Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: RABBANÎ MEKTUB - 254 (Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)
MesajGönderilme zamanı: 19.11.09, 10:44 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 27.12.08, 17:20
Mesajlar: 565
RABBANÎ MEKTUB - 254

(Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)

254. MEKTUP

MEVZUU: Bazı soruların cevabî mahiyetindedir.

***

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, Molla Ahmed Berkî'ye yazmıştır.

Allah'a hamd olsun. Selâm, onun seçmiş olduğu kullarına..

***

Bazı büyük zatların şöyle dediğini yazmışsın:

— İnsana gerekir ki, amel edeceği işi sahib-i zamanın emri ile yapa. Ta ki: Onun yaptığı işe bir netice terettüb ede.. İsterse, meşru bir iş olsun..

Eğer bu emir doğru ise., bütün meşru işlerde izin ve emir rica ediyoruz..

Ey Mahdum.

Büyük zatların kelâmı doğrudur. Senin için izin hâsıl olmuştur. Ve sen mezunsun. Lâkin bilinmesi gerekir ki:

— Netice...

Demekten murad, bu tarikatta muteber ve mutemed sayılan neticedir. Mutlak her netice değildir.

***

Bir risalede Hace Ahrar'ın şöyle dediğinin geçtiğini yazıyorsun:

— Hakikatta Kur'an ayn-ı cem mertebesindendir. Yani: Yüce Mukaddes Zat ehadiyetinden..

Durum böyle olunca, Mebde' ve Maad risalesinde yazılan şu cümlenin manası nedir?.

— Kâbe-i Rabbaniye 'nin hakikati, Hakikat-ı Kur'aniye'nin üstündedir.

Ey Mahdum,

Burada geçen:

— Zat ehadiyeti..

Tabirinden murad, kendisinde sıfattan ve şandan yana bir şeyin düşünülmediği mücerred zat ehadiyeti değildir. Kur'an'a gelince, sekiz sıfattan biri olan kelâm sıfatından neş'et etmiştir. Kabe'nin hakikati ise., sıfat ve şüunat telvinatından münezzeh olan mertebeden neş'et etmiştir. Dolayısı ile üstünlük bunadır.

***

Bazı tefsirlerde söyle geçtiğini yazıyorsun:

— Bir kimse dese ki:

— Ben Kabe'ye secde ettim:

O kimse kâfir olur. Zira, secde Kabe'nin kendisine değil; Kabe yönüne olacaktır.

Bir başka yerde ise., şöyle geçer:

— İslâm'ın ilk zuhuru zamanında secde ederken, şöyle derlerdi:

— Sana secde ettim.

Buradaki hitab zamiri, Yüce ve Mukaddes Zat’ın kendisinedir. Durum bu olunca, Mebde' ve Maad risalesinde geçen:

— Kabe'nin sureti, eşyanın secde ettiği bir şey olduğu gibi; Kabe'nin hakikati dahi, eşyanın hakikatlerinin secde ettiğidir.

Cümlenin manası ne olur?.

Ey Mahdum,

Bu mana, ibarelerin müsamahasındandır. Nasıl ki:

— Âdem, meleklerin secde ettiğidir.

Denir. Halbuki yapılan secde Yüce Sultan Halik'adır; onun yarattığına ve yaptığına değil.. Hangi mahluk?..

Selâm size ve arkadaşlarınıza, ahbabınıza..

Bilhassa Molla Babend'e ve Molla Hasan'a..

***


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye