Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 24 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: ÇOCUKLARINIZA “BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM” DEMEYI OĜRETIN
MesajGönderilme zamanı: 23.09.09, 20:55 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
ÇOCUKLARINIZA “BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM” DEMEYI OĜRETIN

Mawlana Shaykh Nazim Adil Al-Haqqani Sultanul Awliya

Monday, Sep 21, 2009 | Lefke KKTC

Fatiha

Destur ya Rasulullah

Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber lailahe illallah, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber ve lillahil hamd.

Bütün övgüler ve şerefler sanadır ey Rabbim. Bize en sevgilinin hürmetine ilahi lütfünü gönder ki sana itaatkâr kul olalım. Zatına itaatkâr kul olalım. Zatɩn, kullarının itaatkâr kul olmasını sever ve Zatinin en zayıf itaatkâr kulu olmak istiyoruz.

Sultansın! Subhansɩn!

Allah Allah Allah Allah Subhanallah, Allah Sultanallah. Bizi affeyle ve sonsuz lütfünden ikram et ki mütevazı kullarından olalım ey Rabbim! Ve en kıymetli kulundan istiyoruz, bütün kâinatta Zatinin temsilcisi, Seyyidina Muhammed’e daha fazla ve daha fazla ver, ey Rabbim! Bize müsaade et ki mütevazı kul olalım. Ey en sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), ilahi huzurda senin şefaatini istiyoruz.

Elfu Salât Elfu Selam! Sonsuz selamlar, sonsuz sanadır ey en kıymetli Peygamberimiz! Elfu Salât vesselam aleyke ve ala alihi ve sahbihi ve ezvacike ve ehli beytike. Ya Rasurullah, bizi affeyle.

Ey insanlar! Siz rabbimizin kullarısınız. Ey insanlar! Gelin bakin, sana sonsuz selamlar, sonsuz şeref ikram edildi. Ey insanlar! Gelin dinleyin.

Esselamun Aleyküm bütün insanlara. En yüksek Peygamberimiz Seyyidina Muhammed(s.a.v.) huzurunda mutlu olun, şükür edin ve ilahi makamlarda şerefli kişilerden olun. Ya Rasurullah! Bize şefaat eyle. (Șeyhimiz ayağa kalkıyor)

Senin için ayağa kalkmayı severiz. Ey Rabbimin en kıymetli varlığı, en kıymetli yaratılanı! Sensin ancak evvelden ahire, Ya Muhammed!(s.a.v.) O…

Ya Rasurullah! Bize sonsuz şefaat eyle! Bize gönder. Sana tüm yetki verilmiştir. Ey en sevgili ve en şanlı Peygamber, sen bütün Âlemleri Yaratanı temsil edensin. Her yaratılanı gözetensin. Bütün varlıkları gözetensin. Ey en sevgili Peygamber! İyi kul olalım diye sana mütevazı bir şekilde yalvarıyoruz.

Ey insanlar! İyi kul olmaya çalɩşɩn. Bu hayat kısadır, çok kısa. Ömrümüz nasıl çabuk geçtiğini hiç anlamayız. O kadar çabuk geçer, o kadar çabuk.

Nuh (a.s.) en büyük ve en şerefli peygamberlerden biri idi. Onun makamı binlerce peygamberin üstündeydi. Ona bin sene ömür ikram edilmiştir. Bu gezegende yaşadı ve insanları Allah Jalla Jalaluhu’a çağırdı. Ama her seferinde insanlar kaçardı. Nuh (a.s.) bin sene kadar yaşadı. Ve Azrail (a.s.) temiz ruhunu almaya gelince dedi k; “Ne kadar çabuk geldin ruhumu almak için?” “Ya Nuh! Bin senedir dünyadasın”. Şaşırdı ve dedi ki; “Bin sene ne kadar çabuk geçti?". Eğer on bin sene bile yaşasaydı yine derdi ki; “ Ne kadar çabuk geldin ruhumu almaya?" “Ya Nuh, şimdi ömründen on bin sene geçti”. Eğer ona yüz bin sene ikram edilseydi, Azrail (a.s.) temiz ruhunu almaya geldiği zaman, yine aynisini diyecekti; “ Ne kadar çabuk geldin ruhumu almaya?" "Ya Nuh, yüz bin sene geçti" der. Ve Nuh (a.s.) yine şaşɩrɩr.

Ey dinleyicilerimiz! Dinleyin. Sana verileceğe karşılık günlük az bir vaktinizi verin. En azından yârim saat dinleyin, duyun, öğrenin ve itaat edin. Âlemlerin Rabbinin insanoğlundan istediği itaatkârlıktır. Peygamberlerini gönderdi ve buyurdu k; “Ey kulum! Siz kulsunuz ama bana kulluk yapmıyorsunuz”. Kul olmanız gerekir, köle değil. Kulluk büyük bir şereftir. Verin ey insanlar! Bütün peygamberler insanları çağırmıştır ve demişlerdir ki; “Ey insanlar! Gelin gününüzden biraz vaktinizi ayırın. 24 saat verilmiştir. İtaatkâr kul olmak için az bir vaktinizi ayırın”. Kulluk yapmak için vaktinizi ayırmıyorsunuz ve kendinizi köle olmaya hazırlıyorsunuz. Köleden daha aşağa… Başka bir kelime daha var... Kölelik esaretin en son noktasıdır. Siz şerefli kul olmak yerine köleliği tercih ediyorsunuz. Çünkü kulluk sana sonsuz şeref verir. Ama kölelik seni öyle bir seviyeye getirir ki, bu en kötu seviyedir. En düşük veya en alçak seviyedir senin için.

Ey insanlar! Köleliği kulluğa tercih etmek sizin için bir şeref değildir. Ama şimdi siz köleliğe koşuyorsunuz, kulluğa az bir vakit bir ayırmıyorsunuz. Ey insanlar! Şimdi doğudan batıya... En azından kendi nefsime hitap ediyorum ve sizde düşünüp almaya özgürsünüz. Ben sadece zayıf bir kulum. Size yanlış yolda olduğunuzu hatırlatıyorum. Köleliği kulluğa tercih ediyorsunuz. Kulluk en yüksek seviyedir. Rabbimiz kullarından en yüksek seviyede olmalarını ister, üstün olmalarını ister. AllahJalla Jalaluhu buyurur ki; Ey kullarım! Size şeref elbisesi giydirdim. Bu kıyafetin değerini hayal bile edemezsiniz. Ey bu dünyada yaşayan insanlar! Rabbine kulluk etmeyi tercih etmezseniz “tuuh “ size! Melekler size tükürür.

Şeytan insanları “Esfele Safiliyn” yaptı. En derin karanlık bölgelere düşürür. Onun için her gün size hatırlatma yapıyoruz. Belki bu sohbetler veya tavsiyeler yüz gün, belki bin gün oldu. Onun için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve bütün peygamberler de buyurmuştur, söylemiştir ve nasihat etmiştir: “Ad-deenu naseeha”.

http://www.sufilive.com/print.cfm?id=1861&lc=TR


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 24.09.09, 12:04 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Mevlana Șeyh Nazim Adil El-Hakkani Sultanul Evliya

Salı 22, Eylül 19,2009
Lefke, Kıbrıs, KKTC

ISLAM INSANOĜLUNA IYI OLMAYI ÖĜRETIYOR, KIMSE BUNU INKAR EDEMEZ!

Fatiha


Allahu Ekber. Allahu Ekber. Allahu Ekber lailahe Illallah Hu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd.



Sen Sultansın! Sen Subhansɩn! Sen Yaratansın! Sen Rabbimizsin! Âlemlerin Rabbi!



Ey rabbim bize ilahi destek gönder! En şereflin hürmetine Seyyidina Muhammed (s.a.v.). Sen Âlemlerin Rabbinin temsilcisin. Senin azametinden ve şanından affını ve rahmetini istiyoruz. Ya Rasurullah, sen ilahi huzurda teksin. Ey en sevgili ve övülmüş olan, Rabbinin ilahi huzurunda sen teksin. Ve diyoruz ki ; “ Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahim “ . Göklerin yüksek emrine nazaran ve diyoruz ki bütün bu gezegende yasayan insanlara Esselamun Aleyküm. Kim selamımızı kabul ederse, bu selam göklerdendir. Kim umursamazsa kötü durumda olacaklar burada ve buradan sonra.



Ey insanlar! Esselamun Aleyküm ve Rahmetullahu ve Berekatuhu.



Dinleyin ve itaat edin. Ve itaatkâr kul olmaya çalɩşɩn. Allah bizi affeylesin. Ey insanlar! Ben zayıf bir kulum ve ben birşey bilmem. Ve benim yönlendirmem, ilahi varlıklara aittir. Ben kendi irademle birşey yapmam ve yapamam. Ama ilahi irade, o benim yüzümü 6 yöne değiştirir. Yeni bir görüntü zuhur eder. Sağ tarafıma bakınca yeni bir görüntü. Önüme bakınca yeni bir görüntü gelir. Yukarı ve asaga, on ve arkamda her zaman o kadar çok görüntüler vardır. Sayısız görüntüler zuhur eder. Bilinmeyen, bilinmeyen yaratılış okyanuslarından.



Ben zayıf bir kulum benim iradem yoktur. Size birşeyler hitap etmek için kendimi hazırlamaya utanıyorum. Ben hakikaten utanıyorum. Ama kendimiz ilahi kişilerin eline bırakınca, diyorum ki, “ ey Rabbimin sevgili kulları, beni rabbimin kullarına hitap ettirin” . Kulluktan kaçsak bile, simdi biz kuluz. Kulluktan köle olmaya, esaretli bir hayata kaçıyoruz. Bizi şeytanın ve köleliğin eline bırakmasın diye binlerce ve binlerce sefer Rabbimden af diliyorum.



Ey insanlar! Âlemlerin rabbi sizi şerefli olun diye yarattı. Onun kulu olmakla. Ve peygamberlerin ve mübareklerin aracılıyla insanları ikaz eder ki köleliğin peşine koşmayalım diye. Evet. Bu dünyada var olmamız çok kısa bir zaman içindir. Çok kısa bir zaman. Ve Âlemlerin Rabbi emir eder ve teklif eder…



Âlemlerin rabbi bu kısa zamanda kullarına der ki; “ Ey kulum bana gel, ben sana şeref elbisesi giydireyim. Bu şeref elbisesi göklere aittir. Gel benim ilahi şeref elbisemi üstüne giyin” .



Melekler günlük göklerden çağırır; ” Ey insanlar! Siz annenizin rahminden Rabbinize kul olmaya geldiniz. Ey insanlar! Köleliğin peşine koşmayın ve kölelik de şeytanin yoludur, seni cehenneme düşmeye çağırır. Sizi karanlığa, kara deliklere düşmeye çağırır. Hiçbir zaman bir daha gözükmezsin.



Eğer bir kişi kara deliklere düşerse, birisine düşerse… Kara delikler sayısızdır. Bilmelisin ki içine düşerseniz bir yol bulamazsınız bir daha var olmak için. Bitirir. Bu çok önemlidir. Ve ben irademi göklerinin adaylarının ellerine bırakıyorum. Ben irademi onların ellerine bırakıyorum ve diyorum ki; “ Ey rabbimin mübarek kulları, lütfen bizi kabul edin ve sizi takip etmek istiyoruz “ . Bu tevrat' ta, incil de vardır. Ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’ e göklerden Kuranı kerim ikram edilmiştir, insanları eğitmek için ve adımlarını nasıl ve nereye atmalarını göstermek için. ve o adımlar onları nereye götürecek diye. Bunlar bütün peygamberlerin öğrettiği şeylerdir.



Ey insanlar gelin. Adımlarınızı nereye atıyorsunuz. Bakin bastığınız yer kuvvetlimi değil mi. İyi olmayan yerlere ayak basarsanız sizi taşımayabilir ve düşersiniz. Düşersiniz ve bitersiniz. Kimse size burada ve buradan sonra yârdim etmez. Bu bütün ilahi kitapların özüdür. Ve ilahi kitaplar diyor ki, bu dünyada yasayan bütün insanları eğitmek istiyorlar.



Ey insanlar! Kuranı Kerimde yazar ki…(Arapça). Bu bir ayettir ki lütuf edilmiştir, o kadar göz alɩcɩdɩr.Rablerine insanlar nasıl hakiki kul olur diye. Ve emir eder; “ Ey kullarım! Size iki şey açıyorum. Birisi; İyilerden olmaya çalɩşɩn. Sizden iyi kişiler olmanızı istiyorum. İyi bir kul. Ve kendinizin dışında size bu insan iyi bir kişidir diyebilsinler. Bu bir emir. İkinci emir; ilahi kitaplar ve Kuranı Kerim der ki.... Neden kuranı reddederler? Hangi emir insanogluna karşıdır? Söyleyin bütün inanmayanlar!



Söyleyin bütün Müslümanlar! Söyleyin bütün Budistler! Söyleyin doğuda ve batıda yasayan insanlar! Kuranı Kerimde yanlış olan şey nedir? Biz sadece bu 4 5 kelimeyi alırsak ilahi bir ayet olur. Bu peygamberliğin ve ilahi eğitimlerin bir özetidir. Başka bir kelime daha var. İlahi bir talimdir. Bu herkesin aklında tutacak kadar kolaydır.



Ey insanlar! İyilerden olun! Ey insanlar! Kötülerden olmayın! Kuranı kerimde yanlış olan ne vardır? İslam da yanlış olan ne vardır? İslam insanoğlu için en iyi olanı yapmıştır. Kuranı Kerimden kaçma sebepleri nedir? Bütün ilahi kitapların özetidir bütün peygamberliğin vazifelerinin özetidir. Bütün peygamberler der ki; “ Ey insanlar! Gelin iyilerden olun. Ey insanlar! Gelin iyi insan olun. Ey insanlar! Gelin kötülerden olmayın. Bu ilahi bir talimdir. Bir kelime daha var… İlahi… Öğretim. İtalyanlar ne bulmuştur… Papa Kuranı Kerimde yanlış birşey buldu mu? Piskoposlar ve hahamlar, kuranı Kerimde yanlış birşey buldular mı?



Kuranı Kerim derse ki; Ey insanlar! İyilerden olun. Ey insanlar! Kötülerden olmayın. Tevrat'ta ve incil de başka daha ne yazar. Hayır. Evet, İslam da Peygamber Efendimiz (s.a.v.), en şerefli ve en kuvvetli kişi olarak, insanları eğitmek için dedi ki; “ Ey insanlar! İyilerden olun” . Bize iyilerden olmanın yollarını göstermiştir.



Eğer insanlar sorarsa nasıl iyi insan olacağız diye onlara verebileceğimiz ayrıntılar nedir? İslam sadece beş yüz yolu vardır iyi insan olmak için. Eğer bir insan bir insanin yolunda bir tikeni çekerse, o iyi bir kişidir. Eğer bir kişi içki içmeyi bırakırsa, bu iyi bir kişi olmanın yoludur. Çünkü içki içmek bizim aklimizi ve dengemizi alır. İçen insanin dengesi olmaz. O insan herşeyi yapar çünkü dengesi yoktur. Öldürebilir, yakabilir, yıkabilir, kötü şeyler yapabilir, çünkü onun dengesi yoktur. Bırakın bunları! Eğer bırakmazsanız benim ilahi iradem üstünüze gelir. Ve şimdi bütün dünya sarhoştur.



Bir zaman bir kişi bana dedi ki, ben sordum; “ Hangi ülkeden geldiniz?” “ Irlanda dan geldik ve İrlandalıyız “ . Baktım ki, dev bir şehir londra da genelde isçiler ve yardımcılar irlanda dan İrlandalılardır. Onlar çok mütevazı kişilerdir. Herşeyi yaparlar. İyi insanlardır. İyi kalpleri vardır. Ama o insan diyor ki ; “ Ey öğretmenim, ey mübarek kişi “ . Ben dedim ki; “ ben mübarek değilim, ben insanoğlunun en düşük seviyesindeyim. Âlemlerin rabbinin mübarekleri yüksek makamdadır. Böyle söyleme, mübarek diye “ . “ Fark etmez, belki sen bir mübarek olabilirsin”, dedi. Ama sizin dediğiniz gibi, biz mütevazı insanlarız. Çalışkan insanlarız. Mütevazıyiz ama tembel değiliz. Biz hareketli çalışkan insanlarız. Biz çalışmayı ve çok çalışmayı severiz. Onun için insanlar der ki, İrlandalı insanlar iyi kişilerdir. Sadece sizin mübarekliğiniz… Ben derim ki: “ ben mübarek değilim “ . Söyle ey Rabbimin kulu… Ben de dedim ki: “ dilerim ki ve rabbime kul olmaya çalışıyorum. Genelde benim nefsim kulluktan köleliğe kaçar, onun için iyi bir insan olduğumu kabul etmiyorum” .



“ Sen haklisin, ama ey şeyh bizim çok iyi vasıflarımız var ama biz sadece sarhoşuz “. “ Sabah aksam içmemiz gerekiyor, onun için içtiğimiz surece dengemiz yoktur” . onun için bizi en düşük seviyeye koyuyorlar. Neden? Çünkü biz içeriz ve sarhoşuz.



Ve şimdi insanlar ve üzgünüm bunu söylemeye, islam da yasak bile olsa Müslümanlar da içiyorlar. Onun için onlarında dengeleri olmaz. Ve dengesi olmayan insan her kötülüğü yapar ve her şeytani takip eder. Onlarda şeytan olur. Ve şeytanlarda insanogluna düşmandır. Şeytan insanogluna zarar verir. Ve şimdi öyle bir zamandayız ki bütün dünya şeytanin kontrolü altındadır. Çünkü o şeytanlar onlar için ne iyi ne kötü bilmezler çünkü onlar sarhoşlardır. Onlar aldatıyorlar ve her kötülüğü yapıyorlar. Biz bir numara insanlarız derler. Bize itaat edin derler. Biz onlara itaat etmeyiz. Eğer itaat etmezsek insanlara zarar verirler. İnsanları öldürürler ve onları düşürürler.



Âlemlerin Rabbi her zaman adaletlidir. Adalet emretmesini dileriz. Herkese merhametli olmasını dileriz. Herkesin birbirine karşı saygılı olmasını dileriz. O kişi fakir mi kölemi bakmaz. Onlara haklarını verir. Ve biz saygımızı vermeliyiz. Çünkü Âlemlerin Rabbi âdemoğullarına saygı gösterir. İster ki herkes herkese saygılı olsun.



Ey papa, ey budistler, dalay lama, en papalar ve hahamlar, siz bunları anlamalısınız. Eğer anlamazsanız ilahi ateş başınıza gelir ve sizi kule çevirir. Sizi bitirir. Şimdi göklerden hazırlanıyor… (Arapça)… Ceza sebepleri hazırlanıyor. Alıp götürmesi gerekir. Âlemlerin Rabbi insanlara öfkelidir çünkü onlar bu dünyada yasarlar ama ilahi emirleri tutmazlar çünkü dengeleri yoktur. Ve Allah (cc) yoktur diyenler için ilahi ordular ilahi intikamı almak için hazırlanıyorlar.



Ey insanoğlu! Dikkat edin! İcat etiğiniz herşey size karşı gelecektir ve milyonlarca değil milyarlarca insanları alıp götürecek. Ey insanlar! Dikkat edin, dikkat edin. Şeytana dikkat edin ve onun köleliğinden kaçmaya çalɩşɩn. O zaman ilahi himayede olursunuz. Yoksa size ilahi intikam gelir ve götürür.



Allah (cc) bizi affeylesin. Ve diyoruz ki;

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “



“ Ey insanoğlu, gelin Rabbinizin emri ile iyi kul olun. O zaman ilahi himaye altında olursun ve O lütfünü verir sizeeeeeeeee” .



“ huuuuuuuuuuuu huuuuuuuuuu huuuuu huuuuu “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “



“ bütün şarkılar sadece sanadır. Bütün göklerdeki şarkılar ancak senin azametin içindir. Bu mübarek günlerde affeyle. Hu hu hu huuuuuuuuuu



“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum duuuuuuuuuuuum “



Fatiha.



40 dakika



“ Zaman bitti, bunu bilmelisiniz”

“ Zaman bitti, bunu takip etmelisiniz “.

“ zaman bitiyor. Bu gezegendeki hayat bitecek. Bunu bilmelisiniz ”.

“ sarhos olmayı bırakın” . Aklınıza sahip olun” .“ iyi amellerinize sahip olun. “

“ Kendinize ve başkalarına karşı…”



“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “



“ Ey Allah! Ente Allah! Ente Allah!

“ Sen Yaratansın ve rabbimizsin” .



“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “ .



“ bütün rahmetler, bütün övgüler, bütün sanlar evvelden ahire ancak sanadır” . “ Ey Rabbim sen bizi yarattın. Biz senin doğru yolunda olmaktan mutluyuz. Bizi kendi ilahi huzurunda iyilerden yap” .



“ Hu…hu… hu… hu… hu… hu… hu… hu hu hu hu hu hu hu hu huuuuu”.

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “



“ Bütün övgüler sanadır. Sen en kuvvetli ve kudretlisin. Senden önce ve sonra birşey olamaz.

“ Sen sen sen sen sen, ancak sen.....sen sen. sennnnnnnnnnnn.....sen, sen sen” .



“ hu hu hu hu hu hu. Sen hu… sun. Hu.. hu ..hu… hu… hu. Sen ancak hu.. sun

“ Hu hu hu hu hu hu hu hu hu huuuuuuuuuuuuuuu huuuuuuuuu

44



“ zaman bitti”.

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ Dum dum dum dum dum dum dum dum “

“ biz hep mutluyuz. Rabbimiz bizi selamlar. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah huu Allah huuu…



Elhamdülillah.



Fatiha.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 24.09.09, 22:48 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani Sultanul Evliya |

Çarşamba, Eylül 23, 2009|Lefke, Kıbrıs


BIRAKIN KIM YARATTIYSA O DÜNYAYA GETIRSIN!

Fatiha

Allahu Ekber. Allahu Ekber. Allahu Ekber Lailahe illAllahu Allahu Ekber Allahu Ekber velillahil hamd. Ey Rabbim sonsuza kadar senin şerefin için ayağa kalkarsak bu bir şey değildir. Bizi affeyle. V e bize rahmetini ver iyi kul olalım. Biz sevgili kullarından gönder. Senin hakiki halifen, hakiki temsilsini gönder. Ezelden evele kadar tek bir tane vardır.

Ey Rabbim bizi affeyle. “ Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahim”.

Ey insanlar! Ben zayıf bir kulum ve benim büyüklerim beni bu gezegendeki bütün insanoğluna konuşturur. Âlemlerin Rabbinin bölgeleri sonsuzdur. Onun hâkimiyeti sonsuzdur. Onun okyanuslari sonsuzdur. Sonsuz okyanuslar ve sonsuz bölgeler.

Ey insanlar! Düşünün! Ve demeliyiz ki “Bismillahirrahmanirrahim”. Bu şeytanın ejderhasına karşı bir ilahi kılıçtır. En büyük ejderha. Şeytan en büyük ejderha dır. Kendisini bir şey zanneder. O sadece bir Yılan. Dünyamızı sarar. Şeytan dünyayı ebediyete kadar bitirip, lanetlemek ister. Gezegenimizi yörüngesinden almak ister. Ama dersek ki “ Euzubillahimineşşeytanirraciym”. Bu kullarını uyandırma işaretidir. Uyandıkları zaman derler ; “ Euzubillahimineşşeytanirraciym”. Şeytanın temsilcisi herkesin içindeki nefistir. Nefis şeytana aittir. Ve şeytan onu lanetler ve ister ki Yaratana itaatsiz bir kişi olsun. “ Tuuh şeytana ve takipçilerine”!
Bazen bu dünyanın büyükleri öfkelenir. Bende bugün öfkeliyim. Bazen böyle bir öfke verirler. Öfke iki şekildir. Birincisi nefsimizin öfkesi, bu en fenasıdır. Nefsine öfkeli olmak… “salihel nefs” (Arapça). Nefsi memnun etmek için bir öfke vardır. Öfke. Mübareklikten ve mübarek şeylere karşı bir öfkedir bu.
Eğer bir kişi nefsinden dolayı öfkelenirse onun yolu direk olarak ateşe gider. Çünkü öfke ateştir. Öfkesi nefsinden olan kişinin öfkesi onu ateşe oturtur. İnsanlar için en korkunç ve tehlikeli şey öfkedir. Öfke. Nefislerinden bir öfke geldiği zaman…”Salihihi” (Arapça). Nefislerinden dolayı veya nefsimizi memnun etmek için. O öfke yakar. Öfke insanların şahsiyetlerini yakar. Bu çok önemlidir. Bir zaman Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘e bir insan geldi ve sordu; “ Ey ilahi huzurda en sevgili ve en şerefli olan, sen teksin. Kimse o ilahi huzura giremez ancak tek bir kişi.

Bilmelisiniz hiristiyanlar, yahudiler. Kitap verilmiş insanlar bilmelisiniz ki sadece tek bir kişi ayağını ilahi huzura basabilir; Seyyidina Muhammed (s.a.v.).bunu bilmelisiniz ey insanlar. Yoksa bu dünyadaki her şeyin altı üstüne gelir. Bu ilahi öfkedir ki büyüklerim bugün gönderdi bana konuşmak için. Ben bir şey bilmem. Ben bir şey bilmem ama beni eğitiyorlar bütün bu gezegende yaşayanları eğitmem için. Hepsi bilmeli ki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) en sevgili en şanlıdır. Seyyidina Muhammed (s.a.v.)! Ona inanmalısınız yoksa aşağı aşağı düşersiniz, kara delikler sizi bir şey olmaktan hiçbir şey olmaya.

Esselamun Aleyküm! O dinleyicilerimiz! ``OOO nasılsınız beyim! `` `` çok mutluyum, bugün orucum. Aksam yaklaşıyor ve açlıktan biraz öfkeleniyorum ``

Merhaba ey insanlar! Ey rabbimin varlıkları. Bende sadece büyük bir varlığım. Ama var olmanın sebebi bana mübareklerden ikram edilmiştir ki size hitap edeyim. Yoksa ben bir şey değilim. Bir şey olamamak daha iyidir, en iyisidir. Çünkü insanlar hep bir şey olmak ister. Bir şey olmak peşine koşan, kaç sene bir şey olacaksın. Gün be gün o ölüm sana yaklaşacak. Veya ölum meleği ok’unu sana atmak peşinde. Bilgili insanlar der ki… Kim ilahi kitaplardan eğitilmişse onlar âlimlerdir. Başkaları en aşağı… Bana her şeyi kayıp ettiriyorlar... Âlimler ilahi kitaptaki ilimleri bilirler. Her şey…(Arapça)…

Ey Müslüman ulamaları, ilk önce de Araplar, bir numara olduklarını iddia ederler. Evet. Siz burada belki bir numara olabilirsiniz ama ilahi huzurda yeriniz neresi? Bunu bilmelisiniz.

İlahi kitaplarda yazılır ve bilinir ki, yeni bir nesil, yeni bir oğlan, bu hayata çıkmaya yaklaşınca. Bu konuyu konuştururlarsa haftaya kadar bitmez. Çünkü insanlar zannediyorlar ki her şey onların bilgilerine göre olur. Onun için simdi o kadar cahil doktorlar hiçbir anneyi bırakmazlar ki çocuğunu kendi dünyaya getirsin. Hep sezaryen yapmak isterler. Derler ki; bebeğinizi doğuramazsınız, biz müdahale etmemiz gerekir. Almak için karninizi kesmemiz gerekiyor.

Ey ulemalar! Ey papa neden demiyorsun ki, Yaratan Allah (cc) dır ve o müdahalesiz yeni nesli gönderir. Hayır. Bırak kim yarattıysa bu dünyaya getirsin. Eğer yaşayacaksa çıkması gerekir. Eğer o yeni nesil için yeni bir fırsat verilmediyse kendi kendine gelemez, içerde ölür ve çıkmaz. Ama şimdi doktorlar “Hayır” derler. Her zaman sezaryen yapmak isterler. Soruyorum onlara, anneniz sizi sezaryenle mi getirdi? “ Hayir”der. “kim getirdi seni? “ “ Ebe getirdi “. Neden hamile kadınlara müdahale ediyorsun? Bırakın! O yeni varlık, ebedi olarak annenin rahminde kalmayacaktır. Hayır.

Çıkma zamanı ancak yaratan bilir. Zaman gelince göklerden iki melek gönderir. Rabbimiz emreder; “ Benim kulumu dışarıya çıkartın”. Kısa bir sure için yaşasın ve sonra bana gelsin. İki melek gelir ve o yeni varlığı, o yeni nesli dışarıya çıkartırlar. Her zaman bu taraftan öbür tarafa kaçar. Bu yeni nesli getirmek için anneye acı verir. Ama melekler der ki ;” Ey rabbim, senin kulun hiçbir zaman dışarıya çıkmak için bize itaat etmiyor. Sen bilirsin.” O zaman bir tecelli gelir veya başka bir şey...

O yeni varlık itaat etmez ve o kişinin rabbi… İnsanları annelerin rahminde Yaratan yarattı… Onlara görkemli bir görünüm gösterir. O zaman o yeni bebek secdeye düşer. Ve eğilerek gelir. Ve ebe onu alır. Ama simdi bunları kayıp ettiler. İlahi kitaplara inanmayanların hayatları en kötü hayat olacak ve onlar zalimlerdir. Bütün sezaryen yapan doktorları ikaz ediyorum. Hayatlarının son zamanlarında cezalanacaklar ve o yeni bebeğe verdikleri zararı tadacaklar. Onların ölümü en kötü ölum olacak.

Buna mani olmak için İslam ulemaları nerde? Nerde obur dindeki insanlar? “ sezaryen yapmak doğru değildir”! Neden demez papa veya başka piskoposlar bu Âlemlerin Rabbinin ilahi emirlerine karşı dır diye. Demezler bunu. Simdi çok önemli bir noktaya geliyoruz. Simdi bize bir bilgi geldi. Eğer yeni nesil gelirse, onun peşinde göklerden bir ok gelir. Ölüm oku. O ok o küçüğe annesinin rahminde ulaşır. Veya çıktıktan bir saat sonra, iki saat, bir gün, iki gün, bir ay, iki ay, bir sene, iki sene ona ulaşır. Ok’un atılma mesafesi doğduğu günden ölümüne kadar dır. Doğar ve arkasından ölüm oku atılır. Bu ölümdür…

Ey rabbim bize birisini gönder ki kullarını uyandırsın. Mübareklerin vazifesi insanları uyandırmaktır. Onlara hayat hakiki bir hayat değildir demek. Taklit hayat. Çünkü 100 sene bile yaşasan veya daha fazla, ölüm oku sana ne zaman ulaşacağını bilmezsin ve bitersin. Bu hayattan alıp götürülürsün. Nereye? Nereye? Nereye? Bir tane cenaze getirirler. Ölmüş bir kişi getirirler. Onu bir camiye veya bir kiliseye koyarlar. Bir kişi gelir sorar. “bu cenaze kimindir?” mübarek, cenaze törenini yapan kişi derki : “bu bir cenazedir”. “Bu Bay George’un ölü bedenidir.” Veya kral onuncu George’un ölü bedenidir. Veya derler ki; “bu en zengin kişi bay stefanin cenazesidir”.

Onlar sadece ölü bedenin adini söylerler. Ama kimse sormaz ki; “beden burada ama o nerde”. “Nereye gitti o?” kimse sormaz. “bu general harringtonun cenazesi”, derler. Veya bu mareşal hindenburg’un ölü bedeni derler. Veya sorarlar; ”Kimdir bu kişi?” bilirler ama bu sadece field mareşal ‘in ölü bedenidir. Bu kişi rusyaya karşı savaşmıştır, ikinci dünya savaşında. Burada dursun, Finlandiya girmesin dediler. Bazen bende bir şey bilirim. İlim benim sermayemdir bu. Ben bir şey öğrenirsem tutarım. SubhanAllah. Unutmam. Evet. Bu olayı o kadar insan bilmez.

Mareşal hindenburgtan ne haber? “Bu onun bedeni ama mareşal hindenburg nerde?” benim soruma şaşırırlar. “ Hangi soru?” ve bu kadar çok toplanan insanlar kimlerdir? “ burada bir cenaze töreni var “. “ bu cenaze töreni kim için? “ derler ki; papa ölmüştür, bu da onun ölü bedeni". Derler ki; " Öldü ve bedenini burada mı bıraktı?” “ O nereye gitti? “ “ bedenini buraya bıraktı ve kendi öldü mü?” “ Nereye gitti? “ “ Bu sultanin ölü bedeni”. “ Sultan nerde? “ “ Biz bilmeyiz nereye gittiğini “. “ Sultan öldü”. “ Kimdir bu? “ “Bu Ortodoks kilisesinin piskoposunun cenazesi.” “ O Öldü”. “ Ey dostum, o öldü de bedenini bize mi bıraktı?” “ Neden gittiği yerde ölü bedenini götürmedi?” “ Bırakın götürsünler, neden biz onun ölü bedenini taşıyoruz? “ “ Nereye gitti o ve bedenini burada bıraktı? “ “ Bana ne bakıyorsun, bir yanlışlık mı var? “ “ Hayır, ama daha dün insanlara hitap ediyordu, bugün öldüğünü söylüyorlar.
“ Bu ölü beden onun mu?” insanlar böyle soruları düşünmezler. Eğer öldü ise, neden ölü bedenini alıp götürmedi gittiği yere? Hiç böyle sorular sormazlar. “ Ey şeyh, sen nerden gelin ?” “ Ben göklerden geldim “. “ Gökler nerde? “ “ Gökler olmasa ben burada nasıl olurum? “ bir zaman sonra yazarlar ki, şeyh de ölüp gitti ve ölü bedenin bıraktır diye.

Bu kimsenin cevap veremeyeceği bir şey dır. De ki insanin yaratılması başka bir şeydir. Ruhu ölür ve bedeni insanların eline kalır. Onun insanlar der ki; “ Çabuk onun ölü bedenin götürün “. O beden aksama kadar kalır, birisi der ki;” yahu, ey insanlar, aksam olunca bir yatak koyalım ki dinlensin. “ “ Hayır, ey kardeşim, dün papa bile olsa bugün öldü ve ölü bedenini buraya bıraktı. Onun bir yatağa ihtiyacı yoktur. Bırakın onu, çünkü onun bedeni topraktan yaratıldı ve toprak olmak ister. “

Ey insanlar hepimize bir gün gelecek insanlar diyecek ; “ Simdi başbakan öldü” , veya yeni bir unvan var...“ First lady öldü, öldü ”. “ Kim öldü ?” “ First lady “. İkinci lady demi var? Nedir bu?

“ Ey şeyh, o dün first lady idi bugün öldü ve simdi onun ölü bedenin taşıyoruz. Allah (cc). Allah (cc) . Ey insanlar düşünün. Size de bir gün gelecek diyecekler ; “ İçişleri bakanı o kadar işler yaptı, bugün öldü. Ve ölü bedenini bıraktı. Ve o çok zalimdi setolon ve Musullun, Hutlara gibi. Veya başka birisi daha var… Bunu söyleyemeyiz, zordur. Türkler bana kızar.... Öldü.

First lady öldü, fark etmez, yaptığı iyi amellerinle mutludur simdi. Ama bir numara zalimler var, firavun gibi veya nemrut gibi. Âlemlerin Rabbine karşı savaştılar. Melekler onlara ateşten kırbaçlar hazırlıyorlar. Dünyada onlara cehennemden kırbaçlar gelir. “ Sen tek kişiydin he? Bir numaraydın he? Birinci kişi… Âlin… Alin… “ Ey şeyh bizi korkutuyorsun.” Ben size söylüyorum ölüm oku herkese ulaşacak. Ömrünüzün son dakikalarına dikkat edin. Ömrünüzün son günlerine dikkat edin. Ölüm meleği, Azrail a.s. sizin ruhunuzu almaya gelince dikkat edin

Ey insanlar, bu hayata aldanmayın. Ben buyum şuyum demeyin. ölum meleğinin pençesi döşündeki ruhunu alır. Ey insanlar doğrulardan olmaya çalışın. İyilerden olmaya çalışın. İyilerin ruhları çok kolay ve çok mutlu çıkar. Ama insanlar kötülük yapan insanlar acı ilahi öfkeyi tadacaklardır.

Ey insanlar! Esselamun Aleyküm. Söylediklerimizi tutun. Eğer birisi derse ki o şeyh yanlış konuşuyor diye, dilerim ki yârin ölüp te ölü bedenini burada bıraksın.

“Allah Allah Allah Allah Allah Allah AzizAllah”
“Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah”
“Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah”
“Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah”
“ Dum dum dum dum dum dum dum dum ”
“ Dum dum dum dum dum dum dum dum ”
“ Dum dum dum dum dum dum dum dum ”
“ Dum dum dum dum dum dum dum dum ”
“ Dum dum dum dum dum dum dum dum ”
“ Dum dum dum dum dum dum dum dum ”

Fatiha

Tamam mı?

48 dakika.
Elhamdülillah

Allah bize bir anlayış versin. Ben âlim kişi değilim. Ben basit bir insanim ama Âlemlerin Rabbi beni konuşturuyor. Yanlışsın diyen olursa yârin ölü bedeni burada olsun ve gitsin. Allah (cc) Allah (cc) .
Fatiha


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 24.09.09, 22:53 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Mawlana Shaykh Nazim Adil Al-Haqqani Sultanul Awliya|

Thursday, Sep 17, 2009 | Lefke KKTC



Mevlana Şeyh Nazim Adil El-Hakkani Sultanul Evliya |

Perşembe, Eylül 17,2009|Lefke, Kıbrıs

HAHAM BAŞI 1


Fatiha

Destur estaĝfirullah, medet medet medet, Allahu ekber ul ekber, Allahu ekber ul ekber, Allahu ekber ul ekber. Subhanallah, Sultanallah. Sen Yaratanımız hu Allah hu Allah hu Allah. Ey yaratan, bütün şerefler ve övgüler sanadır diyebilelim her zaman. Ey Rabbimizi, Ey yaratanımız. Biz çok küçükleriz. Biz bir şey değiliz, bizi bu mübarek günde affeyle. Bu rahmetli ayin son haftası dır,ramazanɩn. Ey Rabbim, huzurundaki en övülmüş kişi Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hürmetine ilahi rahmetini ümit ediyoruz. Ey Rabbim, Onun hürmetine bize ikram eyle. En övülmüş olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.). hürmetine her şeyi yarattın. Bütün yaratılanların sebebi O dur.

Bunları vehabbiler kabul etmez selefiler kabul etmez, fark etmez! Çünkü onlar bir şey değildir, değerleri yoktur. Kim en sevgiline en yüksek saygısını ve şanını verirse o dur değerli olan.

Ey rabbim, diyoruz ki senin mübarek ismin, her şeye Kadir olan, en Merhametli, en Lütufkâr ve en Cömert, en Azametli, senin hükümdarlığının evvelden ahire sonu yoktur.

 

Bize ikram et, sen ikram edensin. Biz zayıfız. Ey rabbim bizi affeyle. Bize sonsuz affından ve rahmetinden ver. Bir tek senin için ve İlahi huzurda olan en değerli ve kıymetli kulun için var olalım. Bize bir kɩlɩç ver. Bismillahirrahmanirrahim senin kılıcındır. Bizden alma o kılıcı. Her yanlış şeyi doğru yapsın o kɩlɩç. Bize ilahi kılıcından ikram eyle. Bütün yanlış kişilere ve onların eğitmenleri şeytan bilsin ki bizim ilahi bir kılıcımız vardır o da Bismillahirrahmanirrahim dır. Bırakmayın, o zaman burada ve buradan sonra korunursunuz. Bismillahirrahmanirrahim derseniz size ikram edilir. Allahu ekber, Subhanallah, Sultanallah, Kerimallah, Aziyzallah. Sen Rabbsin. Bizi zayıflığımıza bırakma. Nefsimizin yanlışları ve bütün insanların yanlışları için Senden ilahi kuvvet istiyoruz. Onun için diyoruz ki: Euzubillahimineşşeytanirraciym. Ey Rabbim, şeytan ve takipçilerinden sana sığınıyoruz. Sonsuz rahmet, sonsuz övgü ve san senden en sevgilin Seyyidina Muhammed’e (s.a.v.).

Ey insanlar, ben bir şey bilmem, ben zayıf bir kulum. Zayıf bir kişi olsam bile Rabbimizin kuvveti bana ulaşırsa, bütün dünya sallarım. Ben bir şey değilim. Bu kuvvet bir atoma ulaşırsa, bir atom bu dünyanɩn hepsini alıp götürür. Bir atom götürebilir mi? Evet, götürebilir. Onu yaratan, Allah, subhane hu ve Teâlâ. Subhansɩn, Subhan, Sultansın. Bir atoma emrederse, ey sen, onu yörüngene al ve omzunda tası ve siyah bir deliğe koy. Atomun gezegen taşıyacak omzu varmi? Evet! O Allah tir tir. Rabbim o amiri verirse o yetkiyi de ona verir ki emrini yerine getirebilsin diye. Bu çok önemli bir noktadır. Onun emri çok yüksektir. Eğer emrederse ve atoma derse ki yörüngene al, o zaman yetki de gelir imkânda bunu yapmak için. Bakarsın bu ve bu dünya bir atomun omzunda taşındığını görürsün. Olur! Nasıl anlamadığınızı soyluyorsunuz. Simdi size söylediğimizi nasıl anlamazsınız. Allah cc kimdir bilmelisiniz. Onun emri sizin emriniz gibi değildir. Hayır. O Âlemlerin Rabbidir. Ve yetki verir, yetki verirse. Eğer Yaratan bir atoma tüm yetkiyi ikram ederse, bütün güneş sistemini taşır. Ey. Ey rabbimiz, Subhansɩn, Sultansɩn, Subhansɩn , Sultansɩn.

Ey din adamları, bunu takipçilerinize anlatın. Ey Hıristiyanlar ey Yahudiler, ey selefiler ve vehhabiler, O yüce Allah beni konuşturduğu şeyi onlara beyan edin. O Yüce olan beni size hitap ettiriyor. Bende insanoğlu içinde en son ve en zayıf kişiyim. Rabbimden bana bir ikramdır size bu sekil hitap etmek.

Böyle kuvvetli bir açıklamayı yapmak, anlayasınız diye O kimdir. O….. O….. ve HU, He hu hu hu hu, …. Bilinmeyen, görünmeyen, bilinmeyen,allahu ekber.

Söyleyin ey 21 yüzyılında yasayan din adamları, ama daha önce , daha önce , daha önce, bu gezegende insanoğlunun başlangıcını sadece yaratanı bilir. Ama siz o takvimi kullanıyorsunuz. Diyorsunuz ki, bu hakiki takvimdir. Size anlayacağınız şekilde hitap etmem gerekiyor ki. 2009 dayız. Bir takvimin başlangıcı deriz. Fark etmez. 2000 sene diyoruz, simdi başka bir milenyuma başladık.Ve diyoruz ki anlayışımız daha çok genişledi, daha kuvvetlendi . Ve böyle zayıf bir kul, hiç iddia etmem ki bir şey bilirim diye. Hayır. Benim hakikatima geleni size konuşurum. Ben bilmem.

Ey insanlar, simdi insanoğlunun anlayışının değiştiğini soyluyorsunuz. Ve diyorsunuz ki simdi öyle bir zamanında yasıyoruz ki , simdi anlayışın son noktasında yasıyoruz zannediyorsunuz. Onun için böyle zayıf bir kulu onlara hitap ettiriyorlar. Rabbiniz hakkında ne biliyorsunuz bana anlatın. Onun için din adamlarına sesleniyorum, onlar inançlarında ve dinlerinde yetkili kişilerdir. Rabbinizi anlatın, Âlemlerin Rabbi kimdir ve nasıldır.

Bilmiyorsanız, o ağaca sorun, sizden daha fazla söyler ve bilir, sizden daha fazla fazla ve fazla itaat eder. Rabbinin emri ile o Palme ağacı itaat eder. Ve itaatkarligi ve Rabbi der ki ona, ey ağaç, bir palme ağacı ol, bu benim sana emrimdir.Çam ağacı olma, palme ağacı ol. Palme ağacı der ki, Ya Rabbim nasıl istersen, ben hazırım ve palme ağacı olur. O kadar çok sekil yaratılanlar vardır. Bir orangutan (maymun turu). Rabbi ona orangutan olmayı emreder. Ve o der ki, Ey Rabbim ben hazırım, nasıl istersen. Sen beni orangutan yaratırsın. Ve goriller der ki, atalarına , ey goril , bu dünya döndüğü surece goril olmaya devam et. Ben insani yarattım, siz insan değilsiniz, siz insanların ataları olamazsınız. Yaratan benim. Ben sizi goril olarak yarattım. Ben sizden insan yapmadım. Ben ilahi elimle ve ilahi isteğimle, insani ben tasarladım. İnsani sizden tasarlamadım. İnsanları ben ilahi elimle tasarladım. Ey goril , insanlara konuş, hitap et. Siz onları atalarısınız diye iddia edenlere söyleyin ey goriller . Onlara tükürün, tuh . Ben insanların atasıyım ,sizin atanızım diye nasıl iddia edersiniz? Tuh bir daha. Her seferinde …..Ey dinleyicilerimiz, merhaba, hoş geldiniz. Hoş geldiniz…..

dum dum dum dum dum dum dum dum

dum dum dum dum dum dum dum dum .

O akilsiz insanlara goriller bile tükürür . Biri bana dedi ki, bu goriller,bir şey olunca tuh tuh derler, tükürürler.Bana sordular, ey şeyh niye öyle yaparlar? Neden hep tuh tuh tuh tuh derler? Siz bilgili insanlarsınız. Univeristelerdeki , yüksek okul, akademiler ve collejlerdeki profesörlere ve bilim adamları sorun sebebi nedir diye. O kadar insanlara sordum neden bu goriller ayni düzende diye. Maymun sınıfı. Neden o maymunlar hep yerler ve sonra tuh tuh tuh yaparlar? O kadar kişiye sordum , papaya da sordum, ben bilmem dedi. Dedim ki ey papa, ey papa, senin dini kitabında yazmaz mı, ilahi kitapta, tevrat da, ? Tevrat’a bak onun içinde bulurusun, çünkü ilahi kitaplar başlangıçtan sona kadar haber verir. Sizin yazdığınız kitaplar gibi değildir. Hayır. İlahi kitaplar . İlahi kitaplar ayna gibidir, geçmişe gidersen ne olmuş görürsün , bu yaratılmanın başında ne oldu. Bir daha bakarsan bu hayatin sonunda ne olacaĝɩ ni yazar, bu ilahi kitaptır. Bizim yazdığımız kitaplar gibi değildir. Onlar kitap değildir. Kitaplar ilahi kitaplardır. Bir bölümüne bakarsan ta başlangıcı görürsün obur bölümünde de neler olacak görürsünüz. Ey papa, din adamları, piskoposlar papazlar, hepsiniz dersiniz , biz her şeyi biliriz diye. Bütün din adamlarına hem de haham basına soruyorum.

Bir zaman bir hahama sordum. Haham uyur uyanıyordu. Bana o haham gözükme emir edildi. Nerden geldin dedi? Sen nerden geldin? Sen ne sekil gelmişsen bende ayni şekilde geldim. Gerçekten mi? Gerçekten . Ama ben çok koktum sizden ve endişeleniyorum. Korkma , o kadar senle beraberdi, seni takip ediyordum ki seni yakalayıp bir soru sorayım diye. Hmm. … Nedir o soru? … Hangi soru?... Soruyorum ki neden maymunlar hep tuh tuh tuh yaparlar( tükürürler)? Neden?... Bir dakika…Bir dakika, o kitaba bir senede bile bakamazsın ,nasıl bir dakika dersin? Bu kitaptan cevap vermeliyim çünkü ilahi kitaplar bu sorulara hakiki bir cevap verir. Ben biliyorum çünkü ilahi kitaplar geçmiş günler ve gelecek günler için ayna gibidir. Ben çok unlu bir hahamım, cevap nedir diye bakmam gerekir… Tamam, simdi buldum….. Ne buldun?....çünkü o goril, gabilisinde, neslinde hep tuh tuh tuh yapar.Bende merak ederdim de, simdi buldum. Çünkü , ey benim misafirim, sen nerden geldin ? Kapı kapalıydı, pencere kapalıydı sen nerden geldin? Sen hahamsın ve bunun cevabɩnɩ bilmiyor musun? …. Dur kitaba bakmam gerekir. Bırak her seferinde o kitaba bakmayı. … O kitaba bakar. … Nedir o? Tevrattan mi okuyorsun ? Evet beyim .. Ondan ne anladın? Peygamberler hakkında o kadar, yüzlerce hikâyeler var. İçinde yazar mı? Evet beyim. Bana söyle. Dur bir daha kitaba bakmam gerekir.. Bırak kitabi ve bana söyle. Bilmiyorsan ben sana soyluyorum. Öğrenmek, insanoğlu için öğrenmek bir şereftir. Evet, sen söyle bakalım sen hahamsın. Senin peygamberin kim? Bizim peygamberimiz Musa idi. Evet. Ve ona Tevrat ikram edilmiştir, evet. Tevrat’ta o kadar peygamberlerin hikâyeleri vardı. Evet beyim. O kimdir ki, hiç öyle acayip bir kişi görmedim,,,,,, evet beyim, ben buraya nasıl geldiğimi sana soyluyorum simdi. Sen bana soruyorsun ,nerden geldin camdan mı kapidan mɩ diye ? Hayır. Ben buraya geldim iste. İlahi kitabınızda bunun cevabi yazar. Dur bir bakayım… Bırak onu yahu çünkü bu konuştuğunuz kitap ilahi bir kitap değildir. Tevrat hakkında konuşuyoruz. Ey piskopos, ben piskopos değilim. Biliyorum ama yanlış söyledim ey mübareğim, ben mübarek değilim. Peki, sen kimsin? Ben Musa nɩn temsilcisiyim. Pekâlâ. Tevrat okudun mu? Zannedersem evet. Dur bir kitaba bakayım… Bırak o kitabi ve bana cevap ver. Seneye kadar o kitabi bitiremesin. Sana soruyorum. Evet. Ben bir şey değilim ama bazen hafızama bir şeyler gelir. Sen soruyorsun kapılar kapalı pencereler kapalı, nasıl geldin sen ? Sen kimsin? Dur bir kitaba bakayım… yav bırak o kitabi ben sana soyluyorum. Hatırlıyor musun bir zamanlar Davut a.s. tahtında oturuyordu ve karşısındaki iki kişiye bakıyordu. İki kişi nerde? Kimsiniz siz? Nasıl?...... Dur kitaba bakayım doğrudur ama kitaba bakayım. Bırak o kitabi. Hatırladın mı şimdi ? Evet, şimdi hatırladım. Bir gün nebi Davut, sultan Davut, kral Davut oturuyordu ve huzuruna iki kişi geldi. Karşısına gelen bu iki kişiyi merak etti, nasıl geldiniz buraya, kapılar ve pencereler kapalıydı? Evet, beyim hakikisiniz.ben hakiki kişi olmaya çalışıyorum. Büyüklerim bu noktayı konuşmamı emrettiler. Anladın mı? Bana şimdi sorma , pencereler ve kapılar kapalıyken nasıl geldim diye. Senin şahidin ve ispatin var. Tevrat da yazar . Evet beyim. Sorunuz neydi? Soru sormuştunuz, neydi o? bir maymun , bir goril ve ..... İnsanlar der ki insanlar gorilden gelir ve diyorsunuz ki nasıl olur ben buradayım diye, ben bu önemli noktayı seninle konuşmaya geldim.Evet beyim dedi . Bunun hakkında ilahi kitaplarda bir işaret olmalı . Evet. Sana soyluyorum simdi hayvanların peşinde olan bilim adamları ve araştırmacılar görüyorlar ki maymunlar ve goriller hep tuh tuh tuh yaparlar. Birşeyler yerler ve tuh tuh tuh yaparlar. Her zaman tükürürler. Bunun sebebi nedir? Ben bilmem dedi. Ama bir daha kitaba bakayım. Hayır, bırak o kitabi. Bana anlat. Ben sana nerden geldiĝimi söyledi. Giriş kapısından geldim. ….o önemli noktayı konuşuyoruz. Çünkü benim öğretmenlerimin öĝrettiĝinden anladığım , bana ikram edilende sudur ki; insanlar maymundan gelir diye iddia insanlara o maymunlar ve goriller çok kızgındır. Onun için o hayvan o akilsiz insanlara hep tuh tuh tuh yapar. tükürür onlara. Evet, beyim , ama sen kimsin. Sorma kimim diye. Ben zayıf bir kulum. Bu hafta sinagogumuzda bu konuyu konuşalım. Bütün maymunlar Darvin tükürüyor diye . Nasıl dersiniz biz onlardan geldik diye. Kim bunu iddia ederse ve kim onların eğitimlerini takip ederse , bütün maymunlar onara tuh tuh yaparlar. Sebep budur. Allah , yaratandır. O her şeyi yarattı. Nasıl dersinin insanlar maymundan geldi diye? Bütün maymunlar onlara tükürür, tuh tuh tuh . Ve geceleri özelilikle vahşi ormanda , bütün hayvanlar uyuyunca, o gorillerin uyanık olurlar. Her akıllarına geldikçe tuh tuh tuh tuh tuh yaparlar. Ey insanlar,ne söyleyelim. Ben size ilahi kitaplardan konuşuyorum . Anlayın diye . Beni bir şeyler için suçlamayın ben bir şey biliyorum başkaları da başka şeyler biliyor. Ey insanlar, ey din adamları , inançlarınızı düzeltin ve insanların inançlarını da düzeltmeye calisin. İnsan insan yaratılmıştır.

Sultan sultandɩr, sultanin oğlu da veliaht. Şeref göklerden verilir. Ormandan insan gelmez ,bu batıl teoriyi bırakın. Şeytan onlar çok metanetle.(sebatla) yaklaşır. Doğruya gelmesinler diye . Hep yanlış şeyler yanlış teoriler gösterir. Allah beni affeylesin.

Ey insanlar ben bir şey bilmem. Ama bazen bütün milletler konuşup hitap etmem için bana bir şeyler gelir. Doğudan batıya dinlemeleri gerekir. Dinlemezlerse onları tasarımı sonuçta maymuna döner . Olur mu? Evet. O hahamla yarın devam edeceğim. O önemli noktayı, ilahi kitaplar anlaşılsın diye. Allah beni affeylesin.

dum dum dum dum dum dum dum dum

dum dum dum dum dum dum dum dum

dum dum dum dum dum dum dum dum

dum dum dum dum dum dum dum dum

Sen teksin. Her şeyi istediğin gibi yaratırsın Ey Rabbim

dum dum dum dum dum dum dum dum dum

Gelin ilahi şarkıları senin şerefine dinleyelim Ey Rabbim

dum dum dum dum dum dum dum dum

Fatiha


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 25.09.09, 15:38 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Mevlana Șeyh Nazım Adil El-Hakkani Sultanul Evliya

Perşembe, Eylül 24, 2009

Lefke, Kıbrıs


EY INSANLAR! IYILERDEN OLUN!

Fatiha

Allahu Ekber. Allahu Ekber. Allahu Ekber Lailahe illAllahu Allahu Ekber Allahu Ekber velillahil hamd. Ya Seyyidi, Ya Rasulullah.

“Elfu Selam Elfu Salât”

Medet. Medet. Medet.

Esselamun Aleyküm.

Ey insanlar.

Ey insanoğlu.

Şerefinizi tutun. Kim gelip dinlerse ve insanlara dinletirse şereflenecektir. Ve kendinizi temizlerden eyleyin.

Ey insanlar, kendinizi şerefli kilin. Ey insanlar iyilerden olmaya çalışın.

Esselamun Aleyküm ve Rahmetullahu ve Berakatuhu.

Ve diyoruz ki:

“Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahim”.
Medet ya Sultanul Evliya.

Ey insanlar.

İyilik bir yerden bir yere kaçar. İnsanlara ulaşmak için İyiliğin köprüsü olmaya çalışın. Ben Rabbimin zayıf bir kulum. Ben bir şey bilmem ama büyüklerimin bana bu dünyaya gönderdikleri şeyle konuşurum ve genelde benim vazifemde bütün insanoğlunu ikaz etmektir. Çünkü onlar yıkılmış bir köprüye kaçıyorlar ve hepsi o dev nehre düşebilirler. Düşerlerse ve bir daha gözükmezler. Belki kara bir delik onları bu dünyadan çeker, onları alıp götürür.

Bir zamanlar bazı insanlar vardı, bir düzlükte yaşarlardı ama şimdi bitmişlerdir. Yok oldular. Allah (cc) , Subhanahu ve Teâlâ. En Şerefli, en Azametli en Görkemli, en kudretli, her şeye kadir olan Allah (cc) yarattı, yarattı. Ve yarattıklarına sonsuz cömertlik okyanuslarında ikram etmek ister.
Ey insanlar! Cahillik yeterlidir. Sarhoşluk yeterlidir. Uyumak yeterlidir. Uyanın ey insanoğlu. Uyanın ve etrafınıza bakin nerdesiniz. Nerden geldiniz? Nereye gidiyorsunuz?

Ey insanlar ben bir ikazcıyım. İkazcı. Sizi ikaz ediyorum. Kara bir delik sizi bir bir çeker ve kayıp olursunuz.

Her şey ilahi kitaplarda yazar. O ilimlerden bazıları bana da ulaşır ve benim büyüğüm ilahi çizgilerinden bana haber gönderir. Kıyamet yaklaşınca. Dirilme günü gelecek veya kıyamet günü.
Âlemlerin Rabbi büyük bir düzlüğe toplanılmasını emreder. Büyük bir düzlükte. Ve herkese hayatlarında ne yaptıklarına bakmalarını emreder. Peygamberlere nasıl davrandılar diye. Peygamberlerde müstesna insanlardır. O müstesna insanlar hakkında fikirleri neydi diye.

Soracak; " Ey benim habercilerim, ben sizi bu gezegendeki kullarıma gönderdim. Onların size karşı tavırları nasıldı? " Peygamberler diyecek ki ; " Ey Rabbim sen bilirsin, ancak bazıları bizi takip etti, çoğu da kaçtı". " Ey peygamberlerim, bana ümmetlerinizi anlatın. Siz onlara ne açıkladınız ve onları nereye çağırdınız?" “ Ey Rabbim sen bilirsin ki, senin yüksek emrin üzeri onları sana çağırıldık. Ama genelde onların tavırları… Her zaman… Her zaman reddederlerdi.” “onları bana çağırdığın zamanki tavırları neydi, ne yaparlardı?” “ Ey Rabbim, sende bilirsin ki, onlar kaçarlardı."
" Ey benim seçilmişlerim… Başka bir kelime daha var… Ben size ilahi haberlerimi gönderdim ve siz onları bana çağırdınız. Onları iyiliğe çağırdınız. Onları şerefli kişi olmaya çağırdınız. Onları iyilerden olmaya çağırdınız. Onları iyi kul olmaya çağırdınız.”

“ Ey Rabbim, biliyorsunuz ki onlar kaçtılar. Kaçtılar.” “ Onları doğru yola çağırdınız. Ama onlar kötü şeylerin peşine koşmayı tercih ettiler. Ve onları sizinle beraber olmaya çağırdınız. Sizde benimle berabersiniz.”

“ Ey Rabbim, onlar kaçtılar. Onlar çok aptallar.” Dersen ki bu altın bu toprak. Sadece toprak değil, daha ucuz bir şey, iskelet.

“ Biliyorsun ki ey Rabbim, biz onları altına, temizliğe, şerefli olmaya çağırdık ama onlar iskelet peşine koşmaya hazırlandılar. Bunu yaptılar. “ o zaman Âlemlerin Rabbi yargı terazisini kurdu. Onların amellerini ve amellerinin değerini görmek için. İyiler sağ tarafa geçecekler. Kötüler sol tarafa geçecekler. Solcular. SubhanAllah. Şeref Allah (cc) ‘a dır.

Soldaki insanlar yüzde yüz şeytanın takipçileridir. Onlar hiçbir şeye inanmazlar. Onlar ancak şeytana inanırlar. Şeytan gibi olmaya çalışırlar ve bütün insanları bir sekil şeytana benzetmek isterler. Çünkü şeytanın da değişik renkleri ve görüntüleri vardır. Kendilerini iyilerden zanneden insanlar kendilerini yeşillerden görürler. Ama bu doğru değildir. Bazıları der ki : “ bakin onlar siyah kişiler. “ Bu doğru değildir. Kendilerini beyaz kişilerden gösterirler ama bu doğru değildir, onlar “mukallemun” (Arapça) gibilerdir.

Onlar bukalemun gibi olurlar. ( sık sık fikir ve tavır değiştiren kimse). İnsanları aldatmak için kendilerini beyaz gösterirler, bazen kırmızı, bazen yeşil. Sol taraftaki insanların hakiki şahsiyeti bu noktadadır. Onlar yalancılardır. Onlara şeref yoktur. İnsanları tuzaklara düşürmek için bunlar şeytanın hileleridir.

Şimdi doğudan batıya bakıyoruz. Bütün sorundur sol taraftaki insanların peşine gelir. Aşağı, aşağı, onlar hakiki görüntülerini göstermezler. Onlar birinci sınıf aldatıcılardır, şeytan gibi. Şeytan sol taraftakilerini mezun etmiştir.

Bana söylediklerini söylüyorum ben bir şey değil, sadece insanların tuzaklara karşı dikkatli ve kaygılı olmalarını istiyorum. İslam ülkeleri bile onlara aldanıyorlar. Özellikle Araplar aldanıyor.
O kadar Arap memleketleri de sol taraftaki insanları takip etmek istiyorlar. Ve onları burada ve buradan sonra mutlu edecek hakiki cennet yolunu bırakıyorlar. Ama ilk fitne Araplardan çıkmıştır. O kadar çok zalimler Araptır. Şimdi bile o kadar Arap devletleri zalimlerdir. Hiç Kuranı Kerime bakmazlar. Kuran Azim’i Şan arapça olsa bile. Kuranı Kerime karşılar ve sol taraftaki insanlara koşarlar. Derler ki, sol taraftaki insanlar, insanlara haklarını verir. Kuranı Kerim insanların haklarını vermez mi? Veya Kuranı kerim insanların haklarını almaya mani mi olur?

Derler ki biz insanlara köle olmasınlar diye hürriyet veririz. Onların hepsi şeytanın köleleridir çünkü şeytan insanlara o büyük yalanı çıkarttı. Siz özgür değilsiniz ve biz size özgürlük vereceğiz dedi. Sol taraftaki insanlar liderleri şeytan tarafından mezun edilmişlerdir. Size özgürlük vereceğiz derler. Onların ağızlarına bant bağlarlar. Kulaklarına pamuk tıkarlar. Ellerini bağlarlar ve ayaklarına demir zincir bağlarlar. Ve derler ki şimdi siz özgürsünüz. Siz en iyi özgürlüktesiniz.

Bir de gözlük takarlar. Beyazı siyah gösterir. Siyahî beyaz. Yeşili kırmızı. Kırmızı yeşil gösterir. Ve derler ki ; “ Şimdi tam özgürlüğünüze ulaştınız. “ söyleyin, bağırın. Kim özgürlüğünü isterse, bağırırsa onun başını keseriz ve atarız. Herkes şimdi en iyi durumda olduğumuzu söylemeli. Bu dünyanın başından sona kadar şimdi biz özgürlüğe ulaştık.

Şimdi 21 ci yüzyıl insanları bunları göklerden gönderilen ilahi kitaplara karşı söylerler. Şimdi nasıl selamet umarsın? İnsanların hepsi şeytani zalimlerin emri altındadır. Estagfirullah.
Ey Rabbim, sen bizim için en iyisini yaptın ama kulların senin için en fenasını yaptı. Ey Rabbim, bizi affeyle. Şeytani ve takipçilerini ortadan kaldır. Bu dünya sadece kullarına ve ilahi kulluğuna kalsın. Bizi şeytana köle olmaktan koru. Ve zayıf kullarının sana kul olmasını kabul et. Bize öyle bir cesaret ve kuvvet ver, öyle güçlü bir iman ver ki sana tutunalım. Çünkü Zatin hakiki müminleri korur.

Ey Rabbim.

Nerden geldik biz bu konuya? ( gülüyor )

SubhanAllah.

Kıyamet gününde terazi kurulduğu zaman Âlemlerin Rabbi emredecek. Bakın insanlar, siz bir ömür için dünyada idiniz. Bakin kimler ilahi emirleri takip etti? Evet. İlahi mübarek kitaplara kimler inanırdı? Kim göklerini ilahi emirlere inanırdı? Onlar cennete götürülecekler.

Başkaları da bu büyük düzlükte… İlahi kitaplarda ve kuranı kerimde anılmıştır ve yazar ki; ateşten, cehennemden bir tane boyun gelir. Çok acayip bir varlık çıkacak. O düzlükte olan herkesi bir el gibi toplayıp içeriye atacak. Nereye gittiklerini kimse bilemez. O onları bir bir alır ta ki kimse kalmayıncaya kadar. Bu kara deliklerin anlamıdır. Karanlıkta alır onları, sen bu karanlığı hayal edemezsin. Karanlık bölgelere oturulup atılacaklardır. Atılacaklar. Atılacaklar. Bunlar kıyamet gününün kara deliklerdir. Kıyamet gününde bir bir bir bir kara deliklere atılacaklar ve içeriye atılacaklar. Temiz bir adalet sağlanacaktır.

Ey insanlar, bedenimizi haramla zevklenmek ve yasak işler için yaratıldık zannetmeyin. Hayır. Bu doğru değildir. Doğrular ilahi kitaplardadır. İslami ülkelerde bile ilahi kitaplara bakmak yasaktır. İslami memleketler taklit… Onlar inanamayanların adımlarında giderler. İlahi kitapları liselere ve universitelere koymazlar. Onlar o düzlükte götürülmesi gereken ilk insanlardır. Onların bağırsakları dışarı çıkartılır ve cezalandırılacak bir yere giderler. Orda o insanlara tükürürler. Onlara o acı bir ceza gelir. Onlar ağlamaya başlarlar ama kimse onlara ; “ Sizi kurtarmaya geldik “ , demezler. Hayır.

Ey insanlar, kendinizi ancak doğru adımlarla kurtarırsınız. Doğru adımlarda ancak ilah kitaplarda yazar. Doğru adımlar atmazsak bizim sonumuz cehennem olur. O varlık seni toplar ve ateşin ortasına atar.

Ey insanlar, yanlış gözle bakmayın. Çünkü bazı gözler vardır, yeşili kırmızı görür. Kırmızıyı da yeşil görür. Bakışınızı düzeltin. Bu da ancak ilahi kitaplardan gelir. Kullanırsanız o zaman emniyette olursunuz. O zaman size sonsuz, sonsuz... Allah (cc) ‘in sonsuz nimetleri verilir. Sonsuz çömerlik okyanuslarına girersin. İstediğin herşey senin olur.

Ey insanlar, bu çok kısa bir zamandır. Gelin dinleyin. Benim kalbime ne konuşuyorlar ise ben size onu konuşuyorum. Âdemoğulların kurtarmak için biriniz ikincisine anlatsın, ikincisi de üçüncüsüne anlatsın. İnsanoğlunu kurtarmak için. Çünkü soldakiler insanoğluna karşıdır çünkü onlar en kötü, en kirli, en tehlikeli insanlardır. Ama Âlemlerin Rabbi onlardan intikamını alacaktır. Allah (cc) affeylesin.

“ Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah “
(Arapça)

“ Nerde Musa, nerde Isa, Nerde Nuh. Nerde Musa, nerde Isa, Nerde Nuh.”

"Dum dum dum dum dum dum dum dum"
"Dum dum dum dum dum dum dum dum"
“ Nerde Musa, nerde Isa, Nerde Nuh. Nerde Musa, nerde Isa, Nerde Nuh.”

"Dum dum dum dum dum dum dum dum"
"Dum dum dum dum dum dum dum dum"
"Dum dum dum dum dum dum dum dum"
"Dum dum dum dum dum dum dum dum"
"Dum dum dum dum dum dum dum dum"
“ Nerde Musa, nerde Isa, Nerde Nuh. Nerde Musa, nerde Isa, Nerde Nuh.”


“Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah “
"Dum dum dum dum dum dum dum dum "
"Dum dum dum dum dum dum dum dum "

40 dakika
“Her zaman ey Rabbim, sen bizim Rabbimizsin burada ve buradan sonra deyin. Yaratanımız itaatkâr olmalıyız ve deyin ki huuuuuhuuuuhu huuuuu”
"sadece huuuu"
"Dum dum dum dum dum dum dum dum "
"Dum dum dum dum dum dum dum dum "
"Dum dum dum dum dum dum dum dum "
"Dum dum dum dum dum dum dum dum "

" bizi sen her zaman ikaz edersin, ey Rabbim ikazlarını kabul etmeliyiz. Biz kuvvet ve anlayış ver ki sevgilinin adımlarından gidelim.”
“ hu hu hu hu hu hu Allah hu hu hu hu””
"Huuuuu Allah huuuuu huu huu huuu"
"Allah huuuuuuuuuuuuu"
Fatiha


44?
Dinleyicilerimize teşekkür ederiz. Ben zayıf bir kulum ama beni konuşturdukları şey çok büyük, büyük, en büyük ilahi makamlardandır. Şeytana dikkat edin o zaman burada ve buradan sonra mutlu olursun.
Fatiha.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 27.09.09, 08:08 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
EY INSANLAR! IRADENIZI BIRAKIN!

Mawlana Shaykh Nazim Adil Al-Haqqani Sultanul Awliya |

Saturday, Sep 26, 2009 | Lefke KKTC

Fatiha


Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber, Lailahe Illallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Vellillahil Hamd!


Ey rabbim! En şereflin hürmetine bizim kulluğumuzu kabul et. Onun için daha fazla şan istiyoruz. Elfu Selam Elfu Salât Aleyke Ya Seyyidine Evveline Ahirin Ve Ala Alike Ve Ashabike Ve Ezvacike Ila Yevmiddin diyoruz.


Ya Rasulullah! Senin şefaatini istiyoruz. O gururlu kişilere rağmen, onlar pislikle doludur. Senin ilahi huzurundaki makamın hakkında bazı faydasız ve pis kelimeler söylerler.


Ya Rasulullah! Bize şefaatini ver. Bizi şerefli sancağının altında tut. Çok mutluyuz. Kalbimiz o kadar gururlu ve mutlu ve zevkli. Ya Seyyidel Evvelin Ve Ahiriyn.


O şeytani kişilere karşı Sen her yerdesin. Çünkü sensiz hiç birşey var olamaz. Ey en sevgili. Sen hak elcisisin. Sen en şerefli elcisin. Sen ilahi huzurda teksin. Evvelden ahire daha çok ve daha çok…


Şeytana karşı diyoruz ki; “ Euzubillahimineşşeytanirraciym”. Ve bize ikram ettiğin ilahi kılıcımızı çekiyoruz ; “Bismillahirrahmanirrahim “ . (oturuyor)


" Lailahe İllallah. Lailahe İllallah. Lailahe İllallah
Muhammed Habibullah Aleyhi Salatullah Aleyke Salatullah Ya Habibullah.”


Ey insanlar, biz zayıf kişileriz. Biz çok zayıf varlıklarız. Esselamun Aleyküm Ve Rahmetullahu Ve Berakatuhu. Her zaman burada ver buradan sonra ilahi korunma altında olmaya çalışın. Ey mütevazı kullar, büyüklenmeyin! Kulluğun en önemli işareti mütevazılıktir. Ne kadar mütevazı olabilirsek Rabbimiz bizi o kadar yükseltir. Yükseltir, yükseltir. Büyüklenmeyin. O zaman firavunlarla ve nemrutun ordularınla beraber olursunuz. Damga vardır. İlahi damga… (Arapça)

Şeyhimi çağırıyorum o bize ve bütün insanlara nasıl kul olunur diye öğretiyor.
Nasıl kul olunur diye. Kulluk nasıldır diye.

Ey insanlar! Ey insanoğlu! Hepimiz aynı insanoğlunun kökünden geldik. Yaratan bize öyle bir şeref verilmiştir. Bu şerefin devam etmesini istiyoruz. Âlemlerin Rabbi ikram ettiği şeyi geri almaz. Bu ilahi kaidedir. Verirse geri almaz. Ama o kadar, bizlerden yanlış şeyler yaparlar. Yanlış şeyler belki yıkanabilir, belki alınabilir. Rabbimizin affını isteyin.

Ey Allah bizi affeyle. Ve o gafurdur ve gaffardır. Gafur, affeder. O gaffardır. Onun sonsuz af okyanusları vardır.

Ey insanlar! İradenizi bırakın. Âlemlerin Rabbinin iradesi karşısında kendi iradenizi bırakın. Ama soyluyorum ki bu en yüksek mevkidir. Bu bir ifade dır.
Uyuyor musun? (bir müride soruyor).

Bir ifade olarak diyoruz ki, ey Allah`ım bizi affeyle. İlk önce Rabbimize hitap edip aşağı aşağı inip mütevazı olmamız gerekiyor. Daha mütevazı, daha mütevazı olup büyüğüne teslim olmaktır. Büyükler kimdir. Büyükler kendi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bırakandır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kimdir? O da kendi iradesini Rabbinin irade okyanusuna bırakandır. Usullere uymalıyız ve öğrenmeliyiz.

Ey insanlar! Biz bir şey değiliz deyin. Evet, bunu söylemeliyiz. Bazı insanlar der ki; “ biz nasıl deriz ki ben birşey değilim, birşey değildim bende bu kadar güç olduğu halde? “ Altın zinciri var. Nerde o şeyler? (birşeyler arıyor). Gözlük? Benim altın gözlüklerim vardır. Nasıl derim ki ben birşey değilim diye. Ben o kadar güçle varım.


İnsanlar ejderhaların okulunda eğitilmiştir. Ejderha kimdir? Şeytan! Orada eğitilmişlerdir. Bunu takarlar.( gözlük takıyor). " Evet, beyim, ben çok güçlüyüm. Onun şeytani diplomasi var, bunu da takar. Büyük te karnı (göbeği) var. Sen bana bunu nasıl dersin, ben her tarafı altın olan bir sandalyede oturuyorum. Altınlarımı kasaya koymam. Çünkü insanlar altınlarımı kasaya koyduğumu zannederler, ama ben sandalyenin içine koyarım. Kimse ummaz içinde bir şey var diye. “ Altının üstünde oturuyorum çok güçlüyüm. “ “ Doğudan batıya yüzlerce gemiler satıyorum.” Nasıl dersin ki ben bir şey değilim diye. “ Ben birşeyim hem de daha fazlayım. Derim ki ben her şeyim.”

Bu büyüklenmenin son noktasıdır. Bu doğru değildir. Eğer birisi bulunduğu mevkii yi unutursa, o kadar yanlışlara düşer. O yanlışlar o kişiyi şeytanla beraber kılar. Çünkü şeytan iddia edip“ ben birşey değilim”diye düşünmüyordu. “ Ben herşeyim ” diyordu. Şeytan birşey olmaktan memnun değildi ama herşey olduğunu iddia ediyordu. Onun için ey insanlar, büyüklenmeyi bırakın. Çünkü hakiki kul olmanın işareti… Kul olmanın ilk şartı mütevazı (alçak gönüllü) olmaktır. Mütevazılık insanları ilahi varlıklara yaklaştırır. Yoksa ilahi varlıklar onlardan kaçar. Onlardan pis bir koku çıkar. Çok kotu. .. Kaçarlar.

Bazen bir kişiye ölum zaman gelince onun nefesinden çok kötü bir koku gelir. Biz af diliyoruz.

Allah mübarek ismini zikreden kişinin nefesi o kadar güzel olur. Güzel kokar.
Bir zaman ben büyük şeyhimle Medine-i Munevvere'de idim. Orda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) mübarek bedeni yatıyor. Büyük şeyhimle beraberdim. O sene o mübarek yeri bazı hacılar ziyarete geldi. O en mübarek kişinin mübarek bedenini ziyarete. Bir kişi vardı 120 yaşındaydı. Büyük şeyhim o zamanda 90 yasındaydı. Büyük şeyhim bana o yaşlı kişiye sarılmamı emretti. Ben de sarıldım.


“ Ey Nazım Efendim, birşey kokladın mı?

“ Ey şeyhim ondan çok güzel bir koku aldım. “

“ Bu ne için böyle bilir misin? “

“ Ey şeyhim, sen bilirsin? “

“ O Lailahe illallah, Lailahe illallah, Lailahe illallah, Lailahe illallah, Lailahe illallah, Lailahe illallah demeyi hiç aĝızından bırakmadı. Uyurken bile tesbih ederdi. Her zaman Lailahe illallah, Lailahe illallah, Lailahe illallah derdi.

O zikir, tevhid deriz, Allah ’in tekliğini söyleriz. Lailahe illallah, Lailahe illallah. Bu onun aĝzını ve hem de içini çok temiz, çok güzel kokulu yaptı. Sanki bir gül koklar gibi yaptı.


Âlemlerin Rabbinden emridir söylemek, en sevgilisi Seyyidina Muhammed (s.a.v.) , “ Tahiru… (Arapça) ....Kuran. Mübarek Kuranı Kerim ’in yollarını “ Lailahe illallah “, “ Lailahe illallah “, “ Lailahe illallah ” demekle temizleyin.

O insan gömülürken bile toprak, gömecekleri toprak bile o güzel kokuyu aldı. Gül kokusunu.
Bir zamanlar Şamdaydım. Hükümet büyük bir insanin kabrinin yerini değiştirmek istedi. O insan sadece Rabbi için yasamıştır. Her zaman “ Lailahe illallah ” demekle meşguldü. Kabrini 500 sene sonra açtıkları zaman halen beyaz elbiselerinle yattığını gördüler. O Şam'dadır. Şeyh Hasan..... Ve onu kabrinden başka bir yere götürdüler. Belki yüz adim ileriydi. Bir hafta veya 10 gün sonra oradan geçiyordum ve ne yapmışlar diye bakıyordum. Küçük bir çocuk bana koşarak geldi. Eve o kişinin kabrinden bir el dolusu toprak getirdi. Dedi ki ; “ Ey şeyh, kokla. “ Kokladım, beş yüz sene önce oraya gömülmüş insanin toprağı gül gibi kokuyordu. Cebime koyup götürdüm. Şimdi Şamda.

Şeyh Hasani Cibavi. O Rabbine en yakin olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’e çok yakındı. Onun bedeni öyle bir durumdaydı ki öyle güzel bir koku veriyordu. İlahi emir... Mübarek Kuranın ve imanın yollarını temizleyin.

“ Ya Rasulullah, neyle? “ “ Günlük en azından yüz defa “Lailahe illallah” deyin.

Vehhabiler ve selefiler buna karşıdır.
Bir grup insan oturup zikir ederlerse ona ; “ Bidat, bidat, bidat “ derler. Bu onların kulluklarıdır. Onları kullukları Allah ’a değildi. Âlemlerinin Rabbinin isminin anılmasını çekemiyorlar.
Veya “Esselatu Vesselamu aleyke Ya Seyyidil Evveline Vel Ahirin “, denmesini çekemezler. Kim mani olursa insanlara; “ Esselatu Vesselam Aleyke”, denmesini, onlar şeytan tarafından mezun olurlar. Onun akademisinden. Şeytani akademiler vardır. Phd.(yüksek doktora).


“ Ey şeyh Hişam. Ey şeyh Adnan. Phd. Phd, o kadar doktorlar, hiç ulemaları sevmezler.
Derler ki; “ biz doktor filan, doktor fesmekaniz. “ Allah onları alıp götürsün. Kim bilmezse insanoğlunun şerefi, onlara ne şeref verir diye. Onlar bilmez, onlar öğrenmez. Onlar o kadar tas kafalı insanlardır.

Onları sadece sorumlu tutmuyorum, çünkü sorumlu tutmak vaciptir. Bunu insanları uyandırmak için soyluyoruz. Bakıp o insanların tazim etmediklerini görsünler. İlahi huzurda olan en sevgiliye hakiki saygı göstermek. Çok kıskanırlar.

Şeytan da Âdem a.s.’i kıskandığı gibi onlar da Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i kıskanıyorlar.
Ey insanlar, gelin dinleyin. Öfkelenmeyin, bu sizin için iyi değildir. Eğer büyüklerimizden biri size öfkelenirse yarına çıkamazsınız. Sabah erkende veya akşama ölürsün.


Ben birşey değilim. Virüs kadar küçüğüm. Ben virüsten daha az’ım. Virüs insanları korkutur. Derim “ “ Neyden korkarsınız? ” “ Neden virüsten korkarsınız? “

“ Ey Şeyh, bu domuz virüsüdir. ”

” Domuzdan korkmaz mısınız? “ “ Neden virüsten korkuyorsunuz? “

“ Bu domuz virüsüdür. “ “ Domuzdan korkmaz mısınız? “

“ Hayır, biz virüsten korkarız.“ “ Siz çok cesurdunuz, nasıl şimdi titriyorsunuz? “

“ Biz korkuyoruz, nerde o virüse karşı firavun? “ Soruyorum; “ Hiç gördünüz mü? “

“ Hayır, o zaman nasıl dersin virüs var diye? “ sizin kaideniz vardır ki, görmediğiniz bir şeyi kabul etmezsiniz. Nasıl domuz virüsünü kabul ediyorsunuz? Neden bunları kendinize sorun yapıyorsunuz? Kapılarınızı kapatın da içeriye giremesinler. (Gülüyorlar)

Ey Amerikanlar, benden memnun musunuz, memnun değil misiniz? Benden memnun olmanız gerekir. Çünkü bende insanoğlundanım. Hayvanlar seviyesinden değilim. Hayır. Sizin seviyeniz neyse bende o seviyedeyim. Ben sizi düşündürüyorum ve biraz da tebessüm ettiriyorum.

“ Biz gülümseyemeyiz, gülemeyiz. Olamaz. Biz çok önemli kişileriz, senin gibi değiliz. Biz insanları neşelendiremeyiz, güldüremeyiz. İnsanlar için yapabileceğin en iyi iştir onları neşeyle güldürüp mutlu etmek.

"Ey şeyh, sen buraya nerden geldin? “

“ Ben yukardan geldim ama sizde aşağıdan geldiniz. “

Allah bizi affeylesin!

Ey insanlar, ben bunları yazıp ta size konuşmaya hazırlanmıyorum, beni konuşturuyorlar. Ben irademi mübareklerin ellerine bırakıyorum. Onlarda benim ağızım, dilim aracılığınla size sesleniyorlar. Kitaplara bakıp ta bunları size yazmıyorum. Bunlar sizi uyandırmak içindir. Ölüm gelip uyandırmadan.

Ey insanlar! Allah bizi affeylesin. Ben zayıf bir kulum. İyi bir kişi olduğumu söylemiyorum. Hayır. Ama ben sadece ikaz yapıyorum. İkazcı. İkazcı.
Beni affedin, Allah bizi affeylesin. Hepimizi.

Bunu seviyor musunuz? Daha iyi…

" Dum dum dum dum dum dum dum dum"

...

" Rabbiniz için mutlu. O, O, O sizi yarattı, huu huuu huu deyin "

Fatiha.

43 dakika.


" eeeeeee"

" iki dakika daha fazla yapalım, çocukları ve büyükleri mutlu etmek için onlara diyelim ki;

" Dum dum dum dum dum dum dum dum"

" Ey Rabbim bizi affeyle. Yaratan bize ikram eyle. Biz zayıf kişileriz. Kulların senden razı olsun diye soyluyoruz. Ve diyoruz ki;

dum dum dum dum dum dum dum dum.

"Papa da benden razı olsun diye. Onun kalbindeki büyüklenme(gurur) gitsin ve mütevazı bir kişi olsun diye. "

"hu hu hu hu huu huuu huuuu huuuuu huuuu huuuu huuu huuuu huuu. "

" İsa a.s da dinliyor ve gülüyor en azında gülümsüyor ki mütevazı bir kul insanları düşündürüyor ve onları mutlu etmek istiyor.

" Dum dum dum dum dum dum dum dum"

Dinlediğiniz için teşekkür ederiz.

260 000 kişi.

" Bütün dünya mutlu olmalı hepimiz demeliyiz;

" Dum dum dum dum dum dum dum dum"

" Çünkü sen herşeye kadir olansın. Herşeye kadir. Herşeye kadir. Ebedi herşeye kadir. Ebedi merhametli. Âlemler için en lütufkâr ve en cömert olan. Oooo. "


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 27.09.09, 08:16 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
HAKIKIYI ISTEYIN TAKLITI DEGIL!

Mawlana Shaykh Nazim Adil Al-Haqqani Sultanul Awliya |

Friday, Sep 25, 2009 | Lefke KKTC

Esselamun Aleyküm.

Ey insanlar! Söyleyin: Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber, Lailahe Illallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Vellillahil Hamd! Allahümme Salli ala Seyyidina Muhammeden Nebiyyina ve Habibuhu…

Medet Ya Ricalallah ve ibadillahis salihiyn.

Ey insanlar! Eddinu Nasiha. Din nasihattir. Ey insanlar! Söyleyin; Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahim. (Arapça)

İnsanoğlunun en büyük, en korkunç düşmanı en tehlikeli düşmanı şeytandır. Yüce Allahtan her zaman bir korunma isteyin. Eğer Yüce Allah , birisini korursa o kişiye zarar vermek imkânsızdır. Bir şeytan değil, milyonlarca şeytan bile hiç birşey yapamaz Allah bir kulunu korursa. Milyonlarca ve milyarlarca şeytan o kişiye zarar veremez.

Ey insanlar! Onun için Cenabı Allaha sığının. O zaman burada ve buradan sonra emniyette olursunuz. Ben zayıf bir kulum. Zayıf ve yaşlı. Ama şimdi benim büyüklerim… Arapça(kutup, kutup el-mutessarif)


Benim gibi zayıf bir kulu… İki kişi yârdim etmezse, yürüyemeyen… Ben zayıf bir kişiyim. Ve günlerim bitiyor ben Rabbimi kendimden razı etmek için hiçbir şey yapmıyorum diye ağlıyorum. Sadece onun ilahi huzurdaki en sevgili, en şerefli kulu olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’a koşuyorum. Onun şefaati için. Ben o en şerefli kula ulaşamam ama beni bu dünyanın kutbuna ulaştırıyorlar. O da takdir olanı yapar. Ben ona koşuyorum. O bizim büyük şeyhimizdir. O halen yetkilidir. O ancak tek bir tane olur. O bu dünyanın sultandır. Tasarruf sahibi. Allah bana onun faydasız ve zayıf kulu olmayı ikram etmiştir.


O kadar faydasız kişi. Ama onların hakiki vazifesi, hakiki görevi, hakiki yaratılması. Bu bir şeydir ki benim varlığıma konmuştur. Benim içime. Onlar nasıl isterlerse. Bu en büyük ikramdır. Onlar böyle zayıf bir kula ikram etmişlerdir. Ben çok faydasız ve tembel bir kişiyim. Faydasız şeylerden herşeyi şey yapabilirler.


Buraya uzak mesafelerden geliyorsunuz. Allah size lütfeylesin. Biz onun rahmetine bakıyoruz. Ve onun rahmeti bir kula gelirse, ilahi affdan sonra. Eğer Rabbim affederse, onun rahmeti bize açılır. Ve ben burada utanarak oturuyorum. Ama büyük şeyhimden emir geldi. Buraya oturup Allah kullarına hitap etmem için.


Ey insanlar! Bana yardımcı olun. Ey insanlar! Bende size yardımcı olayım. Elinizde geldiği kadar birbirinize yardımcı olmaya çalɩşɩn onun ilahi emri ile…(Arapça) …


Ey kullarım! Birbirinize iyi şeyler yapmak için yârdim edin. Ben sizi yarattım ve… Hapşu (hapşuruyor)… Biliyormuşsunuz nasıl hapşurulur? Biliyormuşsunuz? He? Nasıl “ Hapşuu ”yapılır? Hiçbir zaman bilmezsiniz. Bizim irademiz dışında olur. İstesen de istemesen de gelir ve der ki; “ hars…”yetki büyük şeyhimizindir. Yükselir. Ben ancak bu dünyadaki âdemi temsil eden kişiye ulaşırım. Çünkü âdem a.s. halife olmak için yaratıldı. Ve onun bu dünyadaki milyarlarca çocukları, nesli de namzet sahibidir. Hepside Allah ın halife adaylarıdır. Varlıklarının en yüksek rütbesi bize ikram edilmiştir.


İnsanoğlunun yaratılması başladığı zaman, âdem a.s. keşif edilmiş dünyalardan yaratıldığı zaman, nasıl gelip de kendi varlığını ispat etti? Geldi ben o kişiyim dedi, Rabbim beni yarattı ve onun bu dünyada halife olma tacını giydirdi.


Seyyidi Muhyiddin. Alallahu derecatuhu daimen. (15.01) dipsiz okyanustur. Muhyiddin el Arabî birisi ona kaç tane âdem yaratıldı diye sorduğunda dedi ki… Bu âdemin sayısı kaçtır? Kaç tane âdem yaratıldı?


Ey insanlar, sizler büyük varlıklarsınız. Size evvelden ahire şeref ikram edilmiştir. Biri gelir, ölür. Öbürü gelir, ölür. Bir başkası daha gelir, ölür. Hiç durmadan. Eğer Allah ‘ın tek bir tane dünyası olsaydı, çok fakir olurdu. euzubillah . Fakir değildir. …(Arapça)… Nerde imam?


Ey insanlar, Muhyiddinin söylediklerini herkes anlayamaz. İlkokul çocuğunun üniversiteyi ve akademiyi anlayamadığı gibi. Allah bazı sebepler ve bazı sırlı işaretler verir. Ve insanogluna bazı rakamlardan bazı sırlar gösterir. İnsanlara sorsam, neden rakamlar sıfırdan sonra baslar diye. Sıfırın arkasında 1,2,3,4,5,6,7,8,9 ve orda durur. Ve yeni bir …11,12 ondan sonra 19,20,21,22,30,31,32,40,41,42. Âlemlerin Rabbi bazı ilahi sırları 9 rakamlara yerleştirmiştir. En azından 9 rakam işaretleri sonsuz okyanuslardır.


Ey insanlar, cahilliği bırakın ve gelin birşeyler sorun. Kuranı Kerime bakin. …(Arapça)… Mübarek Kurana bakmalısınız. Ve onu yazıldığı gibi okuyabilirsiniz. Ama bu zamanın Sultani demiştir ki; bazı işaretler hakkında dipsiz okyanuslar olduĝunu. Bismillahirrahmanirrahim. Elif. Lam. Mim. Arapçada üç harfin hepsi tek dipsiz ve sonsuz okyanuslardır. Onun için duydum ki öyle bir Sultandan. Onlar ilim Sultanlarıdır.


Onlar doktor değildir. Aleyhun( Arapça). Onlar doktor değildir. Onlara Allah cc öyle mevkiler ikram etmiştir ki. “ ya ahmak.

"Green şeyh anladın mı?”

Derler ki, suhbanallahu aliyil aziyim. Kim rakamların sırlarından ilim alırsa, hem de harflerini sırrını alırsa ve diyordum ki, kime ikram edilmişse… lem müzken (Arapça) … O kadar küçük şeyler… Kime ikram edildiyse, Allah cc onları şereflendirir. Onlara… estaguzubillah. (Arapça ayet)…ulema ulema. Allah Subhanehu ve Teâlâ, onları bir rütbeyle över. Onların rütbesi ulemadır.

Ama şimdiki zamanda, kim bir şey öğrenmeye çalışıyorsa …(Arapça)… İnanmayanların ve akılsızların peşinde giderler. Onlar kendilerine “Doktor” demeleri için hazırlanırlar. Onlar doktorlar dır.” Nerden? “ Sorbondan bir dereceyle mezun oldum “ . Veya Oxfortdan veya Torontodan veya Mexicodan veya Romadan. Şerefli unvanları bırakırlar ve biz doktoruz derler.

Eşekler (hâşâ) o insanlara hem gülerler hem de küfür ederle. Derler ki sizin seviyeniz bizim seviyemizde. Allah , sizi yaratan size şeref verdi. “inamaa yaksha` Allah min `ibaadihi 'l-`ulama, taqshair quloobahum”, onlar Kuranı Kerim okurken kalpleri titrer ve ilahi ilimleri kalplerine boşaltırken tuĝleri ayağı kalkar. (ayeti bulmak gerekir.)" bu Allahın kelamıdır. Rabbimizin ilahi sözleridir. Derler ki, rabbimizin ilahi sözleri.

Çünkü kimse ilahi huzura ulaşamaz, bir kişi hariç. Ama insanlar inançlarını kayıp ettiler. İlkönce de akıllarını kayıp ettiler. Onların hakikatleri ölçmek için dengeleri kalmamıştır. Ve onları seviyeleri hayvanların seviyelerinin altına inmiştir. Ve hayvanlar onlara gülerler. “ siz insan mısınız ”, derler. Konuş. Ben konuşurum, özelliklede eşekler seslerinle çok gurur duyarlar. Eşek ne der? ( mürit eşek sesi üretiyor). “ Haaa haaaaa “. (gülüşülür.) rabbimiz başkasına verilmeyen o sır kuvvetini ona vermiştir. Eşek o sesi üretmekten çok mutlu olur. Ama insanlar Allah onlara ikram ettiği şeyi takdir etmezler. Bu büyük bir cahilliktir. Simdi insanlar kendilerini ilimin son noktasında zanneder. Ama onların seviyeleri eşeklerin altındadır.

Eşekler onları kimin yarattığını bilirler. Şeytan tarafından mezun olan bir suru insan, hayır der. Ey insanlar, senin makamın aklin ve anlayışına göredir. Anlayışın yükselince o zaman ilahi makamlara daha yaklaşırsın. İlahi huzur demeyiz, hayır. Hayır. Orası tek bir kişiye aittir. Tek bir kişi. Öğrenmeye calisin. Burada ve buradan sonra size şeref vermeyecek şeylerle zamanınızı heder etmeyin.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘e kulluktan, en iyi kulluk nedir diye soruldu. Ona soruldu ““afdalu 'l-`amal” ve onun cevabi “ al-`ilmu billâh “, oldu. Bu insan için en yüksek şereftir; sadece ilahi varlıklardan bir şeyler bilmektir. Ama bizim seviyemiz göklerin seviyesi Âlemlerin Rabbi hakkında daha çok daha çok şeyler bilmek ister.

Ey insanlar! İnsanlar gereksiz şeyleri öğrenmek isterler. Daha fazla şeyler öğrenmek isterler.

Daha yüksek bir ilime ulaşmak için. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘ı, sonra da Allah ’ı. göklerin seviyesi. Onun için ispat olarak söylediklerimiz söylenmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in iki rekât namazı terazini bir tarafına konsa, bütün ümmetlerinin de ibadetleri obur tarafa. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in tarafı daha çok ağır gelir. Bütün ümmetlerin ibadetleri. Neden? Çünkü o ilmine göre Allah‘a ibadet ediyordu. Onun için onun iki rekâtın karşılığı bütün ümmetlerin ibadeti hiçbir zaman ona ulaşamaz.

Mesela. Terazinin iki tarafı vardır. Bir tarafına bir bardak koyarsın mesela. Bir taç koyarsın. Bu hakiki bir takdir. Obur tarafına da kendimiz için plastik bir taçlar koysak. Bütün plastik taçların kıymeti ne olur? Oburunun yanında.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘e Rabbi tarafından ilahi bir taç ikram edilmiştir. Öbürlerinin hepsi ibadet eder ama ibadetleri hakiki değildir. Taklittir. Taklit bir şey hakikisi gibi olur mu?

Green şeyh’e bir soru soralım. Burada güzel, canlı bir bayan olsa ve karsısında, obur tarafta plastik, vitrine koyduklarından bir tane bayan olsa. Hangisine koşarsın? Hangisi sen mutlu eder? “ooooo”

Hakikatlere ulaşmaya çalışın. Ve hakiki kulluğa. İlahi kulluğa ulaşmaya çalışın. O zaman senin seviyene göre âlemlerin Rabbi tarafından ikram gelir. Kimse vitrindeki plastik bayanı, mankeni, koluna takmaz. Ama bazı mankenler vardır, gelir gider, gelir gider. (defile anlatıyor)

Der ki; “ Ey sevgilim. Bu nasıl? “

“ Hangisi sevgilim?” “ Bu “ “ Onun elbisesi çok güzel, bende giyebilir miyim? “

“ Hangisi sevgilim?” (gülüyorlar) biri gelip gidiyor. Hangisini dediğini kaçırdık.

Green şeyh o defilede çok mutlu olur. (şeyhimiz saka yapıyor) heee… heee… Çok güzeller… hee heee

Benim İngilizcemi anladınız mı? Plastik şeyleri bırakın. Hakikilerin peşine koşun.

Taklit cennet de var, daha yüksek makamlı cennetler de vardır. Ve hayvanlar cenneti de vardır. O “ hayvaniyedir”. Kim ki hayvanlar seviyesinde olursa onlarında bir cenneti olacaktır. Ama hayvanlarla beraber olacaklardır. Yükselemeyeceklerdir.

Ey insanlar! İlahi varlıklar hakkında öğrenmeye calisin. Cennetleri ve makamlarını kim yarattı diye öğrenmeye calisin. Ve kaç tane vardır onlardan.

Ey insanlar cahil olmayın! Düşüncesiz olmayın! Her zaman uyanık olun!
Green şeyh böyle şeyle mutlu mu olur? ( gülüyorlar)

Ben de mutluyum. Evet. Allah affeylesin. Bu son gün mü? Hayır. Bayram bitti. Öyle bir seviyeye ulaşın ki her gün size bayram olsun. Ve her gün de başka bir görüntüde gelsin, celal ve cemal.

Allah bizi affeylesin.

Fatiha.

Şimdi sizin seviyemizde size hitap etmem için kalbime bir şeyler koydular. Ama o kadar çok seviyeler vardır. Bunları konuşmayalım. İnsanların anlayış seviyesine göre konuşulur. “avamı nas”

Sıradan insanların seviyesi hayvanlar dünyasına en yakindir.

Fatiha

“ Allahümme Salli ve sellim ala”
“ Nebi ya Muhammed aleyhi selam “
“ Salaten tedumu ve tuda ileyh “
“ Memerehleyali ve tule devam
“ Allahümme Salli ve sellim ala”
“ Nebi ya Muhammed aleyhi selam “
“ Salaten tedumu ve tuda ileyh “
“ Memerehleyali ve tule devam “
“ Allahümme Salli ve sellim ala”
“ Nebi ya Muhammed aleyhi selam “
“ Salaten tedumu ve tuda ileyh “
“ Memerehleyali ve tule devam “


Fatiha


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 27.09.09, 08:24 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER

İNDEKS


Eylul 2009
1 Eylul 2009, Ebedi hayat veya gecici hayat
2 Eylul 2009, Itaat edin mubareklerden olun
3 Eylul 2009, Iyi kul olmaya calis
4 Eylul 2009, Dunya insanlara birsey vermez
5 Eylul 2009, Allah verdigini geri almaz
6 Eylul 2009, Nur okyanuslari
7 Eylul 2009, EbediAlem ZatinlaVardir
8 Eylul 2009, Yakinda
9 Eylul 2009, Maddidestek, EsegeVerilenArpaGibidir
10 Eylul 2009, Sarik Muminin Tacidir
11 Eylul 2009, Son 10Gunde Rabbinin Ilahi Huzurunda OL
12 Eylul 2009, Kulluk icin yaratildik
13 Eylul 2009, Muhim mesele
14 Eylul 2009,Ey insanlar seytana dikkat
15 Eylul 2009, Butun Kotu Seyler Temsilcisi Seytandir
16 Eylul 2009,Kum Oyanuslari
17 Eylul 2009, Haham basi 1
18 Eylül 2009, Göklerde iki liste vardır
19 Eylul 2009,Ramazanin Son Cumasi
20 sp
21 Eylul 2009,Cocuklariniza besmeleyi ogretin
22 Eylul 2009,IslamInsangoluna Iyi Olmayi Ogretiyor
23 Eylul 2009,BirakinKimYarattiysa O DunyayaGetirsin
24 Eylul 2009,Ey Insanlar iyilerden olun.
25 Eylul 2009, Hakikiyi isteyin takliti degil.
26 Eylul 2009, Ey insanlar! Iradenizi birakin


http://hakkanipost.com/pg_goster.asp?kat=cytr


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 28.09.09, 13:15 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31.08.09, 12:40
Mesajlar: 164
Konum: istanbul
sohbetleri sen çeviriyorsun galiba Allah razı olsun.

_________________
Bu halkın çoğu kal ehli
Kimi olmuş vebal ehli
Gayet azdır kemal ehli
Cinnü bırak can ara bul
Bir Kâmil İnsan ara bul


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'den YENİ SOHBETLER
MesajGönderilme zamanı: 30.09.09, 20:03 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 13.03.09, 06:08
Mesajlar: 291
ARANIZDA SELAMI YAYIN!

Mawlana Shaykh Nazim Adil Al-Haqqani Sultanul Awliya |

Monday, Sep 28, 2009 | Lefke KKTC


Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber, Lailahe Illallahu Allahu Ekber. Ente Allah. Subhan Allah . Sultan Allah .


Bize affını ver. Ey Rabbim, bizi destekle, şeytanın ve takipçilerine karşı. Sana doğrudan doğruya hitap etmeye utanıyorum ey Rabbim. İlahi huzurda en Şanlı, en Sevgili olandan da istemeye utanıyorum. Mübareklerden istemeliyiz, onlar kâinatın sahipleridir. Ve sonsuz şeref Sevgilinindir. Ve diyoruz ki;


“ Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed Ve Ala Alihi Ve Sahbihi Ve Sellim Edhilna Fi Rahmetike Ya Erhamer Rahimiyn. “


Esselamun Aleyküm. Ey dinleyicilerimiz. Uzak mesafelerden bile olsanız size bakmam gerekir. Uzak mesafelerde takipçilerimizden biri dedi ki; “ Ey Şeyh, doğudan batıya bakmak için gözlük tak." Bende burada Şeyh Hişamı dinledim ve dedim ki etrafımda kimler olduğunu görmem için gözlük takmam gerekir. Onun için takıyorum (gözlük) ve büyüğümuzden istiyorum. Bu zamanın Sahibi zamanı. O Kutup’tur. Ona bazı şerefler ve özellikler ikram edilmiştir, kuvveti olsun diye, sorumluluk taşımaları için. Bu dünyanın sahibi olarak.


Ey insanlar. Ve diyorum ki; “ Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahim “ “ Elfu Salât Elfu Selam Ala Seyyidil Evveline Ve Ahirine Seyyidina Muhammed Ve Ala Alihi Ve Sahbihi Ve Sellim.”



Hepinizi gözlüklerimle görmeye çalışıyorum ama bu imkânsızdır. Eğer Âlemlerin Rabbi, bana doğudan batıya bakmak için bir kuvvet verirse mümkün olabilir. Bu insan yapısı gözlüğü beğenmedim. Çok kısa bir mesafeyi gösteriyor. Ama benim kalbime biraz daha fazla nur ikram edilmesini istiyorum, doğudan batıyı görmem daha kolaylaşsın diye. Evet. Bir kula ilahi nurun ikram edilmesi çok mühimdir. Belki bir atomun nuru kadardır.


Ey benim dinleyicilerim, Âdemoğulları. Hoşgeldiniz. Rabbimizin emri ile var olduğunuz için mutlu ve gururlu olun. O ancak “ Ol ” der ve ne isterse var olur. Ey insanlar. Ey insanoğlu. Esselamun Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatuhu. Size ilahi selam gönderiyorum. İlahi selam önemlidir. Sizin insanlara verdiğiniz selamdan daha önemlidir. Sizin verdiğiniz selam birşey değildir. Ama peygamberler insanları selamlardı ve bu ilahi selamdı. O selam mübarek nefesle dolu olurdu. Onun için ben size o selamı bütün yaşayan Âdemoğulları için veriyorum.


Esselamun Aleyküm. Selamet buradan ve buradan sonra, dünyada ve göklerde üzerinize olsun ey insanlar. Ey Rabbimin varlıkları. Bende sizden biriyim. Başka birşey değil. Yaratan, ilahi selamını size ikram eder. İlahi selam sizin üzerinizdeki ağır yükü alır. Onun için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ümmetine ısrar ederdi ve derdi ki;” Efşus Selam .“ Kendi aranızda selamlaşın. Çünkü o içinde bulunduğunuz çevreyi değiştirir.


İnsanlar dağlardaki, çam ağaçlarındaki güzel havaları koklamaya koşarlar. Derler ki; “ Biraz dolaşmalıyız, şehirlerimizi biraz terk etmeliyiz ve zaman zaman gidip iyi bir havaya gitmemiz gerekir. Ne için? Çünkü temiz hava hayat doludur. Onun için insanlara büyük şehirler yapmak yasaklanmıştır. Büyük şehirler tercih edilmemiştir insanların hayatında, onlara zahmet verir, zahmetini almaz.


SubhanAllah. En yüksek şan Rabbimizedir. Bu dünyada nasıl mutlu ve selamette olunur diye insanlara reçete verirler. Bu reçete hiçbir zaman değişmez. Yaşadığın çevre genelde zehirlenmiştir, özelliklede bu günlerde. Bir daha bakmalıyım doğrumu değil mi diye ( gözlüğü takip bakıyor). Evet. Zannedersem bu söyledikleriniz ilahi kitaplarda yazar. Bunu tutmalısınız. O zaman V.I.P.( çok Önemli şahsiyet) olursun. Böyle böyle, hayır bu daha iyi. SubhanAllah.


En pis pislik insanlara zahmet verir. Onun için zehirlenmiş çevre maddi bedenine zahmet verir. O çevreden dışarıya çık. Bu değimiz gibi, eğitilmiş insanlara ulaşan bilgidir. Ey insanlar, gidin dolaşın, kendinizi o zehirli çevreden dışarıya atın. Kendi içinizde küçük yerlerde hapis kalmayın. Çünkü o size zahmet verir. Özellikle sigara içen insanlar daha fazla zahmet verir. Ve çevresine ve beraber olduğun insanlara da zarar verir. Bırak onu. Kendi çevreni zehirleme. Evet.


SubhanAllah, sonsuz Övgü Rabbimizedir. En Yüksek, en Övülen, en Kudret sahibi, en Şanlı, en İhtişamlı ve en en en…. Yaratılanların Rabbinin sonsuz isimleri vardır ve sonsuz okyanusları, onların hepsi o mübarek isimlere aittir. Herşeyi, herkesi birşey sarılmıştır, ona ya çıkar sağlar ya da zahmet verir. İnsanların maddi varlıklarını konuşuyoruz. Bizim amelimize göre bizi bazı şeyler sarar. Kötü amel lanet getirir. İyi amel selamet, güzellik, keyif ve rahmet getirir.


Onun için ey insanlar uyanın! Uyanın! Kalbime geliyor bunlar ve sizi uyandırmam için bana emir geliyor. Sarhoş olmayı bırakın. Sarhoş bir insan pis bir daireye girmiştir. Seyyidel hak . Kim birşey yaparsa ya ağırlık ya da pis istenilmeyen ameller onu kuşatır. Başka bir vaziyet daha var ki, orda insan temizlik çemberine ulaşır. O çember onun hakiki varlığına keyif, selamet, nur, ümit ve şan verir. Bu nasıl bir çemberdir?


Ey insanlar! Gece kulüpleri, gazinolar, oteller veya öyle yerler size zevk verir zannetmeyin. Hayır. Sizi zehirler. Sizi bir çember gibi sarar veya yasak şeyler, yasak işler, yasak çabalar sizi çok kötü bir çemberin içine alır. Bütün ağırlıklar üzerine gelir. Ve insanlar böyle sır hakikatlerini bilmezler. Zannederler ki, eğer içerlerse keyif çemberine girerler. Hayır. Zannederler ki, dans ederlerse, içerlerse, şunu bunu yaparlarsa, mutlu ve keyifli olacaklar. Hayır. Bu şeytanın hastalığıdır.


İnsanları birşeyler yapmaya zorlar, eğer yaparsan seni bir zehir çemberi kuşatır. Bu insanların şikâyet ettiği temel noktadır. Şimdi çok çok az insanlar ben mutluyum, keyifliyim, selametteyim der. Hayır. İnsanların yüzde doksan dokuzu zehir çemberinde. Nasıl mutlu olacaklar? İçmek, şarkı söylemek, dans etmek, haram ve zina işlemek onlara keyif mi verecek? Hayır, onları helak eder. İçine girdikleri çember zehirli çemberdir. Onun için doğudan batıya yasak çemberlerine koşan insanlardan kimse bulamazsın ki mutlu olsun. Dışarıya çıkıp ta;“ Ben keyif aldım “ diyecek (kimse yok). Kimse. Ama onların hepsi der ki; “ Ah midem, ah başım, ah sırtım, ah midem “.


Ey insanlar. Şimdi söylediklerimiz ilahi bilgidir. Ve o ilahi bilgide bu dünyanın sahibi size faydasız bir kul aracılıyla ikram ediyor. Sizi uyandırmak için! Ey insanlar, doğudan batıya! İnananlar, inanmayanlar! Müslümanlar veya Müslüman olmayanlar…(yayın burada kesilmiştir)


Şimdi çok önemli bir nokta geliyor. Şimdi şeytana ve takipçilerine çok ağır bombardıman geliyor. Şeytanın kuvvetini indirmeye niyet ediyorum. İnsanları kötü çemberlerden kurtarmak için. Onları keyifli, mutlu çemberlere götürmek için.


Çok fazla gözlük takma, o zaman yaşlanırsın. Zaman zaman Şeyh Hişam Efendi gözlük kullanır. Ben kullanamam çünkü çok pahalı gözlüktür. Bende görmek için bakıyorum ama göremiyorum.


Ey insanlar şimdi bakın birşeyler geliyor. Ben birşey bilmem ve zayıf bir kulum. Bu dünyada milyarlarca insana hitap etmeye kuvvetim yoktur ama beni hitap ettirip hakikatleri anlattırıyorlar.


Ey insanlar, bakın hangi çemberde olduğunuzu. Onun için genelde insanlar şikâyet ederler. Neden? Çünkü onları kötü çemberler kuşatmıştır. Bitmiştir. Dışarıya çıkmalılar.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) …(Seyh Nazım Efendimiz ayağa kalkar) Her ayağa kalkıp oturduğumda daha çok güçleniyorum. Elhamdülillah. Ey insanlar, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki; “ Efşu Selam beynekum .“ Bu sözler bana insanların düşünmediği hakikatleri konuşturuyor. İnsanlar öğrenmeye çalışmıyor. Ve sormuyorlar bizim için iyi olan hangi çemberdir diye. Kimse sormaz. Onlar her zaman haplar kullanır.


“ Hişam Efendi, midem ağrıyor, sırtım ağrıyor, karnım ağrıyor..." Milyonlarca insan şikâyet ediyor. Bakın ve dinleyin ve anlamaya çalısın. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in söylediklerinin anlamı nedir? Bu size yüzde yüz onun elçiliğinin ıspatını verir.


Buyurdu ki; “ Efşu Selam beynekum “ . Ey insanlar, ilahi selamı etrafınıza yayın. Neden? Eğer ben "Selamun Aleyküm" dersem, sende "Aleyküm Selam" dersen, bana önce iyi bir çember verilir. Selam verirsem taze ilahi bir kuvvetle kuşatılırım. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki, "Sen 'Selamun Aleyküm' dersen, karşı taraf sana geri selam verir. Ve Aleyküm Selam Ve Rahmetullah Ve Berakatuhu“ . Bunu yaparsan senin çemberini değiştirir. Ve sana ilahi hayat verir. İlahi nur verir. İlahi mutluluk. İlahi nefes. İlahi hoşnutluk. İlahi zevk ve ilahi sefa verir.


Ey insanlar, bunu söyleyen peygamberden neden şüphe ediyorsunuz? Bize bu sözlerin temeli ikram edilmiştir. O bilir ki ne zaman “ Selamun Aleyküm “ dersen selamet çemberine girersin.


Selam verin, mümkünse küçüğe, büyüğe, kadına, çocuğa. Esselamun Aleyküm deyin. O zaman ilahi hoşnutluk, mutluluk, keyif, zevk ve mutluluk gelir. Eğer bütün milletler, onlar en büyük düşünenler, profesörler, doktorlar, eğer onlar bazı hakikatleri bulmak isterlerse İslam'a gelsinler.


İslam dev bir binadır. İnsanlara sonsuz selamet verir. Ey insanlar, “ Eslem telsem.” Gelin ve “ La ilahe illallah Muhammeden Rasurullah” deyin. O zaman emniyetli bir çembere girersiniz burada ve buradan sonra.


Allahu Ekber! Allahu Ekber! Allahu Ekber!


Bu söylediklerimiz çember hakkında daha önce hiç duymamışlardı. Ben bile bilmem. Ama bu zaman en mübarek olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in sır kuvvetlerinin açılma zamanıdır. “ Efşu Selam beynekum .“

Ey Araplar! “ Sabah el- Hayr, Mesair Hayr ” demeyin. O mutluluk çemberine girmez. Selam sana burada ve buradan sonra emniyet çemberi verir. Daha başlamadık ama zaman bitti.

Tamam, yeterlidir. Çünkü ben mutluyum ve insanları mutlu etmem gerekir…


" Dum dum dum dum Dum dum dum dum "
...

Benim hobim( özel zevkim) insanları mutlu etmektir başka birşey değil. Âlemlerin Rabbi bana diyor ki, "Sen benim kullarımı mutlu et bende senden razı olurum." Onun için bu müziği söylemem gerekir.


" Dum dum dum dum Dum dum dum dum "
....

Fatiha



Acayip. Allahu Ekber.




***********************************


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 24 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 22 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye