Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: RABBANÎ MEKTUB - 211 (Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)
MesajGönderilme zamanı: 19.11.09, 09:53 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 27.12.08, 17:20
Mesajlar: 565
RABBANÎ MEKTUB - 211

(Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)

211. MEKTUP

MEVZUU : a) Suâle cevap..
b) Tekmil ve irşad makamının bazı levazimi beyanı..

***

NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu. Molla Yar Muham-med Kadim Bedahşî'ye yazmıştır.

***

Kıymetli mektup., pek kıymetli kardeş Mevlâna Yar Muhammed Kadim'den geldi; ferahı mucib oldu.

Allah-ü Taâlâ onu, kemalin ve tekmilin zirvesine ulaştırsın.. Nebiyy-i Muhtar ve onun pek şerefli âli hürmetine.. Ona ve âline salât ve selâm..

***
Bana soruyorsun ki:

— Mevlâna, bir sözünde şöyle demiş:

— Yanımdaki güzel Hak idi.. Böyle bir kelâm caiz mi? değil mi?.. Bilesin ki.

Bu gibi işler, bu yolda çok vuku bulur; dilde cereyan eder. Bu türlü muameleye şöyle denir:

— Tecelli-i surî..

Bu muameleye uğrayan kimse ise., tecelli yolundan gelen bu sureti Hak sanır..

Bu manada asıl söz Hakkı, ancak Şeyh-i Eceli İmam-ı Rabbanî Hazret-i Hace Yusuf Hemedanî'nindir; şöyle dedi:

— Bu. öyle hayallerdir ki, bunlarla tarikat çocukları büyür..

***

Sonra bilesin ki.

Size icazet nev'inden bir şey sudur etmişti. İstedim ki, bu babda bazı faydalı şeyleri yazayım. Uygun düşer ki, akıl kulağı ile dinleyesin ve onlarla amel edesin..

Bilesin ki,

Sana bir talib, tarikat isteği ile gelirse., ona tarikat talimi için, düşünüp ve teenni gösteresin. Bu teenni ve düşünmeyi, sana istidraç geleceği korkusuna binaen yapmalısın. Zira böyle şeyde senin bir batağa saplanman korkusuna bakılmalıdır.

Bilhassa, müridlerin gelişi ise, sende bir ferah ve sürür hâsıl olursa işte o zaman: Bu Öabda tazarru ve iltica yoluna girmelisin..

İstihareleri devam ettirmelisin; taa, o gelen kimseye tarikat talimi işinde, bir hoşnutluk husulüne yakin hâsıl oluncaya kadar..

Böyle bir şeyde istidraç ve dalâlete saptırmak murad değildir..

Çünkü: Allah'ın kulları üzerinde tasarrufta bulunmak, onların terbiyesi için vakit zay etmek, Sübhan Hakkın izni olmadan caiz değildir.

Yüce Allah'ın şu kavlinde anlatılan manaya delâlet vardır:

— «Rabblannm izni ile, insanları zulmetten nura çıkarman için..» (14/1)

Şöyle hikâye edildi:

Değerli zatlardan biri vefat etmiş. Ona şu hitap gelmiş:

— Sen miydin, kullarıma karşı benim dinimde zırh giyen?.

— Evet.. Deyince, şöyle denir:

— Kullarımı bana bıraksaydın; kalbinle bana yönelseydin ya..

***

Sana ve senden başkalarına verilen icazet; bazı şartlara ve Allah'ın rızası olduğu üzerine bilgi hâsıl olmasına bağlıdır. Henüz şartsız icazet verme zamanı gelmedi. O vakit gelinceye kadar, şartlara riayet etmek gerekir.

Haberleşmek şarttır.

Burada anlatılan mana, Mir Nu'man'a da yazılmıştır. Bu hususda ondan da bilgi alabilirsiniz.

Hülâsa: O vakit gelinceye kadar çalışmak gerekir. O zaman geldikte, şartların darlığından halâs müyesser olur.

Vesselam..

***


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye