Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: RABBANÎ MEKTUB - 10 (Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)
MesajGönderilme zamanı: 17.02.09, 10:20 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 14.12.08, 12:14
Mesajlar: 1108
RABBANÎ MEKTUB - 10

(Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)


RABBANÎ MEKTUB - 10

MEVZUU : a) Kurb (yakınlık) ve Bu'dün (uzaklığın) husulü.

b) Farkın ve vaslın, (ayrılığın ve birliğin,) alışılmamış şekilde manalandırılması.

Üstteki mevzular, bu makama münasip ilimlerle anlatılacaktır.

**

NOT : İMAM-1 RABBANÎ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

***

Bu babda hizmete duranların en küçüğünden bir arzuhaldir. Şöyle ki:

Ara hayli uzadı. Bu yüce kapıya hizmete duranların hallerine, benim için hiç ittila nasib olmadı. Bu hale intizar da arttı.

Üstteki manada bir şiir şöyledir:

Şaşılmaz, can bulur ruhum geldiği zaman;

Selâm, uzaktaki vefalı dosttan haman.

Bu manada söylenen bir başka şiir de şöyledir:

Bildim gayrı, katılamam kervanına;

Kâfi, uydum çan sesinin yankısına.

Ne kadar şaşılacak bir iştir. Şöyleki: Bu'dün nihayetine kurb ismini vermişler; firakın sonuna da vuslat.. Sanki onlar, bu mana zımnında, şuna işaret etmektedirler: Vuslat ve kurb yoktur..

Bu manada bir şiir şöyledir:

Nasıl erilir o saadete hep oralar;

Yüksek yüksek dağlar, tehlikeli uçurumlar.

Şüphesiz sonsuz hüzün, daimî tefekkür imdada ve yardıma gelir; işin sonunda murad olan. iradesi ile mürid olur. Mahbub ise., muhib ve sevilen zatın mahabbeti ile mübtelâ olur.

Üstte anlatılan manada, Resulüllah S.A. efendimizin hali bilinen bir durum.. Zira onun: Murad olma, mahbub olma makamı var iken; mürid ve muhib oldu. Şüphesiz bu halini de kendisi anlattı. Kaldı ki o: Daimî bir hüzün ve tefekkür içinde idi.

Anlatılan manada, Resulüllah S.A. efendimiz söyle buyurdu:

? «Hiç bir peygambere, bana olduğu kadar eziyet edilmemiştir.»

Asıl muhibler, (sevenler) mahabbetin ağırlığına tahammül edenlerdir. Beyle bîr ağırlığı taşımak, mahbublara zor gelir.

Bu manada bir şiir:

O şeyin ki çok kıssası var;

Yapılsa nice şerhi çıkar.

Bir başka şiir de şöyledir:

Hep böyledir aşkın hikâyesi;

Olmaz hiç bitip tükenmesi..

***

Bu arzuhali getiren Şeyh İlâhbahş'ta; cezbe ve mahabbet çeşidi bir hal başladı. Onun teşviki ile, hizmetinizin devamı ile şerefyab olanlar çanında birkaç kelime meydana geldi.

Onun hakkında asıl gaye şu ki: Kendisi mülâzemet şevki izhar etti; bu hadde kadar geldi. Daha önce. irade babında bazı şeyleri izhar eylemişti. Bu Fakir, onda; bir duraklama, esas muradına erme işinde tehir manası sezince, mücerret mülakatla yetindi. İşbu cümleleri, anlatıları manadan ötürü sıraladık.

***

Bu hususta daha fazla açılmak, edep dışı sayılır.

***
http://www.farukinet.com/mektubat.asp?mektup=010

_________________
" Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: RABBANÎ MEKTUB - 10 (Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)
MesajGönderilme zamanı: 20.11.09, 13:26 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 27.12.08, 17:20
Mesajlar: 565
(Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye