Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Oğlu Muhammed Sadık Serhendi'den Babasına Üç Arz-ı Hal
MesajGönderilme zamanı: 03.11.09, 17:58 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 27.12.08, 17:20
Mesajlar: 565
Oğlu Muhammed Sadık Serhendi'den Babasına Üç Arz-ı Hal

ÜÇ ARZUHAL

NOT : Bu üç arzuhal, İmam-ı Rabbani Hz. büyük oğlu Muhammed Sadık tarafından kendisine yazılmıştır. Şu sebeple buraya alınmıştır ki: Kendisine dualar edilip Fatiha okunmasına vesile ola.. Allah sırlarının kudsiyetini artırsın.


***

BİRİNCİSİ :

Kulların en küçüğü Muhammed Sadık, arzuhal makamının pek şerefli katına sunar:

Bu tarafların hal ve vaziyetleri; üstün teveccühler bereketi ile, maddi ve manevî dirlik düzenlik içindedir.

Bir müddetten beri, Hazret'in hizmetinden yana, gönül dağınık ve perişandı. Bu hal üzere iken, Meyan Bedreddin çıkageldi. Arzuhalden gün yazılıyordu. Kemal-i afiyetinizin haberini ulaştırdı. Hududsuz ferah, sonsuz sürür getirdi.

Bunun için. Allah'a çok çok hamd olsun..

***

Ey Önderim,

Hafız Bahaeddin, (ramazan ayının) on üçüncü gecesinde Kur'an-ı Kerim'i hatmeyledi. On dördüncü gecede Hafız Musa başladı. Her gece beş cüz beş cüz okumak sureti ile, on dokuzuncu gecede hatmedecek.. Hazret'in selâmeti için, ramazan-ı şerifin son on gününde ise.. Hafız Bahaeddin'in hatmeylemesi takarrür etti.

Bir ara, teravihte Hafız Kur'an okuyordu; nuraniyeti çok bir makam zuhur etti. Sanki o: Hakikat-ı Kur'aniye makamı idi. Her nekadar böyle iddiaya cür'et yoksa da durum bu idi..

Sonra malum oldu ki: Hakikat-ı Muhammediye bu makamın icmalidir. Sanki o, büyük bir ummandır: bir testiye dolmuş. Bu görülen dahi onun tafsili olmuş. O makamın sahibine salât ve selâm olsun.

Enbiyanın pek çoğuna ve kâmil evliyaya, istidadları kadar bu makamdan bir parça nasip vardır. Bu makamın tamam nasibi, Resulûllah efendimizin gayrına olmuş mudur? bilinmiyor. Allah-ü Taâlâ ona salât ve selâm eylesin.

Bu Hakir dahi, ondan bir parça nasib aldı. Allah-ü Taâlâ üstün teveccüh bereketi ile ondan bizlere kemâl üzere nasib ihsan eylesin.

Şu ana kadar, bu makam tam vuzuha kavuşmadı.

Kalan, haller dirlik düzenlik üzeredir.

Bu ayda çokça bereketlerin husulü anlaşılıyor.

***

Kardeşim Muhammed Said'in durumu iyidir. Vakitleri gönül birliğine, zikre sarf edilmektedir.

Belde halkı dahi, tam bir zevk içinde huzura varmaktadırlar.

***

Bu Fakir, şu ana kadar Kur'an-ı Kerim'in dört cüzünden biraz fazlasını ezberledi. Bayram gününe kadar tahminen beş cüzü ezberler.

Arz-ı ubudiyetler..

***

İKİNCİSİ:

Kulların en küçüğü Muhammed Sadık arz makamının zirvesine sunar:

Bu taraftakilerin hal ve vaziyetleri şükürler olsun iyidir. Asıl matlub ve maksud olan: Yüce Hazret'in bütün hizmetçileri ve arkadaşları ile hayır üzere olmasıdır.

***

İsmail ile gönderilen baştacı mübarek mektubun okunması ile gönül ferahlığı hâsıl oldu.

Sübhan Allah, Hazret-i önder'in şefkat gölgelerini bütün Ehl-i İslâm'a şamil eylesin. Ve onu, Resulûllah ve onun pek değerli âli hürmetine baki eylesin. Ona ve âlinin tümüne salât ve selâm..

***

Ey Önderim,

Bed hallerimden neyi yazayım ki?.

Bed amellerin suduruna hasret ve nedametten başka bir şeyim yok.. Bir de, geçmişteki ve halihazır hallerin zay edilmesine olan pişmanlık ve nedamet var..

Asıl temenni edilen: Yüce Hakkın rızası hilâfına bir an ve lahza geçmemesidir. Bu ise., ancak üstün hizmet kapmızdaki hizmetkârların yardımı ve onların elimden tutması ile müyesser olacaktır.

Bir mısra:

Ne zorluk var o işteki büyükler onunladır.

***

Allah'a hamd olsun. Şu manada ki: Emrettiğiniz yolda şu ana kadar istikamet vardır. Mübarek teveccüh bereketi ile, ona şimdiye kadar bir fütur gelmedi. Bu manadan olarak, gün gün terakki ve yükselme ümid ediyoruz.

Sabah ve Öğleden sonra: (Arapça aslında ikindi yoktur, Müstakimzadenin tercümesinde vardır.) Sohbet toplantısı yapılmaktadır. Hafız Bahaeddin ise, gidip gelme işlerinden boş kalıp fırsat buldukça Kur'an okumakla meşgul oluyor.

***

Fakir'e bazan kabz, bazan da bast hali geliyor. Kabz, bast, teveccüh, sükûn ve diğer haller yalnız bedene taalluk etmektedir. Başkasına ve altı letaife geçip teveccüh etmemekte ve gafil de olmamaktadır. Şayet bir teveccühü olursa, o dahi huzurî ilim misali bir teveccüh olmaktadır.

Teveccühü, zevki ve benzerlerini zılâle dahil görmekteyim; onu aşmış bulamıyorum.

Letaif, önceleri bedenle ihtilat halinde idi. Basiret nazarında bedenden başka anlaşılan bir şey yoktu. Nitekim bunu, süruru bol huzurda arz etmiştim. Amma şu anda, onu bedenden ayrılmış görmekteyim. Bu makamı dahi, beka makamı olarak görmekteyim. Bekadan sonra dahi, fenaya benzer bir hal, letaife arız oldu. Bundan da anlaşıldı ki: Bekadan sonra gelen bu fena olmadan iş tamam olmuyor.

Şu andaki halime gelince., birkaç gündür ki kabz halindeyim. Sürür muamelesi pek az.. Bundan sonra, neyin zuhur edeceğini gözetmekteyim?. Şu ana kadar âleme teveccüh hiç hâsıl olmadı.

Halleri arz etmek zarurî olduğundan, bu kelimeleri yazmak cesaretinde bulunurduk..

***

Ey Önderim,

Allah'ın dilediği kadar, Hazret'i hemen hergün rüyada görmekteyim.

***

Bundan daha fazla ne yazayım?. Bundan daha ziyade yazmak, zorlamanın resmidir.

Selâm ve arz-ı ubudiyetler..

***

ÜÇÜNCÜSÜ:

Kulların en küçüğü Muhammed Sadık, üstün arz makamına sunar:

Bu Hakir, bir müddetten beri kabz halinde mağmum idi; işin sonunda ilâhî yardım geldi.. Bu dahi, pek üstün teveccühle meydana gelip büyük bir ferahlık hâsıl oldu.

Bu bast halinde malum oldu ki: Zikir ve teveccüh, bu şahıs tarafından yapılsa da yapılmasa da aynı.. Şu anda her şey, o Yüce Mukaddes zat canibinden gelmektedir. Nefsimde ise.. Yüce Zat canibinden gelen varidatı kabul etmekten başka bir kabiliyet görmüyorum. Tıpkı bir aynaya benziyor.. Onun üzerine güneş doğuyor. Bu doğuş, bedende, letaifte bulunan zulmeti ve sıkıntıyı yakıp geçiriyor. Bu halden dahi ona nasıl uygun ise., öyle bir nur ve bereket hâsıl oluyor.

Sine açıldı: kalb gemledi. Beden öyle zıyalı bir hal aldı ki: Ruhun ve sırrın daha önce bulundukları halden daha latif bir duruma geldi.

En büyük tecelliyi, letaif arasından kalbe olur gördüm. Kalbe nazar ettiğimde zahir oldu ki: Kalbde, bir başka kalb var. Tecelli dahi onadır. Bu kalbin dahi kalbine nazar ettiğim zaman, zuhur etti ki: Bunda dahi bir başka kalb var..-Bu durum, böylece sonsuzluğa kadar uzadı.. Kendisinde bir başka kalb olmayan, hiç bir kalb-i basit zuhur etmedi. Lâkin, tevehhüm ediliyor ki: İş bir kalb-i basitte nihayet buluyor. Halbuki durum öyle değil..

Bu hallere nisbetle eski haller, sırf tekellüfattan ibarettir. Bu makamın da ismi hatırıma geldi; ama edep dışı hareketten sakınarak yazmadım.

Ey Önderim

Bütün bunlar bir eserdir ki: Pek temiz teveccüh eserlerinden seyredip geliver..

Bir şiir:

Olsa dahi tenimin kıl biten her yerine:
Dil, güçsüzüm şükr'için binde bir nimetine..

***

Temenni edilen, Hazret'in selâmetidir.

***

Hazret'in hizmetinde bulunanlar arasına katılma temennimi nasıl yazayım ki?. Hem nasıl şerh edeyim, nasıl tasvir edeyim şunu ki: Gece gündüz, hatta her an beklemekteyim; hangi mes'ud vakitte ve hangi saadet dolu anda bu yüksek matlup, bu bulunmaz gayeye erme durumu hâsıl olacak?. Benim için, bundan başka bir temenni yoktur.

Sübhan Allah en güzel şekilde ve en uygun yoldan bu büyük devleti müyesser eylesin.. Resulûllah ve onun pek değerli âli hürmetine.. Ona ve âline salatların en tamamı, hem de ekmeli olsun..

Arz-ı ubudiyetler..

***


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye