبة ومقام بالسلوك ومقام ممتزج
بهاتين الدولتين ومقام خال عن جهتي الجذبة والسلوك بحيث لا مساس له بالجذبة ولا
تعلق له بالسلوك وهذا المقام عال جد واصحاب النبي عليه و على آله وعليهم من اً
الصلوات افضلها ومن التسليمات اكملها ممتازون بهذا المقام ومشرفون بهذه الدولة
العظمى من بين الانام ولصاحب هذا المقام امتياز تام عن ارباب المقامات الآخر


والمشابهة بين أرباب هذا المقام قليلة بخلاف ارباب مقامات اخر فان لهم مشابهة بعضهم
ببعض ولو بوجه دون وجه وهذه النسبة تظهر بعد الصحابة رضوان الله عليهم اجمعين
في المهدي عليه السلام على الوجه الاتم انشاء الله تعالى وقل من اخبر عن هذا المقام من
مشائخ الطبقات فكيف التكلم من علومه ومعارفه ذلك فضل الله يؤتيه من يشاء والله
ذو الفضل العظيم غاية ما في الباب ان هذه النسبة العزيزة الوجود كانت تظهر في
الصحابة في اول القدم ثم تبلغ مرتبة الكمال بمرور الزمان واما غير الصحابة فان اريد
تشريفه بهذه الدولة وترتبه على قدم نسبة الصحابة انما يستسعد بها بعد قطع منازل
الجذبة ومراتب السلوك وطي علوم هذين المقامين ومعارفهما وظهور هذه النسبة

الشريفة في الابتداء كان مخصوصاً ببركة صحبة سيد البشر عليه و على آله الصلوات
والتحيات والبركات و التسليمات ولكن يمكن ان يتشرف بهذه البركة بعض متابعيه
صلّى الله عليه و سلّم فتكون صحبته يضاً س باً لظهور هذه النسبة العلية في الابتداء أ ب
يعني في ابتداء الحال قبل قطع منازل الجذبة والسلوك ( شعر ):
لو كان من فيض روح القدس من مدد * لغير عيسى ليصنع مثل ما صنعا
وفي هذا الوقت يتحقق في هذه النسبة اندراج النهاية في البداية ً ايضا كما هو
متحقق في صورة تقدم الجذبة على السلوك ولا مساعدة للزيادة على هذا ( شعر ):
ومن بعد هذا ما يدق بيانه * وما كتمه احظى لدي واجمل
( فان وقعت ) الملاقاة بعد ذلك واحست مظنة حسن الاستماع من جانب
المستمعين ترد نبذة من هذا المقام في معرض الظهور انشاء الله تعالى وهو سبحانه الموفق


(Alınan kısmın Arapçası buraya kadardır)

Mehmet Ali Kaya'nın 32. Mektup şunları yazıyor dediği yazısında yukardaki iki kırmızı Arapça cümle yoktur. Yoktur. Eksik bırakılmıştır. Ve olmayınca Mektubun anlamı baştan aşağı değişmiştir

Öte yandan Kaya, kendi iki cümlesini de araya sıkıştırmış, yazmayanı yazılmış gibi göstermiştir:

2 önemli cümle çıkarılmış, iki tane alakasız cümle eklenmiştir. Daha nasıl izah edelim bilemiyorum.

Kaya, İmam Rabbani Hz.lerine iftira ediyor. Sözlerini vermediği gibi, demediğini de yazmış gibi gösteriyor.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 18.11.09, 21:55 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 904
Risale-i Nur taifesinden İmam-ı Rabbani'yi görmezden gelme tavrını terkeden sayılı yazarlardan birisi olan M. Ali Kaya'ya anlayış göstermek lazım.

Tasavvuf terminolojisine yabancı oldukları için hata yapmaları kaçınılmaz.

M. Ali Kaya, İmam-ı Rabbani tarafından "nübüvvet kemalatı" diye tarif edilen seyr u sulûk safhasını "Rasulullah s.a.v ve diğer enbiyanın nübüvvet görevi" olarak algılamıştır... ( "Nübüvvet Kemalâtı"ndan zerre kadar haberi oldugunu sanmıyorum.)

Aslında komik ötesi durum ama bu kişilerin cemaatleri içerisinde "sözü dinlenen" "ağabey" pozisyonunda kişiler olduğunu hesap edince gülünesi değil ağlanası bir durum ortaya çıkıyor.

Ortaya çıkan bir başka şey ise Şeyh Nazım hz. nin "isterse bin yıl Risale okusalar hiçbir şeye vakıf olamayacaklar" sözünün hakikatı...

Şu mütevazı "sufiforum.com"daki "Tasavvufta Makamat" konusunu okuyan bir lise talebesinin anlayabileceği kadar bir İslami fehm ve idrak mertebesine ulaşamamış kişilerin gazetelerde köşe yazarı (Mehmet Ali Kaya YeniAsya gazetesi yazarlar dizininde yer alıyor) ve sitelerde "akil adam" pozisyonunda olmaları ülkemizin genel İslami kültürü açısından da vahim bir durum.

Bu durumu düzeltmek ise bizlerin elinde olmayan bir şey...

Dileğim o ki Mektubat-ı Rabbani'yi kendi "hayali Mehdi"lerine ve mehdiyetlerine basamak yapmak için bile olsa cidden anlamağa çalışarak okusalar ve çok değil birazcık anlasalar...

Mektubât-ı Rabbani'de anlatılan Mehdi a.s. ile Said-i Nursi Hz. arasında hiçbir ilgi olmadığını anlayacak kadar anlasalar..

Rabbim c.c. basiret nasib eyleye cümleye...

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 18.11.09, 22:59 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 904
Ebu Hanif yazdı:
ankebut yazdı:
İmam-ı Rabbani Mehdiyi anlatıyor-2

Mehmet Ali KAYA


malikaya_111@hotmail.com

18 Kasım 2009

Bediüzzaman Said Nursi hazretleri “Şualar” isimli eserin “Marifetullan ve Tevhit” dersini en güzel şekilde ehl-i küfür ve inkâra da ders verdiği 7. Şuası olan “Ayetü’l-Kübra” Risalesinin “Berahin-i Tevhidiyeye Dair” olan ikinci kısmında İmam-ı Rabbani Hazretlerinin talebelerine ders verirken “Bütün tarikatların en mühim neticesi hakaık-ı imaniyenin inkişafıdır. Bir tek mesele-i imaniyenin vuzuh ile inkişafı, bin kerâmata ve ezvaka müreccahtır” dediğini belirtir. Ayrıca “Mütekellimînden ve İlm-i Kelam Ulemasından birisi gelecek hakaik-i imaniye ve islâmiyeyi delâil-i akliye ile kemal-i vuzuhla ispat edecek” dediğini nakleder. (Şualar, 2005, s.264)




Sonra, o seyyah-ı âlem asırlarda gezerken, Müceddid-i Elf-i Sâni İmam-ı Rabbânî Ahmed-i Farûkî’nin medresesine rast geldi, girdi, onu dinledi. O imam, ders verirken diyordu:

"Bütün tarikatlerin en mühim neticesi hakaik-ı imaniyenin inkişafıdır" ve "Birtek mesele-i imaniyenin vuzuhla inkişafı, bin kerâmâta ve ezvâka müreccahtır."

Hem diyordu: "Eski zamanda, büyük zâtlar demişler ki: ’Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek.’ Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki o adamım" diye, iman ve tevhid bütün kemâlât-ı insaniyenin esası, mayası, nuru, hayatı olduğunu ve düsturu, tefekkürat-ı imaniyeye ait bulunması ve Nakşî tarikatında hafî zikrin ehemmiyeti ise, bu çok kıymettar tefekkürün bir nev’i olmasıdır diye tâlim ederdi.


Buradan şunu mu anlamak gerekiyor?

Said-i Nursdi Hz.nden nakledilen bir İmam-ı Rabbani'nin kendisine olan dileğini -niyâzını diyelim ya da- (keşke...) Mehmet Ali Kaya Said-i Nursi Hz. ne mi çevirmiş?

"Sizin fehminizce de oyle midir?" manasına tekid için soruyorum...

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 18.11.09, 23:40 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 19.09.09, 21:50
Mesajlar: 103
ben 2 şeye dikkat çektim :

1- İmamı Rabbani'nin sözü diye a.kaya nın naklettiği yer imamın değil, imamın kendinden önceki alimlerin sözüdür : (nakledelim) Hem diyordu: "Eski zamanda, büyük zâtlar demişler ki: ’Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek,

2- İmamın kendisi olduğunu zannettiği kişinin Bediuzzaman olduğunu iddia etmesi...(yazar)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 19.11.09, 08:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 22:59
Mesajlar: 657
Ebu Hamza yazdı:
ruhan kardeşim ben konuya şimdi vakıf oldum .elbetde mümkündür..

efendi hazretleri boşuna demiyor : mektubat-ı rabbaniyi elinizden düşürmeyin.


Öyleyse muhterem hocam yukarıdaki Arapça kısmı kelime kelime tercüme ederek yani her kelimeden sonra uygun olan anlamını parantezler içine alarak buraya yazabilir misiniz? Size zahmet.



Ebu Hamza yazdı:
ankebut yazdı:
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri başta imam-ı Rabbani’nin müjde verdiği gibi “Hakaik-ı İmaniyeyi ve İslamiyeyi aklî ve mantıkî delillerle ilmen izan ve ispat eden ve ilm-i kelam ulemasından gelceği beklenen zattır” ve Risale-i Nur eserleri de onun Tevhid ve Marifetullah konusundaki bilgisinin delildir. Böyle bir zat ve eser bu zamana kadar yazılanların en mükemmelidir. Buna eski âlimleri ve eserlerini okuyan ve Risale-i Nurları da okuyarak kıyaslayan âlimlerin tümü şahittir. Okumayanların ve taklidi surette konuşanların bu konudaki sözlerinin bir değeri yoktur.

Konuya devam edeceğiz…


bismillah.

halidiye de bir nurcu diyordu ki kabaca: eski eserlerin risaleler yanında ne değeri var.

elhamdulillah diyoruz ki :iyi ki o eserler var ki bizler sizin ne bozuk bir yol tutduğunuzu daha iyi anlıyoruz her geçen gün..


Allah razı olsun.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 19.11.09, 11:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 904
Ebu Hanif yazdı:
ben 2 şeye dikkat çektim :

1- İmam-ı Rabbani'nin sözü diye M.A.Kaya nın naklettiği yer imamın(Rabbanî) değil, imamın kendinden önceki alimlerin sözüdür : (nakledelim) Hem diyordu: "Eski zamanda, büyük zâtlar demişler ki: ’Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek' ..."

2- İmam'ın (Rabbanî) kendisi olduğunu zannettiği kişinin Bediuzzaman olduğunu iddia etmesi...(yazar)


Anlaşıldı...

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İmam-ı Rabbani’ye göre Mehdi / Mehmet Ali KAYA
MesajGönderilme zamanı: 19.11.09, 15:28 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 904
Ebu Hanif yazdı:


Sonra, o seyyah-ı âlem asırlarda gezerken, Müceddid-i Elf-i Sâni İmam-ı Rabbânî Ahmed-i Farûkî’nin medresesine rast geldi, girdi, onu dinledi. O imam, ders verirken diyordu:

"Bütün tarikatlerin en mühim neticesi hakaik-ı imaniyenin inkişafıdır" ve "Birtek mesele-i imaniyenin vuzuhla inkişafı, bin kerâmâta ve ezvâka müreccahtır."

Hem diyordu: "Eski zamanda, büyük zâtlar demişler ki: ’Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek.’ Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki o adamım" diye, iman ve tevhid bütün kemâlât-ı insaniyenin esası, mayası, nuru, hayatı olduğunu ve düsturu, tefekkürat-ı imaniyeye ait bulunması ve Nakşî tarikatında hafî zikrin ehemmiyeti ise, bu çok kıymettar tefekkürün bir nev’i olmasıdır diye tâlim ederdi.



EL-İNSAF: Said-i Nursi Hz.'nin demediğini kendisine dedirtmeğe çalışma gayretfuruşluğunun bu kadarı da olmaz ki... Evliyaullah "kırmızı kaplı kitaplar"ı görememişler de "bir adam" görmüşler-miş-...

Alıntı:
Haşiye: Zaman ispat etti ki, o adam, adam değil, Risale-i Nur'dur. Belki ehl-i keşif Risale-i Nuru ehemmiyetsiz olan tercümanı ve nâşiri sûretinde keşiflerinde müşahede etmişler, "bir adam" demişler.

KAYNAK: Şualar; Yedinci Şuâ; s.152

(Haşiye: RNK yayıncılarının sonradan eklediği açıklama)

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 59 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye