Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Prof. Dr. Süleyman Ateş'ten İki Cevap
MesajGönderilme zamanı: 05.01.10, 09:34 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 10.11.09, 15:59
Mesajlar: 37
Alıntı:
Mevlana da Hacı Bektaş da tarikata bağlıydı

SORU: Bir yazınızda Esat Coşan’ın kitaplarını tavsiye etmiştiniz Bu yüzden onunla aynı tarikata bağlı olduğunuz kanısına vardım. Bu size özel bir soru gibi gelebilir ama toplumu ilgilendiren bir insan olduğunuz için bilmek hakkımızdır diye düşünüyorum. (S... G...)

CEVAP: Merhum Esat Coşan’ı 1962’den beri tanırım. Ben Ankara İlahiyat Fakültesi’nin ikinci sınıf talebesiyken o da fakültemizin Osmanlıca hocası Prof. Necati Lügal’in asistanı olmuştu. Yani edebiyat hocasıydı. Sonra ben de asistan olunca arkadaşlık kurduk. Doçent olduk. Sanırım ben ondan önce profesör oldum. Sonra o da profesör unvanını aldı ama hocası ve aynı zamanda kayınpederi olan merhum Zahit Kotku’nun vefatı üzerine fakülteden ayrılıp hocasının yerine geçti. Sanıyorum 1979 veya 1980 yıllarıydı. Ondan sonra bir daha kendisini görmedim. Ama ben Zahit Kotku’ya bağlı biri değilim. Hayatım hakkında geniş bilgi istiyorsanız “Bir Ömür Böyle Geçti” adlı iki ciltlik anı kitabımı okuyabilirsiniz. Fikirlerim mi önemli yoksa şuna buna bağlı olmam mı? Faraza bir tarikata bağlı olsam ne çıkar?

Mevlana da, Yunus da, Ahmet Yesevî de Hacı Bektaş-ı Veli de tarikata bağlıydı. Bu durum onların değerlerini mi düşürdü yoksa onları o seviyeye yükselten bağlı oldukları irfani tarikatlar mı?

Artık insanların bu düşünceyi aşmaları gerekir. Biz değerlerimizin her birini bir yaftayla damgalayıp bir kenara atıyoruz. Hep söylerim: “İnsanlar önce asarlar, sonra taparlar.”


Prof. Dr. Süleyman Ateş, Harputlu Kadiri Şeyhi Muharrem Hilmi Efendi kuddise sırruhtan vird almış bir mürididir.

Alıntı:
En büyük mutluluk Allah sevgisidir

SORU: “Hak Yolcularının Seyir Defteri” adlı çevirinizin 36’ncı sayfasında “Zakir batında Allah’ın zikrine rastlarsa bu, kendisinde sevinç ve hüzün oluşturur yani ilahi zikir, içi etkilerse sevinç yahut hüzün getirir” cümlesinde “Allah’ın zikri” hangi manaları kapsıyor?

Bu kitabı okudukça, yapılan çalışmaları gördükçe bazı ulaşılmak istenen kademelerin bayağı uzun bir zaman alacağını düşünmeye başladım. Tasavvufla ilgili kitapları yeni okumaya başladım. Bazı rüyalarımdan sonra hep içime doğuyordu. Bir arkadaşım da “Bu yaşadıkların hal ile ilgili” diyor. Bir rüyamda Allah’ta yok olma gibi cem vakası yaşadım. Kafamda bazı şeyleri tam olarak oturtamıyorum. Zikir çalışmaları yapılmadan da böyle durumlar yaşanabiliyor mu? (A.. B.....)

CEVAP: Ben tasavvufu daha çok ilmen yani kitaplardan okuduğum kadarıyla biliyorum. Benim asıl uzmanlığım tasavvuf değil, din bilimleridir. Kur’ân’ı, Kur’ân düşüncesini bilirim. Tasavvuf çevrelerinde anlatılan birçok şeyin de abartı olduğunu, şeyhlerin sözde uçurulduğunu da bilirim. Riyadan hoşlanmam. Hiç kimseyi, dünyanın esrarını bilir sanma. Şeyh adını kullanan çok riyakâr, menfaat düşkünü gördüm. İyi insan menfaat duygularının üstüne çıkabilen, Allah’ı çıkar için değil, sırf kendisi için sevendir. En büyük mutluluk Allah sevgisidir.


Gel de çık işin içinden !...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye