Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: RABBANÎ MEKTUB - 144 (Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)
MesajGönderilme zamanı: 17.11.09, 15:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 27.12.08, 17:20
Mesajlar: 565
RABBANÎ MEKTUB - 144

(Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)


144. MEKTUP

MEVZUU : a) Seyr ü sülukün beyanı..
b) Seyr-i ilellah, seyr-i fillah ve diğer iki seyrin beyanı..

***

NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Hafız Mahmud Lâhorî'ye yazmıştır.

***

Noksan sıfatlardan münezzeh Allah kemalât derecelerinde sizlere sonsuz terakkiler nasib eylesin. Zeyğ-i basardan pâk olan Seyyid'ül-beşer hürmetine.. Ona ve âline salâtlar ve selâmlar eylesin.

Bir mısra:

Yazılanların güzeli, dostlann sözleri..

***

Bilsin ki,

Seyr ü sülûk, hareket-i ilmiyeden ibarettir. Ve bu: Bir keyfiyet mekulesinden olup bir eyniyet hareketine burada yer yoktur.

Seyr-i ilellah ise, bir hareketten ibaret olup ilmin alt derecesinden en üst derecesinde gidici olmaktır. Buradan dahi daha yüceye..

Sonra, bütünüyle mümkinatın ilimleri toplandıktan her manada zevalden sonra, Vacib Taâlâ'nın ilminde iş nihayet bulur..

İşbu anlatılan haletten şöyle anlatılır: Fena..

Seyr-i fillah ise, yine hareket-i ilmiyeden ibarettir. Ama, esma, sıfat, şuun, ibtibarlar, takdisat, tenzihatın vücup mertebelerinden; kendisinden bir ibare ile anlatılamayan, bir işaretle ona işaret edilemeyen, bir isim verilemeyen, kinaye yollu da bahsedilemeyen, hiç bir âlimin bilemeyeceği, hiç bir müdrikin idrâk edemeyeceği mertebede nihayet bulmaktır.

İşbu seyre ise, şu isim verilir: Beka..

Seyr-i anillah billah, aynı şekilde üçüncü seyirdir. Bu dahi; hareket-i ilmiyeden ibarettir. îlm-i âlâdan, ilm-i ednaya iniş sayılır; keza ednadan da ednaya.. Bu şekilde, gerisin geri mümkinata dönülür. Bütün vücup mertebeleri ilimlerinden nüzul olur.

O kimse ki, Allah ile Allah'ı unutur; Allah ile Allah'tan rücu eder. İşte bu zat: Bulup kaybeden, erip ayrılan, yakın olan uzaktır.

Bunlardan sonra dördüncü seyir, eşyada seyirdir. Bu dahi, eşyaların ilmini parça parça bilmektir. Ama, birinci seyirde, bütün bu ilimler, zail olup gittikten sonra..

Bu dördüncü seyir, başta anlatılan birinci seyrin mukabilidir. Görüleceği gibi, üçüncü seyir dahi üçüncünün mukabilidir.

Seyr-i ilellah ve seyr-i fillah, velâyet makamının özünü tahsil için olup fenadan ve bekadan ibarettir.

Üçüncü ve dördüncü seyir ise., davet makamının husulü içindir. Bu dahi, nebilere ve resullere mahsustur. Allah'ın salatları ve selâmları, umumî manada hepsine; hususî manada en faziletlilerine..

Peygamberlerin kâmil manada tabilerine dahi, bu büyüklerin makamından bir nasip vardır. Şu âyet-i kerime bu manayı ifade eder:

— «De ki, işte yolum, basiret üzere Allah'a çağırıyorum. Hem ben, hem de bana tabi olanlar.» (13/108)

İşte, bidayetin ve nihayetin sözü budur.

Bunları anlatmaktan maksad, onun yüce şanını beyandır. Bir de talipleri ona teşviktir.

Bir şiir:

Şekerde yanıldınız ey safralılar;
Zira gafildir tadından sevdalılar..

Selâm hidayete tabi olanlara. Mustafa'ya tabi olmayı bırakmayanlara.. Ona ve âline salâtlar ve selâmlar..

***


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye