sufiforum.com http://sufiforum.com/ |
|
Hüküm Bildiren Hikmetler http://sufiforum.com/viewtopic.php?f=105&t=1305 |
3. sayfa (Toplam 6 sayfa) |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:01 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
124. HİKMET Marifetin minberine binmeyince Şeriatın işlerini bilse olmaz Şeriatın işlerini tamam eylemeyince Tarikatın meydanına girse olmaz Tarikatda türlü adabı bilmeyince Nefsi ile muharebe kılmayınca Aşk yoluna özünü layık etmeyince Hakikatın sırlarını bilse olmaz Şeriatta maksat odur yola girmek Tarikatta maksat odur nefsden geçmek Hakikatta aziz canı feda eylemek Candan geçmeden aşk şarabını içse olmaz Kamil olmadan "şeyhim"diye iddia eden Kendi yapmadan halk içinde vaaz edip söyleyen Sözü yalan dünya için amel işleyen Dünyayı bırakmayınca "Hal" ilmini bilse olmaz Erenler bu yola adım attı Mücahede derdi ile amel eyledi Mükaşefe batın içinde malum oldu Böyle olmayınca dergahına yetse olmaz Ne iştir erim diye iddia eylemek Seccadeyi halk içinde Tur'a koymak Kendisi bilmeden bu mânâya nefsini vurmak Dalgıç olmadan inci-cevherini alsa olmaz Vahdaniyet gemisinin sırrını bilmeden Aşk-sırlar sözlerinden haber almadan Tecrid-tefrid işlerini tamam eylemeden O tevhidin meyvesinden alsa olmaz Kul Hoca Ahmed tecrid-tefrid ümid eyle Mustafa’nın sözlerine amel eyle Tevbe diyerek geceleri görüp ağlayıp inle Ağlayıp inlemeden cemalini görse olmaz... |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:02 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
125. HİKMET Dostlarına açtım Rabb'im cevherini Kolaylık ile o cevherden alsa olmaz Cefa çekmeden mihnet çekmeden hizmet kılmadan Bu Pir'in sarayına girse olmaz Aşık kullar kaftan giyip Burak biner Huri ve hizmetçiler sağ ve solu melekler O Burak'a bakıp orada hayran kalır Aşık olmadan o Burak’â binip olmaz Rahman Melik'im rahmet eyleyip girdir yola Rahmetinden müjde ver asi kula Yoldan şaşıran kullarını koy yola Kılavuzsuz bu yola girse olmaz. Muhabbetin denizine gömülüp bat Aşıkların sohbetine özünü kat Muhabbetin pazarına özünü sat Özünü satmadan Hakk rahmetin alsa olmaz Erenlerin izini arayıp yola girsen Geç fani dünyadan gerçek kul olsan Kılavuzsuz bu yola girer olsan Arayıp onu bulmadıkça girse olmaz Muhabbetin deryasına aç gözünü Tevbe eyleyip Hakk yoluna al özünü Muhabbetin deryasına sal özünü Tevbe eylemeden bu sevdayı gütse olmaz Şeriatın meydanına özünü koymadan Tarikatın bahçesinde dolaşmadan Hakikatın deryasından cevher almadan Marifet adabını bilse olmaz Kul Hoca Ahmed Hakk yolunda dur daima Aşıklara derman ver devamlı olarak Aşıkların arzusudur selam yurdu Aşık olmadan selam yurduna girse olmaz... |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:02 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
126. HİKMET Aşk davasını güden aşık giryan olur Bu dünyanın gurbetinden ölse olmaz Şuurunu kaybedip onun bağrı yanık olur Haya gidip perdesini dürse olmaz Bu dünyanın eğlencesinden geçen kişi Başıboş yürür dinmeden akar gözden yaşı Aşık olup şaşkın yürür yaz ve kışı Vahşi gibi elden çıkar yürüse olmaz Gece-gündüz gözde yaşı pınar eyleyen Feryad edip seherlerde aşık olan Bağrını deşip dört dövünüp feryad eden Böylesi erin dergahından gitse olmaz Gece kalkıp yürümeden, durmadan ağlayanlar Aşk ateşine yürek-bağrını dağlayanlar Rüsva olup sırdan manâ anlayanlar Halk içinde rüsva olup yürüse olmaz Allah zikrini deyip yürüyerek ağlayan Gözden yaşını akıtarak devam eden Sersem olup tanla beraber yürüyen Öyle erden ayrı olup yürüse olmaz Aşıklar her zaman devamlı, Allah'ı arar Zahiri bırakıp batında arşı gözler Taliplere ayet-hadis sözlerini söyler Sır sözünü cahillere söylese olmaz Nereye gitse aşk pazarını orada kurdu Leyla-Mecnun bu dünyanın devrini sürdü Şeyh Mansur "Ene’l-Hakk" deyip kavga eyledi Vefa eyleyen erenlerden yansa olmaz Sırdan anlam duymayanlar yabancıdır O aşıklar mekanı viranedir Nereye gitse evdeşi sevgilidir Geceleri kalkmayıp aşığım deyip yürüse olmaz Dalgıç olmadan mücevher için denize dalınmaz Candan geçmeden, dalmadıkça asla alınmaz Bir damlaya kanaat etmeden o inci olmaz Kanaat etmeden şevk şarabını içse olmaz Kul Hoca Ahmed kabir içinde makam tutmayınca "Fenâfillah" makamından aşıp geçmeyince Pir-i kamilin damlasından yudum yutmadan "Li me-Allah"makamına erse olmaz... |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:02 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
128. HİKMET Ey dostlar bu yolların ukbası çok Geçse olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Yüz bin bela, sıkıntı, afet tehlikesi çok Duysa olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Şeriatsız tarikata geçmek olmaz Hakikatsız marifete yetmek olmaz Pirsiz asla şevk şarabını tatmak olmaz Tadsa olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Cahillere mana sırrını deyip olmaz İnci, mücevheri ucuza satmak olmaz Edhem gibi dünya kaygısını yetmek olmaz Yetse olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Sırsız yüzbin ibadet eyledim yoldan şaştım Yol göstericisiz yola girip şaşırıp kaldım Pir-i kamil nazar eyledi nefsden sezdim Sezse olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Vah neyazık duymadan kaldım ömrüm geçti Nefs-heva ortaya alıp beni yuttu Allah'a şükürler Pir-i kamil elimden tuttu Tutsa olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Vallahi, Tallahi, hayır Billahi sırsız olmaz Sırsız yüzbin ibadet eylesen makbul olmaz Ne kadar desem habersizler bunu bilmez Bilse olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Candan geçmeyip, baş oynamadan yola iletmez İnancın tam olmasa elinden tutmaz Taliblerden gitse heves, kudret olmaz Geçse olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Ey talip ölmeden önce öledur İyilerin ayağının tozu oladur Toprak olup feyz-fetih aladur Alsa olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Hakikatın yollarında yüzbin tehlike Belini bağlayıp yola giren sonunda ulaşır Sır eşiğine başvuranlar murat bulur Bulsa olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Muradına yeteyim desen olasın uykusuz Çoluk-çocuk, ev-barkından olasın şikayetçi Sonunda bir gün gösterecektir sana cemal Görse olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Allah de ki canın yanıp ateşler çıksın "Hû" dediğinde kemiklerin hepsi kırılsın Bağrın deşip dalağın şişip eriyip aksın Aksa olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Bu yola adım atan candan geçti Kalb zikrini diye diye göğsünü deşti Ondan sonra Sevgili bakıp kapı açtı Açsa olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Yüzbin dua deyip ağlayım sana Allah Hırs ve heva, ben-benlikten eyle uzak Lutfeylesen ben-benliği eyleyim tamam Eylemek olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Rahman Melik'im rahmetine layık eyle Berki gibi himmet verip aşık eyle Ta ölene kadar sıdkım ile sadık eyle Olsa olmaz Pir hizmetini kılmadıkça Kul Hoca Ahmed Allah demeyip ne iş eyleyim Amelim yok inleyip ağlamayı, ne iş eyleyim Hakk'tan korkup kan ağlamayıp ne iş eyleyim Eylese olmaz Pir hizmetini kılmadıkça... |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:03 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
131. HİKMET Eşsiz bu tarikatın sonu nerede Dostlarım aramızda dolaşmaz o Eğer gezseydi olmazdı aşıklarda Nice yol kirler yerini kirlenmez o O erin gülü o şeriattır Meyvesi tatlı tarikat lokmasıdır Kim kulunun kulu olsa hakikattır Kaf dağını toptanyutsa turlanmaz o Belirtisini söyleyerek gitti aşıkları İsteyip oldu onun sadıkları Olduk diye söylemediler layıkları Gördüğünü gördüğü yerde söylenmez o Söz dışta olsa içte lezzet olmaz İçi kuru olsa orada lezzet olmaz Niceleri arzu eyleyip nasip almaz İddia ile anlamını arayıp bulunmaz o Bütün organ derdinden dil geçmedikçe "Mûtû kable'en temûtu" olmadıkça Zahirinde baş gözünü yummadıkça Batında kalb gözüyle görünmez o Sabırsızın ulaşması değildir kolay Nasıl acı meyve yutmayınca hamlarından Olmadıkça bu yol üzere dertli, şaşkın Kuru odun yanmadıkça alevlenmez o Kul Hoca Ahmed sıkılarak yansın şimdi İç ve dışın ham kalmasın pişsin şimdi Dostlar bana sözünü söylesin şimdi Yoksa marifetini ele vermez o... |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:04 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
132. HİKMET Dem bu demdir başka demi dem deme Dünyadan gamsız geçersin gam deme Yanmasa can ve gönlün hem bedenin Göz yaşının akması ile sen nem deme Kahkahayla gülse ağlasa aşık idi Rahat yüzünü görüp gamsız deme Aslın-neslin erlik suyu damlası Hası görsen sen özünden eksik deme Adem oğlunda zerre kadar mana olmasa Sen onu adam görüp adam deme Duymasa mana sırrından adam değildir Sen onun suretini görüp mahrem deme Eğer yürekte olmasa yüz derd yarası Sakın, kaç onu hemdem deme Değse bilen âbdâr hançeri Can verir canan merhem deme Dostlar divane değildir her kişi "Azze ve celle"den geçmese adem deme Derya üzerinde yürümüş hası "Hayy-Hu" demek ile derviş deme Ey Ahmed ganimet bil her nefesi Yarsız geçen bu demi dem deme... |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:04 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
135. HİKMET Tecellinin makamıdır garib makam; O makamda âşık kullar dolaşır Hangi gönüle tecellisinin nurunu gönderse Şuursuz olup kendini bilmeden feryad eyler O makamın yollarının rehzeni var Kılavuzsuz yola girse, yoldan şaşar Vesvese eyleyip lânetli şeytan dinini bozar Kendi yoluna koyup onu şaşkın eyler O makamı bildiren rehber gerek; Tarikatın ön safında safder gerek; İşbu yolu zabteyleyen server gerek; Öyle mürşid cennet mülkünü hazır eyler. O makama eren âşık şarap içer; Ev-barkını yağmaya verip candan geçer; Şevk kanadını Hazret’e doğru tutup uçar; Arş ve Kürsü, Levh ve Kalem tayran eyler. Cemal dileyip terk eylesen mâsivayı; Ölmeden önce vücudunu eyle fâni; "Ve enhârun min aselin musaffa" yı; Cennetini hâs kuluna ihsan eyler. Ol makamın tevhid adlı ağacı var; Gölgesinde âşık kullar Burak'a biner; Her bir dalı bin yıl kadarlık yolu tutar; Herhangisi kendi kendine ünvan eyler. O ağacın meyvesinden tadan kullar, Dünyasını âhirete satan kullar, Kabir içinde huzur içinde yatan kullar Seherlerde göz yaşını umman eyler. Himmet kuşağını Kul Hoca Ahmed bele bağla; Muhabbetin ateşi ile yürek dağla; Yakanı tutup tan atana kadar dinmeden ağla; Meğer sana rahmet ederek canan eyler... |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:05 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
136. HİKMET Bu sırrı bilmeyen cahil kişi Dervişlerin değerini ne zaman bilir? Dil ucuyla ümmetim diye iddia eder Mustafa'nın değerini ne zaman bilir? Tarikatın lezzetinden tadan kişi Dünyasını din yolunda satan kişi Gece-gündüz gözde yaşı akan kişi Bu dünyanın değerini ne zaman bilir? Gece-gündüz ibadet eylese o aşık Bu dünyada günahından olur uzak Dervişleri gıybet eden o münafık Marifetin değerini ne zaman bilir? Dünya malını yığıb yolu yitirenler Kısa ömrünü küfr içinde geçirenler Kılavuzsuz kırlarda yürüyenler Muhabbetin değerini ne zaman bilir? Çok kişiler iddia eder nefsini gözetip Yeyip-içip hayvan gibi geceleri yatıp Oruç tutmaz, zekat vermez hem utanıp Hakk Teala’nın değerini ne zaman bilir? "Külli muttaki alimen" diye söyledi Rasul Ey Kul Ahmed bu hadisi eyle kabul Suyri halkı kabul eylemeyip oldu melûl Cahil halkı pir değerini ne zaman bilir?.. |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:06 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
138. HİKMET Arif âşık can yurdunda elem çekse, On sekiz bin bütün evren gül bahçesi olur. Gönül kuşu şevk kanadını çırpıp uçsa, Bütün varlık yâdını söyler bülbül olur. Muhabbetin meydanına kendisini koysa Mârifetin meydanına kendini vursa Sır şarabını içip âşık ruhu kansa, Meveddettin gülzarında hoş gül olur. Erenleri Hak yâdından gâfil olmaz; "Ricâlun lâ tulhihim" der Hâlıku'n-nâs Eren yolunu tutan aslâ yolda kalmaz; O hazrette sır esrarı makbul olur. "Elest" şarabını kime verse o sâki, Devamlı içip saklar ölümsüz baki; Tenini canını yakarak şevk ihrakı; İçten yanar yıkılarak hem kül olur. Dışını adı ile bezeyenler, İçlerini ateşi ile düzenleyenler, Şevk ateşini gönülün içine yerleştirenler Masîvâ ile ne zaman meşgul olur? Tarikattir bu yol, adını bilse derviş, Mârifetin mallarından alsa derviş, Başka yollar kötülük yeli; sansa derviş, Hakikatin meydanında er o olur. Dayanarak Kul Hoca Ahmed, yola gir Kulu görsen, kulu olup mânâ sor Yâ İlâhım, nasip kılsa, mânâ al Mâna sorup mâna alan gerçek kul olur... |
Yazar: | yesevihan [ 02.03.09, 14:06 ] |
Mesaj Başlığı: | Re: Hüküm Bildiren Hikmetler |
139. HİKMET Seher vakti kalkıp ağlayıp, feryad eyle; Feryadından yer ve gökler neva eylesin Hakk'a sığınıp göz yaşını çağlayan eyle; Ondan sonra Hakk derdine deva eylesin. Gerçek dertliyi Allah sevip kulum dedi Üç yüz altmış bakıp onun gamını yedi Melekler yaşını alıp armağan eyledi Kan ağla yaşını alıp tanık eylesin. Yüz bin günah işlendi, bilemedin; Tevbe eyleyip dergâhına gelemedin; Hizmet eyleyip iyi dua alamadın; Günahlardan seni ne diye suva eylesin? Bu âlemde rezil olup kan yutmasan, Şeriatte, tarikatte pir tutmasan, Hakikatte candan, tenden tam geçmesen, Gafletlerden seni ne diye ayrı eylesin? Erenlerin yaptıklarını yapamasan, Pirsiz yürüyüp vird ve evrad bilemesen. Yardım dileyip dua alamasan, Seçkin ulular sana ne diye dua eylesin? Tezvir ağı koyup halkı yoldan çıkardın Şeyhlik kılıp riya ile pazar kurdun; Gönül eğlendirip şeytan ile devran sürdün Cemaline sen ne diye lâyık eylesin? Lütuf ve keremi Hakk yarattı sizler için Can ve gönülde hizmet eyleyip sizler alçak Allah için bahsederim bulasın sahun Temiz olmayanlara ne diye lütfunu hediye eylesin? Gece yatmayıp gaflet uykusunu haram eylese Kalb zincirini, sır zikrini tamam eylese Bin bir adını tesbih edip söz eylese Kul ne diye dergâhına hata eylesin? Emr-i mâruf, nehy-i münker bilip eylese, Yatsa, kalksa bir Allah’ı hazır bilse Ölene kadar Rabbine hizmet eylese Kuvvet verir, onu ne diye iki büklüm eylesin? Namazsıza, ibadetsize vermez kuvvet; Ameli zayıf, kendisi ayıplıya vermez himmet; Rızkı noksan, kendisi soysuz olan görmeye devlet; O fasıkın gönlünü ne diye safâ eylesin? Yazık, insan kendi kadrini kendi bilmez; Benlik kılıp iyileri göze iliştirmez Hû sohbetini kuran yere kaçıp gelmez; O vefasız ahde ne diye vefa eylesin? İnsan odur, fakir olup yerde yatsa, Toprak gibi âlem onu basıp geçse, Yusuf gibi kardeşi köle diye satsa; Kulun kulu, o gün ne diye heva eylesin? Şevki, zevki muhabbetten ayân eyle Aşıklara aşk ateşinden beyan eyle Hor görülme-ağlama, meşakkatı nişan eyle Gerçek âşıklar ateşten ne diye çekinsin? Allah diyerek ateşe girdi Halilullah O ateşi bostan kıldı, görün, Allah Boyun büküp ağlayıp dedi: "Şey'en li’llâh" Fakir, miskin orada ne diye heva eylesin? Hakkâ âşık sâdıkları yürür yalnız Sabaha varsa, Hak önünde görür izzet Cennete girip cemal görür, ikram ve rahat Gizli yürür, halka ne diye riya eylesin? Kul Hoca Ahmed, halet derdi peyda eyle Can ve gönlü Hakk yolunda tutkun eyle Derdini çekip mahşer günü kavga eyle Dert olmasa, Mevlâ'm kime şifa eylesin?.. |
3. sayfa (Toplam 6 sayfa) | Tüm zamanlar UTC + 2 saat |
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group http://www.phpbb.com/ |