Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Herkes Kur'an Okuyordu Fakat Kimse Düşünmüyordu
MesajGönderilme zamanı: 27.06.09, 10:52 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 15.12.08, 02:16
Mesajlar: 58
Herkes Kur'an Okuyordu Fakat Kimse Düşünmüyordu

Arif Çevikel


Ne zaman Mescid-i Haram’a varsam, birçoklarını elinde Kur’an’la görüyordum. Hele Rükn-i Yemâni’ye bakan tarafta bulunan klimalı bölümün iki katı da özellikle keyfine düşkün yerliler tarafından tıka basa dolduruluyordu.

Bunların hemen hepsi orada her direğin dibinde yığılı bulunan Mushaflara hücum edip, namaza kadar okuyorlardı.

Özellikle ana dili Arapça olmayan insanlar her Arab’ın Kur’an’ı şıp diye anlayacağını zanneder. Yanlış. Ana dili Arapça olmak Kur’an ile ünsiyeti sadece kolaylaştırabilir, ama asla anlama garantisi sağlamaz. Bu avantajına karşılık bir de dezavantajı vardır: Ana dili Arapça olduğu için Kur’an’a karşı laubalilik. Malum, bilmeyen ve bilmediğini bilenin bir gün öğrenme şansı vardır. Ama bilmediği halde bildiğini sanan asla öğrenemez.

Haclarımdan birindeydi. Kur’an okuyordum. Bir âyet geldi önüme. Âyetin ruha işleyen manasından dehşete düşmüştüm. Yanımdaki Arap olduğu her halinden belli olan genci denemek geçti içimden. Ona âyeti okuyup âyetteki “ya’şu” kelimesinin anlamını sordum. Anlamını ne yapacaksın der gibi baktı yüzüme. Bilip bilmediğini çıkaramadım. Bu zaten o kadar da önemli değildi. Vahim olan, onun Kur’an’ın anlama isteğini garipsemesiydi.

Anlaşılan o da milyonlarca türdeşi gibi Kur’an’ı teberruken telaffuz edilip rafa kaldırılan bir “mukaddes eşya” olarak görüyordu. Bu olaydan sonra her seferinde insanların Kur’an’la ilişkilerini özel olarak gözlemeye başladım. Özellikle Haremeyn’e her gidişimde bu işe zaman ayırdım. Sürekli gözlemledim.

Sonuç gerçekten vahimdi. İnsanlar Kur’an’a “kutsal eşya” muamelesi yapıyorlardı. Sevabına okuyorlar ve rafa kaldırıyorlardı. Kalpleri yalnızca Allah bilir. Fakat okuyanların yüzlerinde herhangi bir emareye rastlamadım.

Okuma akışı içinde azap âyetinde hüzünlenen, rahmet âyetinde sevinçten ışıyan bir yüz mesela... Cennetten bahseden âyet gelince sürur yayılan, cehennemden bahseden âyet gelince kederini belli eden bir yüz...

Manevi yaralarına, bireysel ve toplumsal hastalıklarına, duygusal ve düşünsel dertlerine dermanını Kur’an eczanesinde arayan...

Zaten halinde ve tavrında Kur’an’dan eser yok. İşte ibretlik bir örnek: Harem’de Cuma kılınacak. İğne atsan düşmeyecek kadar kalabalık. Beyimiz iki bacağını da açabildiği kadar açıp kurulmuş. Hilafsız iki kişilik yere yayılmış. Arkadan sizin geldiğinizi fark edince gelip yanına oturmasın diye daha bir yayılıyor. Cemaat namaza kalkınca kendine bir yer bulma ümidiyle, insanlar dakikalarca ayakta bekliyorlar. Namaza kalkınca ben kendi yerimi ayakta uzun süre bekleyen iki delikanlıya verip, ön safta yayılan efendiden tüm özür ve nezaket kelimelerini sıralayarak izin istedim. Çirkin, kaba ve bedevice bir tavırla reddetti. “Namaz insanı her tür ahlâksızlıktan ve çirkinlikten alıkoyar” âyetini okuyup, “Birr ve takva budur” dedim. Yaklaşık bir saate yakın uğuna uğuna önümde Kur’an okuyan işte bu efendiydi.

İçimden çok diledim; biri gelse, yerimi ona verip ben Cuma yerine öğle namazıyla yetinsem, acaba bu adamın yüreğinde insani bir duygu oluşturabilir miyim, diye. Ama gelmedi.

Namaz kılmak kolay iş. Namazın maksadını hayatımızda gerçekleştirmek zor iş.
Kur’an kıraat etmek kolay iş. Kur’anî ahlak ile donanmak zor, ama çok zor iş.
Hacca gitmek kolay iş. Hacı olmak, Âdem gibi adam olmak zor iş.

Kur’an’ın tefekkür, tedebbür, taakkul, tezekkür ve tefakkûh üzerinde neden bu kadar durduğu sanırım daha iyi anlaşılıyor.

Boşuna demiyor Kur’an, “Onlar Kur’an üzerinde derin derin düşünmüyorlar mı?” diye.

“Kur’an tak diye emir verir, mü’min şak diye yapar” mı diyeceksiniz. Eğer iş böyleyse, Kur’an üzerinde düşünme emri de neyin nesiydi? Belli ki iş böyle değil. Son sözü Kur’an söylesin: “Aklını kullanmayanları Allah pisliğe mahkûm eder.”


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye